hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Taksim'de 1 Mayıs'a izin yok

    Taksimde 1 Mayısa izin yok
    expand

    İçişleri Bakanı Muammer Güler, Taksim'de 1 Mayıs kutlanmasına ilişkin, "Çelenk bırakılmasına izin verilecek ancak yürüyüş ve toplantı için başka alan önereceğiz" dedi.

    Muammer Güler, yarın gerçekleştirilecek Budapeşte Süreci Beşinci Bakanlar Konferansı ile "Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu"na ilişkin bilgilendirme toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Güler, 2009 yılından itibaren Taksim Meydanı'nın emekçilerin ve işçilerin 1 Mayıs'ı kutlaması anlamında açıldığına işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Bugün itibarıyla bir başvuruda bulunuldu, Kadıköy İskele Meydanı'nda etkinlik düzenlemek için bir grubun müracaatı var. Türk-İş'in 1 Mayıs'ta Taksim'de bir etkinlik yapmak için müracaatı var. Taksim Meydanı'nı Yayalaştırma Projesi nedeniyle orada yeterli önlemleri alacak fiziki ortam mümkün değil. Hem yürüyüş kollarının alana girmesi hem de alandan dağılması veya Allah korusun herhangi bir kargaşa ortamında ani dağılma yapılması halinde alanın sağlıklı boşaltılmasına ilişkin bir ortam yok.

    Biz bütün bunları sendika yetkilileriyle görüşeceğiz. Valimiz bu konuyla ilgili ilgililerle görüşme yapacak. Taksim Meydanı'nda basın açıklaması, Kazancı Yokuşu'na çiçek bırakılması, saygı duruşunda bulunulması gibi etkinlikler yapılabilecek. Ancak yürüyüş gibi diğer etkinliklerin başka alanlarda sağlıklı şekilde yapılması için sendika yetkililerine öneride bulunacağız. Valimiz ve emniyet yetkililerimiz ilgilerle gerekli görüşmeyi yapacaklar. Bu yıl Taksim alanındaki fiziki eksikliklerin ve alınacak önlemlerin sağlıklı olarak uyulmasını teminen de orta yol bulunacağına inanıyorum."

    "Günün anlamına uygun kutlanması için destek vereceğiz"

    İçişleri Bakanı Güler, hem toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılan insanların hem de diğer vatandaşların can güvenliklerini sağlamak durumunda olduklarını vurgulayarak, "Bu konuda arkadaşlarımın bir anlayış içerisinde ortak noktada buluşacağına inanıyorum ama şunu da söylüyorum; 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'dür, resmi tatildir ve bu günün anlamına uygun şekilde görkemli ve amacına uygun şekilde kutlanması için biz her türlü yardımı, desteği göstereceğiz" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Çekilme süreci: "Protokol söz konusu değil"

    Bakan Güler, bugün bir gazetedeki "Çıkış Protokolü", "Çekilme İçin İlk Resmi Adım" gibi haberlere değinerek, ancak bunlar incelendiğinde haberin başlığı ve içeriği arasında büyük bir farklılık olduğunu gördüklerini söyledi.

    Güler, 1949 yılında çıkan 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nda illerde emniyet ve asayişin sağlanması konusunda valilere görev verildiğini belirterek, şunları kaydetti:

    "İl İdaresi Kanunu'nun 11. maddesinin d fıkrası ki bu 1996 yılında değişikliğe uğramış bir kanundur, 'Valiler ilde çıkabilecek ya da çıkan olayların emrindeki kuvvetlerle önlenmesini mümkün görmedikleri veya önleyemedikleri takdirde, en yakın askeri birliklerden kuvvet talebinde bulunabilir' diyor.

    Burada ifade edilen düzenlemenin, 'Çıkış Protokolü' ya da 'Çözüm Süreci' ile uzaktan yakından alakası yoktur. Konu şudur; bu kanunda valilerin yardım isteme taleplerinin, o birliklerin kalış sürelerinin askeri birliğin komutanıyla koordine edileceği vali tarafından belirtilmiştir.

    Daha da önemlisi kanunda, 'birden fazla ili içine alan olaylarda ilgili valilerin isteği üzerine aynı veya farklı askeri birlik komutanlarından kuvvet tahsis edilmesi durumunda, iller veya kuvvetler arası işbirliği, koordinasyon, kuvvet kaydırması, emir komuta ilişkileri ve diğer gerekli görülen hususlar, yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslara göre yürütülür' diyor. Bu düzenlenmekte olan konu bu esaslarla ilgilidir. Daha önce bu esaslar 2010 yılında kaldırılan EMASYA Protokolü'nde yer alıyordu. Bu esaslar şimdi yeniden düzenleniyor. Konu bununla ilgilidir."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Muammer Güler, düzenlemeyle ilgili çalışmanın son aşamaya geldiğini ve imzaların yakın zamanda atılacağını belirterek, "Çekilme süreciyle ilgili Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında herhangi bir düzenleme, protokol söz konusu değildir. Dediğimiz gibi konu tamamen İl İdaresi Kanuna ilişkindir. Yaptığımız çalışma bu süreci kapsamamaktadır" şeklinde konuştu.

    Öğrenci olayları

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gazetecilerin üniversitelerdeki öğrenci olaylarına ilişkin sorusu üzerine, bu yıl geçen yıla göre öğrenci olaylarında hareketlenme olduğunu ifade eden Güler, "Bunun sebepleri arasında belki çözüm sürecinin algılanmasına ilişkin konular, kutlama günleri, anma günlerinde belirli grupların bu konuyu üstlenmesi veya yorumlayış biçimleri veya üniversitelerde karşıt görüşlü grupların legal, marjinal veya illegal örgütlerin amaçları doğrultusunda hareket eden birtakım kurumların faaliyetlerini gözlemliyoruz" diye konuştu.

    Güler, herkesin kendini ifade etme özgürlüğüne sahip olduğunu, bunların anayasa ve diğer yasalarla teminat altına alındığını, kötüye kullanılmadan, başkalarının hak ve özgürlüklerini kullanmasını engellemeden ya da şiddete dönüşmeden kullanılmasının işin özü olduğunu söyledi.

    Hakları kullanırken iyi niyetin önemine işaret eden ve bu konunun evrensel hukuk kurallarında da anayasada da öngörülen bir konu olduğunu vurgulayan Güler, şöyle devam etti:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Şu ana kadar 35 ilde, irili ufaklı ama ağırlıklı olarak, İstanbul, Ankara, Diyarbakır, İzmir, Konya, Kayseri gibi ortaya çıkan yaklaşık 109 eylem gerçekleşti. Bununla ilgili 261 öğrenci gözaltına alındı. Bunların 13'ü tutuklandı. Çeşitli şekilde 27 kişinin de yaralandığını tespit etmiş olduk.

    Bunlarla ilgili olarak 1 kuru sıkı tabanca, 4 el yapımı patlayıcı, birçok bıçak, sopa ele geçirildi. Bilim yuvalarını çatışma ortamı haline getirmek isteyenlere asla izin verilmesi mümkün değildir. Bir sevindirici olayı söyleyeyim. Türkiye'de 170 üniversite var, bunlarda da 4 milyon 112 bin öğrenci var. Bu olaylara karışan öğrenci sayısı 2 bin 500 bilemediniz 3 bin kişiyi geçmemektedir. Yani belli gruplar, bu olayları tırmandırmaya çalışmaktadır. Rektörlüklerin izinleri doğrultusunda polisimiz her türlü önlemi almaktadır. Bu konuda herhangi bir taviz söz konusu değildir."

    Muammer Güler, Dicle Üniversitesi'ndeki olaylarda polisin bir grubu koruduğu yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, "Bizim buradaki grupların arasında tercihte bulunmamız söz konusu değildir. Biz şiddete yönelik halleri önlemekle mükellefiz. Bunun süreçle de bir ilgisi yoktur" dedi.

    Güvenlik güçlerinin terörle mücadeledeki kanundan doğan görevlerinin her zaman geçerli olacağını belirten Güler, şunları kaydetti:

    "Dicle'deki olaylar kontrol altına alınmıştır ama ben ilgilileri sağ duyulu davranmaya, olayları tırmandıracak tarzdaki yaklaşımlardan geri durmaya davet ediyor ve sadece bir tarafı tenkit ederek olaya çözüm getirmenin mümkün olmadığını belirtiyorum. Bu çözüm sürecinin getirdiği olumlu havayı provoke etmek isteyen ya da bu alanda huzur ve emniyeti bozmak isteyen kim olursa olsun, bunlara fırsat vermemiz mümkün değildir. Polis bu konudaki tarafsızlığını yürütecektir."

    "Entegre Sınır Yönetimi Çalışması"

    Güler, "Sınır Güvenliği Teşkilatı"na ilişkin soru üzerine, "Entegre Sınır Yönetimi Çalışması" adı altında sınırların özel bir teşkilatla korunmasının gündemde olduğunu söyledi.

    Bununla ilgili koordineli süren çalışmaların son aşamasına gelindiğine dikkati çeken Güler, şunları belirtti:

    "Entegre Sınır Yönetimi Teşkilatı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Sahil Güvenlik Komutanlığının veya Jandarmanın şu an korumakta olduğu sınırlarla ilgili olarak yeni bir sınır yönetimi rejimi getirecektir. O rejim içerisinde sınırların korunması sağlanacaktır."

    Mevsimlik göç konusundaki önlemler

    Bakan Güler, bir gazetecinin mevsimlik çalışma için Türkiye'ye gelen yabancılara yönelik alınacak tedbirleri sorması üzerine, mevsimlik işçi olarak yurdun bazı bazı yörelerinde sınır ülkelerinden gelen işçilerin çalışma sürelerini ya da süreli olarak ikametlerini düzenleyen bir uygulamanın getirildiğini bildirdi.

    Paris'te işlenen cinayetler

    Güler, bir gazetecinin "Paris'te işlenen cinayetlerin dosyasının Türkiye'ye gönderildiğini biliyoruz. Siz buradaki mesajları nasıl yorumluyorsunuz?" şeklindeki sorusu üzerine, bu haberi ayrıntısıyla okumadığını belirtti.

    Olayla ilgili olarak suikast zanlısının Fransa'da tutuklandığını ve zanlının pasaport kayıtlarında 2012 Ekim ve Aralık aylarında Türkiye'ye giriş ve çıkışının tespit edildiğini anlatan Güler, "Türkiye'de bulunduğu süre içindeki faaliyetler ya da irtibatlarıyla ilgili konu, Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesiyle yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca ele alınmıştır. Bu konudaki soruşturma yürütülmektedir. Devam eden bir soruşturmayla ilgili bir konuda, esasen yorum yapmam mümkün değildir. Gerçeklerin bu konuda açığa çıkacağını söylemek istiyorum" diye konuştu.

    Bakan Muammer Güler, dosyada siyasi mesajlar yer aldığının söylenmesi ve buna ilişkin yorumunun sorulması üzerine de dosyada siyasi mesaj olup olmadığını bilmediğini, doğruluğunun da henüz bilinmediğini dile getirdi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow