hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Şimşek: "Herkes memur olmak istiyor"

    Şimşek: Herkes memur olmak istiyor
    expand

    Vekil olmak için 770 bin dolarlık maaştan vazgeçen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "yokluktan geldik, yokluğu biliriz" dedi ama memurlara yine ümit vermedi. Memur maaşının asgari ücretin 2.7 katı olduğunu belirten Şimşek, "Bu yüzden herkes memur olmak istiyor" dedi.

    CNN TÜRK'te Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın sorularını yanıtlayan Şimşek, gündemdeki konularla ilgili önemli açıklamalar yaptı.

    İşte Şimşek'in konuşmasından satır başları...

    Uludure:


    "Burada bence tek sorumlu cinayet örgütüdür, terör örgütüdür. Çünkü bizim ülkemizde terör olmazsa, sınırlarımızda bu sıkıntılar olmazsa bu tür trajediler, bu tür maalesef sıkıntılar hiç yaşanmaz. Yani onu bir kere hiç unutmamak lazım. Yani bu ülkede PKK terör örgütü olmasa, oradan geçişler olmasa böyle bir müdahale, böyle bir operasyon hiçbir şekilde olmazdı. Onu unutmamak lazım.

    Değerlendirmeleri dediğim gibi hem parti sözcümüz yaptı hem Başbakanımız yaptı. Bunun üzerine benim doğrusu fazla ekleyecek birşeyim yok.

    Memurlar:

    Bütçeye ilave yük bu sene ve gelecek sene için, bu verdiğimiz teklif çerçevesinde ilave yük yaklaşık 4.2 milyar lira. Yani anlayacağınız biz masada uzlaşalım diye bütçe imkanlarının da ötesinde bir zorlamayla bu adımı attık.

    En düşük memur maaşı 1 Temmuz itibariyle, eğer bizim teklifimiz kabul edilirse bin 757 liraya çıkacak. Ortalama memur maaşı 2 bin 39'a çıkacak. Asgari ücretin 2.7 katı. Bu nedenle herkes memur olmak istiyor. Bu nedenle bu kadar kadro talebi var. Bu nedenle bu kadar KPSS var. Neden; özel sektörün sunmadığı imkanları biz kamu olarak sunma noktasına gelmişiz. Bütçenin şu anda nerdeyse yüzde 30'u memura gidecek. Biz sınırları ciddi bir şekilde zorlamışız.

    Memur-Sen'in mobing iddiası:


    18 milyon öğrenci var. Kaynak ayırmamız lazım. Sadece memuru gözetirsek olmaz. Hakem Kurulu'na mobbing yok. Hakem Kurulu'na diyoruz ki; bakın memleketin gerçekleri bu. Bu sene bütçenin durumu geçen sene kadar iyi değil. Eğer biz bol keseden maaş artışı verirsek açığımız artar.

    Yunanistan olmak:

    2001-2002 yılında Yunanistan olmuştuk. Şimdi Yunanistan'ın bütçesini Yunanistan yönetmiyor.  

    1 puan falzla versek etkisi 1 milyarın üzerinde olur. Şirketlerin üzerindeki vergileri artırmak olmaz. Dolaylı vergileri artırmak olmaz. Tercihimiz vergiyi tabana yaymak.

    770 bin dolarlık maaş:

    Gerçekten ben bu ülkeye hizmet etmek için bilerek, gönüllü bir şekilde geldim. Her şey para değil. Güzel ülkemizde hizmet etmek her şeyin üzerindedir. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum.

    Ben dün örnek verdim, yanlış anlaşıldı gazetelerde. Bizim geldiğimiz yer belli. Yani yokluktan geldik, onun için yokluk çekenleri de çok iyi biliriz. O anlamda da benim bir sıkıntım yok. Ama şu bir gerçek; dünya değişti, şartlar değişti. Finans sektörü eskiden çok bonkör davranırdı. Şimdi o bile çok farklı bir noktada. Finans sektörü paradan para kazanıyor, en kolay para kazanılan sektör. Benim dün ifade ettiğim rakam da bir paket bu. Ama konu benim konum değil.

    Euro:


    Euro'ya Türkiye hakikaten girmek ister mi? Gerçi şu anda AB'ye üye olduğunuz zaman belli bir süre sonra euro'ya girmek zorundalığınız var. Şu anda Avrupa'nın en büyük sıkıntısı, Yunanistan bugün euro'da olmasa çok rahat bu krizden çıkardı. İtalya bugün euro'da olmasa, rekabet gücünü çok farklı bir şekilde artırırdı.

    Euro bir deli ceketi gibi şu anda, sorumsuz ülkeler için, reform yapamayan ülkeler için. Ama tabii ki kuzey Avrupa ülkelerine bakın, Almanya'ya bakın. Yapısal reformlarla rekabet gücünü artıran ülkelere baktığınız zaman bu ükleler tabii ki euro ile kazançlı çıktılar. Ama güneydeki ülkelere bir bakıyorsunuz, bunlar biraz daha rahat yaşamayı seven, az yapısal reformlar yapan için de euro tam ateşten bir gömlek. Onun için ülke olarak euro konusunda iyi düşünmemiz lazım.

    Bize de eğer yapısal reform sürecini tamamlamadan buradaki kültürümüzü, bakın ekonomi anlamında söylüyorum, yani popülist bir kültür var geçmişten gelen. Biz mümkün olduğunca tuzağa düşmemeye çalışıyoruz ama...

    Normalde vatandaşımızın şunu da sorması lazım: Bütçe imkanlarının üzerine niye çıkıyorsun? Bana vergi olarak gelecekse buna hakkın var mı? Bu anlamda da bir tartışmanın olması lazım. Örnek olarak diyorum. Almanya'da bu olur. Kuzey Avrupa ülkelerinde olur. Amerika'da olur.

    Ben şunu anlatmaya çalışıyorum; bizim ülke olarak performansa dayalı bir kültüre geçişimiz çok önemli. Bir de hak ettiği kadar... Şimdi tasarruf oranları açısından nereden bakarsanız bakın birçok konu var önümüzde. ama işin özü şu: Biz gerçekten bu dönemde mümkün olduğunca tabii ki herkesi gözeterek, yatırımları da gözeterek mümkün olduğunca bu tuzaklara düşmemeye çalışıyoruz. Fakat sokağa yansıyan resmin de halkımız tarfından iyi anlaşılması için ben bunları söylüyorum. çünkü biz gerçekten iyi teklifte bulunduk.

    Euro konusu, bu yapısal reformları yaparsak, ki mesela işgücü piyasası esnek değil Türkiye'de. Yani şimdi memur diyor ki 'Ben grev yapmak istiyorum' hatta çıkıyor. Ama biz hiçbir şekilde memuru işten çıkartamıyoruz. Batı'da öyle değil. İngiltere'nin bir programı var; 2016'ya kadar 490 bin kamu çalışanını işten çıkartacak.

    Şimdi hem Avrupa'nın parçası olacağız, rekabet edeceğiz. Ama iş diğer boyutlarına gelince alaturka bir şekilde yolumuza devam etmek istiyoruz.

    Memur sayısı:

    Bazı alanlarda açığımız var, bazı alanlarda fazlalığımız var. Örneğin doktor açığımız var. Belki 100 bin doktora daha ihtiyacımız var. Örneğin hemşire açığımız var. Bu açık net. Bazı alanlarda da neredeyse AB ortalamalarını yakaladık."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow