CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, "Tutuklu gazetecilerin olmadığı, herkesin kendini özgürce ifade edebildiği bir dönem, inşallah en yakın zamanda olacak" dedi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Tekin, bir restoranda düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında, bugün "3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü" olduğunu belirtti.

Türkiye'de halen 62 gazetecinin tutuklu olduğunu kaydeden Tekin, işten çıkarılan gazeteci sayısının da 400'den fazla olduğunu ileri sürdü.

AİHM'e taşınan basın özgürlüğü davası sayısında da Türkiye'nin birinci olduğunu ve mahkemenin Türkiye'yi 13 bin 500 avro tazminat ödemeye mahkum ettiğini iddia eden Tekin, "Tutuklu gazetecilerin olmadığı, herkesin kendini özgürce ifade edebildiği bir dönem, inşallah en yakın zamanda olacak" diye konuştu.

Tekin daha sonra gazetecilere, "Kalemlerinin kelepçelenmemesi" temennisiyle kelepçe hediye ederek, "Biz sembolik olarak, sansürlendiğiniz için size bunları veriyoruz. İnşallah bugün bir milat olur. 2013 yılında tutuklu gazeteci olmaz" ifadesini kullandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın halk oylaması öncesinde, partisinin grup toplantısında, 12 Eylül döneminde idam edilen Necdet Adalı, Mustafa Pehlivanoğlu ve Erdal Eren'i andığı konuşmasını izlettiren Tekin, şöyle konuştu:

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"Gerçekten çok dramatik. Ne diyor Sayın Başbakan, 17 yaşında bir geç çocuk tutuklanıyor ve idam ediliyor. Bunu insanlık dışı olarak kabul ediyor. Yine keza bir başka genç sabah namazını kılarken kafasına dipçikle vuruyorlar. Şimdi ben soruyorum Sayın Başbakana o dönem apoletliydi, şimdi sizin döneminiz apoletsiz dönem. (1 Mayıs'ta) Sabahleyin Müslüman sosyalistler namazını kılıp Taksim Meydanı'na geldiğinde biber gazlarını siz sıkmadınız mı Sayın Başbakan?

17 yaşındaki Dilan'ı, daha 17 yaşında ve bir kamu görevlisi utanmadan çıktı, 'hayır 17 değil 19 yaşında' dedi. Sonra, ailesi 'kimliği bizde, biz çocuğumuz kaç yaşında olduğunu biliyoruz' dedi. Hiç kimse önce Dilan'ın bu ülkenin bir yurttaşı olduğunu düşünmedi. 12 Eylül döneminde referandum öncesi ağlama seansları kuracaksınız, 12 Eylül'ü sorgulayacaksınız, 12 Eylül döneminde olmayan zulmü İstanbul'da yurttaşlara yapacaksınız. Gencecik çocuklarımızı perişan edeceksiniz, onları da numaralandıracaksınız. 'Marjinal diyeceksiniz', 'şu, bu' diyeceksiniz. Hak arama marjinallikse başta biz marjinaliz."

"İçişleri Bakanından mobese kayıtlarını istedim"

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

1 Mayıs'ta yaşananlarla ilgili İçişleri Bakanı Muammer Güler'in kendisini telefonla aradığını belirten Tekin, "Kendisinden rica ettim, dedim ki 'hiçbir şey istemiyoruz. Sadece iki talebim var; mobesse kameralarını getireceksiniz. İkincisi de mesleğini icra eden gazeteci kardeşlerimize soracağız. Bu ne kin bu ne nefret? Sizden korkmayacağız. Bize gaz, bomba da atsanız sizden korkmayacağız. Bunların Esed'den ne farkı var?" diye konuştu.

Tekin, 1 Mayıs'ta provokasyonun hat safhada olduğu bir günün yaşandığını iddia ederek, olaylar sırasında sivil polis memurlarının "kışkırtıcı" davranışlarda bulunduğunu ifade etti. Tekin, DİSK binasının önündeki çevik kuvvet ekiplerinin yanında yer alan ve sivil polis olduğunu iddia ettiği bir kişiye ait görüntüleri de izlettirdi.

Yeni anayasa çalışmaları ile ilgili bir soru üzerine de Tekin, "Bu kafalardan demokratik bir anayasa çıkmaz" değerlendirmesinde bulundu.

"3. havalimanı ihalesi meşru değil"

Tekin, İstanbul'a yapılacak 3. havalimanının yeri için iki farklı ÇED raporu hazırlandığını savundu.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

İlk raporda havalimanının yapılacağı yerde "70 adet, göl, gölet veya gölcük bulunmaktadır" ifadesinin yer aldığını belirten Tekin, nihai raporda ise bu ifadelerin "büyüklü ve küçüklü geçici su birikintileri" şeklinde yer aldığını ileri sürdü. Tekin, ÇED raporuna atıfta bulunarak havalimanı için "Bu ihale meşru değil, yasa dışı" görüşünü savundu.

Toplantıya katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya da Türkiye'de sendikal örgütlenmenin en az gazetecilik mesleğinde olduğunu belirtti.

Akkaya, gazetecilerin "işsizlik" tehdidiyle terbiye edilmeye çalışıldığını savunarak, bu konudaki sorunların örgütlü olmakla aşılabileceğini savundu.