hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Akil İnsanlar Heyeti ile ilk buluşma

    Akil İnsanlar Heyeti ile ilk buluşma
    expand

    Başbakan Erdoğan, Akil İnsanlar Heyeti ile bir araya geldi. Erdoğan, "Şimdi artık sosyal restorasyon dönemini başlatıp kararlılıkla büyütme zamanı" dedi.

    Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde gerçekleşen "Çözüm Süreci Akil İnsanlar Heyeti İstişare Toplantısı", saat 18.10'da başladı

    Akil İnsanlar Heyeti'ne davet edilen isimler, kimlik kontrolünün ardından Başbakanlık Ofisi'ne kabul edildi.

    Heyet üyeleri, toplantı saati öncesinde fuaye alanında bekledi. Burada katılımcılara çay ikramında bulunuldu. Heyet üyeleri burada birbirleriyle ve bakanlarla sohbet etti.

    Toplantıya, Başbakan yardımcıları Bülent Arınç, Bekir Bozdağ ve Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı.

    Başbakan Erdoğan, salona girişinde konuklarıyla tek tek tokalaştı ve kısa süre sohbet etti.

    Toplantı, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasıyla başladı.

    Konuşmasının başında 2009 yılında başlattıkları Milli Birlik ve Beraberlik Projesi'nden bahsetmekte fayda gördüğünü ifade eden Erdoğan, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi adını vererek başlattıkları süreçte, içinde bulunulan salonda çok değerli dostları ağırladıklarını, sanatçı, mütefekkir, yazar, gazeteciler, spor insanları, sivil toplum örgütü temsilcileri, rektörlerle toplantılar yaptıklarını anlattı.

    Erdoğan, şu anda burada bulunanların bazılarının da o toplantılara katıldıklarını belirterek, o süreçte bu salonda gerçekleştirilen toplantılardan, istişarelerden gerçekten çok istifade ettiklerini söyledi.

    "Temsili bir grup"

    Başbakan Erdoğan, bugün gelinen bu noktada birkaç hususun altını özellikle çizmek istediğini belirterek, şöyle devam etti: "Bugün bu salonda bulunmuyor olmak takdir edersiniz ki, süreçlerin dışında kalmak anlamına asla gelmez. Kamuoyunda bu heyete 'Akil İnsanlar Heyeti' adı verildi. Burada bulunan heyet, Türkiye'nin elbette ki tüm akil insanlarından oluşan bir heyet değildir. Bu heyeti bir özet, bir örnek, temsili bir grup olarak görmek belki daha doğru olacaktır. Benzeri bir yapılanmayı 2005 yılında ihdas ettiğimiz Medeniyetler İttifakı girişiminde de uygulamıştık.

    O zaman 20 kişiden oluşan bir grup oluşturulmuş, ittifak içerisinde de ismi 'High Level Grup' yani 'Yüksek Düzeyli Grup' olarak belirlenmişti. Sonradan bu grup Akil Adamlar ismiyle anılmaya başlanmıştı. Grup içinde çok değerli hanımefendilerin olmasına rağmen Akil Adamlar isminin kullanılması haklı olarak eleştirilere maruz kaldı. Biz enerjimizi isim üzerinde harcayacak değiliz. Akil İnsanlar da denilebilir, yüksek düzeyli temsilciler de denilebilir. Burada listenin ve heyetin isminden de ziyade işin magazin boyutundan ziyade üstlenmekte olduğumuz misyonun çok daha önemli olduğunu, çok daha hassas bir zeminde yürütülüyor olduğunu özellikle hatırlatmak durumundayım."

    Medyaya çağrı

    Başbakan Erdoğan, kamuoyuna özellikle de medya, yazarlar ve yorumculara çağrı yapmak istediğini belirterek, şöyle konuştu: "Hayırlı bir iş için bir araya geldik. Hayırlı niyetler için bir araya geldik. İşin magazin boyutuna, isim boyutuna kim vardı, kim yoktu boyutuna takılıp hedefin ve niyetin arka plana itilmesine, sulandırılmasına lütfen müsaade
    etmeyelim, zira geçmişte bunu çok yaşadık. Çok can alıcı çok acil bir meseleyi çözmek için istişare toplantıları yaparken niyet unutuldu, hedef unutuldu, yapılanlar, konuşulanlar ne yazık ki magazin, sulandırma hep ön plana çıktı. Hem buradaki heyetin hem de dışarıdaki dost ve kardeşlerimizin zarfla, çerçeveyle ilgili tartışmaları bir kenara bırakıp mazrufla, özle ilgilenmelerini sürecin önemi ve hassasiyeti açısından çok hayati bulduğumu özellikle ifade etmek istiyorum."

    "Zorlu bir seçme süreci yaşadık"

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, heyeti oluştururken gerçekten zorlu bir bir seçme süreci yaşadıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geniş bir havuz oluşturduk. Katkı verebilecek, söz söyleyebilecek, örnek teşkil edecek temsil kabiliyeti yüksek, kanaat önderliği yapabilecek çok sayıda isim belirledik. Ancak heyetin etkinliği, çalışma kolaylığı açısından sayıyı sınırlı tutmak gibi bir zorunluluğumuz da vardı. Çok ince çok hassas bir tercih sürecinin ardından farklı kesimleri, farklı düşünce dünyalarını temsil etmek suretiyle 76 milyonun özeti sayılabilecek bir listeyi oluşturduk.

    Oluşturmaya gayret ettik. Elbette burada bulunan insanların ortak noktası; kangren olmuş bir sorunun çözüme kavuşturulmasını istemeleridir. Can kaybına kan kaybına yol açan bir meselenin sona erdirilmesini dert edinmeleridir. Her zaman ifade ediyorum; bu heyetin içinde ya da dışında söyleyecek sözü, önerisi olan, eleştirisi olan varsa dikkatle dinleriz, dinliyoruz ve hiçbir komplekse kapılmadan dinlemeye devam edeceğiz. 76 milyonun tamamını ilgilendiren bir meselede 76 milyonun tamamına kulak verebilmek için bugüne kadar nasıl hassasiyetle çalıştıysak bundan sonra da aynı hassasiyetle aynı sabırla aynı kucaklaştırıcı tavırla çalışmaya devam edeceğiz."

    "Şimdi artık sosyal restorasyon dönemi"

    Artık kardeşlik hukukunun gereklerini yerine getirme zamanı olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Şimdi ayrılıklara vurgu yapmanın değil ortaklıklara vurgu yapmanın, acıları öne çıkarmanın değil ortak zaferleri, ortak sevinçleri öne çıkarmanın zamanı. Şimdi ayrıştırmanın değil bayramlaşmanın, müsafahanın zamanı, hesaplaşmanın değil helalleşmenin zamanı. Şimdi artık sosyal restorasyon dönemini başlatıp kararlılıkla büyütme zamanı. Şunu herkes bilmeli ki Türk ile Kürt'ün tarihi son 29 yıl üzerinden özellikle '29 yıl yeterlidir' veya '29 yıldır' gibi bir yaklaşım doğru bir tarih tespiti değildir. Yaklaşık bin yılı bir kenara koyup 29 yıl üzerinden fitne üretenler, bu kadim dostluğu, bu kadim kardeşliği anlayamazlar. Ortak geçmişimizi görmeyenler ortak geleceğimizi de anlayamazlar. Size ben bu akşam burada Malazgirt demeyeceğim, size Çaldıran, Kut'ul Amare, Sarıkamış, Çanakkale demeyeceğim. Cumhuriyetimizin kuruluşundaki o ruh, o irade, o kardeşlik anlayışı bize fazlasıyla yeter."

    "2023 hedeflerini riske atıyor"

    Türkiye'nin terör ve şiddet nedeniyle 40 bine yakın insanını toprağa verdiğini kaydeden Erdoğan, "Sorunun ekonomik, sosyal ve siyasi faturasıyla ilgili yapılan tahminleri biliyorsunuz. Bu sorun, sadece iç barışımızı, toplumsal bütünlüğümüzü, huzur ve esenliğimizi tehdit etmiyor, aynı zamanda bölgesel etkinliğimizi, 2023 hedeflerimizi, büyük zorluklarla sağladığımız güven ve istikrarı da riske atıyor. Çözümsüzlüğü çözüm görenlerin anlamadığı gerçek, bu yaklaşımın miadını doldurduğu, bu anlayışın artık sürdürülebilir olmadığıdır. Çözüme karşı olanların önerisi, açıkça ölümlerin devam etmesi, Türkiye'nin kan kaybetmeyi sürdürmesidir. Biz ülkemize ve milletimize bu faturayı ödetmek istemiyoruz. Her yıl belli sayıda şehit vermeyi, büyük bedeller ödemeyi sineye çeken, kabullenen bir anlayış, ne insanidir ne de vicdanidir" diye konuştu.

    "İstanbul'da ne varsa Diyarbakır'da da o olacak dedik"

    Başbakan Erdoğan, 10 yıl boyunca kararlılıkla, engelleyenlere, saldıranlara inat doğu ve güneydoğuya "inanılmaz" hizmetler götürdüklerini kaydederek, şöyle devam etti: "İstanbul'da ne varsa Diyarbakır'da da o olacak dedik. Yol, baraj, konut, okul, üniversite, hastane, ambulans, havalimanı ne lazımsa onu bölgeye kazandırdık, kazandırıyoruz. Hükümet, devlet olarak, o bölgeyi şefkatle kucaklıyoruz. 10 yıl önce acaba 'Hakkari'ye havalimanı gidecek' deselerdi inanır mıydınız? 'Iğdır'a havaalanı gidecek, orada da havaalanı yapılacak' veya 'Şırnak'a havalimanı yapılacak' deselerdi, inanır mıydınız? Iğdır'ı açtık. Yıl sonu itibariyle de Şırnak ve Hakkari'yi, Yüksekova'da yapılıyor, onları da açacağız."

    "Eserleri kadar yüreklerini de sürece koymalarını istiyoruz"

    Heyette yer alanlara seslenen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bütün annelerin melek olduğunu hepimize anlatan değerli sanatçımız Hülya Koçyiğit'ten, Anadolu'nun, Trakya'nın melek misali annelerinin gözyaşlarını dindirecek yeni bir rol bekliyorum. O unutulmaz 'Tatar Ramazan' rolünde 'bir ekmeği beraber bölüşerek yemektir hüner' diyen sevgili Kadir İnanır'dan bir sofraya oturup bir somunu paylaşan 76 milyonun kardeşliğine yeniden vurgu istiyoruz. 'Dertler, benim, hasret benim, ömrüm senin olsun' diyen sevgili Orhan Gencebay'dan dertleri de hasreti de ortadan kaldıracak yeni bir duruş bekliyoruz. 'Vizontele' filminde 'bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen burası dünyanın en güzel yeridir' diyen sevgili Yılmaz Erdoğan'dan daha fazla seveceğimiz, daha fazla mutlu, mesut olacağımız bir Türkiye'nin inşasında yeni katkılar arzuluyoruz.

    Bir röportajında 'ortak vicdanı temsil etmesi gereken sanatçılar arasında bile barışa kuşku duyulması gereken bir şeymiş gibi bakanlar var' diyen değerli sanatçımız Lale Mansur'dan, barışın kaybedenleri olmayacağını daha güçlü anlatmasını bekliyoruz. Meselenin sancısını yıllarca çekmiş Yılmaz Ensaroğlu kardeşimizden, yıllarca hapis yatmış sevgili Oral Çalışlar'dan, sayın Doğu Ergil'den, devletin değil, insanın özne olabileceğini güçlü şekilde savunan sayın Deniz Ülke Arıboğan'dan, andıçlanan Ali Bayramoğlu'ndan, hukukun sesi Kezban Hatemi hanımdan, milletin ve milliyetçiliğin derin analizlerini yapmış sayın Erol Göka'dan, tek tek ismini sayamadığım buradaki tüm dostlarımızdan artık eserleri kadar yüreklerini de sürece koymalarını istiyoruz."

    Kadınlara fuar, erkeklere kravat

    Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti.

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının ardından heyet üyelerine yemek ikramında bulunuldu.

    Saat 18.10'da başlayan toplantı, 22.30'a kadar sürdü.

    Toplantının sonunda heyet üyelerine Türk müziklerinden oluşan CD paketi, kadınlara fular, erkeklere kravat hediye edildi.

    Toplantıya, Star gazetesi yazarı Fadime Özkan dışında tüm istişare heyeti üyelerinin katıldığı öğrenildi. Özkan'ın, yurt dışında olduğu ve mazeret bildirdiği belirtildi.

    Toplantıdan ilk olarak, TV çekimleri için izin istediği belirtilen Orhan Gencebay ayrıldı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow