3 Temmuz dönemi, cuma günü resmen kapanacak gibi görünüyor. Peki sonrasında neler olacak? Fenerbahçe'nin uğradığı maddi ve manevi zarar nasıl tazmin edilecek?

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Fanatik'e konuşan Spor Hukuku Enstitüsü üyesi Av. İsmail Coşkun, "Beraat kararı çıkar ve onanırsa; Fenerbahçe Kulübü’nün ilk dava açacağı kurum Türkiye Futbol Federasyonu olacaktır. Ardından uluslararası spor yargısında, UEFA’ya karşı bir hukuki sürecin başlatılması da mümkün. Çünkü ‘beraat’ kararı, mahkeme süresince Fenerbahçe’nin karşısına konulan en önemli delilin, yani polis fezlekesi, iddianame ve eklerinin çökmesi anlamına gelecektir" dedi.

Coşkun şöyle devam etti:

"Hatırlanacağı üzere, CAS’a açılan ilk davadaki ilk savunmalarda; TFF ve UEFA, Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ne alınmaması ile ilgili olarak, tabiri caizse topu birbirlerine atmışlardı. Ancak gerçek olan şu ki, ülkemizde açılan bir soruşturma nedeniyle Fenerbahçe, savunması dahi alınmadan uluslararası bir organizasyondan men edilmişti.

Fenerbahçe, NBA ekibi Nets'i devirdi

Daha sonra UEFA tarafından yapılan, CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi (İFM) aşamalarından geçerek kesinleşen disiplin yargılamasında; Fenerbahçe’nin karşısına konulan en önemli delil, ülkemizde yapılan soruşturmaya dayanak olan polis fezlekesi, iddianame ve ekleriydi.

Cuma günü verilecek muhtemel bir beraat kararının kesinleşmesi sonrası; bu dayanak belgelerin temeli çökmüş olacaktır. Öte yandan Aziz Yıldırım ve diğer yöneticilerin yaptıkları şikayet sonucu bu polis fezlekesi ve iddianameyi hazırlayan emniyet ve yargı mensuplarının; Yıldırım ve diğer yöneticilere kumpas kurduğu iddiaları sabit olur ve bu eylemler cezalandırılırsa; 3 Temmuz’dan beri her aşamada Fenerbahçe’nin karşısına konulan bu belgelerin nitelikleri çok daha tartışmalı bir hâl alacak, her ne kadar ülkemizde yapılan adli yargı ile uluslararası spor yargısı temelde birbirinden bağımsız olsa da, UEFA’nın disiplin yargılamasının temeli de çökmüş olacaktır.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Süper Lig'de topun ağzındaki teknik direktörler

Bu bağlamda Fenerbahçe’nin, Şampiyonlar Ligi organizasyonuna alınmamasına gerekçe gösterilen tüm dayanak belge ve gerekçeler temelsiz kaldığında, uğradığı haksızlık sonucu oluşan zararının tazminini TFF ve UEFA’dan talep edeceği açıktır. Ancak bu süreç kolay formüle edilebilecek bir süreç değildir. Bu başvurular özellikle içerideki ve dışarıdaki usûl hükümleri gereğince üzerinde uzun mesailer harcanması gereken bir süreçtir.

Ancak kulübün ilk olarak TFF’ye karşı bir dava ikame etmesini yüksek ihtimal olarak değerlendirebiliriz. Dışarıda uluslararası spor yargısında da UEFA’ya karşı bir hukuki süreç başlatılması muhtemeldir. Ancak şu aşamada hukuki başvuru formüle edilmeden kesin olarak bir netice alınacağını belirtmek güçtür.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Football Manager 2016'nın çıkış tarihi ve yeni özellikleri

Öte yandan, TFF’ye karşı girişilecek bir hukuki süreçte, TFF’nin yapacağı ilk savunma, muhtemeldir ki Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ne alınmaması noktasında kendilerinin bir karar vermediği, kararın UEFA tarafından alındığı şeklinde olacaktır.

Esasen süreci baştan beri takip eden herkes, bu kararın alınmasında iki kurumun kollektif bir sorumluluğunun olduğunu bilmektedir. Netice olarak süreçte gelinen noktada bu hususları konuşmak için çok erken olduğunu söyleyebiliriz. İlk olarak mahkemeden beraat kararının çıkması ve bu kararın kesinleşmesi gerekmektedir.

Ancak sonrasında Fenerbahçe hukukçuları tarafından zorlu bir hukuki sürecin tekrar başlatılacağı da aşikârdır. Mehmet Ali Aydınlar’ın süreçte şahsi olarak herhangi bir sorumluluğu yoktur. Kendisinin televizyondaki beyanı “...Şayet uygulamalarımla Fenerbahçe’ye zarar vermişsem, bu zararı şahsen tazmin etmeye hazırım...” şeklindedir.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Ancak bu beyana veya kendisinin başkanı olduğu TFF yönetim kurulu olarak alınan kararlara istinaden Aydınlar’ın hukuki olarak şahsi sorumluluğuna gitmek, elbette ki mümkün değildir. TV’deki beyanı ile ilgili de tasarruf kendisinin inisiyatifindedir."