hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Balyoz" soruşturmasında tutuklama istemi

    Balyoz soruşturmasında tutuklama istemi
    expand

    Gölcük'te bulunduğu öne sürülen "Balyoz" belgelerine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Tuğamiral Şafak Yürekli’nin de bulunduğu 6 asker tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.

    Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine gelen Tuğamiral Yürekli ve 5 muvazzaf askerin, "Balyoz Planı"na ilişkin soruşturmayı yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar tarafından ifadesi alındı.

    Savcı Ayar, bu kişilerin tamamını tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye gönderdi.

    Bugünkü "Balyoz" davasından...

    Bu arada İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, müdahil avukatlar için ayrılan bölümde oturarak savunmasını yapan Tuğamiral Fatih Ilğar, "Kendi ordusuna tuzak niteliği taşıyan, subjektif fezlekelerle yönlendirilen sözde Balyoz davasında kanıt niteliği taşımayan ve hiçbir yan delille desteklenmeyen soyut kanaatler sayesinde, sadece ismimizin imzasız bazı dijital verilerde geçmesi nedeniyle 6,5 aydır özgürlüğümüz elimizden alınarak toplu bir hukuk katliamı gerçekleştirilmiştir" dedi.

    İddianame dahil, hakkındaki hiçbir maddi, fiziki, genetik delil ile desteklenmeyen tüm suçlamaları, polis tespit tutanaklarını ve fezlekeleri şiddetle reddettiğini ifade eden Ilğar, iddianamede atfedilen suçlamalarla ilgili hiç bir emir, görev almadığını ve vermediğini söyledi.

    Ilğar, isminin yer aldığı amiral terfi listesinin yakın geçmişte hazırlandığını belirterek, "Çünkü o tarihlerde bu listeyi hazırlamak için kahin olmak gerekirdi. Zira listede ismi geçen 3 subayın yakın geçmişte erken terfi edeceğini, yüksek lisans yapacağını, 2006 yılında deniz kuvvetlerinde terfilerin 6 yıldan 5 yıla çekileceğini önceden tahmin etmek imkansızdır. Bu bir kehanet ise affına sığınarak ifade etmek istiyorum. Özden (Örnek) amiralimiz kahindir ve kendisinden olası İstanbul depreminin tarihi de öğrenilebilir" diye konuştu.

    Mahkeme heyetine seslenen Ilğar, gelişmiş toplumlarda tutuklamalardaki yüzde 99 başarı oranının başarısızlık sayıldığını, davanın maalesef, siyasi bir boyut kazandığını, ancak siyasetin hukuk için daima kötü bir kılavuz olduğunu kaydetti.

    Ilğar, 2003 yılından beri bu kadar fazla sayıda sözde darbeci subayın terfi ettirilerek general ve amiral olduğunu dile getirerek, "Şayet Türkiye'de teğmenlikten general ve amiralliğe kadar Türk Silahlı Kuvvetlerinin önemli bir bölümü, yaklaşık 300 general, amiralden 50'si, deniz kuvvetlerinde 100 albaydan yüksek oranda terfi edebilecek 30'u, darbeci, şantajcı, fuhuşçu, casus, suikastçı olabiliyorsa, bir anlamda yüce Türk milletinin maddi manevi şan ve şerefi ayakta durabilir mi?" şeklinde konuştu.

    Bu süreç başladığında adaletin ölümsüz olduğuna inananlardan olduğunu, ama adaletin ölümlü olduğunu gördüğünü ifade eden Ilğar, "En azından bu davalarda yaşadıklarımla birlikte adaleti ben içimde öldürdüm" dedi.

    Emekli Albay Ümit Özcan da, hayali görevlendirmeler nedeniyle 18 aydır mağdur edildiğini belirterek, "11 Şubat 2011'den bu yana rehin olarak sözde hukuk adına tutuluyorum. İddiaları kabul etmiyorum. Seminere buradaki diğer deniz subayları gibi ben de katılmadım" dedi.

    Tuğamiral Levent Erkek ise Gölcük'te yapılan aramalarda bulunan 3 Ocak 2002 tarihli dijital olan muzahir subay ve astsubaylar listesini kendisinin hazırlamadığını, belirtilen tarihte NATO görevi nedeniyle TGC Gediz Fırkateyni komutanı olarak Girit'in Suda Limanında bulunduğunu söyledi.

    Deniz Kurmay Albay Fatih Uluç Yeğin de, iddianamede yer alan İmralı ve Yassıada'da havadan helikopterle heliped için yapılan keşfin gerçekte yapılmadığını ifade ederek, mahkemeye sunduğu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı belgelerinde böyle bir uçuş kaydının yer almadığını söyledi.

    Tutuklu sanık Albay Mehmet Ferhat Çolpan da, savunmasında hakkındaki tüm suçlamaları reddetti.

    Duruşmaya öğlen arası verildi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow