hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Eti Maden AB'nin bor kararı için dava açacak

    Eti Maden ABnin bor kararı için dava açacak
    expand

    Avrupa Birliği'nin (AB), boru "üremeye olumsuz etkili toksik madde" listesine almasına karşı, Türkiye ülke olarak Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) nezdinde dava açmaya hazırlanırken, boru işleyen ve ihraç eden Eti Maden İşletmeleri de hukuki platformda hakkını aramak için harekete geçti.

    Eti Maden İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Orhan Yılmaz, ihracat yaptıkları ülkelerde, AB'nin sınıflandırma kararına karşı, "ticareti sınırlandırdığı, teknik engel çıkardığı, haksız rekabete neden olduğu" gerekçesiyle dava açacaklarını ve bu amaçla avukatlarla sözleşmeler imzalandığını söyledi.

    Eti Madencilik, ayrıca, borun insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda, yabancı bilimadamlarının da yer alacağı bir araştırma başlattı.

    Yılmaz, "AB; daha önce, borda çalışan insanların kan ve sperm örnekleri üzerinde yapılan araştırmayı kabul etmiyor. Bu nedenle yeni çalışma yaparken, yabancı bilimadamlarını da araştırmaya davet ettik" dedi.

    AB'nin kararı uyarınca bu maddelerin özel şartlarda taşınması, ambalajlanması ve taşınması gerektiğini, bunun da kullanıcı şirketler açısından maliyeti artırdığını anlatan Yılmaz, AB'de boru kullanan sektörlerin de AB'nin bu kararından rahatsız olduğunu ve Türkiye ile birlikte hareket ettiğini belirtti.

    Bu yıl 550 milyon dolar bor ihracatı öngörüldüğünü, bunun yüzde 43'ünün Avrupa'ya, yüzde 43'ünün Asya'ya ve yüzde 12'sinin de ABD'ye yapıldığını kaydeden Yılmaz şu bilgiyi verdi:

    "Bu olay yeni değil, 1998'den beri AB'nin çalışmalarını izliyoruz. AB, bilimsel geçerliliği sınırlı bazı çalışmalara dayanarak, bor hakkında bu kararı eylülde çıkardı. AB, önce fareler üzerinde yapılan deneyi insanlar üzerine şamilleyip, üremeyle ilgili olumsuz etkilerinin olduğunu iddia ediyor. Arkasından da 'siz bunun böyle olmadığını ispatlayın' diyorlar.

    Sonuçta böyle bir karar çıktı. AB'ye sadece biz bor satmıyoruz. ABD'liler de, Şili, Arjantin, Rusya, Çin de aynı şekilde bizimle birlikte hareket ediyor. AB'de boru kullanan sektörler de bu karardan rahatsız oldu ve bizimle birlikte hareket ediyorlar. AB'nin mantığı yanlış ama bu yanlış sadece bize yönelik değil.

    İkame ürünler, hammaddeler oluşturulmasını istiyorlar. Bunun doğal sonucu, sanayileri, kirli üretim, Asya'ya, Afrika'ya kayıyor. Ama sonuçta, AB'de konan kural bütün ticareti etkiliyor. Asya'da üretilen bir mal Avrupa'ya ABD'ye ihraç ediliyor. Dolayısıyla bütün üretimi etkiliyor.

    Şimdi, bor tüketen bütün Avrupa ülkelerinde avukatlarımızı tuttuk, vekaletnamelerimizi verdik, komisyon kararı aleyhine dava açacağız. Ticareti doğrudan engelliyor. Haksız rekabete neden oluyor ve bilimsel niteliği olmayan isnatlarda bulunuluyor. AB'deki bir şirketimiz aracılığıyla bu organizasyonu yapıyoruz."

    Avrupa'da Rusya'nın bor ihraç ettiği bölgelerin de bulunduğunu, karar nedeniyle ihracatta frene basar gibi bir kesilme olmayacağını anlatan Yılmaz, genel ekonomik krizden bağımsız olarak, bunun etkisinin orta ve uzun vadede olacağını vurguladı.

    Kararla getirilen özel ambalaj, özel taşıma ve özel kullanım şartlarının, kullanıcı sektör açısından maliyeti artıracağına ve bu yönüyle caydırıcılık vasfı bulunduğuna işaret eden Orhan Yılmaz, konuyu hem şirket olarak kendilerinin hem de devlet olarak Türkiye'nin iki ayrı boyutta takip ettiğini kaydetti.

    Uluslararası nitelikli araştırma yapılıyor

    Bor ile ilgili ilk iddialar gündeme geldiğinde, 1998-2000 yılları arasında, işletmelerde çalışan ve doğrudan bora maruz kalan insanlar, çalışanlar üzerinde araştırmalar yaptıklarını ve bunların sonuçlarını AB'ye sunduklarını da anlatan Yılmaz, ancak AB'nin bunları eksik bularak kabul etmediğini söyledi.

    Yılmaz, bu nedenle, Almanya'dan bazı bilimadamlarının da katılmasıyla 2 yıllık bir araştırma projesi başlattıklarını ve bunun eylül ayında başladığını bildirdi.

    Orhan Yılmaz, şu bilgiyi verdi:
    "Bizim bor işletmelerinde çalışan işçilerin doğurganlık oranları, kan ve sperm örnekleri üzerinde daha önceden, Prof. Dr. Bekir Sıktı Şaylı tarafından bir araştırma yapılmıştı. 1998-2000 arasında.

    Bölgede yaşayanlar değil, doğrudan bora maruz kalan, torbalamada çalışan işçilerden aldıkları kan sperm örnekleri üzerinde araştırma yapıldı. Doğurganlık oranı, sperm sayıları ve kandaki bor düzeyi açısından, Türkiye'nin genel oranları arasında bir fark yok. Bu raporlar bizim arşivlerde var.

    En kötü şartlarda çalışan insanlar üzerinde nefatif unsura rastlanmadı. Ancak şimdi, yabancıların da içinde olacağı şekilde aynı nitelikte araştırma tekrar başlatıldı. İşçilerden kan, sperm örnekleri alınacak."

    "En kötü senaryolara göre araştırma yapılıyor"


    Eti Madencilik'in başlattığı araştırma projesinde görev alan Ankara Üniversitesi (AÜ) Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Duydu da, AB'nin yaklaşımını haksız olarak nitelendirirken, AB'nin Türkiye'de yapılan bilimsel çalışmaları dikkate almadığını söyledi.

    Prof. Dr. Duydu, Türkiye'de bununla ilgili yeterli düzeyde çalışma bulunduğunu ve AB'nin bunları görmezden gelerek hayvan deneylerini baz aldığını, "hayvan deneylerini baz alınca da iddialarında haklı duruma geldiklerini" belirtti.

    Hayvan deneylerinde bu tür etkilerin belirlendiğini, ancak toksikolojide kimyasalların toksik etkisi değerlendirilirken insanlarda bir sonuç varsa, deney hayvanlarından gelen sonucun ikinci planda kaldığını anlatan Prof. Dr. Duydu, şöyle devam etti:

    "Zaten deney hayvanlarında yapılan çalışmalar, insanlardaki toksik etkilerin tahmin edilmesi içindir. Şu anda insanlar üzerinde yapılan deneylere ilişkin sonuçlar var. Ama AB bunların eksik olduğunu söylüyor.

    Bunun için biz de yeni bir çalışma başlattık. Eylülde başlattık ve 2 yılda tamamlanması öngörülüyor. Ama işin durumu nedeniyle, mümkün olduğunca kısa sürede sonuç almayı öngörüyoruz. En kötü senaryoyu test ediyoruz; bir insanın maruz kalabileceği en yüksek bor konsantrasyonunda neler oluyor, onu göstereceğiz. Bunun içinde, doğrudan bor fabrikalarda çalışan insanlardan örnekler alacağız."

    Daha önceki çalışmaların anket bazında yapıldığını, insanlara, "kaç çocuğunuz var, sakat çocuğunuz var, istediğinizde hamile kalabiliyor musunuz, kaç erkek, kaç kız çocuğunuz var" gibi sorular sorulduğunu kaydeden Prof. Dr. Duydu, şu ana kadar "insanlar üzerindeki etkisinin olumlu veya olumsuz olduğuna dair" kabul edilen bir çalışma bulunmadığını söyledi.

    Türkiye'nin yaptığı bir çalışmada, "olumsuz etkisinin olmadığının" belirtildiğini, Rusya'da yapılan çalışmada ise olumsuz etkinin belirtildiğini kaydeden Prof. Dr. Duydu, bu iki çalışmanın da AB tarafından eksik bulunarak kabul edilmediğine ve hayvanlar üzerindeki çalışmaları kabul ettiğini belirtti.

    BORUN KULLANIM ALANLARI


    Eti Maden İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, bor, inşaat sektöründe, çimentoda mukavemet artırıcı ve izolasyon amaçlı,daha sağlam, hafif ve depreme-ısıya dayanıklı binaların yapılmasında, yalıtımda, ayrıca cam elyafı üretiminde kullanılıyor. Borun kullanıldığı diğer alanlar şöyle:

    Ahşap Koruma:
    Bakteri ve çürümeye karşı koruyucu ve alev geciktirici olarak kullanılıyor.

    Yanmayı Önleyici (Geciktirici) Maddelerde:
    Borik asit ve boratlar, selülozik maddelere, ateşe karşı dayanıklılık sağlıyor. Bor bileşikleri, plastiklerde yanmayı önleyici olarak giderek artan oranlarda kullanılıyor. Bu amaç için kullanılan bor bileşiklerinin başında çinko borat, baryum metaborat ve amonyum fluoborat geliyor.

    Nükleer Uygulamalar:
    Atom reaktörlerinde borlu çelikler, bor karbürler ve titanbor alaşımları kullanılır. Paslanmaz borlu çelik, nötron absorbanı olarak tercih ediliyor. Atom reaktörlerinin kontrol sistemleri ile soğutma havuzlarında ve reaktörün alarm ile kapatılmasında (B10) bor, ayrıca, nükleer atıkların depolanması için kolemanit kullanılıyor.

    Metalurji:
    Boratlar yüksek sıcaklıklarda düzgün, yapışkan, koruyucu ve temiz, çapaksız bir sıvı oluşturma özelliği nedeniyle demir dışı metal sanayiinde koruyucu bir cüruf oluşturucu ve ergitmeyi hızlandırıcı madde olarak kullanılıyor.

    Borik asit, nikel kaplamada, fluoboratlar ve fluoborik asitler ise; kalay kurşun, bakır, nikel gibi demir dışı metaller için elektrolit olarak, alaşımlarda, özellikle çeliğin sertliğini artırıcı olarak kullanılıyor. Bu konuda ferrobor oldukça önem kazandı. Çelik üretiminde 50 ppm bor ilavesi çeliğin sertleştirilebilme niteliğini geliştiriyor.

    Otomobil Hava Yastıkları, Antifriz:
    Bor, hava yastıklarının hemen şişmesini sağlamak amacıyla, ayrıca otomobillerde antifriz olarak ve hidrolik sistemlerde de kullanılıyor.

    Sağlık:
    BNCT (Boron Neutron Capture Therapy) kanser tedavisinde kullanılıyor. Özellikle, beyin kanserlerinin tedavisinde hasta hücrelerin seçilerek imha edilmesine yaraması ve sağlıklı hücrelere zararının minimum düzeyde olması nedeniyle tercih nedeni olabiliyor. Metabolizmadaki bor, kalsiyum, magnezyum ve fosfor dengesini ayarlıyor. Sağlıklı kemiklerin oluşumuna, kasların ve beyin fonksiyonlarının gelişimine yardım ediyor.

    Füze/Uçuş Yakıtları:
    Bor kimyasalları özellikle füze yakıtı olarak, sodyum tetraborat, özel uygulamalarda yakıt katkı maddesi olarak kullanılmakta.

    Atık Temizleme:
    Sodyum borohidrat, atık sulardaki civa, kurşun, gümüş gibi ağır metallerin sulardan temizlenmesi amacıyla kullanılıyor.

    Borlu Katı Yakıtlar / Hücre Yakıtları / (Fuel Cells):
    Son günlerde sodyum borohidritinin kullanıldığı, sodyum borohidrattan enerji üreten hücre yakıtıyla ilgili çalışmalar hız kazandı. Sodyum borohidratın kimyasal bağlarında hidrojen bulunuyor ve katalist hidrojeni açığa çıkarıyor veya elektrik üretiyor. Bu üretimde temel prensip ise su ile boraksın reaksiyonu. Bu reaksiyondan üretilen hidrojen, doğrudan içten yanmalı motorlara beslenebiliyor veya hücre yakıtlarında kullanılabiliyor.

    Enerji Üretimi ve Isı Depolama:

    Bor, demir ve nadir toprak elementleri kombinasyonu (METGLAS) yüzde 70 enerji tasarrufu sağlıyor. Bu güçlü manyetik ürün; bilgisayar disk sürücüleri, otomobillerde doğru akım-motorları ve ev eşyaları ile portatif güç aletlerinde kullanılıyor. Son yıllarda, borların piller/aküler de kullanılması ile maliyetler düşürüldü ve çevre dostu piller/aküler üretilmeye başlandı.

    Bor, sanayide, fiber optik, kozmetik, kauçuk ve plastik sanayii, fotoğrafçılık, havai fişek gibi patlayıcılar, antifirizler, hidrolik yağlar, petrol boyaları, yanmayan ve erimeyen boyalar, tekstil boyaları, zımpara ve aşındırıcılar, kompozit malzemeler, manyetik cihazlar, moleküler biyoloji gibi ileri teknoloji araştırmalarında, ayrıca mumyalamada da kullanılıyor.

    Cam sektöründe:
    Camın ısıya dayanmasını, cam imalatı sırasında çabuk ergimesini ve devitrifikasyonun önlenmesini sağlayan bor; yansıtma, kırma, parlama gibi özelliklerini de artırıyor. Bor, camı asite ve çizilmeye karşı koruyor. Cam tipine bağlı olarak; cam eriğinin yüzde 0,5 ile yüzde 0,23'ü bor oksitten oluşuyor. Örneğin Pyrex'de yüzde 13,5 B2O3 var. Genellikle cama boraks, kolemanit, borik asit halinde karma olarak ilave ediliyor.

    Seramik sektöründe:
    Emayelerin akışkanlığını ve doygunlaşma ısısını azaltan bor oksit yüzde 20'ye kadar kullanılabiliyor. Özellikle emayeye katılan hammaddelerin yüzde 17-32'si borik oksit olup, sulu boraks tercih ediliyor. Bazı hallerde bor oksit veya susuz boraks da kullanılıyor.

    Temizleme sanayii:

    Sabun ve deterjanlara mikrop öldürücü (jermisit) ve su yumuşatıcı etkisi nedeniyle yüzde 10 boraks dekahidrat ve beyazlatıcı etkisini artırmak için toz deterjanlara yüzde 10-20 oranında sodyum perborat katılıyor.

    Tarım sektöründe:

    Bor mineralleri, bitki örtüsünün gelişmesini artırmak veya önlemek maksadıyla kullanılıyor. Bor, değişken ölçülerde, birçok bitkinin temel besin maddesi.

    Bor eksikliği görülen bitkiler arasında yumru köklü bitkiler (özellikle şeker pancarı) kaba yoncalar, meyva ağaçları, armut, zeytin, kahve, tütün ve pamuk sayılıyor. Bu gibi hallerde susuz boraks ve boraks pentahidrat içeren karışık bir gübre kullanılıyor. Bu da suda çabuk eriyebilen sodyum pentaborat (NaB5O8.5H2O) veya disodyum oktaboratın (Na2B8O13) tarım ürününün üzerine püskürtülmesi suretiyle uygulanıyor.

    Bor, bitkilerin köklerinin ve yapraklarının gelişmesine, çiçek açmasına, polen üretimine, filizin gelişmesine, tohum ve meyve vermesine yardımcı oluyor.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow