hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İlhan Selçuk'u kaybettik...

    İlhan Selçuku kaybettik...
    expand

    Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı İlhan Selçuk tedavi gördüğü hastanede 85 yaşında hayatını kaybetti. İlhan Selçuk'un cenazesi, perşembe günü Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde toprağa verilecek.

    Selçuk, bir süredir Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi görüyordu.

    Amerikan Hastanesi'nden yapılan yazılı açıklamada, "24 Ocak tarihinde 'iskemik beyin hastalığı' nedeni ile yoğun bakım ünitesine yatırılan gazeteci yazar İlhan Selçuk, uygulanan tüm tedavi ve girişimlere karşın çoklu organ yetmezliği nedeni bugün saat 13.15'te vefat etmiştir" denildi.

    İlhan Selçuk ömrünü adadığı yazın serüveninde Cumhuriyet Gazetesi'yle özdeş bir isim oldu.

    45 yıldır haftanın 6 günü, hiç aksatmadan gazetesindeki köşesinden okurlarına bir "Pencere" açtı, fikirlerini o pencereden Türkiye'yle paylaştı.

    İlhan Selçuk, ağabeyi Turhan Selçuk'un ölümünden habersiz hayatını kaybetti.

    Cenaze töreni

    İlhan Selçuk için, 23 Haziran'da Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda, ardından da Cumhuriyet Gazetesi'nde törenler yapılacak.

    Selçuk'un cenazesi, isteği üzerine 24 Haziran'da Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde ağabeyi Turhan Selçuk'un yanında toprağa verilecek.

    Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulunun İlhan Selçuk'un vefatı üzerine yayımladığı mesajda, "laik ve demokratik Cumhuriyetin savunucusu, basının bükülmeyen kalemi İlhan Selçuk'un sadece Türk basını için değil, çağdaş Türkiye için de yeri doldurulamaz bir kimlik" olduğu belirtildi.

    "Düşünceleri ve yazıları nedeniyle darbelerde gözaltına alınan, işkence gören, ancak ilkelerinden asla ödün vermeyen İlhan Selçuk'un" genç kuşak gazetecilere ölümünden sonra da örnek olmaya devam edeceği vurgulanan mesajda, "TGC Yönetim Kurulu olarak Basın Şeref Kartı, 1994 Basın Özgürlüğü Ödülü ve 2003 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi değerli ustamız İlhan Selçuk'un kaybından büyük üzüntü duymaktayız. İlhan Selçuk'u sevgi ve saygıyla anarken, ailesine, meslektaşlarına ve tüm sevenlerine baş sağlığı diliyoruz" denildi.

    İlhan Selçuk için, 23 Haziran Çarşamba günü Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda, ardından da Cumhuriyet Gazetesi'nde törenler yapılacak.

    İŞTE SELÇUK'UN VEDA GİBİ SON YAZISI...

    İlhan Selçuk, ameliyata girmeden önce Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşesi 'Pencere'de okurlarına şu sözlerle veda etti:

    "Pazartesi günü yürekten ameliyat olacağız, söylenenlere bakılırsa epey gıllıgışlı bir operasyonmuş, nalları havaya dikersek bozulmayalım, olur böyle şeyler... Nalları dikmezsem daha görüşürüz. Dikersem, her ne kadar kusurumuz da olsa, affola... İkisine de eyvallah..."

    İLHAN SELÇUK KİMDİR?

    İlhan Selçuk'un çocukluk yılları, Anadolu'nun çeşitli kentlerinde geçti. Hukuk eğitim almasına ve bir süre avukatlık yapmasına karşın, önce ağabeyi Turhan Selçuk'la mizah dergisi çıkardı, daha sonra gazeteciliğe başladı. Uzun gazetecilik yaşamında cezaevinde kaldı, işkence gördü. İşte, İlhan Selçuk'un 85 yıllık yaşamından kilometre taşları...

    Türkiye Cumhuriyeti'nden iki yaş gençti. Ömrünü adadığı yazın serüveninde Cumhuriyet'le özdeş bir isim oldu. 45 yıldır haftanın 6 günü, hiç aksatmadan gazetesindeki köşesinden okurlarına bir "Pencere" açtı, fikirlerini o pencereden Türkiye'yle paylaştı.

    İlhan Selçuk 1925'te Aydın'da doğdu. Çocukluğu subay olan babasının görevi nedeniyle anadolunun çeşitli kentlerinde geçti. İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdi, bir süre avukatlık yaptı.

    İkinci Dünya Savaşı yıllarında,  ağabeyi Turhan Selçuk'la birlikte 41.5 adlı mizah dergisini çıkardı. Ardından Dolmuş dergisi geldi. Dolmuş, muhalif yaklaşımı ile ses getirdi.



    İlhan Selçuk, adı duyulmaya başlandığı bir sırada askere gitti. Askerdeyken 27 Mayıs darbesi oldu.

    Terhis olup, İstanbul'a döndüğünde ne iş yapacağına karar vermişti. Gazeteci olacaktı... Gazetecilik, ona uzun ve zorlu bir mücadelenin kapısını açtı. İlk işyeri Akşam gazetesiydi. Oradan Tanin, ardından da sol eğilimli Vatan gazetesine geçti.

    Tanınmaya başladığı dönemde, Nadir Nadi'nin teklifini kabul etti ve sonradan ismiyle özdeşleşecek Cumhuriyet gazetesine yazar oldu. Bu dönemde Doğan Avcıoğlu'nun Yön dergisinde de yazıları yayınlanıyordu.

    Çok partili rejime karşı tereddütü vardı

    Yön dergisi kapatıldı, Doğan Avcıoğlu Devrim dergisini çıkardı. İlhan Selçuk, Devrim dergisinde yazmayı sürdürdü. Yazılarında Cumhuriyet devriminin savunuculuğunu yapıyor, çok partili rejime karşı tereddütlü  bir yaklaşım sergiliyordu.

    12 Mart muhtırası verildiğinde, İlhan Selçuk Devrim dergisinden ayrılalı çok olmuştu. Ancak ama hedef olmaktan kurtulamadı. İhtilalle yönetime el koymak isteyen cuntanın içinde yer aldığı gerekçesiyle tutuklandı. Erenköy'de dönemin ünlü işkence karargahı Ziverbey Köşkü'ne götürüldü. Sol hareketin simge isimleri İlhami Soysal ve Doğan Avcıoğlu da köşkteydi.

    Ziverbey Köşkü'nde işkence gördü

    Ziverbey Köşkü'nde işkence gördü. İşkence altında olduğunu, 'akrostiş yöntemi'ni kullanarak  ifadesinin içine gizlice yazdı. Daha sonra yaşadıklarından yola çıkarak köşkün adını taşıyan bir kitap kaleme aldı. Ziverbey Köşkü'ndeki işkenceleri ilk kez detaylarıyla anlattı.

    "Gözlerim bağlı olduğundan hiçbir şey görmüyordum. Ayak bileklerime bir alet geçirilmişti. Bir manivelanın ya da vidanın sıkıştırıldığını duyumsuyordum. Öyle bir an geldi ki, bacaklarımı kıpırdatamaz oldum. Bir yağ mı sıvı mı sürüyorlardı tabanlarıma sonra sopa inip kalkmaya başladı. Kendimi acıya katlanabilir sanırdım. Ancak falakanın verdiği acı hiçbir acıyla kıyaslanamaz. Olayın bir de ruhsal yanı var ki, bedensel acının üstüne biniyor. Kendini aşağılanmış olarak görüyorsun."

    Mahkemedeki savunması sırasında akrostiş yöntemini açıkladı ve ifadesinin işkence altında alındığını kanıtlamış oldu. Sonunda beraat etti.



    Ergenekon soruşturmasında gözaltına alındı

    12 Mart muhtırasından 9 yıl sonra gelecek 12 eylül 1980 darbesinde gözaltına alınmadı. Ama yazıları yüzünden hakkında birçok dava açıldı. Davalar gazetecilik yaşamının bir parçası haline geldi.

    İlhan Selçuk Cumhuriyet gazetesinde yarım yüzyıla yaklaşan çalışması sırasında zaman zaman mesai arkadaşlarıyla ters düştü. Ama köşesini yazmayı hiç bırakmadı. Uzun süre gazetenin imtiyaz sahibi ve başyazarı olarak görevini sürdürdü.

    Türkiye onu polislerin arasında son olarak, 12 Mart'tan 37 yıl sonra Ergenekon soruşturması kapsamında sorguya giderken gördü. 1 Mart'ta sabaha karşı  04.30'da evinden alınıp yaklaşık 40 saat sorgulandı. Sonra yurtdışına çıkışına yasak konarak serbest bırakıldı.

    Eserleri...


    İlk kitabı "Güzel Amerikalı"yı 1965 yılında yayımlayan Selçuk'un, diğer eserleri ise şunlar:

    "Uzak Komşu Rusya'dan (1967), Mustafa Kemal'in Saati (1969), Yeni Krallar Yeni Soytarılar (1974), Sovyetler, İran, Amerika İzlenimleri (1976), Yüzbaşı Selahattin'in Romanı (2 cilt, 1973-1975), Atatürkçülüğün Alfabesi (1981), Ağlamak ve Gülmek (1982), Düşünüyorum Öyleyse Vurun (1984), Görülmüştür (1986), Ziverbey Köşkü (1987), Japon Gülü (1989), Duvarın Üstündeki Tilki (1994), İskele Sancak (1996), Enel Hakk'ın Hakkı (2005)."

    TEPKİLER

    Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya:
    Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusuydu. Yazılarında sermaye-emek çelişkilerini ortaya koydu. Güneydığu sorunlarına yazılarında yer vermiş biridir. Denokrasiden, özgürlüklerden, Atatürk devrimlerinden yana olan yurtsever bir yazardı. Sabaha karşı polisler evine geldiğinde onlara kendi elleriyle çay yapmış biridir. (Videoyu izlemek için tıklayın...)

    Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ali Sirmen:
    Aydınlanmanın önde gelen isimlerindendi. Hapishanelerde büyük mücadeleler vermek zorunda kaldı. Hiçbir dayanağı olmayan iddialarla Ergenekon'dan gözaltına alındı. Emekleri ve yaptıkları kolay kolay silinmeyecek. İlhan Selçuk bizim önde gelen idol yazarlarımızdan biriydi. (Videoyu izlemek için tıklayın...)

    Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mehmet Faraç:
    Onunla aynı gazetenin sayfalarında yazı yazmanın onurunu ve şerefini yaşadım. İlhan ağabey çok sağlıklı bir şinsandı. Fakart bu Ergenekon adı verilen organizasyon yapılmadan önce ben İlhan ağabeyin gazetenin merdivenlerini ikişer ikişer çıktığını gördüm, canlılıkla yürüyen, hareket eden bir insandı. İlhan Selçuk gibi bir aydınlanma abidesini bu sürecin içine çekerek sağlığını bozan hangi kurum varsa buradan esefle kınıyorum. Böyle bilge bir insanı terör örgütüyle ilişkilendirenleri burada şiddetle protesto ediyorum. Belki yaşılıktan bugün bunu yaşadı ama aynı zamanda öldürülmüştür de. İlhan Selçuk'tan kalemimi namuslu tutmayı öğrendim. (Videoyu izlemek için tıklayın...)

    Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız:
    İlhan Selçuk çok çok önemli bir gazeteci olmasının yanısıra çok da önemli bir yazar kimliği vardır. Hem gazetecilik hem de siyaset anlamında bu işlerin içinde olmuştur. Çok uzun işkenceler görmüş ancak demokrasiye olan inancını hiç kaybetmemiştir. Çok üzgünüz. O herkes için bir yol göstericiydi. Çok kırgın da gitmemiştir. Çok sevecen bir kişiydi. Çok farklı bir kişiliği olan bir yazardı. (Videoyu izlemek için tıklayın...)

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:
    İlhan Selçuk benim kuşağım açısından derin izler bırakan bir isim. Onun Cumhuriyet'te açtığı pencere toplum açısından çok önemliydi. İdeallerinden vazgeçmeyen, yılmaz, yiğit bir insandı. Son Ergenekon sürecinde büyük haksızlığa uğradığı kanısındayım. O kararı alanlar umarım şimdi vicdanlarıyla yüzleşiyorlardır şimdi. Ergenekon'da kendisine uygulanan muamele ve sonra sağlığının bozulması tüm bunlara baktığımızdı bir aydının haketmediği bir süreçti. (Videoyu izlemek için tıklayın..)

    DSP Genel Başkanı Masum Türker:
    Türker, "Selçuk'un vefatı, Türkiye için önemli bir kayıptır ve üzüntümüz sonsuzdur. Kendisine rahmet ailesine ve basın camiamıza başsağlığı diliyoruz. Selçuk'u her zaman sevgi ve saygıyla anacağız" açıklamasında bulundu.

    Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Ataol Behramoğlu:
    Selçuk'un ölümü beklenen bir olaydı. Ama yine de içimizde bir umut vardı. Yeniden İlhan Ağabey ayağa kalkacak yeniden penceresini açacak diye düşünüyorduk, umut ediyorduk. Ama maalesef olamadı. Ben gelirken aklımdan kurduğum cümle şuydu: Türk aydınlanması önderini yitirdi. Çünkü gerçekten de Selçuk, Namık Kemallerden başlayarak Mustafa Kemal ve arkadaşlarıyla zirveye çıkan, bir milletin doğuşu demek olan Türk aydınlanmasının 20. yüzyıldaki hiç kuşkusuz en önemli bir kaç önderinden biriydi. Tabi çok üzgünüz ama yine onun yeri kalbimizdedir. İlhan Ağabeyin bayrağını bizler de bütün yaşamımız süresince yüksekte tutacağız.

    Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi:
    Cumhuriyetin temel değerlerine bağlılığı ve onları savunma amacıyla verdiği mücadeledeki kırılmaz azmiyle, tüm Atatürk kuşaklarına örnek teşkil eden bir isim oldu.

    Cumhuriyet Gazetesi'nde anı defteri

    İlhan Selçuk'un ölümü nedeniyle, gazetede anı defteri oluşturuldu. Şişli'deki Cumhuriyet Gazetesinde oluşturulan anı defterine, taziyeye
    gelenler duygularını yazıyor.

    Gazeteye gelen CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, CHP Milletvekilleri Çetin Soysal ve Mehmet Sevigen, ressam Bedri Baykam, gazeteci yazarlar Mehmet Faraç ile Ümit Zileli, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de gazetenin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız'a taziyede bulundular.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow