Gelişen tanı yöntemleri en küçük taşı tespit edebiliyor
Taş şüphesi olan hastalarda, direkt karın grafisi, ultrasonografi ve spiral bilgisayarlı tomografi gibi radyolojik yöntemlerle rahatlıkla teşhis konulabilir. Spiral bilgisayarlı tomografi milimetrik boyuttaki taşları dahi tespit edebilen en gelişmiş tanı yöntemidir. Teşhis edildiği halde tedavi edilmezse taşın boyutu, bulunduğu yer, tıkanıklığa neden olup olmadığına göre değişen düzeylerde böbrek, mesane ve idrar yollarında geri dönüşümü olmayan hasarlar, hatta böbrek yetmezliğine ve enfeksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle taş küçük iken, herhangi bir kalıcı hasara neden olmadan teşhis edilir ve hızlı bir tedavi süreciyle etkili bir sonuç alınırsa böbrekler başta olmak üzere idrar yolları korunmuş olur.
Kişinin durumuna özel tedavi yöntemleri uygulanıyor
Taş hastalığında tedavi yaklaşımı hastaya göre ”kişiselleştirilmiş tedavi” olmalıdır. Bazı hastalarda taşın büyüklüğüne ve bulunduğu yere göre sadece konservatif izlem yöntemiyle taşın kendiliğinden düşmesi sağlanabilmekteyken, diğer hastalara acil olarak aktif tedavi uygulamak gerekir. Tedavi planı, taşların üriner sistemde bulundukları yere, sayısına ve boyutuna bağlı olarak değişir. Teknolojik gelişmeler ve modern yaklaşımlar sayesinde, günümüzde böbrek taşlarının %99'u kapalı (endoskopik) yöntemler ile tedavi edilebilmektedir. Böylece hastalar uzun süre hastanede kalmadan, iş ve günlük aktivitelerine kısa süre içinde dönebilirler.