hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Tarihte bugün: 8 Kasım

    Tarihte bugün: 8 Kasım
    expand

    Sinema sanatçısı Erol Taş 1998'de hayatını kaybetti.

    40 yıl boyunca sinemaya emek veren Erol Taş, 1998'in 8 kasımında kalp yetmezliği nedeniyle Tozkoparan'daki evinde yaşama gözlerini yumdu.
     
    Hemen hemen her filminde seyircinin ölmesini sabırsızlıkla dilediği adamın ardından kültürel bir alışkanlıkla 'rahmetli iyi adamdı' dedi sevenleri.
     
    "En iyi kötü adamı yitirdik" başlığıyla verdi gazetler Erol taş'ın ölüm haberini. Kullanılan dil, sevilmeyen bir kişinin ölüm haberini verirken sözcüklere sinen keder tonunu hatırlattı.
     
    Yeşilçam'ın film karakterlerini iyi ve kötü olarak ayrıştırdığı bir dönemin 'kötü karakterler' için hiç kuşkusuz en çok aranan oyuncusuydu Erol Taş.
     
    1957'de 'Acı Günler'le başlayan sinema yaşamında hiç başrol oynayamadı. Aslında o, sinemaya başlamadan önceki kendi kişisel yaşamında da hiç asıl karakter olamamıştı.
     
    1928'de Erzurum'un Karaköse ilçesinde doğdu. Henüz iki yaşında babasını kaybetti. Yedi çocuğuyla dul kalan annesi çocuklarını yanına alarak İstanbul'un yolunu tuttu.
     
    Geçim sıkıntısı nedeniyle okul yaşamına devam edemedi Erol Taş. Hamallıktan, baharatçı dükkanında tezgahtarlığa kadar pek çok işte çalıştı. O dönemde iki büyük tutkusu vardı: Biri sinemaya gidip kovboy filmleri izlemek, ikincisi de boks.
     
    Her ne kadar filmlerde Cüneyt Arkın'dan dayak yese de, boksta 1947 Türkiye ikinciliği vardı. Sinemayla da boks sayesinde tanıştı. Yaptığı bir kavgayı gören Ömer Lütfi Akad, filminde kullanacağı dayak yiyen adamı bulmuş oldu.
     
    İlk önemli rolünü 1957 yapımı 'Acı Günler' filmindeki Çamur Şevket karakteriyle canlandırdı. O tarihten sonra da, birkaç filmi hariç, hep kötü adam oldu. Onun kötülüğü, birçok fille kazındı hafızalara.
     
    O, iyinin karşısında yer alan kötülüğüyle öykünün kontrastını sağlıyordu. İyinin daha iyi görünebilmesi için ona gereksinim vardı. Filmlerde onun görüldüğü an, hikaye olarak çatışmanın da başladığı andı.
     
    Bu nedenle bir senarist ve yönetmen için belki de başrol oyuncularından daha önemli bir yere sahipti. Filmin merkezinde onun kötülüğü vardı. Bu nedenle rol aldığı önemli filmlerin pek çoğunun afişlerinde hep o yer aldı.
     
    Metin Erksan'ın Türk sinema tarihinin en iyi filmi olarak gösterilen 'Susuz Yaz' (1963) filminde oynadığı köylünün baş belası konumundaki rolüyle, Meksika Acapulco Film Festivali'nde Juri Özel Ödülü kazandı.
     
    Film boyunca süren kötülüklerini tırnak kemirerek izleyen seyirci, onun yenilgiye uğradığı finali her seferinde büyük bir merakla bekledi. Oyunculuğu, seyircinin asıl kahramanla özdeşim kurmasını sağladı.
     
    İyi karakter olarak oynadığı nadir filmlerden birinde, Duygu Sağıroğlu'nun 1965 yapımı 'Bitmeyen Yol' filminde, arkadaşlarıyla birlikte İstanbul'un çetin yaşam koşullarına karşı savaş veren bir karakteri canlandırdı.
     
    Tuncel Kurtiz, Fikret Hakan ve Aydemir Akbaş gibi oyuncularla birlikte rol aldığı bu filmin o ünlü sahnesinde de Erol Taş, şehrin kötülüğüne karşı birbirine kenetlenen ve endişeyle uzağa bakan taşralı arkadaşlar arasında yine merkezde yer alıyordu.
     
    Ancak iyi karakteri canlandırdığı filmler o kadar azdır ki, onunla özdeşleşen kötülüğü izleyicinin belleklerinden silinmedi. 50'lerin ikinci yarısından, 80'lere dek orta sınıf insanları tehdit eden kötü adamları canlandırdı.
     
    Ödülleri

    İkinci Antalya Film Şenliği, 1965, 'Duvarların Ötesi', En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
    İzmir Enternasyonal Fuarı Birinci Film Şenliği, 1965, 'Sahildeki Ceset', En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
    Beşinci Antalya Film Şenliği, 1968, 'İnce Cumali', En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
    12'nci Antalya Film Şenliği, 1975, 'Diyet', En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
    16'ncı İstanbul Film Festivali, 1997, 'Diyet', Onur Ödülü

    Başka neler oldu:

    1793: Louvre, Paris'te müze olarak açıldı. Louvre, 13'üncü yüzyılın başlarında bir kale olarak inşa edilmişti.
    1912: Selanik, Yunanlılar tarafından işgal edildi.
    1923: Adolf Schicklgruber (Hitler), Münih'te ilk çıkışını yaptı. Bu başarısız çıkışın ardından tutuklandı ve hapiste 'Kavgam'ı yazdı.
    1938: Atatürk'ün hastalığı normal seyrinden çıkarak şiddetlendi.
    1944: ABD'de Franklin Delano Roosevelt dördüncü kez başkan seçildi.
    1973: Şair Faruk Nafiz Çamlıbel 75 yaşında öldü.
    1979: Şair Nevzat Üstün 55 yaşında öldü.
    1982: Halkoyuna sunulan 82 Anayasası yüzde 91.3 oyla kabul edildiği açıklandı.
    1985: Soğukçeşme Sokağı'ndaki evlere konulan onarımı dur
    durma kararı kaldırıldı.
    1992: Berlin'de 350 bin kişi, ırkçı şiddete karşı gösteri yaptı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow