hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İngiliz basını Sarkozy'e yüklendi

    İngiliz basını Sarkozye yüklendi
    expand

    ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyaretini masaya yatıran İngiliz basını, "ABD, Türkiye'nin AB üyeliği fikrini benimsedi, Avrupa da benimsemeli", "Sarkozy bundan rahatsız oluyorsa bu rahatsızlıkla yaşamayı öğrenmeli", "AB Türkiye'nin tek seçeneği değil" gibi ifadeler kullandı.

    İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden The Times, ABD'nin Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği fikrini benimsediğini, Avrupa'nın da benimsemesi gerektiğini belirtti.

    Gazetenin "Avrupa'nın Tercihi; Türkiye'nin Kaderi" başlıklı başyazısında Obama'nın Türkiye'ye ziyareti değerlendirildi.

    Obama'nın Türkiye'deki ilk ziyaretini "20. yüzyıl milli kimlik oluşturma anıtı olan" Anıtkabir'e yaptığını ve deftere dinlerarası uyum vizyonunu yansıtan bir mesaj değil, "Atatürk'ün, halkına umut veren modern ve müreffeh bir demokrasi olarak Türkiye vizyonunu destekleme" sözü veren bir yazı yazdığı belirtildi.

    Obama'nın İslam dini ile ilgili olumlu sözlerini özellikle Ankara'da söylediği, zira, "Atatürk'ün manevi mirası Türkiye'yi sıkıca Batıya bağlarken halkın çoğunluğunun dini olan İslam'ın da ülkeyi Ortadoğu'ya bağladığı" ifade edildi.

    Türkiye'nin çoğu zaman ümitsizliğe kapıldığı AB üyeliği çabasına, mecliste yaptığı konuşmada "Avrupa'nın etnik, gelenek ve inanç çeşitliliği ile kazançlı çıkacağı" bağlamında destek verdiği hatırlatılarak, Obama'nın bu görüşünü söyleme hakkına sonuna kadar sahip olduğu belirtiliyor.

    Fransa'nın Türkiye'nin üyeliği konusundaki muhalefetine de değinilen yazıda, "Eğer Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy bundan rahatsız oluyorsa -ki öyle görünüyor- bu rahatsızlıkla yaşamayı öğrenmeli" deniliyor. Sarkozy'nin "Türkiye'nin üyeliğe alınmasının AB'nin kararı olduğu" konusunda teknik olarak haklı olduğu ancak ABD'nin bu hayati tartışmada rolü olmadığını ifade etmesinin yanlış ve onur kırıcı olduğu görüşü dile getirilyor.

    Avrupa'nın bugüne kadar Yeni Dünya'ya nasıl yaşanması gerektiği, kaderi ve sorumlulukları konusunda akıl vermekten hiç çekinmediği ve şimdi kendisine yönelik bu tavsiyeyi de ciddiyetle ele alması gerektiği ifade ediliyor.

    Sarkozy'nin çıkışı ve Merkel'in ona verdiği desteğin "beklenmedik" olmadığı ve her ikisinin de mevcut üyelerin genişlemenin getireceği ekonomik yük sebebiyle hissettiği kaygıdan yola çıkarak böyle davrandığı ancak, bu ikili çıkışın, "Türkiye'nin üyeliği ile karşı karşıya olan üyelerin güçlükle kamufle edilmiş ırkçılığını, adanın Aydınlanma döneminden beri üzeri örtülen homojen "Hristiyan" kimliğine birdenbire bağlılığını gösterdiği" belirtiliyor.

    Obama'nın konuşmasında Türkiye'yi bir iletişim aracı olarak değil, örnek olarak kullanmasının önemine dikkat çekiliyor. Türkiye'nin İslam ve gelişmiş bir demokrasinin birlikte var olabileceğinin canlı kanıtı olduğu belirtilen yazıda, AB üyeliği için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği belirtilerek "Türkiye'nin AB'nin 28. üyesi olmaya şu anda hazır olduğunu savunmuyoruz ancak ABD bu fikri benimsedi, Avrupa da benimsemeli" denildi.

    "AB Türkiye için tek alternatif değil"

    The Times gazetesinde Marc Almond imzasıyla yer alan yorumda, Obama'nın Ankara'nın kazanılmasının önemini fark ettiği ancak Avrupa'nın Türkiye'ye 'çantada keklik' gözüyle baktığı ifade ediliyor.

    AB'nin tek alternatif görüldüğü günlerin geride kaldığı ve Türkiye'nin giderek AB'ye daha az ihtiyaç duyduğuna dikkat çekilen yazıda, ülkedeki tüm siyasi partilerin AB üyeliğine destek verdiğini ancak uygulamada Rusya'dan Körfez'e uzanan yeni alternatiflerin değerlendirildiği ifade ediliyor.

    Obama'nın ABD-Rusya ilişkilerini yeniden kurmasının, pek çok petrol ve gaz yolunun ortasında bulunan Türkiye ile ilişkilere yardımcı olduğu belirtilen yazıda, "Türkiye vanayı Batılı ülkelere açık tutmaktadır ve eğer Batı dünyası Türklerin onurunu kıracak şekilde davranırsa bunun (vananın açık tutulmasının) bedelini ağır ödeyecektir" deniliyor.

    Washington, Moskova ve hatta Tahran'ın Ankara'ya destek olduğu bir dönemde Brüksel'in Türkiye'yi 'çantada keklik' gördüğü" belirtilen yazıda, "AB üyeleri, evlilik için iki kişi gerektiğini ancak nişanı tek tarafın bozabileceğini unutmamalı" deniliyor. Türkiye'nin NATO'ya sırtını dönmesi durumunda NATO'nun da zor durumda kalacağı ifade ediliyor.

    Obama'nın ziyaretinin, Washington'un 2003 yılında "Türkleri çantada keklik görmemesi gerektiği" dersini aldığının göstergesi olduğu belirtilen yazıda, Brüksel'in, 'kırılan tektonik plakaların korkunç sesini önemsediğine dair hiçbir işaret göstermediği' kaydediliyor.

    "Türkiye artık kendisini, zengin bir kapıya kabul edilmek için yalvaran ricacı olarak görmüyor, yönelebileceği başka yerler var. Her durumda, AB üyeliğine kabul edilmese bile, Türkiye'nin Avrupa'daki varlığı temel ekonomik ve demografik sebeplerle büyüyecek. Avrupa'nın bencilliği kendi yararına değil" ifadeleri kullanıldı.

    Türk siyasetçilerin AB üyeliğinden vaz geçmelerinin "jeopolitik bir deprem olacağı, artçı sarsıntıların ise Avrupa'da ve Batı dünyasında hissedileceği" belirtildi.

    "Müslüman dünyasına zeytin dalı uzattı"

    Guardian
    gazetesi de Obama'nın, "ABD'nin İslam'la savaşta olmadığı ve olmayacağını" vurgulayarak, Müslüman dünyasına TBMM kürsüsünden zeytin dalı uzattığını yazdı.

    Haberde, ABD'nin Müslüman toplumu ve dünyasıyla ilişkisinin sadece terörle mücadele ile sınırlandırılamayacağını, karşılıklı saygı ve çıkarlar temelinde daha geniş bir işbirliği istediğini vurgulayan Obama'nın İslamın medeniyete katkısını övmesine de yer verildi.

    Gazetedeki bir köşe yazısında da Obama'nın Türkiye'yi Ortadoğu değil, Avrupa gezisi kapsamında ziyaret etmesinin "Türkiye'nin geleceğinin AB olduğu" mesajını ilettiği belirtildi.

    Yazıda, Obama'nın Türkiye'nin AB üyeliğine desteğini; biri Prag'daki AB zirvesinde, diğeri dün TBMM'de yaptığı konuşmada olmak üzere iki kez dile getirdiğine dikkat çekildi.

    ABD Başkanı'nın İran, Irak, Afganistan ve Ortadoğu'da dış politika hedeflerine Ankara ve Moskova olmadan ulaşamayacağının farkında olduğu ifade edildi.

    Türkiye'nin Tahran, Hamas ve Suriye ile iletişim kanallarının açılmasında önemli bir bölgesel oyuncu olduğu, Obama'nın, Ankara ile eski Başkan George Bush döneminde zarar gören ilişkileri normalleştirmesi gerektiği de kaydedildi.

    DÜNYA BASININDAN DAHA FAZLA DETAY İÇİN TIKLAYIN
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow