Bilim adamları, ayağa kalktığı sırada sıklıkla tansiyon düşüklüğü veya baş dönmesi yaşayan kişilerin daha yüksek bunama riski taşıdıklarını öne sürdü.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Sonuçları "Plos Medicine" dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, ayağa kalktığında sık sık tansiyon düşüklüğü veya baş dönmesi yaşayan kişilerde, daha az kan ulaştığı için beyinde hasar oluşabiliyor. Hollanda'daki Erasmus Tıp Merkezi araştırmacıları tarafından 15 yıl boyunca 6 bin kişi üzerinde yapılan araştırma, ayağa ani kalkış sırasında sıklıkla düşük tansiyon sorunu yaşayanların, takip eden yıllarda bunamaya daha çok yatkın olduklarını ortaya çıkardı.

Araştırma, postüral hipotansiyon olarak bilinen durumun ileri yaşlarda daha sık görüldüğünü gösteriyor.

Diyaliz tedavisi alanlarda Hepatit C riski artıyor

Nottingham Üniversitesinden Prof. Dr. Arfan İkram, postüral hipotansiyon olarak da bilinen ve baş dönmesine yol açan durumun beyin içindeki kan dolaşımını etkilediğini ve zamanla beyin hücrelerinde hasara, dolayısıyla bunamaya sebebiyet verebileceğini dile getirdi. Söz konusu tezin başka araştırmalarla da desteklenen makul bir veri olduğunu söyleyen İkram, "Ancak bu durumun başka açıklamaları da olabilir. Baş dönmesi veya tansiyon düşüklüğü, tek başına bunamanın başladığı anlamına gelmiyor" diye konuştu.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

İkram, sorunun sıklıkla tekrar etmesi durumunda doktora başvurulması ve nedenlerinin iyice araştırılması gerektiğini sözlerine ekledi. İngiltere'deki Alzheimer Araştırmaları Vakfından Dr. Laura Phipps de araştırmada elde edilen sonuçlara göre, riskin diğer etkenlere kıyasla daha düşük
olmasına rağmen, kan basıncının beyin fonksiyonlarını ve dolayısıyla hayatı nasıl etkilediğini ortaya koyduğunu belirtti. Phipps, "Yaşımız ilerlerken, iyi düzeyde kan basıncının yanında, sigara ve alkol tüketimini azaltma, fiziksel ve zihinsel olarak aktif olma, dengeli beslenme ve kolesterol seviyesini kontrol altında tutma gibi etkenler, sağlıklı bir beyin fonksiyonuna sahip olmanın olmazsa olmazlarındandır" dedi.

Uzmanlar, elde edilen sonuçların "güçlü" delillere dayanmasına rağmen, kesin verilerin açıklanabilmesi için daha geniş çaplı bir araştırmanın gerekli olduğunu ifade ediyor.