hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Yağhaneden tarihi tapınak çıkardı

    Yağhaneden tarihi tapınak çıkardı
    expand

    Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar Köyü'nde, üzerinde Yağhane bulunan 2 bin yıllık Apollon Smintheus Tapınağı, uzun uğraşlar sonucu yeniden arkeoloji dünyasına kazandırıldı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına Gülpınar Köyü'ndeki kazılara 1980 yılında doçent olarak başlayan ve sonraki yıllarda profesör unvanını alan Coşkun Özgünel, ömrünün 35 yılını Apollon Smintheus Tapınağı'na ayırdı.

    2008 yılında emekli olmasına rağmen kazıları sürdüren Prof. Dr. Özgünel, 18'inci yıldan itibaren yağmalanan tapınağın güney giriş cephesini, ellerindeki özgün malzemeleri kullanarak ayağa kaldırmayı hedeflediklerini kaydetti.

    Prof. Dr. Özgünel, kazılara başladıklarında tapınağın üzerinde bir yağhane ve peynir üretilen mandıra, yanında da amele evi denilen bir baraka bulunduğunu, çevresinde ise zeytin çuvalları konulan ambarlar olduğunu söyledi.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bu alanı kamulaştırmasından bir yıl sonra 1982'de tapınağın üzerine inşa edilmiş olan yağhaneyi kaldırmaya başladıklarını anlatan Özgünel, ancak bölgede büyük bir tahribat ile karşılaştıklarını belirtti. Özgünel, tapınağın birçok parçasını Gülpınar ve Tuzla Ovaları'nda bulup topladıklarını söyledi. 

    Kazı için geldiklerinde, bölgede Apollon Smintheus'un bugünkü görselliğine ait hiçbir şey bulunmadığını belirten Prof. Dr. Özgünel, şöyle konuştu:

    "Alanın bir tarafına sütun parçaları yığılmıştı. Her taraf bahçeydi. Su havuzları yapılmış. Orada suyu biriktiriyorlar ve bahçelerini suluyorlardı. Zaten 1866 yılından itibaren bu bölgenin adı da Bahçeleriçi'ydi. Tapınağın üzerinde bir yağhane vardı. Yağhane sahibi, burayı istediği şekilde kullanmış, kazıp ambarlar yapmış.

    Zeytinin kara suyunu atmak için kanallar yapmış, biz tapınağın alanını böyle bulduk. Teker teker kamulaştırıldı. Şu an tapınağın girişinde depo müze olarak düzenlediğimiz yapı da yine başka bir yağhaneydi. Tapınağın üzerinde büyük bir toprak tabakası vardı.

    Özgün parçalarla önce Güney Batı köşesini yapmaya başladık. 1866 yılında ilk olarak kazı yapan Pullan, buranın bir rekonstrüksiyonunu yapmış ve bunları hep tarif etmişti. Biz de onun izinden giderek bu tapınağın yeniden kurulumunu sağlıyoruz. Tapınağın güney giriş cephesini çizme başarısını gösterdik. Şimdi bu cepheyi yüzde 80'i elimizde olan özgün parçalarla ayağa kaldırmak için restorasyon çalışmalarını sürdürüyoruz."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow