hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Hükümet programı TBMM'de görüşüldü

    Hükümet programı TBMMde görüşüldü
    expand

    TBMM Genel Kurulunda 61. Hükümet'in programı üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

    TBMM Başkanvekili Sadık Yakut yönetiminde çalışmalarını sürdüren Genel Kurul'da, CHP'li milletvekillerinin andiçme işleminin ardından hükümet programı üzerindeki görüşmelere geçildi. Hükümet programı üzerindeki ilk sözü MHP Grubu adına Genel Başkanı Devlet Bahçeli aldı.

    Bahçeli, 61. Hükümet programının milletin asıl sorunlarını omurgasından kavrayacak ve meseleleri çözecek siyasi ferasetten fazlasıyla uzak olduğunu söyledi.

    İktidar partisinin gerilimi tırmandırıcı yaklaşımının, ana muhalefet partisinin inatçı tavrının yaklaşık iki haftadır ülke gündemini meşgul ettiğini belirten Bahçeli, bu görüntünün çözüm kulvarına girmesinin herkes açısından sevindirici olduğunu ifade etti.

    Tutuklu milletvekillerinin demokrasi ahlakı gereği mecliste bulunan herkesin meselesi olması gerektiğini söyleyen Bahçeli, "Hukuk sisteminde adalet herkesin yararına işlemeli ve toplumun temel çıkarlarını dikkate almalıdır" diye konuştu.

    "61. hükümet programının milletin asıl sorunlarını omurgasından kavrayacak ve meseleleri çözecek siyasi ferasetten fazlasıyla uzak olduğunu" ileri süren Bahçeli, "Program, milletimizin bunaldığı ve çıkış aradığı sorunların bütünüyle bitirilmesi noktasında farklı ve yeni bir şey getirmemiştir" diye konuştu.

    Bahçeli, 61. Hükümet programının "hazırlıksız, dar kalıplara sindirilmiş, sorunlu, marazlı ve millet için sakıncalarla dolu olduğunu" öne sürerek, "Programda hiçbir şey yokmuş gibi terörle mücadeleden zerre kadar bahsedilmemekte, Türk milletinin birliğine, varlığına yönelik suikastlar yok kabul edilmektedir" dedi.

    Kılıçdaroğlu'ndan yargıçlara çağrı

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, tutuklu milletvekillerinin iki yargıcın takdiri nedeniyle bırakılmadığını, yargıcın takdirinin yasama organına müdahaleyi gerektirmeyeceğini belirterek, "Bütün yargıçların unutmaması gereken temel kural vardır, yargıç kararını insan haklarını ve demokrasiyi geliştirmek üzere verir" dedi.

    Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu'nda, partisinin 61. hükümetin programıyla ilgili görüşlerini açıkladı.

    Güzel bir seçim yaptıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ancak bir ilk yaşanarak, 8 parlamenterin tutuklulukları nedeniyle meclise gelemediğini hatırlattı.

    Kılıçdaroğlu, AK Parti, CHP ve MHP gruplarının bulunduğuna, 4. grubun ise bağımsız milletvekillerinin katılımıyla BDP olduğuna işaret etti.

    Kemal Kılıçdaroğlu, bir gerçeğin ortaya çıktığını belirterek, "12 Eylül ürünü yasalarla bu ülkede sağlıklı demokrasi olmaz. Hele hele yüzde 10 barajıyla bir partinin, partilerin parlamentoya gelmesinin önünü kesmeye kalkarsanız hukuktan, farklı alanlardan yararlanarak bunlar yine parlamentoya gelirler" diye konuştu.

    Kılıçdaroğlu, bugün AK Parti ile CHP yetkililerinin yaptığı ortak basın açıklamasında yer alan "Bu çerçevede tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin milletimizin kendilerine verdiği bu onurlu görevi yerine getirmeleri için TBMM'de olmaları gerektiğine inanıyoruz" cümlesine işaret etti.

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, seçme ve seçilme hakkının insanlık hakkı olduğunu kabul ettiklerini belirterek, "İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi, özgürlük, kadın erkek eşitliği, hepimizin, şu parlamento çatısı altında görev yapan her milletvekilinin ortak paydasıdır. O halde ortak paydanın önündeki engelleri kaldırmak da hepimizin temel görevidir" dedi.

     AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal da "Türkiye kimlik ve demokratikleşme sorunlarının, şiddetin ve terörün artık geride kalacağı günlere yürüyor" dedi.

    Erdoğan CHP'ye yüklendi

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Genel Kurulu'nda 61. Hükümet'in programı üzerindeki görüşmelerde yöneltilen eleştirileri yanıtladı.

    12 Haziran seçimlerinin Türkiye'ne demokrasinin ulaştığı seviyeyi ve sahip olduğu ileri standartları göstermesi bakımından özellikle önemli olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "İster profesör, ister çoban, bu milletin her bir ferdi serbestçe oyunu kullanıyor. Kendi hür iradesiyle kendi tercihini yapıyor. Millet seçimler yoluyla her tartışmaya, her soru işaretine, her anlaşmazlığa ve uyuşmazlığa çok net bir şekilde hakemlik yapıyor ve söylenmesi gerekeni en güzel şekilde söylüyor. 12 Haziran akşamı sandıkların açılması ve ortaya çıkan tablo, 'Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir' ilkesine inanıyorsak, yapılması gereken muhalefet başını iki elinin arasına alacak, 'biz nerede, ne yanlış yaptık da acaba yüzde 50 AK Parti'ye gitti' diye bunu düşünmesi lazım. Yani yüzde 26 alacaksın, asıp keseceksin. Yüzde 13 alacaksın, asıp keseceksin. Yok böyle bir şey. Egemenlik kayıtsız, şartsız milletinse buna teslim olacaksın. İki kişiden bir kişi AK Parti'ye oy vermiş."

    Erdoğan'ın bu sözlerine CHP'li milletvekilleri, "Teslim olmak ne demek" diye tepki gösterdi.

    Milletin seçimler yoluyla her soru işaretine, her anlaşmazlığa ve uyuşmazlığa çok net bir şekilde hakemlik yaptığını anlatan Erdoğan, "Bu hakemliğin neticesidir 12 Haziran. Hakemliğe kulak asmayanları hakem sahadan atar, bağırıp çağırmayla bu iş olmaz" diye konuştu.

    "Milletin sahip olduğu demokratik olgunluğun aynı derecede parlamentoya ve siyasete de yansıması en büyük arzumuzdur" diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Bugün artık dünün söylemleriyle dünün kelimeleriyle düne ait parametrelerle yolumuza devam edemeyiz. Çatışmaya, çekişmeye, birbirinin paçasından tutarak aşağıya çekmeye, karalamaya, iftiraya dayalı bir siyaset anlayışı Türkiye'nin hak ettiği bir siyaset anlayışı değildir. Siyasetçiler, bunun altını çiziyorum, millet kadar vizyon ve ufuk sahibi olmak durumundadır. Siyaset kurumu, milletle aynı frekansı tutturmalı, aynı yöne bakmalı, Türkiye'nin ulaştığı standartlara paralel bir duruş sergilemek zorundadır. Şu hususu her fırsatta ifade ettim: Demokrasilerde muhalefet en az iktidar kadar önemlidir ama muhalefet konumunu bilemiyorsa marjinalleşiyorsa o zaman bu ülkede ileri demokrasiden bahsedemeyiz. Hele hele anamuhalefet marjinalleşirse bu büyük tehlikedir. Siz kalkar da 'İki arkadaşımız burada yemin etmedikçe biz yemin etmeyeceğiz' derseniz bu marjinal bir düşüncedir ve bak geldiniz yemin ettiniz, ne oldu?"
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow