hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Sınavsız üniversitenin detaylarını anlattı

    Sınavsız üniversitenin detaylarını anlattı
    expand

    YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversitelerin bazı bölümlerine sınavsız girilebilmesinin "hiçbir sınava tabi olmadan giriş" diye düşünülmemesi gerektiğinin altını çizerek, "Bunu sadece 'üniversite sınavı olmadan giriş' diye düşünebilirsiniz. Mesela bu bölümlere girmek için sizin not ortalamanıza veya hocalardan alınacak referans mektupları gibi kriterlere bakılabilir" dedi.

    Özcan, Üniversiteler Birliği'nce hazırlanan Türkiye Bilinçli Gençlik Projesi'nin tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Özcan, YÖK Genel Kurulu'nun katsayı konusunda son aldığı kararla ilgili Danıştay'a iki dava açıldığını belirterek, "Bu itirazlar oldukça önceden yapıldı, ama bunu ne Danıştay'dan duydunuz, ne de bizden. İki kurum da kendilerine yakışır şekilde, bu ayın 11'inde yapılan YGS imtihanı öncesinde kamuoyundan gizli tuttular ki bu, öğrencilerimizin morali için son derece önemliydi" dedi.

    YÖK Başkanı Özcan, her iki kurumun yaklaşımının, "meselenin çok fazla uzamayacağını gösterdiğini" söyledi.

    Özcan, "Eğer sınavdan önce böyle bir haber duyulsaydı sınava girecek arkadaşlarımızda önemli bir moral bozukluğu olabilirdi. Her iki kurumun böyle bir yaklaşımı meselenin çok fazla uzamayacağını bana söylüyor. Ama herhangi bir şekilde uzama içine girerse tabii ki bizim de ona karşılık çözümlerimiz vardır. Biz B planını geçtik, C oldu, D de var, E de var. Pek çok çözüm var, ama inşallah o çözümlere ihtiyaç olmaz" diye konuştu.

    Sınavsız üniversite hakkında bilgi verdi

    Bir gazetecinin "Üniversitelerin bazı bölümlerine sınavsız geçiş yapılabilmesi" ile ilgili sorusu üzerine Özcan, "Bu sorunun bana yöneltiliş şeklini söyleyeyim. 'Sayın ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan son demeçlerinden bir tanesinde bazı bölümlere sınavsız girileceğini söyledi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?' Ben de aynen şöyle söyledim. 'Sayın Yarımağan son derece haklıdır. Bu iyi bir sistemdir. Biz de bundan iki sene önce bu türden hususları kendi aramızda düşünmüştük. Hatta bir iki defa da böyle bir şeyin mümkün olabileceğini gazetecilere söylemiştim" diye konuştu.

    Düşünülen sistemin çok iyi bir sistem olduğunu ifade eden Özcan, sonunda gidilmesi gereken yerin o olduğunu söyledi.

    Özcan, "Sistem de şöyle işleyecektir; 'sınavsız'dan herkes, elini kolunu sallayarak, hiçbir belgesi olmadan belli bir bölüme gireceğini zannediyor. Sistem öyle çalışmıyor. Çok seçici bir şekilde çalışıyor. Dışarıdaki uygulamalarına bakarsanız bunu görürsünüz. Almanya'da bunu hukuk fakültesinde uyguluyorlar" diye konuştu. Türkiye'de üniversitelerin bazı revaçta olan ve tercih edilmeyen bölümlerinin olduğunu anlatan Özcan, "Zaman zaman da bazı yıllarda boşluklar, kontenjanların dolmaması gibi sorunla karşılaşıyoruz. Bizim bunu düşünmemizdeki ilk amaç eğer, böyle bir dolmayan, tercih edilmeyen bölümleri açarsak, belki o bölümlerin dolmasına yardım ederiz, şeklindeydi" dedi.

    "Eliniz cebinizde bu okullara giremezsiniz"

    Bunun 'sınavsız giriş', yani 'hiçbir sınava tabi olmadan giriş' diye düşünülmemesi gerektiğini vurgulayan Özcan, "Bunu sadece 'üniversite sınavı olmadan giriş' diye düşünebilirsiniz. O şekilde, mesela bu bölümlere girmek için sizin not ortalamanıza veya hocalardan alınacak referans mektupları gibi kriterlere bakılabilir. Eliniz cebinizde bu okullara giremezsiniz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok" diye konuştu.

    Bölümler için alınması gereken taban puanların aşağı çekilmesiyle de kontenjanların doldurulabileceğini anlatan Özcan, "Sonunda Türkiye'nin gelmesi gereken yer budur. İnsanlar işte elindeki belgelerle ÖSS türündeki bir sınava girmeden istedikleri bölümlere müracaat etme, üniversitenin de bu öğrencilerin arasından istediği öğrencileri kabul etme imkanı olabilirdi. En iyi sistem budur. Öğrencinin gideceği üniversiteyi seçmesi, üniversitenin kabul edeceği öğrenciyi seçmesidir en iyi sistem. Ben bazı bölümlere ÖSS'siz girilmesini bu yüzden çok arzuluyorum. Sonunda bizim gitmek istediğimiz ana sonuca götürecek diye istiyorum" ifadesini kullandı.

    "Hemen uygulanmaz"

    Bu konuyla ilgili gazetede yer alan yazıları okuduğunu söyleyen Özcan, yazarların meseleyi hiç anlamadıklarının, dışarıdaki uygulamalardan hiç haberlerinin olmadığının anlaşıldığını ileri sürdü.

    Bazı bölümlere üniversiteye giriş sınavı olmaksızın girmenin hemen uygulanabilir bir şey olmadığını da belirten Özcan, "Bu, arz ve talebin eşit olduğu zamanda en iyi şekilde uygulanabilecek bir sistemdir. Biz henüz o noktaya gelmedik. O noktaya gelebilmek için birkaç yılımız daha var. Ne zaman o aşamaya gelirsek o zaman bu türden tedbirleri, açılımları deneyebiliriz. O zaman deneyebileceğimiz başka şeyler de var. Mesela, üniversite sınavını senede iki defa yapabiliriz. Bu sınavda başarısız olan öğrencilere bir şans daha veririz, altı ay sonra bir daha sınava alabiliriz. Bunlar olmayacak şeyler değil. Ama bunların hepsi arz ve talebin denkleşmesine bağlı olan çözümlerdir" dedi.
     
    Bir gazetecinin "İki sınav yapılmasında da arz ve talep dengesi şart mıdır?" sorusu üzerine Özcan, "İyi olur. O kadar insana sınav vermek kolay bir iş değil. Oldukça da maliyetli bir şey bu. O kadar öğrenciyi motive etmekte zorlanabilirsiniz diye düşünüyorum. Ama sayı az olursa o insanlara yıl içerisinde birkaç sınav vermek daha kolay olabilir" cevabını verdi.

    "Yönlendirme Türkiye'de çok iyi işlemiyor"

    Özcan, "Yatay Geçiş Yönetmeliği"nde yapılan değişikliğin sorulmasına karşılık, üniversiteden önce gençlere gitmek istedikleri yerlere gitme imkanının verilmediğini söyledi.

    "Yönlendirme" denilen sürecin Türkiye'de çok iyi işlemediğini belirten Özcan, "Diyorlar ki 'lisede insanlar ayrılıyor, Türkçe, Sosyal diye, bu bir yöneltmedir'. Bu bir yöneltme değildi" dedi.

    Öğrencilerin seçimlerinin yakınlarının görüşleri doğrultusunda yapıldığını ifade eden Özcan, "Benim oğlum şu an aranızda. Belli bir bölüme gitti. Onun oraya gitmesine sebep herhalde bizizdir. 'Oğlum burayı seç, burası senin için daha hayırlıdır' demişizdir. O da oraya gitmiştir" diye konuştu. Danıştayın katsayı ile ilgili yapılan itirazlarda yöneltme konusunu çok ele aldığını söyleyen Özcan, yöneltmenin Almanya'da çok iyi uygulandığını anlattı.

    Özcan, "Öğrenciler kendi özelliklerine göre yönlendirilmeyince, bizim sonradan da olsa bir şey yapmamız gerekiyordu. Bu sene onun bir kısmını gerçekleştirdik. Üniversite sınavında test sayısını 18'e çıkartarak, öğrencilerin hiç olmazsa istedikleri mesleğe gitmelerini kolaylaştırıcı yönlendirme süreci koyduk. Sistemin içinde var bu" diye konuştu.

    Bunun yeterli olmadığını belirten Özcan, başka bir mekanizmanın daha kullanılması gerektiğini söyledi. Bu amaçla yatay geçiş yönetmeliğinde değişikliğe gittiklerini anlatan Özcan, değişiklikle bölümler arası geçişin kolaylaştırıldığını belirtti.

    Yatay geçişle ilgili öğrencilerin şikayetleri olduğunu ifade eden Özcan, bazı üniversitelerin yatay geçiş kontenjanlarını ilan etmediğini, üniversitelerin bazen daha az, bazen de daha fazla kişi alabildiklerini anlattı. Özcan, mevcut sistemde de bazı hataların olduğunu ifade ederek, bu nedenle yönetmelikte değişiklik yaptıklarını sözlerine ekledi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow