hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Demirtaş: "Öcalan'ın fikirlerini savunmak suç değil"

    Demirtaş: Öcalanın fikirlerini savunmak suç değil
    expand

    Batman'da Cezaevlerindeki açlık grevlerine destek amacıyla düzenlenen mitingde konuşan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Öcalan'ın fikirlerini savunmanın suç olmadığını ifade ederek, "Ortadoğu'da Kürt devleti kuruluyor"dedi.

    Batman BDP İl Başkanlığı'nca cezaevlerindeki açlık grevlerine destek amacıyla "Ölümlere sessiz kalmayacağız, taleplerimiz kabul edilsin" mitingi düzenlendi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı mitinge yaklaşık 10 bin kişinin katıldı. Batman'ın Turgut Özal Bulvarı'nda düzenlenen mitinge BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken de katıldı.

    "Siz karga oldukça biz şahin olacağız"

    Mitingde bir konuşma yapan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, açlık grevlerinde artık saniyelerin bile önemli olduğu dönemlere girildiğini belirterek, şunları söyledi:

    "Parti olarak ilk günden çağrı yapıyoruz. Diyoruz ki; ölüm oruçları kritiktir. Hükümet sessiz kalırsa, kamuoyu sessiz kalırsa bütün bu ölümlerden sorumlu olacak diye bu söylemleri tekrarlıyoruz. Geldiğimiz aşamada sözün kıymetinin bittiği yerdeyiz. Lafla İmralı gemisinin yürümediği ortadadır. Laf söyleyecek zamanları geride bıraktık. Adalet Bakanı'nın yaptığı ilk adımın devamının gelmesini istiyoruz. Ne Adalet Bakanı'nın çağrısı ne de bizim çağrımız bu ölüm oruçlarını durdurmayacak. Onların kararlı olduklarını gördük, taleplerinin yerine gelmesini istiyorlar. Son bir buçuk yıldır, bir devlettir düşünün ki hava bozuk, koster bozuk diye Öcalan'a gidilmemesi için bahaneler üretiyor. Biz bu devlet ya da bu zihniyete karşı tutsaklar bedenlerini öne atmış. Birileri hiç utanmadan, sıkılmadan, Başbakan'a danışmanlık sıfatıyla leş kargalığı yapıyor. BDP'nin ölümden beslendiğini söylüyorlar. Vicdansızlar, sizde şu kadar ahlak olsa ölümleri durdurmak için BDP'nin yanında olurdunuz. Bizler sadece cezaevlerinde değil dağlarda, alanlarda meydanlarda miting yaparak barış çağrısı yapıyoruz. Sizin İçişleri Bakanınız panzerle karşımıza çıkıp önümüzü engelliyor. Faşist İçişleri Bakanı bizim önümüze gaz bombası, panzer ve cop olarak karşımıza çıkıyor. Leş kargalığını bırakın, siz karga oldukça biz şahin olacağız. Karşımızda çözüm zihniyeti görürsek biz barış güverciniyiz. Karga karşısında şahin oluruz. Bizimle bu işi çözmek istiyorsanız zaman kaybetmek bizim için son derece önemlidir" dedi.

    "Çözüm anahtarı İmralı'dadır"

    Adalet Bakanı'nın daha samimi olması durumunda onun girişimlerini destekleyeceklerini belirten Demirtaş, "Biz onun girişimlerini destekliyoruz. Çözüm üretirse biz ona daha çok destek sunacağız. Adalet Bakanı tek başına Kürt sorununu çözemez. Çözüm anahtarı İmralı'dadır. Adalet Bakanı bu konuda daha cesur olmalıdır. Leş kargaları süreci baltalamak ve çözümsüzlük için ellerinden geleni yapıyor. Biz bu leş kargalarına güvenerek yol alamayız. AK Parti de çözümden yana olanlar, barıştan yana olanlar seslerini yükseltsinler. Hava bozuk ya da koster bozuk diye görüş yapılmaz diye bir şey olamaz. Kanun buna izin vermez. 1,5 yıldır utanmadan koster bozuk deniliyor. Bu kadar haksızlığa yalana ve kanunsuzluğa karşı bu toplum sessiz kalamaz. Leş kargaları önderliğin ne demek olduğunu anlamazlar. Ama bu halk için önderlik demek liderlik demektir. Beynimizde ne varsa dilimizde o vardır" dedi.

    "Ortadoğu'da Kürt devleti kuruluyor"

    Lozan antlaşmasının Kürtlere anadilde eğitim hakkı tanıdığını ifade eden Demirtaş, "Kanunsuzluk, hukuksuzluğu bir kenara bırakıp hükümet ve devlet gibi davranın, karşınızda bir halk var. Bakın Ortadoğu'da Kürt devleti kuruluyor. Ciddi bir devlete koster bozuktur yalanı yakışır mı? Biz gidelim İmralı'ya süreci başlatalım. Müzakerelerin yeniden başlayacağı zemini yeniden başlatalım. Diyalogun önünü açın. Bu kadar basit bir yolu denemek yerine gece gündüz tutuklama, ölüm, kan, işkence, tehditle bir sonuç alamazsınız. Bunu 30 yıldır denediniz, 30 yıl daha deneseniz yine sonuç alamayacaksınız. Lozan antlaşmasını hatırlatmak istemiyoruz. Kürdistan'ı 4 parçaya bölmüş antlaşma olmasına rağmen, Kürtlere anadilde eğitim hakkı tanımıştır. Ama 2012 yılında halk bu haklardan yararlanamıyor" diye konuştu.

    "Öcalan'ın fikirlerini savunmak suç değildir"

    Türkiye'de 59 Cezaevi'nde 600'den fazla siyasi tutuklunun açlık grevi yaptığını belirten Demirtaş, "Bu işler illegal işler değil. Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü ve fikirlerini savunmak suç değildir. Açık açık savunuyor belirtiyoruz. Bir halk önderleri özgür olmadan çözüm sürecine giremez. Bir halkın ana dilde eğitim hakkı olmadan, kamu kuruluşlarında anadilini kullanmadığı takdirde barış süreci yaşanmaz. 59 mapushanede 600'den fazla siyasi tutuklu bedenini ölüme yatırmış. Türk medyası barış diye haykırıyorsa ve barış için samimi ise bu talepleri ciddi şekilde anlatmalıdır. Anadilde savunma ve eğitim bir hükümetin lütfu değil. Bu talepleri kabul etmelidir."dedi.

    "Bu halk AKP'ye ait bir halk değildir"

    Bu halkın AKP'ye ait bir halk olmadığını söyleyen Demirtaş, "Kürt halkı, Türk halkından bir şey istemiyor, AKP'den istemiyor, kendisinden zorla gasp edileni geri istiyor. TRT ŞEŞ'i de on defa açsanız, bu halka zorla da dayatsanız da tek bir adım atmış sayılmazsınız. Kürt halkının ne kadar özgürlüğü varsa Kürt çocuğunun da özgürlüğü o kadardır. Şimdi Başbakan kendi çocuklarına Türkçe seçimli dersle mi okula gönderdi. Ana dillerini iki haftalık derslerle mi okula gönderdi Başbakan. Bu halk vergi veriyor, kamusal hizmete katılıyor. Sende veriyorsun, Kürt de veriyor. Başbakan'ın çocukları üniversiteye kadar ana dilde eğitim görüyorsa, Kürt çocukları neden görmüyor. Avrupa'da Türklere anadilde eğitim verilmediği söyleniyor, ama bizler de burada Kürtlere anadilde eğitim verilmiyor diyoruz. Burası Kürdistan olduğu için Kürtlerin anadilde eğitim hakkı vardır. Bütün halkların dili zenginliktir. Eğitimi hak ediyor. Kanada ve kutuplarda da yaşasanız bütün diller güzel ve değerlidir. Ama bir halkın kendi vatanında eğitim hakkıdır, gasp etmeyin. Başbakan bunu anlamayabilir çünkü danışmanları leş kargaları bırakmıyor. Meclis Başkanı'nın dediği gibi biraz BDP'lileri anlasalar birçok sorunu görmüş olacaklar. Ölümleri durduracak olanlar AKP değil halkın kendisidir" diye konuştu.

    "Başbakan kendi bakanını duymuyor"

    Kendi bakanını duymayan bir Başbakan'ın bu halkı duymamaya devam ederse sonucun vahim olacağını ifade eden Demirtaş, "Salı günü hayatı durdurarak, kepenkleri açmayarak, alışveriş yapmayarak, çocukları okula göndermeyerek o gün bedenlerini açlığa yatırmış cezaevlerindekilere destek olmanın günüdür. 600 Kürt genci dışarıdaki Kürtler ve Türkler özgür olsun, barış içinde yaşasın diye ölüm orucundadırlar. Kendi canlarından vazgeçmiş bu kişiler için bir gün yaşamı durdurmayacak mıyız? Barışın önünü açmak için Salı günü eylem halinde olmalıyız. Mahallelerde açlık grevlerine destek olmak için meydanlarda olun. Kaybettiğimiz her saat bir Kürt gencinin ve siyasi tutuklunun hayatının kaybıdır. İçeride açlık eylemi varken bayram yapamayız. Bu çığlık her sokağa yayılmalıdır. Hükümetin atacağı her adıma destek olmaya hazırız. Adalet Bakanı sivil heyetleri cezaevlerine göndermelidir. Gerekirse heyet cezaevlerine gidip hemen bugün onlarla görüşmelidir. İmralı'ya gidiş talebimiz sıradan bir talep değil, barış ve çözüm için destek talebidir. Müzakerelerin yeniden başlayacağı sürecin önünü açmalıyız. Eğer bu koşullar bir an önce gelişirse cezaevlerindekiler ölüm oruçlarından vazgeçebilir. Bu nedenle provokasyonlara dikkatli olunmalıdır"

    Batman Valisine teşekkür

    Konuşmasında Batman Valisi'ne teşekkür eden Demirtaş, "Valiler, Emniyet Müdürleri çözüm istiyorlar. Bu eylemlerin önünü kesmemelidirler.Engelliyorlarsa onları savaş sorumlusu ilan ederiz. Açık yüreklilikle belirtiyorum, Batman Valisi bu miting çalışmasıyla ilgili kolaylık sağlamış ve kendisine teşekkür ediyorum. Kim barış istiyorsa herkes birbirine yardımcı olmalıdır. Kim bu ülkenin geleceğini düşünüyor ve kalıcı barıştan yanaysa cesur olmalıdır. Allah korusun cezaevlerinde yarın gençlerin cansız bedenleri çıkarsa bu vicdanı kaldıramayız, bunun sorumlusu AKP'dir. Asker anaları, polis anaları bu çığlığa ses vermezlerse biz barışı nasıl yakalarız? Dışarıda ölümler olmasın diye, asker ölmesin diye gerilla ölmesin diye 600 insan kendi canını feda ediyor. Bu topraklara barışı getirecek halksınız. Kürdistan'a özgürlük getirecek halk olduğunuz için siz büyüksünüz" dedi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow