hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Gürsel Tekin'e CHP'den ilk tepki

    Gürsel Tekine CHPden ilk tepki
    expand

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı olmasına parti içinden ilk tepki geldi. Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, "Görünen köy kılavuz istemez" diyerek İstanbul için partinin adayının belli olduğuna işaret etti, parti yönetiminin bu konuyu netleştirmesini istedi.

    Loğoğlu, TBMM'de bir basın toplantısı düzenledi.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adaylığına yönelik açıklamalarının sorulması üzerine Loğoğlu, şunları kaydetti:

    "CHP, çok sesli, çok adaylı, aday adaylı bir parti. Çok gecikmeden CHP'nin artık bu konudaki tavrını, durumunu netleştirmesi lazım. İstanbul bakımından görünen köy kılavuz istemez. Arkadaşlar adaylıklarını açıklayabilir. Ama İstanbul'da ne yapılması gerektiği çok açık. CHP, bunu bir an önce kararlaştırıp, netleştirmesi ve bu kararını da kamuoyuyla paylaşması doğru,
    yararlı olur."

    Demokrasi Paketi'ne eleştiri

    Loğoğlu demokrasi paketini, "oyalama paketi, bunu bekleyen birkaç ağıza bal çalma paketi" olarak değerlendirdi.

    Loğoğlu, paketi, hükümetin, Gezi Parkı sürecinin açtığı gerçek demokratikleşme taleplerinin önünü kesme paketi olarak da nitelendirdi.

    Bunun, sıradan değil, stratejisi, taktiği iyi düşünülmüş ancak içi boş bir paket olduğunu ifade eden Loğoğlu, "Paketin içinin boşluğunun üzerini örtme ve kabul ettirme niyetiyle söylenen yeni bir şey var: Bu paket, son paket değilmiş deniliyor. Bu ne demek oluyor, Türk halkı gerçek demokrasiyi, hazmetmeye hazır değil; bunu lokma lokma, parça parça paketler halinde biz gündeme getireceğiz, Türk halkını demokrasiye alıştıracağız. Böyle bir mantık, demokraside geçerli olabilir mi?" diye konuştu.

    Loğoğlu, "Demokrasi yolunda ciddi ilerleme kaydediyoruz" iddiasıyla ortaya çıkan bir Hükümet'in, polise, eylem potansiyeli olan kişileri, gelişi güzel gözaltına alma yetkisi verilmesine yönelik bir yasa hazırlığında olunduğunu söyledi.

    Loğoğlu, bunun, faşist diktatörlüklerde bile görülmeyen bir uygulamanın habercisi olduğunu ifade etti.

    "Suriye tezkeresi savaş tezkeresi"

    TBMM'de geçen hafta kabul edilen Suriye tezkeresine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Loğoğlu, tezkerenin barış, ülkenin güvenliğini koruma amacıyla gündeme getirilmediğini, savaş tezkeresi olduğunu söylediklerini anımsattı.

    Suriye'den saldırı olursa Türkiye'nin ne yapacağının sorulabileceğini ifade eden Loğoğlu, "Hayır, böyle bir tezkereye ihtiyaç yok. Suriye, saldırıya kalkışır kalmışmaz, ona girmiyorum. Türkiye'nin elinde iki tür imkan var. Anayasada cumhurbaşkanına verilen yetkinin, cumhurbaşkanınca kullanılması. İkincisi BM ana sözleşmesi'nin 51. maddesi, meşru savunma hakkı. Böyle bir saldırı olduğunda bu maddeye dayanarak, kendimizi savunma hakkımız her zaman vardır" diye konuştu.

    "Öcalan ile görüşüyor, Esad ile görüşmüyor"

    Hükümet'ten, Cenevre iki sürecine destek vermesini isteyen Loğoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Eğer Suriye'deki ateşin sönmesini, şiddetin sona ermesini istiyor, savaş istemiyorlarsa o zaman uluslararası toplumun barış için gösteriği çabayı desteklesinler. Cumhurbaşkanı'ndan da böyle bir ifade beklerdim. Meclis'i açılış konuşmasında uzun uzun söz etti, bu süreçten tek söz edilmedi. ABD, Rusya, birçok ülke, hem Suriye'deki muhalefet ile hem de Beşar Esad ile görüşüyor. Bunu yapmayan bir ülke var, Türkiye. AKP, Öcalan ile görüşüyor ama yanıbaşımızdaki komşunun devlet başkanıyla konuşma, görüşme gereği duymuyor. Bu, politika mı bağnazlıkllı mı? Esad, Türkiye'de bir televizyon kanalında açıklamalarda bulundu, Sayın Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'a yönelik iddialarda bulundu. Bunlar doğruysa Türkiye-Suriye ilişkilerinin bugünkü noktaya nasıl geldiğinin anlaşılması açısından önemli. Yapılan bütün görüşmelerde tutanak tutulur. Bu zabıtlar, devlet arşivlerine girer. Eğer Esad'ın iddiaları doğru değilse, bunu ıspatlayacak belge, bilgiler devletin elindedir. Bunların açıklanması, kimin haklı, haksız, kimin doğruyu söylediği ortaya çıksın. Hükümet'ten bunu bekliyoruz."

    "Pilotlar, kaderlerine bırakılamaz"

    Irak tezkeresinin bu hafta TBMM'de gündeme geleceğini anımsatan Loğoğlu, bu konuyu değerlendirdiklerini belirtti. Loğoğlu, nasıl oy kullanacaklarını şimdi söylemeyeceklerini vurgulayarak, "Belki sizi şaşırtabilir bir şekilde oy kullanacağız" dedi.

    Loğoğlu, hem komşu Suriye hem Irak'tan bir kısmı subjektif bir kısmı objektif tehditler olmasının, Hükümet'in yanlış yaptığı anlamı taşıdığını söyledi.

    Lübnan'daki tutuklu Türk pilotları konusunda Hükümet'in, devletin ne yaptığını soran Loğoğlu, bu insanların kaderlerine bırakılamayacağını ifade etti.

    Loğoğlu, güçlü, iddialı olan devletin, iki vatandaşının özgürlüklerini neden sağlayamadığı sorusunu yönelterek, İsrail, ABD'nin, kilometrelerce uzakta vatandaşlarını kurtarmak için operasyonlar yapabildiğini vurguladı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow