hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Berlinli etnik caz grubu Cyminology, Borusan Müzik Evi'nde

    Berlinli etnik caz grubu Cyminology, Borusan Müzik Evinde
    expand
    KAYNAKBetül Memiş / Cnnturk.com

    Beyoğlu’nda kaliteli müzik deneyimi yaşatan Borusan Müzik Evi alternatif seslere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Mekan bu defa 25 Ocak’ta, Doğu/Batı sentezi klişesinin yüzüne bile bakmayan parçaların, kendini coğrafi terimlere gerek duymadan anlatan, Farsça dilini enstrüman gibi müziğine katıp çoğaltan Cymin Samawatie ve topluluğu Cyminology’u ağırlayacak. Edebiyatı ve çağdaş müziği başarılı bir şekilde harmanlayan Cyminology, Rumî, Hafız ve Hayyam’ın üslubundan ilham alan ince ve aynı zamanda dinamik yorumlarında, Fars ritimleriyle cazı birleştiriyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bugüne kadar pek çok ödülün sahibi olan Cyminology, farklı diller ve kültür birikimlerinin müziğe kattığı renklerle birlikte Alman cazını zenginleştirmeye devam ediyor. Cymin Samawatie’nin kurulmasına öncülük ettiği Cyminology’nin albümleri 2008’den bu yana prestijli yapım şirketi ECM tarafından yayımlanıyor. Geçtiğimiz yıl, Berlin Filarmoni’nin viyola sanatçısı Martin Stegner ile ‘Phoenix’ adlı, 20. yüzyılın kadın şairlerinden (1935-1967) Füruğ Ferruhzad’a adanan bir albüm çıkaran topluluk, dinleyicilerinin de büyük beğenisini kazandı. Doğu ile Batı’nın, yeni ile eskinin olağanüstü bir sentezini oluşturan Berlinli Cyminology, İstanbul konserinde, göç sonrası Avrupa kültürünü müzik ve şiirle harmanlayarak meraklılarına sunacak. Vokalde Cymin Samawatie, piyanoda Benedikt Jahnel, kontrbasta Ralf Schwarz, davul ve vurmalı çalgılarda Tobias Backhaus’a gecede; (viyola) Martin Stegner ve (ses tasarımcısı- besteci) Korhan Erel eşlik edecek. Gelin, daha fazlasını Samawatie ve Erel’den dinleyelim. 

    İran şiirine âşık oldum

    *Ekibi tanıyabilir miyiz, nasıl bir araya geldiniz?

     Cyminology; vokal ve bestede Cymin Samawatie, piyanoda Benedikt Jahnel, kontrbasta Ralf Schwarz ve davulda Tobias Backhaus’tan oluşuyor. Grubun başından beri çalan, tüm albümlerde yer almış davulcu Ketan Bhatti, başka projelere odaklanmak için bir süreliğine ara verdi. Hepimiz Almanya’da caz okumuş müzisyenleriz. Benedikt ve ben, 2000’de Berlin’de caz okumaya başladığımızda tanıştık. Müziğimizi paylaştıkça, gerek kendi bestelediğimiz gerekse caz standartlarından oluşan bir repertuvar ortaya çıktı. 2002’de aramıza bir kontrbasçı bir de davulcuyu davet ettik. Ketan da bizimle Berlin’de, Ralf ise Bremen’de kontrbas okuyordu. Ralf ve ben, 1993’ten bu yana beraber çalışıyorduk zaten. İkimizin de memleketi olan Braunschweig’da tanışmıştık.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     

    *Neden Rumî, Hafız ve Hayyam desem? Edebiyat ve çağdaş müzikle hemhaliniz nasıl başladı?

    2002 yılında, teyzemin evinde dinlediğim bir albümle İran şiirine âşık oldum. Albümde İranlı şair Ahmet Şamlu, Hayyam’ın şiirlerini okuyordu. Dilin tınısından, sesinden çok etkilendim ve ayrıca şiirlerin anlamları beni büyüledi. Bu tanışmanın hemen ardından, İran şiiri üzerine uzman bir öğretmen buldum ve onunla çalışmaya başladım. Bir süre sonra bu şiirlere melodiler yazmaya başladım ve bir yıl kadar sonra, bu melodileri beraber çalıştığım müzisyen arkadaşlarımla paylaştım. Öğretmenlerimden biri Jerry Granelli, beni caz, klasik müzikleriyle İran diline olan aşkımı bir araya getirmem konusunda çok cesaretlendirdi. Caz okumaya başlamadan önce Hannover’deki yüksekokulda klasik perküsyon okumuştum ve bu alanda da çalışıyordum. Şan ve piyano benim ikinci enstrümanlarımdı. Çağdaş klasik müziği ve doğaçlamayı da zaten çok seviyordum.  

    Berlinli etnik caz grubu Cyminology, Borusan Müzik Evinde

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Füruğ en güzel Anka kuşlarından birisidir 

    *Geçtiğimiz yıl, Berlin Filarmoni’nin viyola sanatçısı Martin Stegner ile ‘Phoenix’ adlı, Füruğ Ferruhzad’a adanan bir albüm çıkardınız. Ferruhzad ile aranızdaki bağ nedir?

    Füruğ, çağdaş İran şiirinin en ünlü kadın şairi. Çok zor bir hayatı olmasına rağmen, hep kendi istediği yolda ilerledi. Biyografisini okuduğumda çok duygulandım ve içimde ona adanmış bir albüm yapmak için kuvvetli bir istek doğdu. Füruğ benim için ise; en güzel Anka kuşlarından birisidir.

     

    *‘Doğu ile Batı’nın, yeni ile eskinin sentezi’ olarak tanımlanan performansınızı, tek cümle ile tarif etseniz, ne derdiniz?

    Sevdiğim şeyleri bir araya getirmeyi çok seviyorum: şiir, müzik ve insanlar...

     

    *Göç sonrası Avrupa kültürünü müzik ve şiirle ifade etme biçiminizi biraz anlatır mısınız? Göç öncesi nasıldı?

    Ben Almanya’da doğdum ama annem ve babam İran’da yetişmiş insanlar. Ben basbayağı Almanım ama kanım yüzde yüz İranlı. Almanca düşünüyorum ama içimde, anne babamın kültüründen etkiler ve izler barındırıyorum. Bunları çalışmalarımda bir araya getirip, gösterme şansını yakaladım. Berlin, şehre durmaksızın gelen göçmenler sayesinde müthiş bir sanat dünyasına sahip, harika bir şehir. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     

    Seyirciyi Türkçe şiirlerle şaşırtabiliriz

    *25 Ocak, İstanbul konserinizde dinleyenleri ne bekliyor?

    Seyirciyi Türkçe şiirlerle şaşırtabiliriz.  Ayrıca İstanbul’da çalacak olmaktan dolayı çok mutlu ve gururluyuz.

     

    *Son dönem yapılan deneysel, doğaçlama caz çalışmaları nasıl buluyorsunuz? Elektronik müziğin ve teknolojinin etkileri ne yönde hissediliyor?

    Yakın geçmişte Berlin’de bazı özgür doğaçlama konserlerine gittim ve bu konserlerde tanıdığım müzisyenleri, kendi düzenlediğim ev ve galeri konserlerine, benimle çalmak üzere davet ettim. Korhan Erel’i de yine böyle bir deneysel özgür doğaçlama ortamında, klarnetçi David Rothenberg ve Berlin’in bülbülleri ile bir parkta gece yarısı doğaçlarken tanıştım. Farklı ses dünyalarından ilham almayı çok seviyorum. Elektronik sesler ve soyut doğaçlama da bu dünyalardan ikisi.

     

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow