hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Zeki Ökten ve Ali Taygun defnedildi

    Zeki Ökten ve Ali Taygun defnedildi
    expand

    Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle kaldırıldığı hastanede dün vefat eden Türk sinemasının usta yönetmenlerinden Zeki Ökten ve bugün tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, yönetmen Ali Taygun toprağa verildi.

    Taygun'un cenazesi Şehir Tiyatroları Fatih Reşat Nuri Güntekin Sahnesi'nde gerçekleştirilen törenin ardından Teşvikiye Cami'sine getirilerek, aynı yerde namazları kılınacak yönetmen Zeki Ökten ile Sezen Cumhur Önal ve senarist Safa Önal'ın annesi Nihal Önal'ın cenazeleriyle yan yana konuldu.

    Ali Taygun'un eşi Yekta Kara, Zeki Ökten'in eşi Güler Ökten ile Önal kardeşler, cami avlusunda ayrı ayrı taziyeleri kabul ettiler.

    Teşvikiye Camisi'nde öğleyin kılınan cenaze namazlarının ardından Ali Taygun cenazesi Eyüp, Zeki Ökten'in cenazesi Zincirlikuyu ve Nihal Önal'ın cenazesi de Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verildi.

    Zeki Ökten için tören

    Usta yönetmen Zeki Ökten için Beyoğlu Sineması'nda tören düzenlendi. Törenin düzenlendiği sinemanın film afişlerinin asıldığı yere, Ökten'in afiş boyutunda bir resminin karanfillerle süslenerek konulduğu görüldü.

    Ökten'in filmlerinden oluşan kolajın gösterimiyle başlayan törende konuşan sinema ve tiyatro oyuncusu Rutkay Aziz, Ökten'in suskun bir insan olduğunu ifade ederek, sözlerine "Ben yitip gitseydim Zeki burada olsaydı, büyük bir ihtimalle susma hakkını kullanırdı" diyerek başladı.

    Ali Taygun'nun da son yolculuğuna uğurlandığını anımsatan Aziz, bunun acı bir tesadüf olduğunu dile getirerek, Ökten'in demokrasiden, özgürlükten, barıştan, emekten yana olduğunu, çalışmalarında da tüm bunları yansıttığını söyledi.

    Rutkay Aziz, Ökten'le aralarındaki diyaloglardan örnekler vererek, "Yani ben Zeki'siz ve kimsesiz kaldım. Başta Güler olmak üzere tüm dostlarına sağlık ve güç diliyor, onu bir kez daha alkışlıyorum" diye konuştu.

    Ökten'nin çocukluk arkadaşı ve yapımcı Umur Bugay da, salonda resmi makamlardan kimsenin bulunmadığını ileri sürerek, "Olmamaları daha da iyi. O şimdi en yüksek rütbelerde bizi temsil ediyor" dedi.

    Bugay, Ökten ile 62 yıl önce Bağlarbaşı İlkokulu'na giderken "kısa pantolonlu iki çöpten çocuk" olarak tanıştıklarını ve daha o zamanlardan itibaren hep hayatla yüz yüze olduklarını, hep çalıştıklarını anlatarak, "O sayede okuduk. Yoksulduk. Zeki Ökten'in sinemasının özü de budur. O hayata yalın baktı. Aydınlıklar içinde yatsın" diye konuştu.

    Zeki Ökten'in çocukluk arkadaşlarından sanat yönetmeni Metin Deniz de, Ökten'in mahcup bir adam olduğunu, bu nedenle "Kapıcılar Kralı" gibi komedi filmlerinin nasıl yaptığına hep hayret ettiğini dile getirerek, "Asık suratlı gibi görünen inanılmaz sevgi dolu bir dostumu kaybettiğim için çok üzgünüm. Yeri o kadar kolay dolmayacak çünkü çok genç bir adamdı" dedi.

    Yönetmen Zeki Demirkubuz
    da, Ökten'in 10 yıl asistanlığını yaptığını ve yönetmenliğe başladıktan sonrada kendisini hep onun asistanı gibi hissetmeye devam ettiğini dile getirdi.

    Ökten'le 25 yıl önce tanıştıklarını anlatan Demirkubuz "Bana, 'sen içerden mi çıktın?' dedi. 'Niye böyle sordunuz ağabey' dedim.

    O yılların yalnızlığı içinde, mahalle arkadaşlarımın bile benden kaçtığı dönemde bunu hissedip sormuş olması, ilişkimizin ağabey-kardeş gibi gelişmesini sağladı" diye konuştu.

    Kimsenin sesini bile çıkaramadığı 12 Eylül darbesi sonrası dönemde, "Ses" adlı filmi çekmeye başladığını anlatan söyleyen Demirkubuz, "Bir gün sete dönemin milli güvenlik konseyinden biri geldi. Selam verdi. Zeki ağabey başını çevirdi. Biz endişelendik 'Ağabey filmi yasaklayabilirler' dedik. Zeki ağabey, 'Ben bu ülkenin çocuklarına işkence ettirenlere selam vermem' dedi. İşte o böyle bir insandı. Kuşların, hayvanların, insanların, herkesin çektiği acıdan kendini sorumlu hisseden bir insandı, bir sosyalisti. Ruhu şad olsun, dirayeti ile 2 gündür hiç aklımdan çıkmayan Güler ablaya güç diliyorum" diye konuştu.

    Sinema oyuncusu Aytaç Arman ise, Ökten hakkında konuşulacak çok şey olmadığını, onun duruşuyla, yaptıklarıyla kendini zaten anlattığını dile getirdi. Ökten ile 3 filmde birlikte çalıştıklarını ve ondan çok şey öğrendiğini anlatan Arman, "Kendimi şanslı addediyorum. Zeki ağabey, huzurla coşkuyu harmanlayıp sinema yapan bir insandı. Kendimden bir parça kaybetmiş gibi hissediyorum. Zeki ağabeyi benim için çok anlamlı ve önemliydi" dedi.

    Zeki Ökten'in son filminde birlikte çalıştığı sinema ve tiyatro oyuncusu Cüneyt Türel de, tek filmle çalışmış olmalarına rağmen Ökten'in pek çok film setini ziyaret ettiğini aktardı.

    Türel, "Setinde çok sert biriydi. Eleştirmenlerin söylediklerini bir şey katmak haddim değil, ama şu kadarını söyleyebilirim; ilk filmlerinden bu yana çizgisi Türk sinemasında damga olan birkaç yönetmenden biriydi. Bazı insanlar borçlu giderler yolculuğa, Zeki bu anlamda alacaklıydı. Yapması gerekenleri yapmadan gitti. Yapacak çok şeyi vardı Zeki'nin, 'ununu elemiş, eleğini duvara asmış bir yönetmen' olarak tanımlayanlar oldu. Ununu elemiş denilen Zeki, birçok yönetmenin belkide en genciydi" ifadelerini kullandı.

    Türel'in konuşmasını zorlukla sürdürdüğü dikkati çekerken onun ardından sahneye davet edilen sinema oyuncusu Tarık Akan ise, göz yaşları ile "Kusura bakmayın diğer arkadaşlar konuşsun. Özür dilerim, orada ağlayacağıma burada ağlıyayım" diye konuştu.

    Törene, Doğa Rutkay, Bülent Kayabaş, Gani Şavata, Mustafa Alabora, Melike Demirağ, Nur Sürer, Genco Erkal, Şerif Sezer, sinema eleştirmeni Alin Taşcıyan, FİYAD Başkanı Murat Özer'inde aralarında bulunduğu sinemada çok sayıda kişi ve dostları ile sevenleri katıldı.

    Amerikan Hastanesi'nde dün akşam 68 yaşında vefat eden Ökten için bugün ilk tören, Beyoğlu Sineması'nda gerçekleştirildi. Törene, Ökten'in cenazesi getirilmedi.

    Zeki Ökten kimdir?


    İstanbul'da 1941 yılında doğan ve sinemaya asistanlık yaparak giren Ökten, 1963'te "Ölüm Pazarı" filmiyle yönetmenliğe başladı.

    Sinemada yönetmen ve senaryo yazarı olarak görev yapan Ökten, ilk çıkışını 1973'te "Bir Demet Menekşe" ile gerçekleştirdi.

    Yılmaz Güney'in senaryolarını yazdığı "Düşman" ve "Sürü" filmlerinin yönetmenliğini üstlenen Ökten, bu filmlerle özellikle yurt dışında büyük ilgi gördü ve pek çok ödül kazandı.

    Ökten, Kemal Sunal'ın başrolünü oynadığı "Hanzo", "Şaşkın Damat", "Kapıcılar Kralı", "Çöpçüler Kralı", "Yoksul", "Düttürü Dünya" gibi komedi filmlerinin yanı sıra "Pehlivan", "Faize Hücum", "Pisi Pisi" ve "Güle Güle" gibi nitelikli filmlere de imzasını attı.

    Yönetmenin son çalışması "Gülüm"ün başrollerinde Tarık Akan, Rutkay Aziz, Okan Bayülgen ve İdil Fırat oynadı. Zeki Ökten, Antalya Film Şenliğinde 1977'de "Kapıcılar Kralı", 1983'te de "Faize Hücum" filmleriyle "En İyi Yönetmen", "Sürü" filmiyle de 1979'da Locarno Film Festivalinde ve 1980'de 10. Uluslararası Antwerp Film Festivalinde "En İyi Film" ödüllerini kazandı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow