Haşim Kılıç'tan kârlı alışverişe yorum

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, CNN TÜRK'ün haberi üzerine, damadı dahil kimsenin ticari faaliyetlerini denetlemek ve takip etmenin kendi görevi olamayacağını belirterek, "Söz konusu kişilerin varsa bir yanlışlıkları yetkili yerlere bunun hesabını verecek erdeme sahip olduklarına inanıyorum" dedi.

Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, dün akşam bazı televizyon kanallarında, bugün de yazılı basında yer alan haberlerde, damadı ve ortağının Ankara Büyükşehir Belediyesi ile karşılıklı emlak değiştirdiklerinin ifade edildiğini ve takas edilen gayrimenkullerin değerleri arasında bir uyumsuzluk olduğunun iddia edildiğini kaydetti.

Kılıç, konunun taraflarının belli, ilgililerin kamuoyuna detaylı açıklama yapacaklarının kuşkusuz olduğunu ifade etti:

"Takdir edersiniz ki ayrıntılarını bilmediğim, haberimin olmadığı bir konuda bilgi vermem mümkün değildir. Damadım dahil kimsenin ticari faaliyetlerini denetlemek, takip etmek benim görevim olamaz. Söz konusu kişilerin varsa bir yanlışlıkları yetkili yerlere bunun hesabını verecek erdeme sahip olduklarına inanıyorum.

Konunun beni ilgilendiren boyutuna gelince, söz konusu haberde ismim açıkça belirtilerek bir siyasi partinin kapatılma davası ile bağlantı kurulmaya çalışılması, çirkinliğin, seviyesizliğin hangi noktaya geldiğini açıkça göstermektedir.

Anayasa Mahkemesinde 18 yıldır sürdürdüğüm görev sırasında, siyasi parti kapatma davalarında istikrarlı bir şekilde savunduğumu düşüncelerim kamuoyunca bilinmektedir. Bu vicdani kanaatime çeşitli imalarda bulunularak gölge düşürmek isteyenleri şerefli, namuslu ve sorumlu olmaya davet ediyorum. Seviyesizce yapılan bu saldırılan hangi amaçlarla yapıldığı aziz milletimizce çok iyi bilinmektedir."

Ankaralı iki işadamı Mustafa Çubuk ve Bülent Sungur, Ankara Büyükşehir Belediyesi ile karlı bir alışverişe imza attı.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın damadı olan Mustafa Çubuk ile Çubuk'un nikah şahidi Bülent Sungur, belediyeden bir arsa alarak karşılığında bina verdiler. Alışveriş, AKP'nin kapatma davası kararından tam 12 gün önce yapıldı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden açıklama

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamada, "Bazı yayın organlarında 'Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın damadının karlı alışverişi' başlığı altında, tamamen çarptırılmış, gerçeklerden uzak bir yayın yapılmaktadır" denildi.

Yazılı açıklamada, haberlerde yer verilen iddialar tek tek sıralanarak yanıtlandı.

"Alış-verişin, AK Parti ile ilgili kapatma davası kararından 12 gün önce yapıldığı" iddiasına yönelik yanıtta, "konuyla ilgili Belediye Meclis kararının 26 Kasım 2007 tarihinde alındığı, takas işleminin ise 14 Şubat 2008 tarihinde encümen kararıyla gerçekleştiği" ifade edildi.

Açıklamada şöyle denildi.

"Büyükşehir Belediyesi'nin taşınmazları üzerinde Çankaya Belediyesi'nin hacizleri bulunması nedeniyle tapu devri ise ancak 18 Temmuz 2008 tarihinde gerçekleşebilmiştir. Dolayısıyla işlemin AK Parti kapatma davası ile özdeşleştirilme çabası, dayanaktan yoksun olup, tamamen siyasi yıpratma amacına yöneliktir. Kaldı ki, bu takas işleminde Belediye Meclisi'nin tümünün v encümenin tümünün haberi varken, bugüne kadar konunun gündeme getirilmemesi, bugün abartılarak verilmesi, tesadüf değildir."

Açıklamada, "Arsanın metrekaresinin en az 1000 lira ettiği ve toplam bedelin 6 milyon lirayı bulduğu" iddiasına da dikkat çekilerek, tamamı 5 bin 949 metrekare olan arsanın, takas edilen bölümünün 4 bin 14 metrekare olduğu hatırlatıldı.

"Medya kuruluşlarının iddia ettiği gibi arsanın metrekaresinin 1000 liranın altında değil metrekaresi 1300 liradan takasa tabi tutulduğunun" ifade edildiği açıklamada, iki ayrı örnek verilerek Büyükşehir Belediyesi olarak geçen yıl bölgede kadastro parsellerinin metrekaresi en yükseği 490 liradan, imarlı parsellerin ise en yükseği 833 liradan anlaşma yoluyla alındığı belirtildi.

Açıklamada, "Belediye'nin malına ne kadar sahip çıktığı aldığımız buarsaların fiyatı ile takasa koyduğumuz arsanın metrekaresini 1300 liradan yapmamızdan bellidir. Yani arsanın ucuz takas edildiği iddiası tamamen yalandır" denildi.

Diğer iddialar

"Takasa konu binanın değerinin 2 milyon lira olduğu" iddiasına da açıklamada şöyle yanıt verildi:

"Bu iddia hesap yoksunu, inşaat bedellerinden anlamayanların ürünüdür. Şöyle ki; bina zemin üstü ve zemin altı, çatı katı dahil, toplam 9 katlıdır. Bina içerisinde 7 adet sinema salonu vardır. Ayrıca, 3. Bodrum katta yarış pistibulunmaktadır. Binanın toplam inşaat alanı tam olarak 3984 metrekaredir. Bu yapının, Bayındırlık Bakanlığı birim inşaat maliyeti, 2008 maliyet fiyatlarına göre, metrekare birim fiyatı 1396 liradır. Buna göre binanın sade, yalın inşaat maliyeti 3984 X 1396 = 5 milyon 561 bin 664 TL'dir. Binanın sadece dış cephe giydirmesi ve diğer imalatlarının hesabı da 2008 fiyatlarıyla 618 bin 726l iradır.

Binanın oturduğu 923 metrekare arsanın değeri ise 2008 fiyatlarıylametrekaresi 1100 liradan toplam 1 milyon 15 bin lira tutmaktadır. Dolayısıyla binanın gerçek değeri medya kuruluşlarının iddia ettiği gibi 2 milyon Lira değil, 2008 fiyatlarıyla 7 milyon 194 bin liradır. Bundan binanın yıpranma payı olan 556 bin TL'yi düşersek, binanın bugünkü tam değeri 6 milyon 638 bin liradır. Bugünkü değeri 6.6 milyon TL olan bir binayı, 2 milyon TL diyehalka takdim etmek, ahlaki bir davranış değildir."

Açıklamada, "Alışverişin 30 Temmuz 2008 tarihindeki AK Parti kapatmadavası kararından 20 gün önce yapıldığı" iddiasının da tamamen dayanaktan yoksunolduğu savunularak, "Takasla ilgili gerek 26 Kasım 2007'de alınan Belediye Meclis kararı, gerekse 14 Şubat 2008'de alınan encümen kararı, AK Parti'ninkapatma davasının açıldığı 17 Mart 2008 tarihinden çok öncedir. Durum böyleyken kapatma davası ile takasın arasında bir irtibat kurulmaya çalışılması bu haberinne kadar siyasi nedenlerle yapıldığının açık göstergesidir" denildi.

Suç duyurusu

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamada iddialara verilen yanıtların ardından şu görüşlere yer verildi:

"Yerel seçimlerin yaklaşması dolayısıyla özellikle bazı medyakurumlarının yerel seçimlerde sola teslim etmek amacıyla Ankara'yı pilot bölge seçtikleri bir gerçektir. Bu, seçimlere kadar sürecek kampanyaların ne ilki ne de sonuncusudur. Medyanın durup durup Ankara konusunda bir anda coşması kesinlikle tesadüf değildir. Ankara hakkında, aynı medya kuruluşlarının, 29 Mart yerel seçimlerine kadar en az 10 iftira kampanyası daha açacağından hiç kuşkumuz yoktur. "

Açıklamada, bu konuda yayın yapan basın ve medya kuruluşları hakkında ayrı ayrı ceza davası açılması için derhal suç duyurusunda bulunulacağı bildirildi.