hourSON DAKİKA
left-arrow right-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    FXTCR'den mart ayı değerlendirmeleri

    FXTCRden mart ayı değerlendirmeleri
    expand

    Japonya, parasal genişlemeye daha yeni başladı.

    Mart ayı Japonya için değişim ayı oldu diyebiliriz. Merkez Bankası başkanının değişimi ve yeni başkan ile birlikte gelen yeni beklentiler, umutlar ve uygulamalar USDJPY paritesinde sert hareketler yarattı.

    Bu ayın başlarında Japonya Merkez Bankası'nın potansiyel yeni başkanı Kuroda'nın parasal genişlemeyi artırması gündemdeydi.

    Japonya'da 15 yıldır devam eden deflasyonun sonlandırılmasına yönelik daha agresif bir yaklaşım sergilemesi beklenen Haruhiko Kuroda'nın Nisan'dan itibaren parasal genişleme önlemlerini artırmaya başlaması bekleniyordu. Bu spekülasyonlar Japon hisselerine ralli yaptırırken USDJPY paritesini yukarı taşıdı.

    15 yıldır deflasyondan mağdur olan Japonya'nın kendisine bel bağladığını gören Kuroda bu beklentilerle birlikte vaatlerini daha da keskinleştirdi. Kuroda, başkanlığı onaylanırsa 15 yıldır devam eden deflasyonu sonlandırmak için gereken neyse yapacağını söyledi ve ucu açık tahvil alımlarının önümüzdeki yıldan önce başlayabileceğinin sinyalini verdi.

    Ayrıca, merkez bankasının bu zamana kadar yaptığı varlık alımlarının kapsam ve büyüklüğünün yüzde 2 enflasyon hedefine ulaşmaya yeterli olmadığının altını çizerek, ucu açık alımlarının önümüzdeki yıldan önce başlatılmasını değerlendirebileceğini söyledi. Kuroda'nın bu iddialı açıklamaları yene değer kazandırdı.

    Mart ayının ortalarına doğru ise sadece USDJPY paritesini değil bütün piyasaları derinden etkileyen Güney Kıbrıs sıkıntısı patlak verdi. Avrupa Birliği ve IMF'nin Güney Kıbrıs için yazdığı Kurtarma Reçetesi netleşti ve bu reçete piyasada bir şok etkisi yarattı.

    Bu yardım paketi kapsamında Güney Kıbrıs bankalarında mevduatı olan mevduat sahiplerine vergi getirme kararı alındı. Bu karar sonrası piyasada ciddi bir panik havası oluştu. Euro'ya olan güven oldukça azaldı ve insanlar banka önlerinde kuyruklara girip paralarını çekmeye yöneldiler.

    Bu gelişmeler doğrultusunda yende güvenli liman alımları gözlemlendi ve  USDJPY paritesi sert satış baskılarına maruz kaldı. Bir hafta sonrasında parite daha toparlanmaya fırsat bulamadan Güney Kıbrıs'ın başarısız kurtarma planının risk iştahını azaltması nedeniyle tekrardan ani satış baskıları yaşadı.

    Güney Kıbrıs sıkıntısı uzun süre gündemde kaldı. IMF'nin önerisini reddeden Güney Kıbrıslı yasa koyucular Rusya'dan medet ummaya başladı. Güney Kıbrıs Maliye Bakanı Rusya'ya uçarak bir görüşme gerçekleştirdi fakat Rusya'nın şartları Kıbrıs'a ağır geldi. Bu durum sonucunda Güney Kıbrıs geri evine dönerek kendini IMF'nin kollarına bıraktı.

    IMF ve Avrupa Birliği  bu kısa ayrılıktan üzülmüş olacaklar ki yardım paketinde "ufak" bir yumuşama gerçekleştirdiler.  Avrupa Birliği ile IMF'nin Kıbrıs'ın güneyine 10 milyar Euroluk bir kurtarma paketi sunması konusunda anlaşmaya varıldı ve bankadaki mevduatı 100 bin Euro'nun üzerinde olanlara dokunulmama kararı alındı.

    Güney Kıbrıs sıkıntısının etkileri piyasada henüz hazmedilmemişti ki Japonya için Merkez Bankası Başkanı değişim zamanı geldi. Eski Japonya Merkez Bankası Başkanı Shirakawa'nın resmi olarak görevinden ayrılması sonrasında Kuroda Merkez Bankası Başkanı olarak ilk kez basın toplantısı düzenledi.

    Haruhiko Kuroda, ilk basın toplantısında, deflasyonu sonlandırmak için, gayrimenkul yatırım fonları dahil çeşitli varlıkların erken ve açık uçlu alımlarını düşünebileceklerini kaydetti ve bu amaca ulaşmak için zayıf yene bel bağlamayacaklarını kaydetti. Kendisine duyulan güvenden memnundu ve her seferinde Japonya'yı kurtarmak için elinden ne geliyorsa yapacağını vurguluyordu.

    Bu gelişmeler sonrası USDJPY paritesinde satış baskıları yaşandı. Neredeyse 15 yıldır fiyatlardaki düşüklüklerin yatırım ve tüketimi etkilediği, yatırım ve tüketimin de fiyatları daha da aşağı çektiği bir döngü içerisinde bulunan Japonya'yı bu döngüden kurtulmak adına yeni BOJ Başkanı Kuroda 2 yıl içerisinde yüzde 2 enflasyon hedefini tutturacağına ve ülkenin daha fazla deflasyon mağduru olmasını önleyeceğine yönelik açıklamalarda bulundu. Kuroda'nın yaptığı açıklamalar yatırımcıların daha fazla parasal genişleme beklentilerini arttırırken yeni zayıflattı.

    Fakat Başbakan Abe, Merkez Bankası Başkanı Kuroda kadar iyimser ve emin değildi. Kuroda'nın yüzde 2'lik enflasyon hedefini tutturma konusunda çok iddialı olduğunu gören başbakan bu durumu biraz gevşetmeye çalıştı. Japonya Merkez Bankası'nın "her ne pahasına olursa olsun" yüzde 2 enflasyon hedefini benimsememesi gerektiğini söyleyen Japonya Başbakanı Abe, küresel şartların değişmesi hâlinde bu hedefe ulaşılamayabileceğini belirtti. Bu haberler dün 92,70 desteğine kadar satışlar yaşayan USDJPY paritesini 93,20 direncinin üzerine taşıdı.

    Ekonomistler ve eski BOJ yetkililerinin Kuroda'nın söz verdiği sürede hedeflerini tutturabileceğine dair şüphelerini dile getirmeye başlamasıyla merkez bankası üzerindeki baskı arttı. Kuroda'nın vaadini yerine getirememesi hâlinde, yene dolar karşısında yüzde 16 değer kaybettiren ve hisseleri 4.5 yılın zirvesine taşıyan Japonya Başbakanı Shinzo Abe'nin, Abenomi olarak da nitelendirilen kampanyasının kredibilitesi tehlikede olacağına yönelik korkular piyasada hala mevcut.

    Bunların yanında 4 Nisan günü sabah saatlerinde gerçekleşen Japonya Merkez Bankası bildiriminde yeni parasal genişleme hamleleri açıklandı. Yeni Merkez Bankası Başkanı Kuroda verdiği sözleri tuttu ve dünyanın en büyük üçüncü ekonomisinin merkez bankası deflasyondan çıkmak ve ekonomisini canlandırmak için aylık tahvil alımı programı ile uzun vadeli varlık alım programını birleştirme kararı aldı.  Banka aylık 7 trilyon yen değerinde bono alacağını açıkladı. Bu açıklamalar sonrası USDJPY paritesinde 300 pipe yakın bir alım hareketi gözlemlendi.

    Biraz da ABD tarafına bakacak olursak Mart ayında Fed'in 2 günlük toplantısı sonunda merkez bankası aylık varlık alımlarına devam etmeye karar verdi. ABD merkez bankası Federal Reserve toplantısının ardından ekonomide ve istihdam piyasasında görülen toparlanmaya rağmen aylık 85 milyar dolarlık tahvil alımına devam etme kararı aldı. ABD doları, Fed'in ekonomik toparlanmanın henüz politika yapıcıların teşvik önlemlerini azaltmak için yeterli olmadığını düşündüğünün sinyallerini vermesi ile birlikte düşüşüne devam etti.

    Mart sonlarına doğru Fed Başkanı Bernanke ekonomik toparlanmanın hâlâ "memnun edici" seviyede olmadığını ifade ederek, mali politikaların 2013 yılında büyümeyi güçleştirebileceği uyarısını yaptı. Bernanke ayrıca bu yıl bir yavaşlamanın "endişe verici" olacağını dile getirdi.

    Dünyanın en büyük ekonomisi ABD 4. genişleme yılına hazırlanırken, enflasyon oranı da hâlâ Fed'in hedefi olan yüzde 2'nin altında seyrediyor. Fakat ABD ekonomik büyümesi, işsizlik için belirlenen yüzde 6.5 hedefini tutturmak için henüz yeterince güçlü değil. İşsizlik oranı geçtiğimiz ay yüzde 7.7 olurken, tüketici fiyat endeksindeki artış ise yüzde 1.2 olarak gerçekleşti.

    Japonya'da yeni hükümetin Aralık ayında başa geçmesiyle başlayan trend günlük grafikte de net olarak görüldüğü üzere devam ediyor. Teknik açıdan baktığımızda göstergelerin desteklemediği ve bu nedenle teknik analistleri yanıltan hareket, parasal genişleme destekli olarak 87 ve 94 seviyelerindeki fibonacci desteklerini yukarı kırmayı başardı. Merkez bankası başkanının da değişmesi sonrası, hükümetle merkez bankasının el ele vererek daha agresif parasal genişlemeye gitmesi beklendiği için paritede orta vadede 100 seviyesi oldukça çok konuşuluyor. Bu nedenle paritede yaşanan kısa vadeli satışları orta vadeli alım fırsatı olarak değerlendirilmesini ve yükselişin sürmesini bekliyoruz.



    Euro Bölgesi'nde sancılar sürüyor

    Mart ayı EURUSD paritesi için tam bir çöküş ayıydı. Gerek İtalya'daki seçim belirsizlikleri gerek ise Güney Kıbrıs kurtarma paketi parite üzerinde oldukça sert satış baskılarına maruz kaldı.

    Mart ayının ilk haftasında Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Mario Draghi yaptığı açıklamada gelen verilerin Euro Bölgesi ekonomisinde bu yıl istikrar yakalanacağına işaret ettiğini söylemesinin ardından euro dolar karşısında oldukça sert bir yükseliş kaydetti. Bunun yanında Draghi, İtalya'nın Avrupa Birliği açısından ne çapta bir tehdit oluşturduğunun belirlenmesinin oldukça önemli olduğunu belirterek politika faizini değiştirmedi.

    Avrupa Birliği için ufukta gözüken tek sıkıntı İtalya iken Mart ortasına doğru bir anda omuzlara "Güney Kıbrıs" yükü bindi. Güney Kıbrıs'a bir kurtarma paketi hazırlayan IMF ve Avrupa Birliği bu kurtarma paketi kapsamında Güney Kıbrıs bankalarında mevduatı bulunan kişilere vergi kesme kararı alınca yer yerinden oynadı. Euro, dolar karşısında, Kıbrıs'ta banka mevduatlarına daha önce görülmeyen bir vergi koyulmasının Avrupa'nın yeniden krize düşeceği endişelerini kuvvetlendirmesinin ardından son 14 ayın en hızlı düşüşünü yaşadı.

    Güney Kıbrıs'lı yasa koyucuların bu kurtarma paketini reddetmesi ve Rusya'dan yadım istemesi üzerine piyasa iyice kızıştı. Avrupa'daki krizin derinleşebileceği endişesi EURUSD paritesinde sert satış baskıları yaşattı.

    Birkaç hafta piyasaları çalkaladıktan sonra Güney Kıbrıs, AB ve IMF heyetiyle 10 milyar Euro'luk acil durum kredilerini kendisine açan yeni kurtarma paketi üzerinde anlaştı. Güney Kıbrıs, kendisine 10 milyar Euro'luk acil durum kredilerinin kapısını açan kurtarma paketi üzerinde anlaştı. Fakat bu anlaşma da EURUSD'nin yüzünü güldürmeye yetmedi. Güney Kıbrıs'ı kurtarma planının, bankaların yeniden yapılandırılmasında özel sektöre daha büyük kayıplar getirileceği endişelerini artırmasının ardından Euro Dolar karşısında dört ayın en düşük seviyesine yaklaştı.

    Güney Kıbrıs sorunundan birazcık olsun sıyrılmış olan Avrupa tekrardan İtalya'daki seçimler ile uğraşmaya başladı. İtalya'da Şubat ayında yapılan seçimlerin üzerinden bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen halen bir hükümet kurulamamış olması ve Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano'nun görev süresinin de 15 Mayıs'ta sona erecek olması dolayısıyla sıkıntılı bir sürece girildi.

    Merkez sol lideri Pierluigi Bersani'nin yaptığı görüşmelerden bir sonuç çıkmaması üzerine görevi Cumhurbaşkanı Napolitano'ya iade etmesi üzerine gözler  Giorgio Napolitano'ya çevrildi. Napolitano da aynı gün tüm liderler ile tek tek görüşme gerçekleştirdi fakat bu görüşmelerden de hükümet kurmaya yönelik olumlu bir sonuç çıkmayınca basında Cumhurbaşkanı'nın istifa edeceği yönünde haberler yer almaya başladı.

    Tüm bu haberlere yönelik bir basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Napolitano, görev süresi bitene kadar işinin başında olduğunu kaydetti. Napolitano, "Son güne kadar görevimin gerektirdiği sorumlulukları ülkenin çıkarları doğrultusunda yerine getirmek için çalışacağım. İçinde bulunduğumuz zorluklardan elimi çekmeyeceğim. İtalya'nın karşı karşıya olduğu meşakkatlerin sağlam bir çözüm ile üstesinden geleceğimize inancım sonsuz." dedi. Napolitano, bu kördüğümün çözülememesi üzerine akil adamlardan oluşan bir komiteyle yeni hükümeti kurma yollarını aramaya devam ediyor.

    ABD tarafına bakacak olursa Mart ayının başında Fed aylık varlık alımlarına devam etmeye karar verdi. Dolar, Fed'in ekonomik toparlanmanın henüz teşvik önlemlerini azaltmak için henüz yeterli olmadığını söylemesi ile birlikte düşüşüne devam etti.

    Mart sonlarına doğru FED Başkanı Bernanke ABD için kaygılarını dile getiren bir konuşma yaptı ve ekonomik toparlanma adına alınacak daha çok yol olduğunu belirtti. Bernanke ayrıca bu yıl yaşanacak bir yavaşlamanın "endişe verici" olacağını dile getirdi.

    Dünyanın en büyük ekonomisi ABD 4. genişleme yılına hazırlanırken, enflasyon oranı da hâlâ Fed'in hedefi olan yüzde 2'nin altında seyrediyor. Fakat ABD ekonomik büyümesi, işsizlik için belirlenen yüzde 6.5 hedefini tutturmak için henüz yeterince güçlü değil. İşsizlik oranı geçtiğimiz ay yüzde 7.6 olurken, tüketici fiyat endeksindeki artış ise yüzde 1.2 olarak gerçekleşti.

    Nisan'ın ilk haftasındaki gelişmelere bakacak olursak; AMB Başkanı Draghi, genişlemeci para politikasında kalma kararı sonrası Frankfurt'ta basın toplantısı düzenledi. Draghi yaptığı açıklamada AMB'nin para politikasını bir dönem için gevşet tutacağının ve ekonomik koşullar kötüleşirse, ilave gevşemeye gidilebileceğinin işaretini verdi. Draghi'nin konuşması sırasında EURUSD paritesinde satış baskıları görüldü.

    Draghi ve ABD istihdam verilerini atlattıktan sonra paritenin günlük grafiğine baktığımızda 1.2880 direncinin artık desteğe dönüştüğünü görüyoruz. ABD'de son tarım dışı istihdamın oldukça kötü gelmesi ve parasal genişlemenin kolay kolay sonlanmayacağını göstermesi son yaşanan yükselişin ana sebebi olarak kayda geçti. Bu aşamadan sonra teknik göstergelerin de desteklediği yükseliş hareketinin 1.3170 direncini test etmesi mümkün.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow