hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Muammer Güler "terör" ve "fuhuş" dedi

    Muammer Güler terör ve fuhuş dedi
    expand

    İçişleri Bakanı Muammer Güler, öğrenci evleri, apart ve pansiyonların bir kısmının, terör örgütlerinin yuvanlandığı ve fuhuşun yapıldığı yerler olduğunu söyledi.

    İçişleri Bakanı Muammer Güler, şu ana kadar öğrencilerin kaldıkları evler, daireler, apart daireler veya pansiyonlarla ilgili gelen değişik müracaatlar olduğunu, bunların değerlendirildiğini belirterek "Olaya, terörle mücadele boyutuyla öncelikle baktık. Özellikle üniversite öğrencilerinin kaldığı evler, yurtlar ve pansiyonlar, terör örgütlerinin ve çeşitli illegal oluşumların, hem taban kazanma hem de eleman temini açısından önemli bir kaynak olarak gördükleri yerlerdir" dedi.

    Güler, NATO heyetini kabulünün ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

    Bir gazetecinin, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın öğrenci evlerine ilişkin açıklamaları oldu. Bu konuyla ilgili valiliklere bazı şikayetler olduğu ve birtakım işlemler yapıldığı belirtildi. Bu konuda sizin bir değerlendirmeniz olacak mı? Apart ve günlük kiralanan evlere ilişkin bazı çalışmalar var. Bu konuya ilişkin bilgi verir misiniz?" sorusu üzerine Güler, özel hayatın korunması ve gizliliğine ilişkin tedbirlerin hepsinin Anayasa ve kanunların teminatı altında olduğunu vurguladı.

    Özel hayatın korunmasının, Anayasa'nın öngürdüğü gerekçelerle ve kanunla sınırlandırılabileceğini söyleyen Güler, ancak Anayasanın da özgürlükler yanında korunmasını öngördüğü değişik kurumlar bulunduğunu belirtti.

    Gençliğin ve ailenin korunmasının bunlar içinde önemli yer işgal ettiğini belirten Güler, Anayasa'nın 58. maddesinin, "Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır" hükmünü içerdiğini hatırlattı.

    Anayasa'nın 41. maddesinde de ailenin ve çocuğun korunmasına ilişkin özel düzenlemeler getirildiğini kaydeden Güler, düzenlemede, çocuk ile ailesi arasında kopmaz ilişkiler olduğunun ifade edildiğini kaydetti.

    Güler, "Bize şu ana kadar öğrencilerin kaldıkları evler, daireler, apart daireler veya pansiyonlarla ilgili gelen değişik müracaatlar oldu. Değerlendirmeleri yapıldı. Olaya, terörle mücadele boyutuyla öncelikle baktık. Özellikle üniversite öğrencilerinin kaldığı evler, yurtlar ve pansiyonlar, terör
    örgütlerinin ve çeşitli illegal oluşumların, hem taban kazanma hem de eleman temini açısından önemli bir kaynak olarak gördükleri yerlerdir" diye konuştu.

    "Kız erkek ilişkilerini kullanıyorlar"

    Bu oluşumların, üniversitelerin kayıt dönemlerinde stantlar açarak, el ilanları, broşürler dağıtarak öğrencileri kendilerine yakın evlerde kalmaya ikna ettikleri ve öğrencileri bu ad altında çeşitli örgütsel faaliyetler içine çektiklerinin görüldüğünü kaydeden Güler, şöyle devam etti:

    "Son yapılan tespitlerde, terör örgütlerinin ve diğer marjinal grupların, bu örgütlerin dinamik altyapısını oluşturan gençlik yapılanmalarının kendi illegal faaliyetlerine kaynak olabilmesi için değişik arayışlar içinde olduklarını gösteriyor. Üniversite ve lise düzeyindeki eğitim kurumlarında açık alan faaliyeti dediğimiz faaliyetlerle bunları kendilerine müzahir evlerde bir araya getirme ve buralarda maalesef propaganda, ajitasyon çalışmalarıyla örgütün kendi ilkelerine göre bir bilinç aşılaması yapmaya çalıştıklarını görüyoruz. Terörle ilgili yaptığımız çalışmalarda, tespiti yapılan çok önemli bir nokta da terör örgütlerinin özellikle lise ve üniversite gençliğini elde etmede kız erkek
    ilişkilerini önemli ölçüde kullanmaya çalıştıkları önemli bir vakadır. Bunu da bu örgüte taban kazandırmada çok önemli bir araç olarak kullandıklarını görüyoruz."

    "İşin terör boyutu"

    Bu evlerdeki yapılanmalarda bir eğitim ve bilinçlendirme sürecinden geçildiğinin de görüldüğünü bildiren Güler, bu süreçlerde şiddeti meşru gösterecek yapılanmanın ve faaliyetlerin yapıldığını söyledi.

    Bakan Güler, şunları kaydetti: "Cinsiyet ayrımı yapılmaksızın barındırılan ev veya dernek binası adı altında birçok yerde yapılan operasyonlarda, maalesef gençlerin bir arada bulundurulduğunu, onlara şiddete ilişkin eğitimler verildiğini, hatta silah ve bomba hazırlama eğitimleri verildiğini gördük. En son yapılan operasyonda gözaltına alınan 85 şahıstan 31'inin de bayan olduğu ortaya çıktı. Yani bu faaliyetlerde kendi amaçlarına uygun olarak gençleri bu örgüt evlerinde bir arada bulundurduklarını gördük. Bu işin terör boyutudur. Legal olarak bir arada bulunan veya öğrenci evlerinde olan kişilerle ilgili değildir ancak bu çocukların terör örgütlerinin illegal amaçları doğrultusunda kullanıldıkları da bir vakadır. Ailelerin, çocuklarının nerede olduğunu bilme hakkı vardır. Devletin, gençleri koruma anlamında bulundukları yerle ilgili koruyucu tedbirler alma mükellefiyeti vardır. Bu işin terör boyutudur."

    Yeni sektör alternatif konaklama

    Olayın diğer boyutunda da "öğrenci evleri" veya "alternatif konaklama" diye ismi geçen ve Türkiye'de de yeni yeni oluşmaya başlayan bir sektör bulunduğunu aktaran Güler, "günübirlik kiralanan evler", "öğrenci evleri", "apart evler" denilen bir müessesenin oluştuğunu söyledi.

    Güler, "Sanırım Türkiye'de hukuki boşluğu olan konu da buradan kaynaklanıyor. Günübirlik, geçici konaklama dediğimiz yerler, çoğunlukla sürekli konaklanan yerler içerisinde yapılmaktadır. Yani apartmanların bir iki dairesi geçici, günübirlik konaklama yeri olarak kullanılmaktadır ve bu yerlerle ilgili hiçbir hukuki altyapı yoktur" ifadesini kullandı.

    Bu yerlerin mali, ruhsatlandırma gibi boyutları bulunduğunu, adrese dayalı kayıt sistemi açısından da sorun bulunduğunu anlatan Güler, şöyle devam etti: "Bu apart daireler, öğrenci evi, pansiyon, rezidans adı altında çeşitli amaçlarla kullandırılabiliyor ve maalesef buraların birçok yerinde suçluların saklandığı ve fuhuş eylemlerinin yaygın yapıldığı da ifade edilmektedir. Buraları, güvenlik anlamında yeni sorunları beraberinde getiren, suçlarla ve suçluyla mücadelede maalesef kolluk güçlerinin etkinliğini azaltmaya yönelik illegal, fiili durum olarak değerlendiriyoruz. Kimlik bildirme kanununa göre bu tip yerlerde kalan kişilerin işverenler tarafından kimliklerinin tespitiyle, bazılarının 24 saatte bir elektronik yolla güvenlik birimlerine bildirilmesi gerekiyor veya her an, her durumda polisin kontrolüne açık hale getirilmesi lazım."

    "Gerekli incelemeler yapılıyor"

    Bunlarla ilgili gerekli incelemelerin yapıldığını belirten Güler, "İçişleri Bakanlığı olarak kimlik bildirme kanunu, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi, işyeri ruhsatıyla sağlık, güvenlik ile ilgili boyutunu, bütün
    boyutlarını nazara alan bir çalışmamız var. Özel hayatın korunması anlamında kişilerin hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesi anlamında bir tedbir değildir. Elbette kişi hak ve özgürlüklerinin korunması, özel hayata müdahale edilmemesi anayasanın güvencesi altındadır" dedi.

    İçişleri Bakanı Muammer Güler, konuyla ilgili genelgenin önümüzdeki günlerde valiliklere gönderileceğini de kaydetti.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow