hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Hobi olarak çekilen belgesel Cannes'da

    Hobi olarak çekilen belgesel Cannesda
    expand

    Mardin'de mali müşavir Mehmet Sait Tunç'un hobi olarak çektiği Güneydoğu'daki kadınların vücutlarına yaptırdığı dövmeleri konu alan "Anlat Bana Daq" isimli belgesel filmi Cannes Film Festivali'nde gösterime girecek.

    Güneydoğu'da özellikle kırsal kesimde yaşayan kadınların bir dönem daha fazla ilgi çekmek amacıyla vücutlarına yaptırdıkları ve yörede "Daq" olarak bilinen "Dövme" ile ilgili Mardinli mali müşavir Mehmet Sait Tunç'un hobi olarak çektiği belgesel film geçen hafta İstanbul Film Festivali'nde gösterime girdi.

    Beğeni toplayan "Anlat Bana Daq" isimli belgeselin, 16-27 Mayıs 2012 tarihinde 65'nci Cannes Film Festivali'nde açılacak standta Türkiye'yi temsil edecek.

    Fransa'da gösterime girecek belgesel film aynı zamanda festival kataloğunda yer alacak ve stantlarda dağıtılacak.

    Dövme yaptıran son nesille görüştüler


    Mehmet Sait Tunç, yıllardır ilgisini çektiği dövmeleri hobisi olan sinema ile bir araya getirerek dövmelerin belgesel filmini arkadaşı Uğraş Salman ile birlikte yönetmenlik yaparak çektiğini söyledi.



    Dövme geleneğini kendi imkanları ile 4 yıldan bu yana araştırdığını ve dövmelerle ilgili görüştüğü 80 kişi ile yaptığı görüşmelerinden bir kitap hazırladığını kaydeden Mehmet Sait Tunç, bu sürede, tanıştığı ve konuştuğu kadınların, dövme yapan son nesil olduğunu fark ettikten sonra onların filmini çekmeye karar verdiğini söyledi.

    "Anlat bana Daq" isimli belgeselde, yüzlerce yıldan bu yana yaşanmış ama şu an unutulmaya yüz tutmuş dövme geleneğinin geride kalan temsilcileriyle bu sanata ve yaşama ait anı ve tanıklıkların yer aldığını belirten Mehmet Sait Tunç, şöyle dedi:

    "Dövme sanatı kültürel yaşamın bir parçası; tamamlayıcısı adeta. Yalnızca dövmenin yaktığı ağıtlar, tuttuğu yaslar, anlattığı hikayelerle de yüzlerce yılın birikimini aktarıyor bölge insanı.

    Neden dövme yapıyorlar? Dövme yapmayı hangi toplumun kimden nasıl öğrendiği sorularını cevaplıyorlar. Şifa bulmak için, akrep sokmasın ya da kuma gelmesin diye yapılan dövmeler. Hepsinin ayrı hikayesi var. Kuraklık zamanı yapılan yağmur duaları, evlenme hikayeleri, ağıt ritüelleri. Arapça, Kürtçe ve Süryanice olmak üzere 3 dilde ilerleyen belgeselde yönetmenler farklı grupların önyargı ve yanlış anlamların kırılmasını sağlamayı amaçlıyor."

    Başlık parasını artırıyor, kumaya karşı önlüyor

    Dövmelerin tarihe karışmasının, kaybolmasının nedenini "Değişen dünya ve konjonktür"le açıklayan Mehmet Sait Tunç, dövme (Daq) sanatı ile ilgili ilginç bilgiler de veriyor.

    Geleneksel dövmenin hayvan ödü, is ve kız çocuğu emziren kadının sütünden yapıldığını belirten Tunç, şöyle devam etti:

    "Eskiden güzellik için yapılırmış dövme. Dövmesiz kadın makbul değilmiş. Oysa şimdiki gençler çirkin buluyor dövmeyi. Ve muhafazakar kadınlar ise günah. Değişen güzellik anlayışıyla, konjonktürün de etkisiyle dini nedenler ağır basıyor. Yaptıran olmayınca, yapanın da yerine birileri gelmiyor.

    Daq, 7 iğne birbirine bağlanıyor, hazırlanan karışıma bulanıp dövülmeye başlanıyor ve tabii kan akıyor, yara oluyor, kabuk bağlıyor. Bir haftada iyileşiyor. Konuyu araştırırken dövmenin aslında sosyal bir olgu olduğunu, statü belirlediğini ve artık dövmelikten çıktığını gördük.

    Beyaz tenlilerde daha makbul. Güzel dövmeli kadınların başlık parası artıyor. Hatta konuştuklarımızdan birisi, başlık parasının kendi zamanında 10 bin - 15 bin TL olduğunu ama kendisinin 60 bin TL'ye gittiğini, bu paranın da o sıralarda bir köyün değerini bulduğunu söyledi.

    Kumalık geleneği kadınlar tarafından ateşten gömlek biçiminde görülüyor. Kadınlar, kuma gelmesin diye eline üç nokta dövme yaptırılıyor."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow