hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Cenaze töreninin siyasi boyutu olmayacak"

    Cenaze töreninin siyasi boyutu olmayacak
    expand

    Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Aysel Çelikel, Prof. Dr. Türkan Saylan içinyarın yapılacak cenaze töreninin, hiçbir siyasi boyutunun olmayacağını, sadece halkın sevgisine dayalı bir tören gerçekleştirileceğini bildirdi.

    Şişli Belediyesinde gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Çelikel, Saylan'ı "Atatürk'ün kızı" olarak nitelendirdi ve bu ifadeyi, Saylan'ın böyle anılmak istendiği için kullandığını söyledi.

    Çelikel, Saylan'ın cenazesinin 20 Mayıs Çarşamba günü yapılacağını anons ettiklerini, ancak daha sonra hem dernek içinde, hem çocuklarıyla görüştüklerinde, bunun 19 Mayıs Salı günü yapılmasının daha iyi olacağına karar verdiklerini kaydetti.

    Saylan'ın cenazesinin, yarın saat 13.30'da Zincirlikuyu Mezarlığı morgundan alınarak, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'ne getirileceğini ve burada tören yapılacağını anlatan Çelikel, "Hoca çok teferruatlı işleri sevmezdi. Rahatsız edici törenlerden çok hoşlanmazdı. O yüzden 1 saatlik bir tören yapacağız. Bir kaç kişi konuşacak. Her gelen konuşamayacak. Bunları da tespit ettik" diye konuştu.

    Kortej eşliğinde uğurlanacak


    Türkan Saylan için Lütfi Kırdar'daki törenin ardından Teşvikiye Camisi'nde ikindi vakti cenaze töreni düzenleneceğini belirten Çelikel, törenden sonra cenazenin, Rumeli, Halasgargazi ve Büyükdere Caddesi izlenerek kortej eşliğinde Zincirlikuyu Mezarlığı'na kadar getirileceğini ve burada toprağa verileceğini bildirdi.

    ÇYDD'nin hiçbir partiyle ilgisinin olmadığına dikkati çeken Çelikel, "Yarınki törenin hiçbir siyasi boyutu olmayacak. Sadece halkın sevgisine dayalı bir tören olacak" dedi.

    Çelikel, Türk halkına ve medyaya gösterdikleri ilgiden dolayı da teşekkür etti.

    Özür isteği

    Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da hukukçu kimliğiyle bir hususu sorgulamak istediğini belirterek, "Tam 5 hafta önce bu saatlerde, ÇYDD Genel Merkezi ve şubeleri başta Sayın Saylan'ın evi olmak üzere neden arandı? O belgeler neden götürüldü? İlgili görevliler, bu baskını kimlerin emriyle yaptı ve sonuçta neyi buldular?" sorularını sordu.

    Kaboğlu, bu aramaların iki amacının olabileceğini vurgulayarak, "Bunlardan birincisi, ÇYDD'nin dile getirilen amaçlarının devlet
    tarafından bilinmemesi, kuşku uyandırması. İkinci olasılık, ÇYDD'nin yürüttüğü faaliyetlerin bazı çevreleri rahatsız etmiş olması ve o çevreler ile devlet görevlileri arasında işbirliği sonucu bu hukuka aykırı faaliyetin yapılmış olması" dedi.

    Kaboğlu, "Bu vesileyle tam 5 hafta sonra, sevgili Türkan Saylan'ı kaybettiğimiz bugün, devlet organlarından özür beklemek, onların özür borcu ve bizimde bu özürü duyma hakkımız var. Eğer bu özür gelirse, Sayın Saylan'ı daha bir huzur içinde
    ebediyete yolcu edeceğiz" diye konuştu.

    2 isteği vardı

    ÇYDD 2. Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel de hem derneğin, hem de Türkiye'nin bütün aydınlık insanlarının çok üzgün olduğunu ifade etti.

    Prof. Dr. Saylan'ın okul öncesi eğitimden yüksek öğrenime Türkiye'nin her yerinde okumak isteyen ama koşulları yeterli olmayan binlerce kıza önder olup, onları okullaştırdığını anlatan Yüksel, bu kızların sayısının asla yeterli olmadığını, bu yüzden onun gösterdiği bu yola devam edeceklerini söyledi.

    Yüksel, Saylan'ın iki arzusunun bulunduğunu, bunlardan birinin okula gitmek isteyip de gidemeyen hiçbir kızın kalmaması, ikincisinin de köyde yaşadığı için ilçedeki liselere gidemeyen kızlara her ilçede en az 100 kişilik bir öğrenci yurdu açılması olduğunu belirtti.

    "Dokunulmayanlara dokundu"


    Türkan Saylan'ın avukatı Hüseyin Karataş da "Saylan, dokunulmayanlara dokunan bir insan olarak anılacak" dedi.

    Karataş, Saylan'ın, Türkiye'de aydınlanma, çağdaşlaşma, demokrasi ve laiklik için muhteşem bir mücadele verdiğini dile getirerek, "Yaşamının bir anını boşa geçirmedi. Maalesef son zamanlarda temelsiz, hukuksuz ve vicdansız saldırılara maruz kaldı. Ama bütün bunları kendisi, Anadolu çelebiliği ile 'Bunlar olacaktır. Hiç önemli değil. Biz işimize bakarız' diyerek
    karşılayabilecek kadar olgun ve ülke sevgisiyle dolu, bir insanı yitirdik" diye konuştu.

    Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ise çağdaş, ilkeli bir Cumhuriyet kadınını kaybettiklerini ifade etti.

    Sarıgül, "Onu, ona layık olan bir törenle toprağa değil, ulusumuzun gönlüne bırakacağız. Ömrünü adadığı çağdaşlık, uygarlık mücadelesi, insanlık mücadelesi devam edecektir. Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşatma ve çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkma mücadelemiz devam edecektir" ifadelerini kullandı.

    "Ağlanmasını, sızlanmasını istemezdi..."

    Tedavi gördüğü hastanede bu sabah vefat eden Prof. Dr. Türkan Saylan için Şişhane'de bulunan ÇYDD Genel Merkezi'ne taziye ziyaretleri de yapılıyor.

    Derneğin kurucularından Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ile genel merkezden ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtlayan ÇYDD 2. Başkanı Yüksel, Saylan'ı yaşatmak için herkesin görevlerini belirlemesi ve yerine getirmesi gerektiğini kaydetti.

    Yüksel, "Türkan Hoca Atatürk demokrasisini son derece anlamış hayata geçirmiş bir kişiydi ve en büyük arzusu 'ben okumak istiyorum ama maddi durumum yok' diyen kimse kalmayana kadar çalışmaya devam etmekti. Herkesin çağdaş yaşama ulaşma ereğinde yer almasını diliyoruz. O hepimizin içinde sonsuza kadar bizimle birlikte yaşayacak" diye konuştu.

    "Bundan sonra kendisine, Saylan'ın öğrencisi yol arkadaşı ve bir ölçüde 'manevi kızı" olarak çok büyük sorumluluk yüklendiğini" anlatan Yüksel, Saylan'ın hasta olduğunu kabul ettiğini ancak hasta gibi davranmadığını ve hastalığına böyle yaklaştığını bütün amacının da öğrencilerin eğitimine yönelik olduğunu ifade etti.

    Yüksel, "Türkan Saylan'ın arkasından çok ağlamak sızlanmak bize yakışmıyor. O da bunu istemezdi. Onu mutlu etmek, huzur içinde olmasını istiyorsak onun amaçlarını yerine getirmeliyiz" dedi.

    ÇYDD kurucu üyelerinden Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da sözlerine "hukukçu kimliğimle bir şey ifade etmek istiyorum. Tam 5 hafta önce bu saatlerde gerek Türkan hocamızın gerek evinin, gerek dernek merkezinin, devlet görevlilerince aranmasıyla Türkan Hoca hukuk dışı bir işlemle karşı karşıya geldi. 5 hafta sonra hocamızı kaybettik" diyerek başladı.

    Saylan'ın evindeki aramanın sağlığına etkisi


    Saylan'ın hukuk dışı eylemlere sürüklenmesinin tasavvur ve tahayyül dahi edilemeyeceğini söyleyen Kaboğlu, bu aramanın nedeni olarak 2 olasılık bulunduğunu belirterek, "Birincisi ÇYDD amaçlarını devlet görevlilerinin kavrayamamış ve hala ÇYDD'den şüphe ediyor olabilir. İkincisi ise ÇYDD'nin etkinlikleri birileri rahatsız etmiş ve bu rahatsızlık ağında devlet görevlileri de var. Bugün ki beklentim sevgili Saylan'ı uğurlamadan devlet görevlilerinden
    bir hukuki özür borcu" diye konuştu.

    Evine arama yapıldığında Saylan'ın ilk tepkisinin 20 yıllık ajandalarının götürülmesine yönelik olduğunu anlatan Kaboğlu, yapılan aramanın hastalığını etkileyip etkilemediğine yönelik bir soru üzerine, "Etkilemiştir, evet... Bu bir hukuk skandalıdır. Hiç kuşku yoktur ki ömrünü yaşamını bütün etkinliklerini Türkiye'ye adamış Türk insanın geleceği için özgürlüğüne ve mutluluğuna adamış bir kişin hukuk dışı olaylara bulaştığı görüntüsünün verilmesi hastalığına elbet
    etkilemiştir. Ama ilk tepkisi kendisinin uğradığı haksızlığa değildi. ÇYDD yöneticilerine yapılan muamelenin karşısında tepki göstermiştir" dedi.

    Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ve il yöneticileriyle taziye ziyaretine gelen CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin de yaptığı açıklamada, Türkiye'nin çok büyük bir değerini kaybettiğini söyledi.

    Tekin, "Türkiye'nin dört bir yanında hocamızı sevenler ciddi hüzün içinde çok kısa bir süre için hoca hiç hak etmediği bir manzaraya karşı karşıya kaldı. Sevenlerinin, tüm Türkiye'nin başı sağ olsun" dedi.

    Tiyatro oyuncusu Müjdat Gezen ise taziye ziyaretinin ardından basın mensuplarının soruları üzerine, "Söylenecek çok bir şey yok. Çok üzgünüm" diyerek buradan ayrıldı.

    Bu arada, Saylan'ın taziye ziyaret defterinin bulunduğu masaya sabah konulan yağlı boya tablosu bir fotoğraf ile değiştirildi.

    Saylan'ın sevenleri taziye ziyaretlerinin ardından taziye defterine duygularını aktarıyorlar.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow