hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bir başka hapishane manzarası...

    Bir başka hapishane manzarası...
    expand

    Adalet Bakanlığı'nın Silivri F Tipi Cezaevi'ne düzenlediği basın gezisinde cezaevinin fiziksel koşulları gazetecilere sergilenmişti. Bu ziyaret ile cezaevlerine yönelik eleştiriler bertaraf edilmeye çalışılmıştı. Ancak geçtiğimiz günlerde bir ziyaret de Bolu F Tipi Cezaevi'ne yapıldı ve cezaevinin fiziki koşullarının ötesinde orada kalan mahkumların durumu da ortaya konuldu. İBDA-C'nin lideri Salih Mirzabeyoğlu'nun da aralarında bulunduğu mahkumların pek çoğu hasta ve tedavi olanağından yoksun.

    CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın Bolu F Tipi Cezaevini ziyareti sonrasında hazırladığı rapor, mahkumların yaşadıkları koşulların kötülüğünü ortaya koydu. Tedavi olanağından yoksun bırakılan hasta mahkumlar arasında, "ölümcül olmadığı için" kırılan burnu tedavi edilmeyen de var; yıllardır vücudundaki şarapnel parçasıyla yaşatılan da ilerlemiş kanseri tedavi edilmeyen de...

    Son dönemde cezaevinde bulunanlarla ilgili kamuoyuna yansıyan dramatik tablolardan biri de çocukları ve yakınlarıyla görüşmelerine getirilen kısıtlamalar. Gazeteci Nedim Şener'in Silivri Cezaevinde tutuklu kaldığı 1 yıllık sürede küçük kızıyla görüşememesi kamuoyunda duyarlılıkla karşılanmıştı. Ağbaba'nın görüştüğü 46 yaşındaki Kenan Karaaslan, müebbet hapis cezasına mahkum ve 17 yıldır cezaevinde. Karaaslan, hapishaneye girdikten sonra, şimdi 18 yaşında olan kızını sadece bir kez görebilmiş.

    Hasta mahpuslara, tutuklu öğrencilere, gazetecilere ve milletvekillerine ziyaretleri kapsamında Bolu F Tipi Cezaevi'ne gittiğini belirten CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "Bu ziyaretler sonucunda kapsamlı bir hasta mahpuslar raporu hazırlamayı planlıyoruz ve programımız doğrultusunda giderse, Haziran'ın ilk haftasında kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyoruz. Özellikle F Tipi hapishanelerde devam eden 'izsiz işkence' ve 'sessiz ölüm' sorunu sürekli göz ardı edilirken, CHP olarak bu durumu görmezden gelemeyiz" dedi.

    Hasta mahkumların sağlık durumlarını gözlemek ve hapishane koşullarını incelemek için 11 Mayıs'ta Bolu'ya giden Ağbaba'nın izlenimleri şöyle:

    - Mevlüt Bayraktar yatalak hasta. Abdurrahman Yıldırım kafasında şarapnel parçası olduğunu ve Abdulvahap Kavak'ın ciddi bir kalp ameliyatı geçirdiğini belirtmişlerdir.

    - Ziyaret öncesi hapishane idaresi ve savcısı tarafından sıcak ve içten bir şekilde karşılandık ve hapishanede yaşanan sorunlar üzerine sohbet ettik.

    Hasta Mahpuslar:

    1) İdris Çalışkan
    Müebbet hapis cezası çeken İdris Çalışkan, 39 yaşında. 13 yıldır hapishanede kalan Çalışkan'ın mide ve bağırsak hastalıklarının yanı sıra sol ayağını kullanamıyor.

    2) Nesim Özkan
    Müebbet hapis cezası çeken Nesim Özkan, 39 yaşında. 10 yıldır hapishanede kalan Özkan, gırtlak kanseri, epilepsi, faranjit ve hipertansiyon hastalıklarına sahip. Tedavi imkânlarının sınırlı olmasından yakınan Özkan, özellikle üniversite hastanesinde ayrımcılığa uğradığını ve doktorların kelepçeli muayene dayatmasında bulunduğunu dile getirmiştir.

    3) Kenan Karaaslan
    Müebbet cezası çeken Kenan Karaaslan, 46 yaşında. 17 yıldır hapishanede kalan Karaaslan'ın boynunda şarapnel parçası var. Bel fıtığı, boyun fıtığı, kronik migren ve mide hastalıklarına sahip olan Karaaslan, 1998 yılında kendini yakmış ve bundan dolayı vücudunun pek çok yerinde yanık izi bulunmaktadır. 18 yaşında bir kızı olan Karaaslan, hapishaneye girdikten sonra kızını sadece bir kez görebilmiş.

    4) Mehmet Ali Çelebi
    Müebbet hapis cezası çeken Mehmet Ali Çelebi, kimlik üzerinde 56 yaşında gözüküyor olsa da aslında 66 yaşında olduğunu beyan etmiştir.  Evli ve 5 çocuk babası olan Çelebi, 16 yıldır hapishanede kalmaktadır.  Yüksek tansiyon hastası olan Çelebi, ilaç kullanmakta ve tedavi koşullarının yetersiz olduğunu belirtmiştir.

    5) Mehmet Şirin Bozçalı
    Müebbet hapis cezası çeken Mehmet Şirin Bozçalı, 46 yaşında.  20 yıldır hapishanede kalan Bozçalı, hepatit B hastası. Bireysel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını belirten Bozçalı, yemek kalitesinin oldukça düşük olduğunu dile getirmiştir.

    6) Ufuk Keskin
    Müebbet cezası çeken Ufuk Keskin, 36 yaşında. 14 yıldır hapishanede kalan Keskin, Tip 1 diyabet, Raynaud fenomeni, ülser ve bel fıtığı hastalıklarına yakalanmış durumda. Alerjik hastalığı da bulunan Keskin, tedavi ve raporlarda ayrımcılığa uğradığını dile getirmiştir. Hastaneye giderken, suçlarının ve örgüt adının not düşülerek evrak hazırlanmasından dolayı doktorların yeterince ilgilenmediğini belirtmiştir. Yüzde 70 iş göremez raporunun, yüzde 30'a indirilmesini ve şikâyeti üzerine tekrar düzeltilmesini, bu durumun bir örneği olarak anlatmıştır. Hastaneye yatırılması ve ayda 7-8 kez kontrol edilmesi gereken Keskin'in durumundaki ciddi ve gözle görülebilir bir noktadır. 10 saat olması gereken sohbet hakkının, 3 saat olarak uygulanmasını protesto ettiği için ortak faaliyetlere ve sohbete katılmadığını belirtmiştir.

    Ölümcül değil diye kırık burnu tedavi edilmiyor

    7) Rıdvan Çelik
    Müebbet hapis cezası çeken Rıdvan Çelik, 39 yaşında. 13 yıldır hapis yatan Çelik, bel fıtığı hemoroit ve göz bozukluğu gibi hastalıklara sahip ve burnu kırık. Burundaki kırık ölümcül olmadığı gerekçesiyle ameliyat edilmeyen Çelik, keyfi disiplin cezalarından ve tecrit uygulamalarından şikâyet etmektedir.

    8) Mehmet Deniz Güzel
    Müebbet hapis cezası çeken Mehmet Deniz Güzel, 40 yaşında. 20 yıldır hapishanede kalan Güzel'in mide, göz ve bağırsaklarında çeşitli hastalıklar bulunmaktadır.

    9) Salih (Mirzabeyoğlu) İzzet Erdiş
    Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası çeken Salih İzzet Erdiş 62 yaşında. Evli ve iki çocuk babası olan Erdiş14 yıldır hapishanede kalmaktadır. Major depresyon raporu bulunan Erdiş, kendisine "telegram" işkencesi yapıldığı iddia etmektedir. Akıl hastalığı olmadığını, yaşadıklarını hapishaneden çıkmak için kullanmaya çalışmadığını, ancak telegram yöntemiyle kendisine sürekli acı çektirildiğini iddia etmektedir. Elektro manyetik sinyallerle kendisinin sürekli bedensel ve ruhsal işkenceye maruz bırakıldığını belirten Erdiş'in ruhsal sağlığı endişe verici boyutta gözükmektedir. Devlet tarafından bir cihaz vasıtasıyla kontrol edildiğini düşünen Erdiş, çoğu zaman iradesinin dışında hareketler yaptığını, kendi kendine konuştuğunu ve bunun uzaktan yönlendirmeyle olduğunu belirtmektedir.

    Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış olması nedeniyle tek kişilik, 8 metrekare bir hücrede yaşamaktadır ve fiziksel görünüşünde tecrit her halinin sindiğini anlamak işten bile değildir. Kendi öz bakım ihtiyaçlarını karşılamakta sıkıntı çektiği gözlemlenen Erdiş, sohbet hakkını kullanmadığını ve hapishane koşullarından şikâyet etmediğini belirtmiştir. Kendisinin aslında normal aldığını ancak uzaktan yönlendirmeyle kendi kendine konuştuğu için kendisine hasta denildiğini ve bundan şikayetçi olduğunun altını çizmiştir.
    Hastaneye gitmek istemediğini, tedaviyi gerektirecek bir durumu olmadığını belirten Erdiş, zayıf noktalarından yüklenilerek kendisinin hasta edilmeye çalışıldığını iddia etmektedir.

    Bolu F Tipi Hapishanesi Koşulları

    - Tecrit, diğer F Tipi hapishanelerde olduğu gibi en büyük sorun. İletişimsizlik ve seslilik ile sessizlik arasına sıkıştırılmaya çalışılan insanlar, belirli bir süre sonra ruhsal ve fiziki olarak ciddi hastalıklara yakalanmaktadır. Ziyaret ettiğimiz her mahpusun en çok şikayet ettiği sorun, tecrittir. Mahpuslardan biri, tecridin etkilerini şöyle özetlemiştir: "Ses ve ışığa karşı aşırı duyarlılık, unutkanlık, yoğunlaşma sorunu, düşüncede dağınıklık, duygusal dalgalanmalar, sinirlilik, içe kapanma ve yalnızlaşma.  

    - Sohbet hakkı haftada 2,5 ila 3 saat arasında uygulanmaktadır.

    - Keyfi disiplin cezaları oldukça yaygın durumdadır. 1 Mayıs vs. gibi günlerde söylenen türkü ve atılan sloganlara disiplin cezaları verilmektedir. Disiplin cezası her defasında biraz daha ağırlaştırılmaktadır ve cezalar üst sınırdan verilmektedir. Örneğin; türkü söyleyene verilen mektup cezası, bir daha türkü söylerse ziyaret yasağına dönüştürülmektedir. Disiplin cezası alanlar, kurs ve spor gibi faaliyetlerden mahrum bırakılmaktadır.

    - Yemek kalitesi oldukça düşük. 4 yıldan beri iaşe bedeli olarak 4 lira ödenmektedir. Beton yapı ve demir kapı pencereden ibaret olan hapishane mimarisine, kalitesiz yemekler de eklenince sağlık sorunlarını tetiklemektedir.

    - Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası çekenler bulaşıklarını ve tüm temizlik ihtiyaçlarını tuvalette gidermektedir. 8 metrekare bir hücrede yaşayan müebbet mahpuslar 2 saat kadar havalandırmayı kullanabilmekte.

    -Sağlık hizmetleri yetersiz ve oldukça yavaştır. Haftanın 2 günü 2 şer saat doktor bulunmaktadır. Hastaneye sevklerde ve muayenelerde sorunlar yaşanmaktadır. Doktorlar, kelepçeli muayene dayatmaktadır ve mahpuslar ayrımcılığa uğradığını iddia etmektedir.

    - Hapishaneye ilk girişte çırılçıplak soyulma istisnasız olarak herkese uygulanmaktadır.

    - Eş değer ilaçlar için mahpuslardan para talep edilmektedir.

    - Isıtıcı, elektrikli ocak, daktilo vs. yasak.

    - Kantin ve manav fahiş fiyat

    - Hücrelerde fotoğraf çekilmesi yasak

    - Milletvekili, TBMM İnsan Hakları Komisyonu gibi resmi kurum ve kişilere gönderilen mektuplar yasalara aykırı olduğu halde açılıyor.

    - Hastane ve mahkemeye gidiş gelişlerde 10 kez aranma, mahpusların bir başka şikayet konusudur.

    Mirzabeyoğlu'nun avukatı: "Zihin kontrolü işkencesine maruz"

    Öte yandan, Salih Mirzabeyoğlu'nun avukatı Ali Rıza Yaman da raporun müvekkiline ilişkin kısmına ilişkin gönderdiği açıklamada, Mirzabeyoğlu'nun 2000 yılından beri "zihin kontrolü işkencesine" maruz kaldığını ileri sürdü. Avukat Yaman, bu konuda çok sayıda bilimsel kaynağın da bulunduğunu belirterek, müvekkilinin durumunun psikiyatrik olmadığını, son derece "teknik bir işkence olan telegrama" maruz kaldığını söyledi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow