hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    İdris Arıkan İdris Arıkan

    "Kaos" futbol değil, takım savunması kazandı

    07.09.2015 Pazartesi | 09:10Son Güncelleme:

    Stad tıklım tıklım dolu, sporseverler heyecanlı ve kusursuzdu. En kritik maçta, Hollanda topu bir "total futbol" geleneği olarak ayağında tutmak isteyerek başladı. Türkiye ise ilk ataklarını kanatlardan deneyerek çıkmaya çalıştı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Oğuzhan "önde basmalıyız" mesajını daha 3. dakikada veriyordu. Maçın ilk önemli pozisyonu zaten gol oldu. Oğuzhan, bir anda topu önünde buldu, Arda'ya verdi. İspanyol hakem, o anı doğru şekilde avantaj diyerek oynattı. Oğuzhan'ın "Önüme gönder" der gibi eliyle yaptığı hareket sonrası iki güzel futbol zekası Arda ve Oğuzhan'ın ayaklarında birleşti. Ara pası, güzel bir plaseyle kaleye gönderdi Oğuzhan... Dakika 8'i gösteriyordu.

    Hollanda altyapısından yetişen Oğuzhan'ın erken golü maçın o dakikasından itibaren planları değiştirdi. Türkiye biraz geriye çekilse de, Letonya maçının aksine daha kontrollüydü. Ama dakika 13'te Hollandalı Narsingh'in karşı karşıya pozisyonunda Volkan mutlak golü kurtardı. Dakika 20'yi gösterdiğinde Serdar Aziz'in kafası Hollanda defansının hata yapabilirlik kapasitesini sorguluyordu. Sadece 7 dakika sonra defans hatasını kovalayan Arda iyi vurmadı, ama yine de gol, goldü. Hollanda neredeyse maç boyunca sürecek "kroki" pozisyonuna geçiyordu. Dakika 40'ı gösterdiğinde Van Persie'nin pozisyonunda kale önünde Hakan Balta'nın can siperane şekilde vuruşu önlemesi önemli bir defans örneğiydi.

    İlk yarıda takımın en iyisi Oğuzhan'dı. Çok koştu ara toplarda olumlu müdahaleler yaptı. Pas yeteneğini gösterdi. Ozan Tufan da olumlu anlamda göze çarptı. İleri iyi koşular yaptı. Arda Turan'ın maç eksiği Hollanda maçında daha da kendini gösterdi. İlk yarı boyunca Memphis Depay'ın önünde iyi bir savunma yapan Şener'i de unutmamak gerek.

    İkinci yarı başladığında Türkiye iyi bir takım savunması örneği gösteriyordu ama daha 50. dakikada bomboş pozisyonda topu dışarıya atan Hollandalı milli takımın şansıydı. Serdar Aziz'in kale önünde vurduğu üstten az farkla çıkan pozisyon sonrası Arda da, "durumunun farkında olacak ki beni değiştirin" işareti yapıyordu. Yerine sahaya Volkan Şen girdi. Hakan Çalhanoğlu, Mehmet Topal değişikliği de takım savunmasına "artı değer" kazandırdı. Son değişiklik tüm alkışları hak eden Oğuzhan'ın kenara alınmasıydı. Olcay Şahan oyuna dahil oldu.

    Hollanda ikinci yarı boyunca birkaç yan top pozisyonu dışında net bir pozisyon bulamadı. Hollanda'nın "kroki pozisyonu dakika 85'i gösterdiğinde "nakavta" dönüştü. Caner'in mücadelesi, biraz da hakemin pozisyonu faul olarak görmemesi sonuç verdi. Sıfır çizgisinden ceza sahasına giren Caner, maç boyunca yalnız kalan ama gelen topları da saklayamayan Burak'a pası attı. Burak'ın vuruşu Hollandalı oyuncunun ayağından sekerek ağları buluyordu.

    Önce defansı tebrik etmek lazım. Özellikle kenarda oynayan Caner ve Şener'i... Ozan, Serdar ve Hakan Balta'yla birlikte maçın "hamallığını" iyi üstlendiler. Milli Takım skor üstünlüğü sonrası "abartısız" şekilde maçı zaman zaman soğuttu. Tempo kazanmayan maç, "kaos" futbolu yerine doğru alan savunması kazandı. Türkiye'nin ümitlerinin sona ermesine engel oldu. Hollanda'nın tecrübesiz gençleri, hızlı değil, doğru futbol ve unutulmaz kusursuzluktaki Konya seyircisi 18 yıl sonra Portakalları yenmemizi sağladı. Bakalım, bu zor günlerde bir beraberlik ve galibiyetle en azından 2016 Avrupa şampiyonası yolunda play-off oynayabilecek miyiz? Belki de 2008 ruhunu yakalayıp, şampiyonada "inanılmaz işler" başarabiliriz, ne dersiniz?