hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    ETNA- Bedendeki Kuyular: Seyirci kalan zalimdir

    ETNA- Bedendeki Kuyular: Seyirci kalan zalimdir
    expand
    KAYNAKÖzgen Aydos / Cnnturk.com

    Yalnız ve öfkeli bir kadın... Adı Sophie... Acısına seyirci kalınan herkesin intikamını almak istiyor ve dönüp şöyle haykırıyor; ''Seyirci kalan, kalbinin en derin noktalarına kadar zalimdir!'' O an seyirci biziz ve sadece başımızı yavaşça onaylarcasına aşağı yukarı oynatabiliyoruz. Biz; zalimiz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sahnede bir sürü bavul var... Dekor sadece bavullardan oluşmakta hatta. Tam da o sırada Sophie, bir bavulu iterek başlıyor anlatmaya. O bavulun içindeki şey onu kurbandan faile dönüştürüyor. O artık toplum nazarında bir suçlu. Ama anlatmak istiyor neden yaptığını başlıyor ve başlıyor hikâye... 

    ''Seyirci kalan, kalbinin en derin noktalarına kadar zalimdir!'' diyerek gözümüzün içine bakıyor ya da ben baktığına inanıyorum. Çünkü biz de muhakkak başka olayların seyircisiyiz.

    Oğlunu öldüren 'çete'yi anlatırken Sophie, aklıma Ali İsmail Korkmaz geliyor. Acımasızca dövenin, kendini o iğrenç hazza kaptırmış olabileceğini anlatırken sahnede, ben o sokakta durup 'Ali İsmail'in dayak yemesini izleyen birileri olmuş mudur' diye düşünüyorum.

    Ama bu kadarla kalmıyor oyun.

    Bavullar açıldıkça Sophie'nin başka hikayeleriyle tanışıyoruz. Tanıştıkça onu daha yakından tanıyoruz. Hayır Sophie bir deli değil. O yalnızlığın bir tezahürü. Topluma ayak uyduramamış, 'profesyonel insan' olamamış, başkalarının acısını yaşayan bir kadın. Belki kafasının içindekiler kendi gerçekliği değil ama dünyanın herhangi bir köşesinde nefes alan, adını duymadığımız birilerinin gerçekliği.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ve bir tiyatro oyununu izlerken ilk kez rahatsız oldum. Çünkü sahnedeki acılı kadın, ''Seyirci kalan, kalbinin en derin noktalarına kadar zalimdir!'' dedi.

    Bizim oradaki tezahürümüz de seyirci kalan başka birileriydi...

    Nihat İleri'nin bir sahnede devleşen oyunculuğu dışında oyunu sürükleyen kişi, Sophie'ye hayat veren oyuncu; Laçin Ceylan.

    Laçin Ceylan bu oyunda, 'tek kişilik dev kadro.' İnişleri, çıkışları, haykırışları o kadar inandırıcı ki, sahneye inip elini tutup, 'Hayır inan ki Sophie yalnız değil' demek geliyor insanın içinden. Laçin Ceylan, 'seyirci kalan zalimlerin' bile alkışını hak ediyor.

     ETNA- Bedendeki Kuyular, Bi Tiyatro'da, kendi kuyusundan su içmek isterken o kuyuya düşen herkesin izlemesi gereken bir oyun. 

    Oyunun Künyesi

    Yazan ve Yöneten: Christine SOHN

    Çeviren: Ahmet CEMAL

    Oynayanlar: Sophie: Laçin CEYLAN

    Gottlieb: Nihat İLERİ

    Sahne Tasarımı: Norbert van ACKEREN - Yaşar ALPARSLAN

    Işık Tasarımı: Rüzhdi ALİJİ

    Yönetmen Yardımcısı ve Tercüman: Selin TÜRKOĞLU

    Aksesuar: Özlem ÖLÇEROĞLU

    Işık Teknisyeni: Emrah SÜRÜCÜ

    Grafik Tasarım: A. Bülent Acar, Norbert van ACKEREN

    Video Yapım: A. Bülent Acar, Mehmet Ali Üzelgün

    Bi Tiyatro hakkında

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Laçin Ceylan, 2006 yılında Nihat İleri, Christine Sohn ile birlikte 'bitiyatro'nun kurucularından oldu. Mekansız olarak harekete geçen Bitiyatro, Alman ve Türk sanatçıları biraraya getiren Etna-Bedendeki Kuyu- adlı ilk oyununu üretti.

    Oyun, 2007 yılında hakkında en çok eleştiri ve yazı çıkan bir oyun oldu ve seyircisiyle farklı tiyatro sahnelerinde, turnelerde bir araya gelerek 100'ün üzerinde oyun oynadı.

    Bitiyatro 2014 yılı Mart ayında açılmış olan kendi sahnesi Bisahne'de oyunlarını sahnelemeye devam etmektedir.

     

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow