hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Arınç'tan cumhurbaşkanlığı seçimi yorumu

    Arınçtan cumhurbaşkanlığı seçimi yorumu
    expand

    Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Sayın Başbakanımız aday olmak isterse bence Sayın Gül buna saygı gösterecektir ve onun adaylığını destekleyecektir. Yıllardan beri arkadaşlığımız ve parti içerisindeki hem hukukumuz hem de iki arkadaş, dost olarak birbirlerine duydukları saygıdan ve nezaketten dolayı böyle olacaktır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Arınç, NTV'de canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Twitter'a erişimin engellenmesinin kaldırılmasına ilişkin kararı değerlendiren Arınç, "Kararla ilgili Sayın Başbakan 'saygı duymuyorum ama uygulamak zorundayız' dedi. Biz de elbette uygulamak zorundayız. Herkesin bireysel olarak tek tek dava açması, karar almasına da gerek yok. Bence bu emsal karar, tek başına uygulanabilecek durumda. Hayırlı olsun" dedi.

    Arınç, insanları suça teşvik eden, insanların özel hayatına ilişkin saldırıda bulunan, gizli kalması gereken konuları deşifre eden ve bunu Twitter yoluyla yapanların bir şekilde engellenmesi gerektiğini anlattı. Gerçek dünyada suç olan her şeyin sanal dünyada da suç olduğunun kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:

    "Hiçbir özgürlük sınırsız değil. Burada da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin özellikle bilişimle ilgili konularda kabul edilmiş genel geçer kuralların da uygulanması lazım. İnsanların özel hayatına saldırıda bulunmaya kimsenin hakkı yok. Bunun için Sayın Kılıçdaroğlu gibi karakter saymaya da gerek yok. 'Anayasa Mahkemesi 140 karakterden korkulmaması gerektiğini ortaya koydu' diyor. 3-5 karakterli tweet atarsınız ama o suça teşvik olabilir, insanların ar, haya, namus duygularına ilişkin olabilir. Burada öncelikli konu kim bunu yapıyorsa onun sayfasının kapatılma yolunda karar verilmesidir. Mutlaka bir mahkeme kararı olmasıdır. Bunları idari kararlarla değil ancak yargı kararlarıyla engelleyebiliriz."

    Arınç, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı'nın Bakanlar Kurulu'nda konuyla ilgili sunum yaptığında bir eksiklik varsa, onun giderilmesi konusunda bir şeylerin yapılması gerektiğini dile getirdi.

    Cumhurbaşkanlığı seçimi

    "Cumhurbaşkanlığı seçimi artık ufukta belirdi. Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili sözlerini nasıl okumak lazım?" sorusu üzerine Arınç, bu konunun zamanı gelince görüşüleceğini ve karar alınacağını vurguladı.

    Hiçbir zaman gerginlik olmayacağını, konunun kendi içlerinde çok rahat şekilde çözüleceğine işaret eden Arınç, seçimlerin hemen ardından cumhurbaşkanlığı tartışmasına girilmesinin muhalefetin bir taktiği olabileceğini anlattı.

    Arınç, AK Parti'nin yerel seçimlerde başarılı, muhalefetin tümünün ise başarısız olduğunu ifade ederek, "Muhalefetle birlikte hareket eden şu anda bir siyasi yapılanma içerisinde olabileceğini varsaydığımız bir grup da bir olgu da onlar da bu seçimi kaybettiler. Koydukları yerde kazanmadılar, kaybettiler. Dolayısıyla dikkatleri cumhurbaşkanlığı seçimine vermek suretiyle kendi başarısızlıklarının konuşulmasını, tartışılmasını perdeleyebilirler. Bence halen 30 Mart'ı konuşmalıyız" değerlendirmesinde bulundu.

    "Üçüncü ihtimali hiç kimse konuşmuyor"

    Recep Tayyip Erdoğan ya da Abdullah Gül'ün dışında üçüncü bir ihtimali hiç kimsenin konuşmadığına dikkati çeken Arınç, "Yıllardan beri arkadaşlığımız ve parti içerisindeki hem hukukumuz hem de iki arkadaş olarak, dost olarak birbirlerine duydukları saygıdan ve nezaketten dolayı böyle olacaktır. Birbirlerine soracaklardır... İkisi baş başa kaldıklarında eminim bu nezaket içerisinde birisi 'sen cumhurbaşkanı adayısın' diyecektir. O günü bekleyelim" dedi.

    AK Parti'nin üç dönem kuralı

    Üç dönem kuralıyla ilgili soru üzerine Başbakan Erdoğan'ın "Bu bir prensiptir, bozulmasını istemem" dediğini anımsatan Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    "Allah'ın emri de değil, bu konuda bir ayet yok. Bu bir tüzük kuralıdır. Yani bir kanuna, bir Anayasa emrine de dayanmıyor. Tüzükte bir değişiklik, MKYK kararıyla olağan ve olağanüstü kongreye götürülür, orada iptali yönünde bir karar da alınabilir. Kaldı ki Sayın Başbakanımız, ben ve bazı arkadaşlarımız dışında 'bu kural kalsın' diyenler çok azınlıkta, 'bu kural kaldırılsın' diyenler daha çoğunlukta.

    Fethullah Gülen Cemaatine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Arınç, "Şu son yaptıklarını affetmek, bağışlamak mümkün değil. Çok büyük kabahat işlediler. Şimdi kendi içlerinde tartışıyorlar, 'Biz nerede yanlış yaptık?' diye" dedi. Arınç, Gülen Cemaatinin AK Parti'ye karşı kullanılmaya devam edeceğini, şiddetlerini artırarak devam edeceklerini düşündüğünü söyledi. Arınç, hükümetin de gerekeni hukuk içinde yapacağını ifade etti.

    Arınç, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un "terör suçlusu" olarak nitelendiği Ergenekon davasının gerekçeli kararına ilişkin "ciddiye almıyorum" şeklindeki sözlerine de tepki gösterdi. Arınç, "Şimdi İlker Başbuğ'un 'Ciddiye almıyorum' demesinin, bir gram bile değeri yok. Bu bir mahkeme kararı. Beğenelim, beğenmeyelim. Yani bu mahkeme kararı esas olacak, bu karar üzerinden Yargıtay'a gidilecek, Yargıtay'ın ilgili dairesi de bu gerekçeli karara göre bozacak veya onayacak" dedi.

    İlker Başbuğ'un "ciddiye almıyorum" sözlerine tepki

    İlker Başbuğ ve diğer sanıkların, beraat ettikleri için değil, uzun tutukluluk ve hak ihlalleri nedeniyle tahliye edildiklerini ve mahkeme sürecinin devam ettiğini hatırlatan Arınç, gerekçeli kararda tahlillerin yapıldığını ve mahkemeye yapılan itirazların ele alındığını söyledi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow