hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Onur Yaser Can'ın annesi de intihar etti

    Onur Yaser Canın annesi de intihar etti
    expand

    İstanbul'da 2010'da yılında gözaltında maruz kaldığı hakaret ve işkence nedeniyle intihar eden 28 yaşındaki ODTÜ'lü mimar Onur Yaser Can'ın annesi Hatice Can da dün yaşamına son verdi. Aradan geçen sürede Can'a işkence yapan polisler sadece evrakta sahtecilikten yargılandı. Eksik yürütüldüğü iddia edilen soruşturmanın ve polisler hakkındaki işkence suçundan takipsizlik kararının altında ise savcı Muammer Akkaş'ın imzası vardı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gözaltında gördüğü işkence ve uğradığı cinsel taciz sonucu 2010 yılında İstanbul'da intihar eden mimar Onur Yaser Can'ın annesi Hatice Can da intihar etti. Ailenin avukatı Ercan Kanar “Yaşanan acıya dayanamadı. Psikolojik destek alıyordu” dedi. Hatice Can'ın cenazesi yarın öğle namazının ardından Ankara’da Karşıyaka Mezarlığı’na defnedilecek.

    İşkence gördü, cinsel tacize uğradı

    28 yaşındaki mimar Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 yılında İstanbul Harbiye'de esrar satın aldığı iddiasıyla narkotik polisi tarafından gözaltına alındı. Avukat bulundurulmadan ifadesi alınan Can'ın gözaltına alındığı ailesine de haber verilmedi. Gözaltına alındığında alınması kanuni zorunluluk olan "Giriş Doktor Raporu" alınmadı. Can'ın gözaltına alınmasına ilişkin savcının gözaltı kararı da yoktu. Can, götürüldüğü Narkotik Şube Müdürlüğü'nde polisin işkence, cinsel taciz ve aşağılamalarına maruz kaldı. Can, karakolda yaşadıklarını, “Gözaltında çırılçıplak soyuldum. Duvara yaslanmamı söylediler... Bir süre çömeltilerek bekletildim. Bu süreçte ağlayan, polislere yalvaran bir kişinin sesi dinletildi, tokatlandım, sözlü olarak aşağılandım. Polislerden biri beni telefonla emniyete çağırdı ve önceki ifademden farklı bir ifade imzalattılar. Muhbirlik yapmam söylendi" diye anlatmıştı. "Çıkış Doktor Raporu" da işkence şüphelisi polislerin yanında hukuk dışı olarak düzenlendi. Savcının salıverilmesine yönelik talimatına rağmen daha sonra yeniden emniyete götürüldü ve bir süre daha tutuldu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dayanamadı intihar etti

    Salıverilmesinin ertesi günü polislerin telefonla arayarak, tutanaklardaki "tarih hatasının düzeltilmesi" gerekçesiyle yeniden emniyete çağrılan ve başkaları aleyhinde ifade vermeye zorlanan Can, bir avukata başvurdu. İfadesinin bir örneğini almak için emniyete giden avukata, "dosyada gizlilik kararı var" denilerek tutanaklar verilmek istenmedi. Avukatın ısrarı ve yazılı dilekçe vererek müdürleri ile görüşmek istemesi üzerine belgeler verildi. İfadesi işkence altında iki kez alınmış olmasına rağmen, polisler üçüncü kez emniyete çağrınca Can, 23 Haziran 2010'da oturduğu evin balkonundan kendini atarak intihar etti.

    Takipsizlik kararı veren savcı Muammer Akkaş'tı

    Onur Yaser Can, intihar etmeden birkaç saat önce anne ve babası Hatice-Mevlüt Can ile konuştu ve başının belada olduğunu anlatarak, İstanbul'a gelmelerini istedi. Aile oğullarının intiharının ardından polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Anne Hatice Can, psikolojik tedavi görmeye başladı. İşkence yapan polisler ise işkenceden ceza almadı. Soruşturmada işkence iddiasını kanıtlayabilecek nezaretteki kamera görüntüleri talebe rağmen savcılık tarafından incelenmedi. Savcı işkence şüphelisi polisler hakkında takipsizlik kararı verdi. Polisler hakkında sadece bilgisayardaki imaj kayıtlarında oynama yaptıkları iddiasıyla resmi belgede sahtecilikten fezleke düzenlendi. Soruşturmayı yürüten savcı ise geçtiğimiz günlerde yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında dosya elinden alınarak, Tekirdağ'a gönderilen Muammer Akkaş'tı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen sahtecilik davasına ise polisler Soner Gündoğdu ve Salih Bahar katılmadı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İstanbul Valiliği de işkenceyle suçlanan polisler hakkında soruşturma izni vermedi. İşkence suçuna yönelik verilen takipsizlik kararına aile, itiraz etti ve mahkeme valilik kararını kaldırarak, işkence suçundan dava açılmasına karar verdi. 16 Mayıs 2012'de açılan dava sonuçlandı ve polislere işkenceden değil, "delil karartmadan" 2 yıl hapis cezası verildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ailenin avukatı Ercan Kanar bu davada yargılanmayan diğer sorumluların da mahkeme önüne çıkması için itirazda bulundu. Kanar, dönemin Narkotik Şube Müdürü Cengiz Melbeyoğlu ve Komiser Hakan Aydın ile polis memurları Muhammet Ongun, Şükrü Velioğlu, Yunus Başay ve Onur Ülker ile ilgili mahkemenin suç duyurusunda bulunmasını talep etti.

    Talepleri reddedildi. Kanar itirazını Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.

    “Hafif cezaya” itiraz Yargıtay’da

    Avukat Ercan Kanar, ayrıca polislerin 2,5 yıl ceza almasına da itiraz ettiklerini, olayın Yargıtay’da değerlendirmede olduğunu belirtti. Kanar, cezanın daha ağır olması yönünde başvuru yapmıştı.

    Anne ve baba, oğulları Onur Yaser Can'ın intihar edecek bir yapıda olmadığını, son derece yaşam dolu olduğunu anlattı. Devletin işkence yapan polisleri koruduğundan şikayet etti.

    Ve bütün bu sürecin sonunda, oğlunun kaybı ardından uzunca zamandır psikolojik tedavi gören Hatice can da intihar etti. Ailenin avukatı Ercan Kanar “Yaşanan acıya dayanamadı” dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hatice Can'ın cenazesi yarın öğle namazının ardından Ankara’da Karşıyaka Mezarlığı’na defnedilecek.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow