hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Vural: "İmralı'nın önünü mü açacaksınız?"

    Vural: İmralının önünü mü açacaksınız
    expand

    MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili olarak, "Bülent Arınç, 'mecliste çözeriz' diyor. Ne yapacaksınız yani? Hüküm giymiş insanların da milletvekili olmasının önünü mü açacaksınız? Yani İmralı'nın önünü mü açacaksınız?" sorusunu yöneltti.

    Vural, TBMM'de kaydını yaptırdıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Vural, bir gazetecinin, "Herkes Meclis'i adres gösteriyor. Önümüzdeki dönemde Meclis rahat çalışabilecek mi?" sorusuna, "Ne yapacaklar? Buradan soruyorum; Bülent Arınç, 'mecliste çözeriz' diyor. Ne yapacaksınız yani? Hüküm giymiş insanların da milletvekili olmasının önünü mü açacaksınız? Yani İmralı'nın önünü mü açacaksınız? Hüküm giymiş adamın önünü mü açacaksınız? Amacınız bu mu?" yanıtını verdi.

    Vural, "1 yıldan daha fazla mahkumiyeti olanlar milletvekili olamıyorsa bunun önünü açmak istiyorlarsa bu ne demektir?" sorusunu yöneltti.

    Vural, "Hatip Dicle üzerinden Öcalan'ın önünün açılacağını söylemek istiyorsunuz? Bunu mu demek istiyorsunuz?" sorusu üzerine, "Öyle diyor. 1 yıl 8 ay bölücülükten hüküm giymiş insanlar, bir diğeri de terör örgütü yönetmekten hüküm giymiş. Yani hukuka göre milletvekili adayı olamayacakların önünü açmak istiyorsanız, kime, nereye kadar önünü açacaksınız? Bu sorunun cevaplandırılması gerekir. Hüküm giymiş, terörü araç olarak kullanmış insanların TBMM'de millet egemenliğini ortadan kaldırmak isteyen bu insanların, milletvekili sıfatını taşımalarını istemek bir hukuk garabetidir" diye konuştu.

    Alan konusunda MHP'nin tavrı ne olacak?

    Bir gazetecinin, "Yeni döneme sıkıntılı girdik. Engin Alan ile ilgili siz de bir haber bekliyorsunuz? MHP'nin tavrı ne olacak ret çıkarsa?" sorusu üzerine Vural, "24. dönemde Türk milleti bizi seçti, Meclis'te onların sözcüsü olma görevi verdi. Türk milletinin iradesinin tecelli ettiği bu yerde hukuku yapan TBMM, oluşturduğu hukuka da riayet etmekle de görevlidir" dedi.

    Türkiye'deki son gelişmelerin aslında yasama-yürütme-yargı arasında giderek bozulan dengenin bir yansıması olduğunu öne süren Vural, şöyle devam etti:

    "Bugün maalesef yürütme, hem yargıyı hem yasamayı kontrol altına almıştır. Maalesef siyasallaşma trendi giderek yükselmiş bir yargıyla karşı karşıyayız. Bütün bunlar olup biterken hepimizin birlikte 'yasama-yürütme-yargının birlikte daha iyi nasıl hizmet edeceğini' düşünmemiz gerekirken maalesef yürütme giderek bu dengeyi kendi lehine bozmuştur. Bu mesele Habur'da başlamıştır. Biliyorsunuz TBMM'de 2009'da bir ifade krizi olmuştu. O gün TBMM Başkanı Sayın Şahin, 'buradan bir milletvekilini kimseye teslim etmeyeceğiz. Milletvekilleri götürülemez' diye bir tavır koymuş, ondan sonra da YSK'nın verdiği bir karar; 'mahkumiyeti olan bir milletvekili adayının milletvekili adaylığını onaylamıştır.' Dolayısıyla, bugün gelinen süreç aslında yürütmenin, yargıya hukuka aykırı bir şekilde müdahalesinin tipik bir sonucudur. Bugün bu tabloyu ben Cumhurbaşkanı'na CHP'ye ve AKP'ye ithaf ediyorum. Yargıyı siyasallaşmanın bir aracı olarak kullanırsanız, güçlünün sopası haline dönüştürürseniz hak ve hakikati aramak yerine o günkü konjonktürel ifadelerle çözüm için kullanırsanız, bugün gelinen noktada tıkanırsınız. Onun için herkes elini yargıdan çekmelidir."

    MHP olarak anayasa ve yasalara uygun hareket ettiklerini vurgulayan Vural, "Gelinen bu sürecin aslında giderek Türkiye'de yasama-yürütme-yargı dengesinin, yürütme lehine bozulmasının oluşturduğu sistemik bir kriz haline dönüştüğünü düşünüyoruz" diye konuştu.

    Yargının, güçlünün yanında yer almaması gerektiğini ifade eden Vural, şöyle konuştu:

    "Bir başbakan kalkıp bir takım milletvekilleri hakkında bir takım ifadeler kullanırsa yargı da bunun için kullanılırsa Türkiye'de yargının tarafsız ve bağımsız olduğundan herkesin şüphe duyması muhtemeldir. Sonuçları takip ediyoruz. Hukuki süreçler devam ediyor ama bugün gelinen bu noktada TBMM'de öyle bir garabetle... Suçu olan bir kimse, anayasaya göre milletvekili bile olamayacak bir kimse seçime sokulmuş milletvekili yapılmış ama henüz suçu oluşmamış insanların milletvekilliği görevi yapması da engellenmektedir. Yargı süreçlerini siyasi amaçlarla kullanılmış olması en büyük sorundur. Öncelikle bu tahribatın önlenmesi gerekmektedir."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow