hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Davutoğlu'ndan, İtalyan gazetesine demeç

    Davutoğlundan, İtalyan gazetesine demeç
    expand

    Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BM yetkililerine izin verilmesinin Beşşar Esad için bir test olacağını, aksi takdirde sorumluğun rejimine ait olduğunu belirtti.

    Suriye ve Mısır gündemiyle çıktığı iki günlük Avrupa turunun son ayağı İtalya'da İtalyan mevkidaşı Emma Bonino ile görüşen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ülkenin yüksek tirajlı gazetelerinden La Repubblica'ya mülakat verdi.

    "Sivil katliamlar ve gaz kullanımı, şimdi Esed'i durdurmalıyız" başlığıyla okuyuculara sunulan röportajda, Suriye'de kimyasal silahlı saldırıya yönelik ne tür kesin bilgilere sahip olduğu sorusu üzerine Davutoğlu, "Bu saldırının kimyasal silahlara yapıldığı hususunda genel bir konsensüs var. Bu kadar çok kişiyi öldürmenin başka yolu yok. Buradaki asıl soru kim yaptı? Sorumluların kim olduğunu öğrenebilmek için Birleşmiş Milletler'in (BM) derin bir incelemesine ihtiyaç var. Aralarında Türkiye ve İtalya'nın da bulunduğu Suriye'nin Dostları, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun'dan Suriye'deki BM yetkilileri ekibini genişletmesini talep etti. Derin bir soruşturmaya ihtiyaç var. Bu konuda İran Dışişleri Bakanı ile de görüştüm. İnanıyorum ki, o da bu fikri destekleyecektir" dedi.

    Esed rejimi için bunun bir test olacağının altını çizen Davutoğlu, rejimin bu saldırıyla bir ilgisi olmadığını söylediğini anımsatarak, "O zaman her şeyi açmalılar ki masum olduklarını kanıtlasınlar. Eğer gizlerlerse, BM yetkililerini yasaklama yoluna giderlerse bize suçlu olduklarının kanıtını vermiş olacaklar" diye konuştu.

    "Bu aşılan ilk kırmızı çizgi değil"

    "Bu olayda rejimin sorumluluğun çıkması durumunda ABD Başkanı Barack Obama'nın ünlü kırmızı çizgilerinden birini daha aşmış olacağı" yönündeki yoruma ilişkin Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Bu ilk değil. Esed, birçok kırmızı çizgiyi aştı. Keskin nişancılarla sivillerin üstüne ateş ederek başladı, sonra top mermisi attı. Sonra uçaklarla bombaladı, daha sonra füzeler gönderdi kendi halkının üzerine. Bugüne kadar uluslararası toplum, hiçbir şekilde bunlara yanıt vermedi ama şimdi BM Güvenlik Konseyi, teknik ekibi oraya gönderdi ki onlar orada çalışmalılar ve BM, Suriye kararlı ve belirleyici bir tutum alsın" değerlendirmesini yaptı.

    "Biz daha önce Bosna'da Srebrenitsa katliamını gördük"

    BM Güvenlik Konseyi'nin herhangi bir karar alamaması ve her şeyin bloke kalması durumunda ne olacağı sorusuna Davutoğlu, "Biz daha önce Bosna'da Srebrenitsa katliamını gördük. O zaman da BM Güvenlik Konseyi, sadece bir gecede 8 bin kişi öldükten sonra uygun güçle yanıt verme kararı çıkaramıyordu. Uluslararası toplum buna tepki gösterdi ve harekete geçmek isteyen ülkeler bir koalisyon kurdu" yanıtını verdi.

    "Gönüllüler koalisyonunun askeri eylem yapmasını mı öneriyorsunuz" sorusuna Ahmet Davutoğlu, "Biz, BM yetkililerine tam olarak izin verilmesini istiyoruz. Eğer, Esed bu izni vermezse bütün bunlar onun sorumluluğunun testi olacak. O zaman da onu durdurmak için uluslararası toplumun sorumluluk taşıyan üyeleri olacak" cevabını verdi.

    Mısır'daki darbe

    Türkiye'nin, Mısır'da yaşananları darbe olarak tanımladığını ancak Amerikalıların bu ülkeye yaptığı yardımların kesilmemesi için bu tanımlamayı kullanmadığı hatırlatılan bakan Davutoğlu, "Seçilmiş bir cumhurbaşkanı ordu tarafından görevinden uzaklaştırılıyor. Bu, darbe değil de nedir? Birçok hükümetin hareketsizliğini gören askerler, daha da saldırganlaşıyor. Başta Mursi'nin serbest bırakılması düşünülüyordu, şimdi Mübarek dışarda, diğer seçilmiş siyasi liderler tutuklanmış durumda" diye konuştu.

    Türkiye'nin, Mısır'da ilk harekete geçen ülkelerden biri olduğu anımsatılan Davutoğlu, şunları söyledi:

    "Çünkü, biz üç tehlike gördük. Birincisi, Mısır'da bir başkan tutuklandı ki bundan sonra hiçbir siyasi lider kendini güvende hissedemeyecek. İkincisi, Mısır bölgenin referansı. Olumsuz bir domino taşı etkisi yapabilir. Üçüncüsü de radikalizm bütün bölgeye yayılabilir. Bazıları teröre başvurabilir tüm Akdeniz coğrafyasında. Bu da hepimizi ilgilendirir."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow