hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bakan Çelik'ten Ergenekon değerlendirmesi

    Bakan Çelikten Ergenekon değerlendirmesi
    expand

    Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "Ergenekon" soruşturması kapsamında yaşanan son gelişmeleri değerlendirirken,"Sayın Tijen Mergen ve Türkan Saylan yakından tanıdığım insanlardır. Saylan, bazı kız çocuklarına ÇYDD faaliyetleri kapsamında burs verdiği için bu soruşturmaya konu değil. Özellikle bazı medya kuruluşları meseleyi, 'Cumhuriyeti savunanlar, Atatürkçülüğü savunanlar sindiriliyor, muhalif sesler susturuluyor' şeklinde bir formata soktu. Bunu kesinlikle kabul etmek mümkün değildir" dedi.

    Bazı medya kuruluşlarının meseleyi "Cumhuriyeti, Atatürkçülüğü savunanlar sindiriliyor, muhalif sesler susturuluyor" şeklinde bir formata soktuğunu, bunun kabul edilemeyeceğini söyleyen Çelik, "Yargı bağımsızdır. Bunu hükümetle ilişkilendirmek, AK Parti ile ilişkilendirmek yapılabilecek en büyük haksızlıktır" diye konuştu.

    Bakan Çelik, Türkiye Özel Yayıncılar Derneği'nin hizmet binasının açılış törenin ardından gazetecilerin, "Ergenekon soruşturması kapsamındaki gözaltılarla ilgili değerlendirmesini" sormaları üzerine, hem Türkan Saylan'ı, hem de "Baba Beni Okula Gönder" kampanyasının koordinatörü olan Tijen Mergen'i yakından tanıdığını dile getirdi.

    "Suçluluğu ispat edilmedikçe..."

    "Saylan ve Mergen'in zanlılar arasında olmasına üzüldüğünü" söyleyen Çelik, "Ama şunun altını çizmek istiyorum: Esas prensip şudur, bir insanın suçluluğu ispat edilmedikçe biz ona 'masum' gözüyle bakarız, onu masum olarak kabul ederiz. Özellikle hukuk fakültelerinin daha birinci sınıfında öğretilen şey budur. Aksi ispat edilmediği sürece, suçluluğu ispat edilmediği sürece herkesi masum kabul etmek zorundayız" dedşç

    Bakan Çelik, "Bugün bir Ergenekon davası yürüyor. Bazılarına göre Ergenekon yoktur. Bazıları bu davayı sulandırmak için, içini boşaltmak için özel bir gayret gösteriyor. Meselenin şu şekilde sunulmuş olmasını ben kesinlikle kabullenmiyorum. Sayın Tijen Mergen ve Sayın Türkan Saylan yakından tanıdığım insanlardır. Birlikte birçok programda bulunduk ama Sayın Mergen 'Sen niye (Baba Beni Okula Gönder) dedin diye' gözaltına alınmıyor veya soruşturma konusu yapılmıyor, bundan dolayı bir tahkikata konu yapılmıyor. Sayın Saylan, bazı kız çocuklarına Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği faaliyetleri kapsamında burs verdiği için bu soruşturmaya konu değil. Özellikle bazı medya kuruluşları meseleyi, 'Cumhuriyeti savunanlar, Atatürkçülüğü savunanlar sindiriliyor, muhalif sesler susturuluyor' şeklinde bir formata soktu. Bunu kesinlikle kabul etmek mümkün değildir" dedi.

    "Kimse hesap sorulamaz değildir"


    Yargı sürecinin devam ettiğine dikkati çeken Hüseyin Çelik, yargının bağımsız olduğunu belirterek, "Bunu hükümetle ilişkilendirmek, AK Parti ile ilişkilendirmek yapılabilecek en büyük haksızlıktır" diye konuştu.

    Milli Eğitim Bakanı Çelik, "Kimisi Mc Carty'ci bir anlayışla bunu ifade ediyor; 'cadı avı' olarak ifade ediyor. Ama bir şeyin altını çizmek istiyorum: Şu anda fiili olarak görev yapan 2 rektör gözaltında. Türkiye'de 132 rektör var. 2 rektör cumhuriyeti ve Atatürk'ü, Atatürkçülüğü savunuyor da 130 rektör Atatürkçülük aleyhtarı, cumhuriyet aleyhtarı şeklinde bir kabul içinde mi olacağız? Böyle bir mantık doğru olabilir mi? Mehmet Haberal bugün gözaltına alındıysa mahkeme buna karar verecektir.  İddianameyi yazanlar başka insanlardır. Sayın Haberal organ nakli yaptığı için,iyi bir cerrah olduğu için içeri alınmıyor. Netice itibariyle kimse sorgulanmaz,hesap sorulmaz, dokunulmaz konumda değildir" dedi.

    Hüseyin Çelik, "Savcı AK Parti ile ilgili kapatmadavası açarsa Ankara'da, 'Cumhuriyetin savcıları var' diyeceksiniz ama Ergenekonsöz konusu olduğu zaman 'ben onun avukatıyım' diyeceksiniz. Bu çelişkiyianlamakta güçlük çekiyorum. Ben Milli Eğitim Bakanıyım. Ben 'Haydi Kızlar Okula'dediğim için kimse beni yargılamıyor. Ama yargı benim yaptığım bir atamada,yargının mantığına göre bir eksiklik bulduğu zaman onunla ilgili yürütmeyidurdurma kararı veya iptal veriyor. Ben de bunu uyguluyorum. Buradan hareketleböyle bir yakıştırma yapılması; Türkiye'de Cumhuriyet taraftarları, Atatürkçülü ktaraftarları, laiklik taraftarları... Peki diğerleri? Buna konu olmayan bütüninsanlar bu işin karşısındaki insanlar mı? Bırakalım yargı rahat çalışsın" şeklinde konuştu.

    "İçeri alınsaydı vahim hata olurdu"

    Adil yargılamanın önemli olduğunun altını çizen Bakan Çelik, "Ama birisinin insan haysiyetine aykırı bir tutumu olursa hep birlikte ona karşıçıkalım. Mesela Sayın Saylan şu anda kanser tedavisi görüyor. Eğer içeri alınmış olsaydı, gözaltına alınmış olsaydı bu vahim bir hata olurdu. Nitekim orada da böyle bir şey yapılmamış. Yapılmamış olmasını da son derece doğru, anlamlı buluyorum" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow