hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Erhan Ünal'ın "Tek Kişilik Seyahat"i

    Erhan Ünalın Tek Kişilik Seyahati
    expand

    Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Erhan Ünal, on bir yıllık şiir yolculuğunu Avrupa Yakası Yayınları’ndan çıkardığı kitapla taçlandırdı. Yeni kuşağın genç şairiyle ‘Tek Kişilik Seyahat’ ismini verdiği kitabı ve geleceğe dair planları hakkında söyleşi yaptık.

    Kendinizi tanıtabilir misiniz?
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu çok uzun bir zaman bir o kadar da sabır gerektirir aslında. Ama özetlemem gerekirse, ben konuşmaktan ziyade yazmayı tercih eden, zihnimi üşüten, kalbimi ısıtan sözcükleri kâğıda döken, genellikle alfabenin dışına çıkan, bilinmeyen diyarlarda bildikleriyle yoğun çelişkiler yaşayan, hayal ve gerçek arasındaki ince çizginin tam üzerinde, çaresiz, öylece duran biriyim.

    Ne zaman şiir yazmaya başladınız?

    Şiire karşı duyduğum ilgi 11 yıl öncesine kadar uzanır. Henüz ilkokul beşinci sınıftayken düzenlenen bir şiir yarışmasına katıldım, sonucunda bu yarışmadan bir dereceyle ayrıldım. Bu vesileyle, o yıllarda üç ilki birden yaşamış oldum. Birincisi bu yazdığım ilk şiirdi, ikincisi ilk defa bir şiir yarışmasına katılıyordum, üçüncüsü de yarışmadan dereceyle ayrılmıştım. Bu derece; sonraki yaşantımda beni şiire teşvik etmesi, bu dalda cesaret ve özgüven kazanmamı sağlaması açısından çok önemliydi.

    Şiire yeteneğinizin olduğunu nasıl fark ettiniz, bir yönlendirme oldu mu?

    İlkokuldan bu yana nedense sözcüklerle oynamayı çok seviyordum, sesteş sözcükleri, okunduğu zaman birbirleriyle uyum içinde olan, uyaklı, sözcükleri bir kâğıda yazıp onlarla anlamlı cümleler kurmaya çalışıyordum ve bu durum bende zamanla bir tutkuya, nihayetinde kelimelerle güzel şekiller kurma sanatına dönüştü. Lise yıllarında coğrafya hocamın önerisiyle, büyük Üstad Özdemir Asaf ile tanışmam benim hayatımda şiire dair en büyük dönüm noktasıdır. Hatta şiir bağlamında hayatımı Özdemir Asaf öncesi ve sonrası olmak üzere ikiye ayırabilirim. Kitabımın içinde yer alan şiirlerimin tamamı, Özdemir Asaf sonrası döneme aittir. Lise son ve özellikle de üniversite yaşamım boyunca yazdıklarımdan oluşuyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Günümüzde pek rağbet gören bir tür olmamasına rağmen neden şiiri seçtiniz, okuyucu kitlesi en az olan türdür neredeyse?

    Öncelikle şunun altını çizmek isterim ki, şair şiiri değil, şiir şairi seçer. Tıpkı Cahit Sıtkı’nın da dediği gibi; örneğin yemek yerken ya da yolda yürürken aklınıza bir dize gelir, buna ilham da denebilir. Bir bakarsınız o zamana kadar karanlık gördüğünüz bir dünya aniden aydınlanıvermiş, artık o dize sizin kılavuzunuzdur, yazacağınız şiirin konusunu, biçimini, uzunluğunu, kısalığını, her şeyini artık o belirler ve o şiiri bitirene dek siz işgal altındaki bir ülkeden farksızsınızdır. Günlük ihtiyaçlarınızı; yemenizi, içmenizi, uyumanızı ona ayırmak zorundasınızdır. Buna bir tür saplantı da denebilir. Şiir bitmeden bu saplantıdan kurtulamazsınız. Bu arada kalbinizin, zihninizin, sinirlerinizin hatta elinizin, ayağınızın bile inanılmaz bir işbirliği içinde çalıştığını görürsünüz. Diğer edebi dallardan farklı olarak, şiirdeki canlılığın ve derinliğin sırrı belki de budur. Ayrıca ‘şiir; yarını olmayan kelebekleri yaşatma çabasıdır.’ Üzülerek söylüyorum ki, yok olmaya terk edilmiş sözcükleri, duyguları hayatta tutmaya çalışmaktır. Körelen duygularımızı bileyen en kutsal edebi daldır, aslında edebiyatın da üstündedir. Benim anlayışıma göre zaten bir alanı sevmenizdir aslolan, rağbet görüp görmediği değil. Belki de bu sebeple şiire olan ilgim günbegün artarak devam etmektedir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Son olarak ‘neden şiir?’ sorusuna kitabımın içinde yer alan iki mısrayla açıklık getirmek istiyorum:

    ‘Oysa şairlerdir gerçek hayatı yaşayanlar,

    Beni ancak şiirlerle hayata bakabilenler anlar.’

    Etkilendiğiniz bir akım var mı?

    Etkilendiğim belli bir şiir akımı yok. Bu bağlamda bağımsız olduğumu söyleyebilirim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sevdiğiniz ve etkilendiğiniz şairler kimler?

    Bende ayrı bir yeri ve değeri olan Özdemir Asaf ki kendisinin anısına kitabımın içerisinde ‘Yalnızlığa Yolculuk’ adlı bir şiirim de yer alıyor. Özdemir Asaf’ın yanı sıra; Cahit Sıtkı Tarancı, Can Yücel, Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet, Atilla İlhan ve şu an ismini sayamadığım birçok üstadın hakkını da teslim etmem gerek.

    Sizi ve şiirlerinizi besleyen kaynaklar nelerdir?

    Doğaldır ki, her şair içinde yaşadığı toplumun, coğrafyanın hamuruyla yoğrulur ve bu yüzdendir ki bir toplumun sosyal, siyasal veya kültürel yapısını anlayabilmek için o toplumun şiirlerine bakmanız yeterlidir. Buradan hareketle, günlük hayatın içindeki her türlü olay ya da olgudan beslendiğimi söyleyebilirim.

    Teknoloji çok iyi imkânlar sunarken şiirlerinizi kitaplaştırma fikri nasıl ortaya çıktı?

    Ne yazık ki, günümüzde tıpkı her alanda olduğu gibi şiir de teknolojiyle iç içe geçmiş durumda. Bu durumdan ciddi rahatsızlık duyuyorum. Bu soruyu bir şair değil de bir okuyucu gözüyle yanıtlamam gerekirse; sanal ortamda okuduğum bir şiir bana kitaptan okuduğum hazzı vermiyor, bu açıdan internetin ‘hissedileni aktaramayan’ bir platform olduğunu düşünüyorum. Siz de hak vereceksiniz ki, kâğıdın kokusunu, sayfaları çevirirken çıkan sesi duyamamak, o sayfalara dokunamamak, onu hissedememek gibi eksiklikler de bu düşüncemin başlıca sebeplerini oluşturuyor. Şair gözüyle cevaplamam gerekirse; yakın çevremin yoğun istekleri, kitabın daha ‘kalıcı’ ve daha güvenli olması gibi sebeplerden dolayı şiirlerimi kitaplaştırmaya karar verdim. Kitap bir eserdir, eser de sahibinin çocuğu gibidir. Ve tıpkı bir ebeveyn gibi eser sahibi de çocuğunu her daim yanı başında görmek, ona istediği an dokunabilmek, onu hissetmek ister.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Şair yönünüzün yanında bir öğrencisiniz. Eğitim hayatınız nasıl gidiyor?

    Başarılı bir eğitim hayatım olduğunu söyleyebilirim ama gerçekçi olmam gerekirse bunun tek başına yeterli olduğunu düşünmüyorum. Açıkçası uygulamada bir takım eksikliklerim olduğunu söyleyebilirim. Birkaç ay sonra lisans öğrenimimi tamamlamış olacağım. Bu dört yıllık sürecin eğitimden ziyade hayat anlamında bana çok şey kattığına inanıyorum.

    İleriye dönük planlarınız neler?

    İleriye dönük çok fazla planlarım var. Bu yüzden kısa vadeli olanları anlatmamın daha uygun olacağını düşünüyorum. Öncelikle yüksek lisansla öğrenim hayatımı sürdürmek, bu esnada da reklam yazarlığı dalında kendimi geliştirmek istiyorum. Aynı zamanda şiirle ilgili olarak, daha fazla şairi okuyarak, onları daha yakından tanımak ve böylece kendimi bu alanda daha da geliştirmek istiyorum.

    Şairlik bir meslek mi yoksa hobi mi olacak?

    Şairlik ne bir meslektir, ne de bir hobidir. Şairlik bir yaşam biçimidir. Eğer şairlik bir meslek ya da kazanç elde etmek için yapılan bir uğraş olarak görülmeye başlanırsa, popülarite denen kavram ortaya çıkacaktır. Bu durumda hep en iyinin peşinde olan şair, kendini aşmak yerine, sürekli olarak kendini tekrar eden, deyim yerindeyse bir şarkının nakarat bölümünden farksız olacaktır. Şairlik bir meslek değil, gönül işidir. Zahmetli, karşılıksız bir uğraştır.

    Son olarak da neden “Tek Kişilik Seyahat” koydunuz kitabınızın ismini?

    Öncelikle sıkça sorulduğundan, cevabı en çok merak edilen sorunun bu olduğunu düşünüyorum. ‘Tek Kişilik Seyahat’ ismi, hayatta herkesin belli bir noktadan sonra yalnız olduğunun farkına varmış olmamdan geliyor. Tabii şiirlerimde sıkça işlediğim yalnızlık, platonik aşk, ayrılık, ölüm, iç hesaplaşma ve şahsi konu veya temalara uygun bulduğum ve kendimi en iyi anlatan söz kalıbı olarak gördüğüm için kitabıma bu ismi verdim. ‘Tek Kişilik Seyahat’ aynı zamanda kitabımın içinde yer alan bir şiirimin ismidir. Bu şiir ise biraz sitemkâr, biraz platonik bir aşkın ifadesidir.

    Not: Kitabı, ülke çapında Kitapyurdu, İdefix, Avrupa Yakası Yayınevi, Antoloji, D&R gibi internet sitelerinden sipariş edebilir veya bütün D&R mağazalarından isteyebilirsiniz, yoksa da onlar birkaç gün içinde getirirler.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow