hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    BDP'den 3. köprüye isim önerisi

    BDPden 3. köprüye isim önerisi
    expand

    BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, 3 üncü köprünün adının Yunus Emre olabileceğini söyledi.

    Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Diyarbakır'da Sümerpark Toplantı Salonu'nda gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, İmralı'ya gidiş gelişler ve Öcalan'la yapılacak görüşmelerin artık normalleşmesi gerektiğini belirtti.

    BDP heyetlerinin İmralı'ya gidişleri konusunda, spesifik bir mesaj beklemek yerine bu süreci ilerletme konusunda yapılması gereken bir çalışma olarak bakmak gerektiğini ifade eden Kışanak, şöyle konuştu:

    "Devletin de ilgili heyetleri gerekli temasları sürdürüyorlar. Sorun sadece sınır dışına çekilme sorunu değil, barışı kalıcı bir şekilde tesis etme sorunudur. Artık herkes bunun önemli bir gelişme olduğunun farkında. Sınır dışına çekilme nihayetinde çok büyük güven artırıcı adım olmuştur. Türkiye'de kalıcı barışı, demokratikleşmeyi, çözümü konuşmak için çok büyük fırsatlar yaratmıştır. İlk adım olarak bakmak lazım. Bundan sonra süreci nasıl ilerleteceğiz, neler yapacağız? Bunları tartışmak gerekiyor. Hata İmralı'ya bundan sonra sadece partimizin heyetleri değil, başka heyetlerin de gitmesi daha doğru olabilir. Gazeteciler, akil insanlar, meclis komisyonu kuruldu onlar gidebilir. Bu ülkede barışa ve çözüme kafa yoran çok önemli bir kesim var. Bunlar temasta bulunurlarsa süreci daha hızlı ve daha saglıklı ilerletme imkanlarına kavuşabiliriz."

    Kendisinin İmralı'ya gidip gitmeyeceği sorulan Kışanak, "Bu konuda bir isim tartışması yaşamak istemiyoruz. Hem partimizin hem de Adalet Bakanlığının değerlendirmeleri olacak. Gerekli gördüğümüz ve üzerinde ortaklaşabildiğimiz bir heyet gidecek. İsimle ilgili herhangi bir gündemimiz yok. İmralı'ya gidişimle ilgili Selahattin bey kendisi böyle arzuluyor olabilir ama bu konuda ortaya çıkmış bir karar yok" dedi.

    Yeni anayasa

    Kışanak, BDP olarak anayasa konusunda şu partiyle işbirliği yaparım, bu partiyle yapmam gibi bir yaklaşımları olmadığını ve hiçbir partinin de böyle bir yaklaşımı olmaması gerektiğini vurguladı.

    Kendileri açısından anayasanın nasıl yazıldığı, maddelerinin nasıl tasnif edildiği, ne getirdiği ve ülkeyi geleceğe taşıyıp taşıyamayacağının önemli olduğunu kaydeden Kışanak, şunları söyledi:

    "Bizim için önemli olan bunlar, hangi partinin destek verip vermediği hiç önemli değil. Anayasa konusu çok önemli, bir kez daha ertelemeye tahamülü olmayan bir konu. Biraz daha zamana yayılması sıkıntı yaratabilir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez sivil bir anayasa yapılacak önemli bir kamuoyu desteği ve halkın beklentileri var. Siyasi partiler buna dikkat ederlerse yeni bir anayasa yapmak mümkün. Anayasanın seçimden sonraya bırakılmaması gerekir. Bu anayasanın yapılması artık bir zorunluluk haline gelmiştir, tarihsel bir görevdir. Kimse bu görevden kaçmasın, bu anayasayı yapalım ve halkın oyuna da sunalım. Parti olarak hedefimiz ve arzumuz budur."

    Gültan Kışanak, Türkiye'de vatandaşlık konusunda ortaklaşmış bir kamuoyu olduğunu ve bunun bir etnik kimlikten arındırılması gerektiğinin bir ortak beklenti haline dönüştüğünü de savunarak vatandaşlık tanımı konusunda CHP ve MHP'nin parlamentodaki tutumunun halk tarafından kabul gören bir tutum olmadığını belirtti.

    Seçim barajı

    Seçim barajı, KCK operasyonları ve ana dil konularına da değinen Kışanak, yüzde 10'luk seçim barajında ısrar etmenin siyaseti tamamen kilitlemek anlamında geldiğini belirterek, "Türkiye artık bir seçime daha seçim barajı ile gitmemeli. Hiçbir meşruiyeti kalmamıştır. Önümüzde bir seçim takvimi var o nedenle bu seçim barajı konusunu hiç tartışma konusu yapmadan en hızlı şekilde gündeme alıp değiştirmek gerekiyor. Cezaevlerindeki KCK tutukluları var bu da toplumsal bir sorun. Süreçle, Kürt sorunuyla, barışla bağını da kurmadan bu sorunu da çözecek bir yaklaşım içerisinde olmak lazım. Ana dilde eğitim hala büyük bir problem. Herkesin üzerinde ortaklaştığı AB yerel yönetimler özerklik şartı var. 21. yüzyılda yerel yönetimlere özerklik vermeyen bir demokrasiye, demokrasi demiyorlar artık. Bu ülkede Kürtler var diye demokrasi gelmeyecek mi? Kürtler de bu haklardan yararlanabilir kaygısıyla daha ne kadar erteleyeceğiz" diye konuştu.

    "Neden Yunus Emre Köprüsü olmasın"

    Kışanak, gerek 3. köprü gerekse gezi parkı meselesinde AK Parti'nin İstanbul'da bir nostalji ve eskiyi güncelleme peşinde olduğunu, bunu da makul gördüğünü söyledi.

    Dünyada da önemli başkentlerin tarihle bir bağı, kimliği olduğuna işaret eden Kışanak, sözlerini şöyle tamamladı:

    "Kimse kenti modernleştirirken tarihle bağını koparmamış. Ne yazık ki Türkiye'de modernleşme biraz geçmişle bağını koparma üzerine kurulmuş. Şimdi yeniden o geçmişi bütün ihtişamıyla canlandırma telaşı var. Fakat bu rövanşit yaklaşım ile oluyor bu nedenle yanlış. Yoksa İstanbul'un kendi tarihi geçmişiyle, kimliğine kavuşmasında tabii ki fayda var. Bunu böyle bir mantıkla yapınca tam tersi oluyor. Ayrıca istanbul sadece saltanat, saray, padişahlıktan ibaret değil. Aynı zamanda artık Anadolu'yu, Avrupa'ya bağlayan önemli bir kent. Bir padişah ismi vermek yerine Anadolu'yu İstanbul'a taşıma ismi verilebilir. Neden Yunus Emre Köprüsü olmasın. Böyle bir kültürel isim verilirse bu hem İstanbul'un Anadolu ile olan ilişkisini tamamlamış olur hem de bu isim tartışmaları ortadan kalkar."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow