hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    CHP'li Koç: "Kral ya da padişah değilsiniz"

    CHPli Koç: Kral ya da padişah değilsiniz
    expand

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, kaçırılan CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'ün serbest bırakıldığı iddialarına yönelik olarak, "Söylentiyi biz de duyduk. Bize ulaşan bişey yok" dedi. AK Parti'yi ve Başbakan'ı sert sözlerle eleştiren Koç, "Sorumluluklarınızı bileceksiniz. Totaliter bir rejimde kral yada padişah değilsiniz" dedi.

    CHP MYK Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Koç, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında gazetecilere MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

    Bir gazetecinin Hüseyin Aygün'ün serbest bırakılacağına yönelik bazı iddiaların olduğunu hatırlatarak değerlendirmesini sorması üzerine Koç, kendilerinin de söz konusu duyumlar üzerine araştırma yaptıklarını belirtti.

    "Sayın Vali ile bölgedeki arkadaşlarımız görüştüler henüz bu konuda doğrulanmış bir haber söz konusu değil" diyen Koç, sadece Aygün'ün değil terör örgütünün elindeki diğer sivil vatandaşların ve kamu görevlilerinin de rehinelikten kurtulması gerektiğini söyledi.

    "Asıl hedefin Selvi Kılıçdaroğlu olduğuna" yönelik iddiaların hatırlatılması üzerine Koç, "Sayın bayan Kılıçdaroğlu, babasının ölüm yıl dönümünde mezarının başında onu anmak için memleketindeydi. Daha sonra salimen Ankara'ya döndü. Böyle bir süreç bize intikal etmedi. Bazı gazetelerde, köşe yazılarında konu edilmiş vaziyette ama bizim böyle bir olayla doğrudan bilgilendirmemiz yok" diye konuştu.

    "Twitter çıktı mertlik bozuldu"

    Aygün'ün kaçırılmasına yönelik AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan yazdığı yorumlarına yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Koç, "Twitter çıktı mertlik bozuldu. Twitter'dan iki satır yazacağına mert olan çıkar ortada söyler bunu, alır cevabını. Paraşütle milletvekili olanların kamuoyu duyarlılıklarını nasıl sömürdükleri ortada. Sayın Tayyar herhalde Ergenekon avukatlığından başka şimdi de komplo teorileri uzmanlığına soyundu. Kendi ayıbıyla baş başa bırakıyoruz" yanıtını verdi.

    Aygün'ün kaçırılma nedeninin ne olabileceğine yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Koç, şunları kaydetti:

    "Sonuçta bir seçilmiş milletvekili ve ülkede 'her şey kontrolümüz altında' diyen bir iktidarın yaşanan olayları küçültme gayretinde olan, meşru zeminde tartışmaktan kaçan bir iktidarın güç kullanma döneminde Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kendi seçim bölgesinde bir milletvekili silahlı
    militanlar tarafından alıkonuldu. Bu Hüseyin Aygün de olabilir, başka bir milletvekili de olabilirdi. Yani Hüseyin Aygün özelinde her hangi bir ilişki kurmuyorum sadece bir milletvekilinin kaçırılması Türk siyasetinde ilk defa oluyor terör hareketlerinde muhatap olduğumuz süre boyunca."

     "Sayın Başbakan gecikerek bu aramayı yaptı"

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuya ilişkin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu telefonla aramasına yönelik soruya da Koç, şu yanıtı verdi:

    "Yeni aradı, saat 12.00-12.30 civarında Sayın Başbakan aradı. Geçmiş olsun dileklerini iletti. Konuyla ilgili, hükümetle, ilgili bakanlarla sürecin üzerinde olduklarını belirtmiş. Biraz geciken bir açıklama. Keşke kamuoyuna bu duyarlığı ifade ettikten sonra Sayın Başbakan, dün akşam 18.00-18.30'da oluşan olaydan sonra Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın TBMM Başkanı, Sayın Genelkurmay Başkanı
    aramışlardı, Sayın Başbakan da saat 12.00'de gecikerek bu aramayı yaptı."

    BDP'nin konuya ilişkin açıklamasının sorulması üzerine de Koç, "Bir samimiyet testinden geçiyoruz. Açıklamalarla etkin olabildikleri alanlardaki eylemlerin birbirini tutması gerekir" diye konuştu.

    Kılıçdaroğlu'nun olaya ilişkin tepkisinin sorulmasına da Koç, "Bu kadar çok olağanüstü haberlerle sarsılıyoruz ki artık tepki verme katsayımız da çok farklılık olmuyor" ifadelerini kullandı.

    Türkiye'de gündemlerin çok çabuk üretildiğini ve tüketildiğine dikkati çeken Koç, "Bir milletvekilin de bu şekilde bir terör eyleminin öznesi haline getirilmesi Sayın Kılıçdaroğlu'nu da, bu ülkede demokrasiye inanan, huzura inanan, birliğe ve kardeşliğe inanan herkes gibi onu da son derece şaşırttı, bizleri olduğu gibi" dedi.

    Başbakan'ın katıldığı bir iftar yemeğinde, bir köşe yazarına yönelik eleştiriler yaptığını anımsatan Koç, "İçinizde daha sonra köşe yazarlığına hevesli olanlar varsa, sayın Başbakan'ın açıklamaları çok önemli. 'Ben iktidarda kaldığım sürece, mutlaka benden güvenilirlik ve benim paralelinde düşünme ve
    yazma konusunda sertifika almanız gerekiyor', çünkü medya patronlarına, gazete patronlarına son derece kaba bir üslupla 'Bu adama nasıl köşe veriyorsunuz yahu' diye seslenmesi var. Bu da ileri demokrasinin Tayyip Erdoğan vari medya özgürlüğü açıklaması" ifadesini kullandı.

    Hillary Clinton'un İstanbul ziyareti

    ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un İstanbul ziyaretine de atıfta bulunan Koç, oradan 3 önemli sonuç çıktığını savundu.

    Koç, şunları kaydetti:

    "Bi defa 'PKK terör örgütüne karşıyız' dedi. Daha önce Irak bağlamında yıllardır söyledikleri akla gelince bunun anlamı şu oluyor, 'PKK'ya biz kol kanat germeye devam edeceğiz' anlamı çıkıyor. Yine açıklamalarda 'Suriye'nin toprak bütünlüğü korunacaktır' açıklaması var. Irak'ta da aynı şarkılar, besteler yapılmıştı. Demek ki Suriye'de Irak benzeri parçalanmaya gidecek. 'Suriye'nin üst bölgelerinde bir Kürt özerk bölgesi kurulmasına izin vermeyeceğiz' diyor. Irak'ta da aynı şarkı söylenmişti Kuzey Irak ortada. Yani Clinton'un söylediklerinden neler olabileceğini dolaylı olarak anlamak mümkün."

    "Ülkeyi iyi yönetemiyorlar"

    İktidar partisinin ülkeyi yönetemediğini savunan Koç, gelinen noktada bunun çok açık olduğunu söyledi.

    Başbakanın, CHP'nin görevi gereği yaptığı önerileri, kaba ve kabul edilemeyecek bir üslupla elinin tersiyle itmeye devam ettiğini ileri süren Koç, Türkiye'ye yönelik bölücü terör örgütü saldırılarının da yeni bir aşamaya geçtiğini iddia etti.

    Terör örgütünün, iç ve dış desteklerle kurtarılmış bölgeler oluşturma gayretinde olduğunu ifade eden Koç, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasıyla da sürece yeni bir boyut eklendiğini kaydetti.

    Türkiye'de ilk kez seçilmiş bir milletvekilinin kendi seçim bölgesinde yolu kesilerek, silahlı teröristler tarafından alıkonulduğunu ve kaçırıldığını belirten Koç, "Olay tüm boyutlarıyla vahimdir. Başbakan ve iktidar, konunun vahametinin üzerini örtmeye çalışıyor. 'Her şey kontrolümüzde' açıklaması Sayın
    Başbakana ait. Bu sözleri kendisini dinleyen ve alkışlamak zorunda olanlara dahi inandırıcı gelmiyor artık. AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, 'Bir milletvekili kaçırıldı, bir kaç Mehmet şehit oldu diye Meclis olağanüstü toplantıya çağrılamaz' gibi sıkıntılı bazı ifadelerle kendi iç dünyasını yansıtıyor" dedi.

    "Bu olaylar bir istihbarat ve güvenlik skandalı değilse nedir?"

    Aygün'ün kaçırılmasından önce, PKK tarafından 1990-2010 yılları arasında 154 kişinin kaçırıldığını belirten Koç, son bir yılda ise 145 kişinin kaçırıldığını ve geçici sürelerle alıkonulduğunu bildiklerini aktardı.

    Şu anda terör örgütünün elinde 26 kişinin tutulduğunu, bunlardan 8'inin kamu görevlisi olduğunu ifade eden Koç, şunları söyledi:

    "Bu tablonun özeti şudur kısaca: Teröristler Doğu'da ve Güneydoğu'da saatlerce yolları keserek vatandaşlarımızı ve kamu görevlilerini kaçırabilmektedirler. Ulusal sınırlarımız içerisinde ellerini kollarını
    sallayarak, oradan oraya götürebilmektedirler. İstediği zaman getirip aynı yerde de serbest bırakabilmekteler. Ne acı ki bir iktidar milletvekili İdris Bal'ın söylediği gibi demek ki bu ülkede girilemeyen, kontrol edilemeyen yerler var ve Başbakan 'her şey kontrolümüzde' diyor, temel çelişki burada yatıyor."

    "Yaşadığımız tüm bu olaylar bir istihbarat ve güvenlik skandalı değilse nedir?" diye soran Koç, son 3 aydır "Terör örgütü silah bırakacak, ABD ve Irak devrede" denilerek, kamuoyunun oyalandığını savundu

    Son 3 aydır 70 civarında şehit ve çok sayıda yaralı verildiğini ifade eden Koç, bu dönemde 60 vatandaşın da kaçırıldığını ileri sürdü.

    "Mutabakat ve çözüm zemini TBMM çatısıdır"

    "Silah bırakmak isteyen örgüt eylemlerini neden tırmandırsın" diyen Koç, "Oslo görüşmeleri kayıtları, Wikileaks ve Stratfor belgeleri ile Suriye ve Şemdinli'de yaşananlar dikkate alındığında, birleştirildiğinde, şu açıkça ortaya çıkmıştır: Terörle mücadele ve Kürt meselesi konusunda siyasi irade AKP hükümetinin elinde ne yazık ki değildir. Doğru olan tek mutabakat ve çözüm zemini
    TBMM çatısıdır."

    ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un ziyaretinin Ankara yerine İstanbul'da gerçekleşmesini de eleştiren Koç, görüşmenin Başbakan ve Cumhurbaşkanının Clinton'u değil, Clinton'un Başbakan ve Cumhurbaşkanını kabul ediyor görüntüsünde gerçekleştiğini savundu.

    Görüşmenin ortaya çok ciddi sorular çıkardığını iddia eden Koç, şöyle devam etti:

    "ABD, Rusya, İran, İsrail ekseninde Suriye bağlamındaki olayların ağırlığı nedir? Türkiye yangın yeri...Tüm bunlar hakkında 'Gelin TBMM'de meşru zeminde Genel Görüşme yapalım, bizleri bilgilendirin' diyoruz, 'Ulusal boyuttaki konular hakkında bizlere bilgi aktarın' diyoruz, 'Gerekirse uyarılarımızı TBMM zemininde bir ulusal duruş olarak ortaya koyalım' diyoruz. Sanki boşluğa
    konuşuyoruz. Başbakan, bunu söylemek zorundayım, ne yazık ki yemekli toplantılarda kin, nefret, öfke dolu konuşmalarla toplumu her yönden germeye, bölmeye çalışıyor, bu acı bir görüntüdür. 'Meclis'in toplanması terör örgütünün propagandasına yarar' diye ucuz, basit, sorumluluktan kaçan demagojik savunmalara sığınıyor. Başbakana hatırlatmak istiyoruz, Sayın Başbakan sorumluluklarınızı bileceksiniz. Unutmayın, siz demokratik bir ülkede seçilmiş Başbakansınız.
    Totaliter bir rejimde, bir buyurgan başkan, kral ya da padişah değilsiniz. Aklınızı hırslarınızın veya hiç tüketemediğiniz kinlerinizin önüne koymak zorundasınız."

    Meclis'ten kaçılmaması gerektiğini ifade eden Koç, "Çağrımız çok açık, gelin Türkiye'yi, Türkiye'den hep birlikte yönetelim. Niye toplanmalıyız? Hep beraber emperyalist telkinlere, hedef göstericilere birlikte karşı koymak için toplanmalıyız. Ulusal bütünlüğümüzü, birliğimizi, kardeşliğimizi tehdit edenlere karşı, iç siyasetin komplekslerinden sıyrılıp, beraber tavır koyma olgunluğuna erişmeliyiz" dedi.

    Vatandaşların siyasilerden kavga değil, sağduyu ve çözüm üretmesini istediklerini aktaran Koç, vatandaşların siyaset kurumuna güvenmek istediklerini kaydetti.

    "Kaba üslubunuzu isterseniz biraz erteleyin"

    Vatandaşların, ucuz siyaset, kötü dil, küfür, gerginlik de istemediğine işaret eden Koç, şunları kaydetti:

    "Başbakan olarak sorumluluklarınızı hatırlayın istiyorlar. Sayın Başbakan, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili yersiz, nezaketsiz, kaba üslubunuzu isterseniz biraz erteleyin. Vatandaşlar, 'Gelin 14 Ağustos Salı günü Meclis'te yurttaşlarımızın bu arzularının gerçekleşebilmesi
    için sizlere verdiğimiz görev gereği toplanın, uygarca tartışın, çözümleri oluşturun ve TBMM olarak Türkiye'nin bağımsız ve dik duruşunu tüm dünyaya birlikte gösterin' diyorlar. Bu çağrıyı amacından saptırıp, demagojiye boğarsanız, kavga ve sövme üslubunu kullanmaya devam ederseniz, dayatma yerine, ulusal çıkarları gözeten politikaları sahiplenmezseniz, bu millette, siyasette, tarihte sizi olumsuz olarak yargılayacaktır."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow