hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Memurun zam pazarlığı "gergin" başladı

    Memurun zam pazarlığı gergin başladı
    expand

    Hükümet ile yetkili memur sendikaları arasındaki, kamu çalışanlarının gelecek yılki ekonomik ve sosyal haklarını belirlemek üzere yapılan toplu görüşmeler gergin başladı. Toplantının usulüne karşı çıkan sendikacılar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hayati Yazıcı'yla tartıştı.

    Toplu görüşmelerin ilk oturumu için taraflar, Başbakanlık Merkez Bina'da bir araya geldi.

    Geçmiş yıllardaki toplu görüşmelerden farklı olarak ilk oturum başlangıcında Bakan Yazıcı, açış konuşması yaptı.

    Yazıcı'nın açıklaması için basın mensuplarının salonda yerini alması üzerine konfederasyon başkanları önceki görüşmelerin aksine Başbakanlık önünde açıklama yapamadan salona girdi.

    Bakan Yazıcı, açış konuşmasında, "Bu toplu görüşme masası cidden önemli bir platformdur" dedi.

    Yazıcı, bu yapıyı önemsediklerini çünkü 2 milyon kamu çalışanının gözünün bu masada olduğunu vurguladı.

    Kamu çalışanlarının sorunlarının çözümü konusundaki tek platformun toplu görüşme masası olmadığını ifade eden Yazıcı, kamu görevlilerinin sorunlarının çözümünün 15 güne sıkıştırılmasının doğru ve yeterli olmadığını söyledi.

    Yazıcı, çalışanların sorunlarını bütün yıl birlikte ele alıp çözüme kavuşturmanın temel hedefleri olduğunu dile getirdi.

    Yazıcı, "Toplu görüşmelerin başladığı 2002'den bu yana kamu çalışanlarımıza hep enflasyon oranlarının üzerinde maaş artışları sağlanmıştır. Öngörülen maaş artışlarının enflasyon oranının altında kalması durumunda aradaki fark çalışanlarımıza, memurlarımıza ödenmiştir" diye konuştu.

    Her alanda olduğu gibi kamu görevlileri alanında da sorunlar bulunduğunu dile getiren Yazıcı, "Bütün bu sorunları müzakere edip çare üretmenin temel zemini bu müzakere ortamlarıdır. Buna katkı vermek isteyen herkesin bu müzakere ortamlarında özenle bulunması gerekir, diye düşünüyorum. Bu ortamları yok sayarsanız, diyalogdan kaçınmış olursunuz, diye düşünüyorum. Diyalog elbette her şeyin çözümü değil fakat çözümün anahtarlarından bir tanesidir" dedi.

    Toplu görüşme düzeni ve memur sendikacılığı konusunda değerlendirmelerde bulunan Yazıcı, toplu görüşmelerin olumlu sonuçlanması dileğinde bulundu.

    Yazıcı'nın konuşmasını tamamlamasının ardından memur konfederasyonlarının başkanları söz istedi. KESK Genel Başkanı Sami Evren, "usul" itirazında bulundu. Yazıcı'nın polemik konusu birçok konuya değindiğini savunan Evren, basına tek taraflı bilgi verildiğini söyledi.

    Bunun üzerine Yazıcı, toplantıya yönelik bir özette bulunduğunu ve diyaloğun önemini vurguladığı belirterek, "Kabul edip etmemek sizin takdirinizdir" dedi. Yazıcı, konuşmasının bir açış konuşması olduğunu ve bittiğini kaydetti.

    Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız da, kendilerine usul ile ilgili bir bilgi verilmediğini, bu bilgi verilseydi dışarıda basın mensuplarına açıklama yaparak, görüşlerini kamuoyuna duyurma imkanı bulabileceklerini ifade etti.

    Akyıldız, "Toplu görüşmelere gelirken istediğimiz en azından hayırlara vesile olmasını dilemekti. Bunu bile dileyemeden toplantıya geliyoruz. Bir bismillahirrahmanirrahim diyemiyoruz" diye konuştu.

    Akyıldız, Bakan Yazıcı'dan toplantıya ara verilmesini istedi ve dışarıda basın mensuplarına açıklama yaptıktan sonra toplantıya geri dönmeyi önerdi.

    Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu'nun söz almasıyla, Gündoğdu ve Akyıldız arasında heyet başkanlığı konusunda kısa süreli bir tartışma yaşandı. Gündoğdu, daha sonra Bakan Yazıcı'nın konuşmasının içeriğine ilişkin itirazları olduğunu söyledi.

    "Sendika aidatı" ifadesini doğru bulmadıklarını dile getiren Gündoğdu, memur sendikacılığı konusunda yaşanan sıkıntıların sadece çalışanlara yüklenemeyeceğini ifade etti. Toplu görüşmelerde sonuç çıkmadığına işaret eden Gündoğdu, bunun, yasanın kadük olmasından kaynaklandığını savundu.

    Konfederasyon başkanlarının eleştirileri üzerine Bakan Yazıcı, konfederasyon başkanlarına görüşlerini açıklamaları için 10'ar dakika süre verdi ve böylece tartışmalar sona erdi.

    KESK: "Toplantı hukuken meşru değil"

    Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın konuşmasının ardından söz alan KESK Genel Başkanı Sami Evren, toplu görüşme sürecinin, 2 milyondan fazla kamu çalışanı ve ailelerinin içinde yer aldığı milyonlarca insanı ilgilendirdiğini belirtti.

    Toplu görüşme masasından 7 yıldır hiçbir sonuç alınamadığını savunan Evren, "Hükümet mali disiplin programı uyguluyor. Ayrıca IMF ile stand-by anlaşmaları yapılıyor. Yani kamu çalışanlarına verilecek zam oranı önceden belli" diye konuştu.

    Toplu görüşme uygulamasının hukuken tartışmalı olduğunu öne süren Evren, "Bu masa meşru değildir. Sayın Bakan da dahil burada hiç kimsenin inisiyatifi yok. Son söz burada söylenmiyor. Hatta Uzlaştırma Kurulu'nun kararları bile dikkate alınmıyor. Son sözün Başbakan'da olduğu, bizlerin iradesinin hiçbir anlam taşımadığı bir platform toplu görüşme masası. Ben irademizi bu nedenle bu masaya teslim etmek istemiyorum. Bu toplantı bu nedenlerden ötürü bir şey ifade etmiyor. Tekrarlıyorum hukuken meşru değil. ILO'da Türkiye'nin kara listeye girmesinin nedenlerinden biri de bu toplu görüşme masasıdır. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu kadük olmuştur. Grev ve toplu sözleşme hakkı olmayan bir yasayla emekçilerin hakları korunamaz" dedi.

    Ekonominin demokratikleştirilmesi talebinde bulunan Evren, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması uygulamasının hayata geçirilmesini istedi.

    Evren, biran önce vergi reformunun yapılması gerektiğini belirterek, "Biz bu toplu görüşmelerin süreceği 15 gün boyunca her yerde konuşacağız. Bu süreçte toplu iş sözleşmesi masası oluşturulmazsa 30 Ağustos'ta grev kararını açıklayacağız" diye konuştu.

    Bakan Yazıcı: "Meşru değil, gayrimeşru demektir"

    KESK Genel Başkanı Evren'in ardından söz alan Devlet Bakanı Yazıcı, bu tip toplantılarda kişilerin ifadelerinin ve davranışlarının önemli olduğunu vurguladı.

    Yazıcı, "Öyle bir söz kullanılır ki olayı kilitler. Öyle bir söz kullanılır ki olayı açar. 'Meşru değil', gayrimeşru demektir. Bu bir sürçülisan, öyle sanıyorum" dedi.

    Türkiye Kamu-Sen: "Baskı, ayrımcılık, sürgün ve adam kayırma had safhaya ulaştı"


    Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız
    da, bundan önceki 7 toplu görüşme masasında uzlaşma arayan, fedakarlık yapan, sınırları ve sabrı zorlananın hep kamu çalışanları ve Türkiye Kamu-Sen olduğunu söyledi.

    "Gayretimiz ve iyi niyetimiz ne yazık ki içerideki heyet tarafından aynı samimiyetle karşılık bulmamıştır" diyen Akyıldız, "Bizler kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerini korumak ve ilerletmek için mücadele ettikçe, karşımızdaki irade buna karşı kanunların eksikliğinden kaynaklanan gücü kullanma yolunu seçmiştir. Bizler sorunları çözmeye çalıştıkça karşımızdaki irade sorunları çözümsüz hale getirmek için uğraş vermiştir. Geçen yıl imzaladığımız mutabakat metni Türkiye Kamu-Sen'in iyi niyetinin ve toplu görüşme masasında sonuç alma arzusunun bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır ancak bu yaklaşımımız dahi aramızdaki görünmez duvarları kaldırmaya yetmemiştir. Mutabakat metni hükümlerinin bir çoğunun halen hayata geçirilmemesi yetkililerin inandırıcılığını kaybetmesine neden olmaktadır" dedi.

    Akyıldız, son dönemlerde kamu görevlileri ve sendikalar arasında bir ayrışmaya gidildiğinin herkesin malumu olduğunu söyledi.

    Bürokratların da sendikal ayrımcılıkta önemli roller oynadığını ileri süren Akyıldız, "Bürokratların kamu çalışanlarının arasında ayrıştırma politikaları uyguladığı gözden kaçmamaktadır. Baskı, ayrımcılık, sürgün, kadrolaşma ve adam kayırmanın had safhaya ulaştığı bir yılı geride bırakarak toplu görüşme dönemine girdik. Türkiye Kamu-Sen olarak yapılan baskı, ayrımcılık ve yıldırma politikalarını şiddetle kınıyor, hukuksuz uygulamaları ve uygulayanları not ettiğimizi bildiriyoruz" diye konuştu.

    Bakan Yazıcı: "Ayrımcılık önemli bir itham"

    Akyıldız'ın sözleri üzerine tekrar konuşan Devlet Bakanı Yazıcı, ayrımcılığın önemli bir itham olduğunu söyledi. Akyıldız da ellerinde bilgi, belge olmadan konuşmadıklarını ifade etti.

    Memur-Sen: "Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası kadük hale getirildi"


    Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu
    ise, "4688 yasa çıkarılırken grevli ve toplu sözleşmeli çıkarılsaydı çok iyi olacaktı" dedi.

    Hükümetin bir ay önce kamuda çalışan işçiler ile toplu sözleşme imzaladığını anımsatan Gündoğdu, "İşçi ve memur çalışırken üretirken eşit ama hak aramaya geldiğinde işçiler paydaş olarak kabul ediliyor. Biz ise rica etmek zorunda kalıyoruz" dedi.

    İlgili yasa sorunlu olduğu için toplu görüşme masasının da işlevini yitirdiğini savunan Gündoğdu, geçen yıl hükümetle konfederasyonlar arasında imzalanan mutabakatta verilen yer alanların hiçbirinin yerine getirilmediğini söyledi.

    Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası'nın kadük hale getirildiğini öne süren Gündoğdu, "Uluslararası Çalışma Örgütü'nün ilgili sözleşmesi ve imza atılan diğer uluslararası sözleşmelere uygun bir yasamız yok. Yasanın çalışanların haklarının iade edilecek şekilde yeniden düzenlenmesini istiyoruz. Diğer konfederasyon başkanları ile bir araya geldik. Toplu iş sözleşmesi masası ve grev hakkı konularında görüş birliğine vardık. Bu bizim ortak isteğimiz" diye konuştu.

    Konuşmaların ardından Bakan Yazıcı, toplu görüşme süreci hakkında bilgi verdi.

    Toplu görüşmelerde gerginlik


    Toplu görüşmelerin ilk oturumunda ara için salonun dışına çıkılırken Türkiye Kamu-Sen ile Memur-Sen yöneticileri arasında gerginlik yaşandı.

    İtişmeler ve sözlü atışmaların yaşandığı gerginlik, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ile Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu'nun araya girmesiyle yatıştırıldı.

    Her iki sendikanın yöneticileri gerginlikle ilgili olarak karşı tarafı suçladı.

    KESK ilk oturumdan ayrıldı


    Bu arada KESK Genel Başkanı Evren ile beraberindeki yönetim kurulu üyeleri, Başbakanlık Merkez Bina'da devam eden toplu görüşmenin ilk oturumundan ayrıldı.

    Evren, çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada, toplu görüşmenin "iradeyi hükümete teslim etmek anlamına geldiğini" savundu.

    Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'ya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarını anımsattıklarını ifade eden Evren, "Sayın Bakan'a Uluslararası Çalışma Örgütü'nün Türkiye'yi kara listeye aldığını anlattık. Türkiye ile hangi ülkelerin kara listede olduğuna bir bakmasını önerdik. Hiçbir demokratik ülkenin o kara listede olmadığı görülecektir. Kenya, Kolombiya... Türkiye, demokrasinin olmadığı ülkelerle aynı listeye alınmıştır ve nedeni söz konusu yasadır" diye konuştu.

    Anayasa'da "uluslararası sözleşmeler iç hukuk oluşturur" ifadesinin yer aldığını hatırlatan Evren, hükümetin bu durumu da göz ardı ettiğini söyledi.

    Bugüne kadar yapılan toplu görüşmelerin hiçbirisinde mali konularla ilgili kazanım sağlanamadığını savunan Evren, "Daha ötesi geçen yıl burada görüşmeler devam ederken, Başbakan zamları açıklamıştı. Şimdi yine zam oranı belli, yüzde 5.5'tir. Dolayısıyla siz neyi görüşeceksiniz burada? Toplu sözleşme hakkımızı kullanmak istediğimizde hükümetin toplu görüşme masasına gelmesi gerektiğini ifade ettik. Maalesef bu kadar ısrarımıza rağmen gündem önerilerinde anlaşamadık. Gündemin birinci sırasında toplu sözleşme hakkının planlanmasının konulmasını istedik. Burada bu iradenin olmadığını gördük. Sayın Başbakan'ın, Çalışma Bakanı'nın ve Hayati Bey'in de bulunduğu bir 3'lü zirvede toplu sözleşme ile ilgili yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyledik. Fakat bu dikkate alınmadı. Özet olarak KESK mücadelesini sürdürecektir. Bu masayı sürekli denetleyeceğiz. Sorunların emekçilerin lehinde çözülmesinden yanayız. Bu masada toplu sözleşme hakkının gündeme girmesi için mücadele edeceğiz. Eninde sonunda kazanacağımıza inanıyorum" dedi.

     "KESK masadan çekildi mi, çekilmedi mi?" tartışmaları yapıldığını hatırlatan Evren bunun doğru bir tartışma olmadığını ifade etti. Evren, "Toplu iş sözleşme masasına gelmeyen hükümettir. Hükümeti toplu iş sözleşmesi masasına mutlaka oturtacağız" dedi.

    Evren, bir gazetecinin "Grevde kararlı mısınız?" sorusuna, "Evet. Bunu son oturumda toplu iş sözleşmesi görüşülmezse, bu konuda bir adım atılmazsa, kamu çalışanlarının lehine bir sonuç ortaya çıkmazsa sonbaharda bütün emekçilerin grevini örgütleyeceğiz. Grev yaptırım gücü olan emekçilerin tek silahıdır. Bundan başka da yol yoktur" yanıtını verdi.

    Bir başka gazetecinin "Şu anda masadan kalktınız mı? Bir daha oturmayacak mısınız? Yoksa oturumlara katılacak mısınız?" sorusu üzerine, bunu değerlendireceklerini söyledi.

    Toplu iş sözleşmesi konusu görüşülmedikçe gündemi zorlayacaklarını ifade eden Evren, "Komisyonlarda görev almayacağız. Şimdi soruyoruz maliyeden sorumlu arkadaşımıza 'Bütçe hazır mı' cevap alıyoruz 'Bütçe hazır değil' Bu masaya gelenler de bu masayı ciddi almıyor aslında. Yani bütçeniz hazır değilse, Plan Bütçe Komisyonu'nda bütçeniz görüşülmediyse, mali disiplin uygulamasının sonuçları ortadaysa o zaman gerçekten samimiyetle söylemek istiyorum ki, hükümet de öneri getiremez, önerisi de yoktur zaten. Dolayısıyla demokratik haklarda öneri getiremiyorsunuz, sendikal haklarda öneri getiremiyorsunuz, mali haklarda öneri getiremiyorsunuz. Dolayısıyla biz toplu iş sözleşmesi konusunda ısrarlı olacağız" dedi.

    2'nci tur ayın 19'unda

    Tartışmalı toplantı, gündemin belirlenmesiyle sona erdi. 2'nci turun ayın 19'unda görüşüleceği açıklandı.

    TOPLU GÖRÜŞMELERİN GÜNDEMİ BELİRLENDİ


    Alınan bilgiye göre, toplu görüşmelerin basına kapalı bölümünde, ilk olarak gündemin belirlenmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirildi.

    KESK, kamu çalışanlarına grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkı tanınmasının, görüşmelerin tek gündem maddesi olmasını önerdi.

    Memur-Sen de bu konunun öncelikli gündem maddesi olmasını istedi.

    Türkiye Kamu-Sen ise görüşmelerde ilk olarak geçen yılın muhasebesinin yapılması ve mutabakat metninin gereklerinin ne kadarının yerine getirilip getirilmediğinin ortaya konulmasını talep etti.

    Yapılan değerlendirmelerin ardından toplu görüşmelerin ilk gündem maddesi, geçen yılki mutabakat metni sonuçlarının değerlendirilmesi oldu.

    Görüşmelerde, daha sonra sırasıyla, kamuda farklı istihdam şekillerinden kaynaklanan sorunlar, çalışma şartları, iş kollarının sorunları, demokratik haklar ve grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı ile mali haklar olarak belirlendi. Memur maaşlarına gelecek yıl yapılacak zam konusu, gündemin son maddesi olarak belirlendi.



    ZAM TALEPLERİ


    Memur-Sen:


    Memur-Sen, gelecek yıl kamu çalışanlarının maaşlarına yüzde 11 zam yapılmasını talep ediyor. Konfederasyon ayrıca memurlara en az 80 lira ek ödeme yapılmasını, sendika üyesi kamu görevlilere verilen 10 liranın 28 liraya çıkarılmasını, kamu çalışanlarının dahil olduğu gelir vergisi oranlarının 5 puan indirilmesini, eğer vergi indirimi yapılmazsa kamu çalışanlarına 6 ayda bir 600 lira kriz çeki verilmesini, eşi çalışmayan kamu çalışanlarına verilen 83 liralık aile yardımının 131 liraya çekilmesini istiyor. Memur-Sen, en düşük memur maaşının bin 360 TL'ye yükseltilmesini hedefliyor.

    Türkiye Kamu-Sen:


    Türkiye Kamu-Sen, ek ödeme oranlarına 21 puan eklenmek suretiyle eski adı denge tazminatı olan ek ödemelerin 110 TL artırılmasını, tüm kamu görevlilerinin maaşlarına 200 TL net seyyanen zam yapılmasını ve sendika üyesi kamu görevlilerine ödenen 10 TL toplu görüşme priminin 50 TL'ye çıkarılmasını talep ediyor. Konfederasyonun zam talebiyle halen en düşük bin 19 TL olan kamu çalışanı maaşının, bin 219 TL'ye çekilmesi amaçlanıyor.

    KESK:


    Taleplerini "toplumsal sözleşme" olarak adlandıran KESK ise kamu çalışanlarına, aynı zamanda emekliler ve asgari ücretliler için de esas olmak üzere en az bin 500 lira "temel ücret" ödenmesini istiyor. KESK'in talepleri arasında işsizlere açlık sınırında "yurttaşlık payı" ödenmesi, gelir vergisi oranlarının yüzde 10 azaltılması, kamudaki güvencesiz istihdam biçimlerine son verilmesi, engellilere ayrılan istihdam kotalarının doldurulması, kadınlara çalışma yaşamında pozitif ayrımcılık uygulanması yer alıyor.



    SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?


    Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası uyarınca, her hizmet kolunda en fazla üyesi bulunan sendikanın katıldığı toplu görüşmelerde Türkiye Kamu-Sen'e bağlı Türk Büro-Sen, Türk Enerji-Sen, Türk Ulaşım-Sen, Türk Haber-Sen, Türk İmar-Sen, Türk Eğitim-Sen, Memur-Sen'e bağlı Diyanet-Sen, Bem-Bir-Sen, Toç-Bir-Sen ve Sağlık-Sen ile KESK'e bağlı Kültür Sanat-Sen memurları temsil edecek.

    Bu yıl en fazla üyeye sahip konfederasyon olması dolayısıyla memur heyetine Memur-Sen başkanlık edecek.

    Toplu görüşmeleri, hükümet adına Kamu İşveren Kurulu yürütecek. Kamu İşveren Kurulu; Devlet Bakanı, Başbakanlık Müsteşarı, Maliye Bakanlığı Müsteşarı, Hazine Müsteşarı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı, Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı, Devlet Personel Başkanı, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü ile kamu işveren sendikası temsilcilerinden oluşuyor.

    Toplu görüşmeler, kamu görevlileri için uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, fazla çalışma ücretleri, harcırah, ikramiye, lojman tazminatı, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, tedavi yardımı ve cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımlarıyla bu mahiyetteki diğer etkinlik ve verimlilik artırıcı yardımları kapsayacak.

    Yasaya göre, 15 gün içinde sonuçlanması gereken toplu görüşmelerde anlaşmaya varılması durumunda mutabakat metni imzalanarak Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Anlaşmazlık durumunda ise uyuşmazlık tutanağı tutulacak ve Yüksek Hakem Kurulu Başkanı ve 4 öğretim görevlisinden oluşan Uzlaştırma Kurulu devreye girecek.

    Kurulun 5 gün içinde vereceği karara tarafların katılması durumunda, sonuç mutabakat metni olarak Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Uzlaştırma Kurulu kararına tarafların katılmaması durumunda ise anlaşma ve anlaşmazlık konularının tümü Bakanlar Kurulu'na gönderilecek.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow