hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Oscar olursa çifte kavrulmuş olur"

    Oscar olursa çifte kavrulmuş olur
    expand

    Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Son yıllarda Oscar'ı Türkiye'nin tartışma konularından biri haline getirdik. Geçmişte, 5-10 yıl önce, Türk sineması bunu hayal bile etmiyordu. Son birkaç yıldır Türkiye'den Oscar'a aday gösteriyoruz. Bu yıl inşallah kazanacağız" dedi.

    Bakan Günay, "Ateşin Düştüğü Yer"' filminin yönetmeni İsmail Güneş ve yapımcılarından Baran Seyhan ile makamında görüştü. Türkiye'nin iddialı bir filmle Oscar yolculuğuna çıktığını belirten Günay, bu süreçte yapılması gerekenler hususunda filmin yönetmeni ve yapımcısıyla ön görüşmede bulunduklarını ve süreci çok yakından takip ettiklerini bildirdi.

    Günay, "Ateşin Düştüğü Yer'in Montreal Film Festivali'nden en iyi film ödülüyle döndüğünü anımsatarak, şöyle konuştu:

    "Türkiye bu konularda şimdiye kadar birkaç deneme yaşadı. Her seferinde neler yapabileceğimiz konusunda daha fazla deneyim sahibi oluyoruz. Son yıllarda Oscar'ı Türkiye'nin tartışma konularından biri haline getirdik. Bu çok önemli bir gelişme. Geçmişte, 5-10 yıl önce Türk sineması bunu hayal bile etmiyordu. Son birkaç yıldır Türkiye'den Oscar'a aday gösteriyoruz. Bir gün mutlak kazanacağız, umarım bu yıl inşallah kazanacağız. Bu konuda biz kamu olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız."

    Günay, Oscar ödüllerinin önemli bir tanıtım, lobi çalışması gerektirdiğini kaydederek, bakanlığın bütün birimleriyle bu projenin iyi sonuç almasında üzerlerine düşeni yapmaya çalışacakları ifade etti.

    Türk sinemasına 7 yılda 125 milyon lira destek

    Günay, bakanlığın Türk sinemasına verdiği destekle ilgili çıkan bir haberin de eksik olduğuna dikkati çekerek, verilen desteğin 125 milyon lira
    olduğunu söyledi.

    Haberde Türk sinemasına verilen destek kapsamında yalnızca uzun metrajlı filmlerle ilgili kısmın yer aldığını bildiren Günay, şunları kaydetti:

    "Haber, 2005-2011 arasında verilen desteği gösteriyordu ve 48 milyon liraya işaret ediyordu. Gerçek ise bunun iki katından daha fazla yukarıda. Sadece uzun metrajlı filmlere değil, belgeseller, kısa filmlere, içeride ve dışarıda yapılan sinema etkinliklerine 125 bin lira civarında destek yaptık. Bu tabii 10 yıl önce hayal bile edilemeyecek bir rakamdı. 1990-2005 arasındaki 15 yıl içinde kamunun Türk sinemasına verdiği destek 5 milyon lira civarındayken, 2005'ten bu yana yapılan destek 125 milyon lira civarında."

    Günay, bu desteğin Türk film üretimine ve yurt dışında alınan ödüllerin sayısına da olumlu yansıdığını vurguladı.

    "Film üretimimiz 2000'li yıllarda yılda 10 filmin altına düşmüştü, şimdi 50, 60, 70 film seviyelerindeyiz" diyen Günay, sözlerini şöyle sürdürdü. "Tabii sadece film üretip kendimiz izlemekle de yetinmiyoruz. Bir kere kendimiz izliyoruz. Bu çok önemli. Çünkü 2000'li yılların başında Türk filmi seyircisi 2 milyonun altına düşmüştü, şimdi 20 milyonların üzerindeyiz. Bizim filmlerin izleyicisi yabancı sinema izleyicisini geçti son yıllarda. Bu da çok önemli bir gelime. Bu Fransız sinemasının henüz kendi sinemasın yakalamakta zorlandığı bir şey. Bunda hem kamunun sinemaya verdiği önemin, hem de sinema sektöründe çalışan bütün sinema emekçelerinin özverili çalışmalarının etkisi var."

    "Oscar olursa çifte kavrulmuş olur"

    Günay, sinemanın 21. yüzyılda çok etkili sanat dallarından biri olmaya devam edeceği kaydederek, "Biz de bir anlamda tarihi yakalamış oluyoruz. Son 6-7 yılda sinemaya verdiğimiz bu destek bu önem, Türkiye'nin bir anlamda zamanın ruhunu okuması niteliğini taşıyor. Zamanın ruhunu okuyarak, sinemanın önemine işaret edip bu öneme uygun kamu desteğini yaratmaya, yakalamaya çalıştık" diye konuştu.

    Yönetmen İsmail Güneş de destekleri için Günay'a teşekkür ederek, "Basında sanki bakanlık tarafından yalnız bırakılıyormuşuz gibi bir izlenim doğdu. Ne biz, ne yapımcımız Baran Bey böyle bir şey söyledi" dedi.

    Güneş, bakanlığın bütün birimleriyle yanlarında olduğunu vurgulayarak, şunları belirtti:

    "Ben ilk mesajımı eşime değil, (Sinema Genel Müdürü) Cem Bey'e attım. Onlar hemen bize döndüler ve 'ne yapılabilir' diye konuştuk. Biz daha başvuru yapmadan gerekli kararları çıkardılar. Biz biraz daha olimpiyat ruhu olsun, destek olabilecek herkes bu filmin arkasında dursun istedik. Çünkü burada sadece iyi filmler yarışmıyor. İyi halkla ilişkiler lobi faaliyetleri daha çok tanıtım yarışıyor."

    Güneş, "Biz başarıya ulaşırsak seviniriz başarılı olamazsak bile merdiveni bir üst kata çıkarabilmenin onurunu yaşayacağız. İlk defa bu kadar devlet ve hükümet bütün bakanlıklarıyla bütün misyonlarıyla bu işin arkasında. Umarım yüzümüz orada kara çıkmaz" diye konuştu.

    Bakan Günay da filmden umutlu olduklarını ifade ederek, "Bundan sonra Oscar olursa, nurun ala nur, çifte kavrulmuş veya kaymaklı ekmek kadayıfı olur" benzetmesinde bulundu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow