Erdoğan: "Bu boyacı küpü mü sok sok çıkar"

Başbakan Erdoğan, erken seçim istelen muhalefeti "Hayal dünyasında yaşıyorlar, bu boyacı küpü mü sok sok çıkar..." sözleriyle eleştirdi. Yargı reformu ve Anayasa değişikliği tartışmalarıyla ilgili de konuşan Erdoğan, "muhalefetin kapısını çalacağız, geri çevirirlerse millete gideriz" dedi.

Başbakan Erdoğan, Şanlıurfa'da yapımı tamamlanan tesis ve projelerin toplu açılış töreninde bir konuşma yaptı.

Halkın desteği ve hayır dualarıyla bu makamlara geldiklerini, hükümet olarak gayret ve hedeflerinin halka hizmet olduğunu ifade eden Erdoğan, "Biz bu aziz millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bu millete efendilik olmaz ancak hizmetkarlık olur. Bize düşen budur. Zira biz 'Halka hizmet, Hak'ka hizmettir' anlayışıyla bu yoldayız. Biz yetkimizi, gücümüzü sizden alıyoruz. Anayasamızda ne diyor; 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'. TBMM'de duvarda arkamızda şu yazar; 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Kemal Atatürk'. Yegane karar merci millettir. En son kararı verecek, en son sözü söyleyecek yetki, mühür, karar sahibi millettir" dedi.

Erdoğan, "Sizin oylarınızla seçtiğiniz, sizin belirlediğiniz, sizin sahibi olduğunuz TBMM'nin üzerinde bir güç olabilir mi? Bir irade olabilir mi? Olamaz. Olmaması lazım. 7,5 yıl boyunca sizin yetkinizi, iradenizi, tercihinizi gasp etmeye çalışanlara karşı yıkılmadan, eğilmeden, bükülmeden dimdik durduk. Çetelerle, mafyayla, hukuk dışı örgütlenmelerle, kirli senaryolarla üzerimize geldiler. Hukuku, hukukun sınırlarını zorlayarak, yasaları, Anayasa'yı eğip bükerek kendi çıkarları doğrultusunda yorumlayarak üzerimize geldiler. Yılmadık, yıkılmadık. Asla ve asla taviz vermedik" diye konuştu.

Milletten aldıkları yetkiyi milletin emirleri doğrultusunda kullandıklarını bundan sonra da aynı şekilde devam edeceklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, millet adına her türlü hukuksuzluğun karşısında olduklarını vurguladı.

"Boyacı küpü mü?"

Erdoğan, "Her türlü demokrasi dışı müdahalenin karşısında cesur bir duruş sergiledik. 'Herkes yerini bilecek' dedik. 7,5 yıl boyunca defalarca tartışmaya açtıkları konuları bugün yeniden tartışmaya açıyorlar. Ne diyorlar? 'Şu Harranlı çobanın, şu Ceylanpınarlı, Siverekli çiftçinin, Birecikli, Halfetili köylünün oyuyla İstanbul'daki profesörün oyu bir olmaz' diyorlar. 'Millet bir konuda yüzde yüz ittifak bile etse bunun bir manası yok' diyorlar. Nasıl geçmişte 'Cumhurbaşkanı seçtirmeyiz' dedilerse bugün de 'Anayasa'yı değiştirtmeyiz' diyorlar. Daha belli değil ha. Daha ne var ne yok içinde belli değil. Diyor ki 'yasaları Anayasa'ya götürürüz. İptal ettiririz'. Bu ne demek? Yani 'Anayasa'daki üyelerin hepsi benim tasarrufum altında. Oraya götürürüz, orada biz bu işi hallederiz'. Daha ne var, ne getiriliyor biliyor musun? 'Gel senle beraber oturalım, konuşalım'. 'Yok, gelmem'. 'Niye?'. 'Seçimler yaklaştı'. Ne demek seçimler yaklaştı? Daha 16 ay var" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, "Bu ülkede bugüne kadar 16 ayda bir hükümet değişti. Biz bu alışkanlıkları bozduk. Artık 16 ayda bir değişen hükümetler dönemi yok. İşte geldik birinci dönemde, 5 yıl bize yetki verdi halkımız. Biz bu yetkiyi 2-3 ay geri almak suretiyle kullandık. Şimdi de 4 yıl dolacak seçim o zaman yapılacak. Ama şimdi bunlar hayal dünyasında geziyorlar. Birisi kalkıyor diyor ki 'Bu yıl sonuna kadar seçim olur'. Bir diğeri 'Erken seçim olması lazım'. Daha çok sayıklarsınız çok. Benim milletim bize ne yetki verdiyse biz o yetkiyi kullanıyoruz, kullanacağız. Bu boyacı küpü mü sok sok çıkar? Var mı böyle bir şey? Bu demokrasi dersi, bunlar demokrasi dersinden hep sınıfta kaldılar. En başından itibaren tekrar tekrar söylediğimizi, arkasında durduğumuz o ilkeyi onlara buradan bir kez daha hatırlatıyoruz: Yeter, söz de karar da milletindir" dedi.

Demokratik açılım

Milli birlik ve kardeşlik projesi adını verdikleri süreçte samimiyetlerini ortaya koyduklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Yüreğimizi ortaya koyduk. Bu süreçte devlet ve millet arasındaki o mesafeyi azaltıyoruz. Devletle milleti kucaklaştırıyoruz. Milli birlik ve kardeşlik süreci dediğimiz projeyi hız kesmeden, kararlı bir şekilde ivme kaybettirmeden devam ettiriyoruz. Buralara gelemeyenler, buralara adım atamayanlar, buraların halini hatırını soramayanlar, açılımın bittiğini, milli birlik ve kardeşlik sürecinin hız kestiğini düşünebilir. Biz buna asla müsaade etmeyiz. Başlattığımız bu son derece önemli süreci kararlılıkla yürütüyoruz. Allah'ın izniyle de bunu nihayete erdireceğiz. Geçmişi nasıl birlikte inşa ettiysek geleceği de birlikte inşa edeceğiz" dedi.

"Başını kuma gömenlerin Türkiye'nin meselelerini göremediklerini ve idrak edemediklerini" ifade eden Erdoğan, "Sen gözünü kapatınca alem yok olmuyor. Görmezden gelince, duymazdan gelince, sırtını dönünce gençlerin ölümü sona ermiyor, kan durmuyor. Anaların gözyaşı dinmiyor. Biz var olan sorunları gördük. 'Bu sorunlar daha da büyümesin, geleceğimizi karartmasın' dedik. 'Her türlü etnik grubun, inanç gruplarının sorunları bizim sorunumuzdur' dedik. 'Bu ülkenin ekonomik sorunları bizim sorunumuz' dedik ve bunların üzerine gidiyoruz. Doğusuyla batısıyla artık birbirini anlamak, kendisini ötekinin yerine koyarak düşünmek ve buna göre hareket etmek zorundayız" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "Bu ülkenin batısındaki vatandaş köy boşaltmanın, köy yakmanın, faili meçhullerin, olağanüstü halin, çaresizliğin nasıl istismar edildiğini, ne demek olduğunu anlamak zorunda. Aynı şekilde bu ülkenin doğusundaki vatandaş da evine ateş düşen, gencecik evladının yolunu gözlerken şehadet haberini alan annelerin, babaların feryadını acısını anlamak zorundadır. Bunu başardığımızda, birbirimizi anladığımızda, kendimizi ötekinin yerine koyduğumuzda inanın mesele çözülmüş olacak. Bizim yapmaya çalıştığımız işte bu" diye konuştu.