hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Mahkemeden flaş "Mavi Marmara" kararı

    Mahkemeden flaş Mavi Marmara kararı
    expand

    Mavi Marmara davasına bakan mahkeme, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı'nın da bulunduğu 4 sanık hakkında yakalama kararı çıkardı. Mahkeme kırmızı bülten çıkarılmasını da istedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gazze'ye insani yardım taşıyan "Mavi Marmara" gemisine yönelik İsrail askerlerince düzenlenen saldırıya ilişkin, aralarında olay tarihinde İsrail Genelkurmay Başkanı olan Rau Aluf Gabiel Ashknazi'nin de bulunduğu 4 sanığın yargılandığı davanın 6. duruşması sona erdi.

    Avukatların ve müştekilerin taleplerini alan İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, aldıkları ara kararları açıkladı.

    Mahkeme bugün dinlenen müştekiler İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 7 kişinin davaya katılmalarına karar verdi.

    Mahkeme heyeti, vefat ettiği anlaşılan müşteki mağdur  Uğur Süleyman Söylemez'in ölüm kaydının bağlı olarak eş, çocuk, anne, baba ve kardeşlerini gösterir aile kayıt tablosunun UYAP'tan çıkarılarak dava dosyasına konulmasına hükmetti.

    Yakalama ve kırmızı bülten

    Yargılamaya sanıkların gelmediği belirten mahkeme heyeti, Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla gönderilen davetiyelere bugüne kadar cevap vermediğini ve makul sürenin beklenildiğini belirtti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sanıkların duruşmaya gelmeyerek kaçak duruma düştüklerini belirten mahkeme heyeti, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi hakkında 'kasten insan öldürmeye azmettirme' suçundan yokluklarında tutuklanmalarına ve  tutukluluğun yerine getirilmesi için yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi.

    Mahkeme ayrıca, sanıkların yakalanmalarının uluslararası düzeyde yapılması için kırmızı bülten çıkarılmasına ve bunun yerine getirilmesi için kırmızı bülten belgelerinin düzenlenmesine hükmetti. Duruşma 9 Aralık saat 10.00'a ertelendi.  

    Duruşmadan diğer detaylar...

    Duruşmada İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım 'mağdur ve müşteki' sıfatıyla ifade verdi. Yıldırım, "İsrail bizi değil, Türkiye'yi vurdu" dedi.

    İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nce adliyenin büyük salonun yapılan 6. duruşmaya,  bazı mağdur ve müştekiler hazır bulundu.

    Duruşmada, sanıkları İstanbul Barosu tarafından atanan avukat temsil etti. Duruşmada, tebligat ile çağrılan mağdur ve müştekilerin kimlik tespitleri yapıldı. Kimlik tespitinin ardından, mağdur ve müştekilerin ifadeleri, sesli ve görüntülü olarak alınmaya başlandı.

    Mavi Marmara gemisine İsrail'in düzenlediği saldırıda yaralanan ve 4 yıldır komada olan Uğur Süleyman Söylemez'in geçtiğimiz günlerde vefat ettiğini söyleyen İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Söylemez'in olay sırasında bir gemiden uzun menzilli silahla vurularak yaralandığını hatırlatarak, acılarının büyük olduğunu ifade etti.

    Bosna-Hersek Savaşı'na gittiğini ve oradaki ortamdan etkilendiğini anlatan Yıldırım insanlara dini, dili etnik yapısı ne olursa olsun zulüm gören herkese yardım etmeye karar verdiğini ve İHH'yı kurduğunu söyledi. Şu an 140 ülkeye yardım çalışması yaptıklarını, kaçırılan kadın ve yetimleri bulduklarını söyleyen Yıldırım, "Gazze ve Filistin'de 11 bin tane yetime bakıyoruz. Dünya çapında ise 144 bin yetime bakıyoruz" dedi.

    "Gazze'ye yardım götüren ilk yardım kuruluşuyuz"

    2008'de İsrail'in Gazze'ye saldırdığını ve kullanılması yasak silahlar kullandığını söyleyen Bülent Yıldırım, "İlk tepkiyi Taksim'e çıkan vatandaşlar verdi. Biz de savaş sırasında orada olmaya karar verdik. Gazze'ye yardım götüren ilk yardım kuruluşuyuz. Gazze'ye vardığımızda her yere bomba atıldığını gördük. İsrail'in sadece insanları değil, çevreyi katlettiklerini ve hayvanları öldürdüklerini gördük. İsrail'in amacı insanların yiyeceğe ulaşmasın, savaştan etkilenmesiydi" diye konuştu.

    Gazze'ye yardım filosu düzenleyen ilk kuruluş olmadıklarını, daha öncede 8 yardım filosunun gittiğini söyleyen Yıldırım, "Bu yardım filosundan bazısı içeri girmiş, bazısının ise girmesi engellenmiştir" dedi.

    Mavi Marmara Gemisiyle Gazze'ye gitmeden önce 600 ayrı programda Gazze'ye niçin gideceklerini anlattıklarını söyleyen Yıldırım, "İsrail kanalları ile röportaj yaptım. İsrail'e çağrı da bulundum. Ambargoya dikkat çekmek için Gazze'ye geleceğimizi söyledim. İsrail'e 'Geliyoruz gemimizde silah yok' dedik" ifadelerini kullandı.

    "Deniz Baykal'a o tuzak kurulmasaydı..."

    Birleşmiş Milletler'in ve Avrupa Parlemantosu'nun kendilerine destek açıklaması yaptıklarını söyleyen Yıldırım, "Siyasi partiler de destek verdi. O dönem CHP Genel Başkanı olan Deniz Baykal'a o tuzak kurulmasaydı CHP'den de çok önemli bir temsilci Mavi Marmara Gemisi'ne binecekti" dedi.

    Gemide olup biten her şeyin listesinin tutulduğunu söyleyen Yıldırım, "Süpürgelerin üzerinde bulunan sopaları bile çıkarttık. Geminin her köşesini gösteren kamera sistemini kurduk. Gemide 70 üzerinde medya kuruluşu vardı. Gemiye bindiğimizde medya aracılığıyla yine İsrail'e çağrıda bulundum, 'Eğer izin verirseniz 2-3 gün içinde yükümüzü boşaltıp döneceğiz. Bizi vurmaya kalkarsanız dünya bundan haberdar olur zarar görürsünüz' dedim. Hatta 80 yaşındaki papaz da İsrail'e çağrıda bulundu, bas bas bağırdı" diye konuştu.

    "Saldırı olması ihtimaline karşı nöbetçi koymaya karar verdik"

    Yıldırım, saldırı ihtimaline karşı gemideki tüm temsilcilerle toplandıklarını ve görüştüklerini anlatarak, "Bize saldırırlarsa nasıl cevap vereceğimizi konuştuk. Sadece iki kişi 'Sert cevap verelim' dedi. Diğer tüm arkadaşlarımızla, 'İsrail askerlerini gemiye almamaya çalışalım' diye karar verdik. Ayrıca saldırı olması ihtimaline karşı geminin belli noktalarına nöbetçi koymaya karar verdik. Yalnız bunların sadece Türk vatandaşlarından olması istedik çünkü dil sorunu yaşamamak için. Bu nedenle hep soruyorlar 'Neden hep Türk öldü?" diye. İşte bu nedenle oldu" dedi.

    Bülent Yıldırım, "İsrail'in ölüm kusabileceğini, saldıracağın düşünemedim. Zodyakların Mavi Marmara Gemisi'ne saldıracağını hiç düşünmedim. Çünkü Mavi Marmara Gemisi'nde her ülkeden aktivistler vardı. Gemidekiler çağrıda bulundum. 'Askerleri gemiye çıkarmamaya çalışın ama çatışmaya girmeyin. Çünkü bir İsrail askerinin burnu dahi kanasa, İsrail propaganda yapacak ve bizi haksız çıkaracak. Filistin davamızı haksız ilan ederler" diye konuştu.

    "'Ölseniz de öldürmeyeceksiniz' diye anons geçtim"

    İsrail askerlerinin hiçbir uyarı yapmadan gemiye saldırdıklarını anlatan Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:

    "İsrail askeri karanlığın içinde öyle bir çıkış yaptı ki... Üstümüzde helikopter uçuyor. Zodyaklar etrafımızı sarmış bu da yetmezmiş gibi denizaltı getirmişler. Birden yoğun bir şekilde gaz, sis, ses  ve ışık bombası attılar. Bir İsrail askerinin düştüğünü gördüm. Askere koştum.  Silahını ve üzerindeki bombaları denize attım. 'Ölseniz de öldürmeyeceksiniz' diye anons geçtim. Etrafta öyle mermi atılıyordu ki...Beyaz gömleğimi çıkardım İbranice bilen bir arkadaşa verdim. 'Bunu salla ve İsrail askerlerine teslim olduğumuzu söyle' dedim. Yaralı arkadaşlarımızı teslim ediyoruz almıyorlar. Ateş ediyorlar. Katliamın boyutunu öğrendiğimde vicdan azabı çektim. Çünkü İsrail'in böyle bir saldırı düzenleyeceğini tahmin etmemiştim. İsrail bizi değil, Türkiye'yi vurdu."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow