hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Verheugen: İlişkiler zehirlenmiş durumda

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Avrupa'dan Türkiye konusunda sağduyulu mesajların sahibi Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu eski üyesi Günter Verheugen, CNN TÜRK'e konuştu. AB ile gelinen noktayı, "İlişkiler gergin değil zehirlenmiş durumda" diye tanımladı. "Karşılıklı hakaretlere, suçlamalara bir son verin" çağrısı yaptı. Günter Verheugen CNN TÜRK Berlin temsilcimiz Erhan Merttürk'e verdiği özel röportajda konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sayın Verheugen son günlerde "gerçek Türk dostu" olarak "Gerçekleri söyleyen adam" olarak Türkiye'den bir çok övgü aldiniz. Siz de kendinizi böyle mi tanımlıyorsunuz?

    Ben Türkiye'yi 20 yil önce tanımaya başladım. Evet kendimi "Türkiye dostu" olarak görüyorum. Beni diğerlerinden ayıran bu ülkenin ve insanlarinin Avrupa'ya ait olduğu konusunda en ufak şüphem olmaması.

    Almanya daha doğru bir ifadeyle Avrupa ve Türkiye arasındaki ilişkiler hiç olmadığı kadar gergin bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

    İişkiler gergin değil zehirlenmiş durumda. İki tarafın kullandığı dil, dostlar ve ortaklar arasında olmaması gereken bir durum. Karşılıklı hakaret ve suçlamalara bir son verin diyorum. Karşılıklı saygıya dayalı seviyeye geri dönülmesi gerekiyor. Türkiye Avrupa'dan haklı olarak bunu istiyor. Avrupa ise Türkiye'den uygulamada da demokratik olmasını bekliyor.

    AB ile yaşanan gerilim nereye kadar sürecek?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    AB ile köprüler atılabilir mi?

    AP'den Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili açıklama

    Almanya özellikle Cumhurbaşkani Erdoğan ve Türk bakanların yaptığı Nazi benzetmesine çok tepki verdi. Siz bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

    Nazi ya da Hitler karşılaştırması temel olarak yanlış. Dünyadaki tüm politikacilara tavsiyem bu karşılaştırmayı kullanmamaları. Zira şu andaki hicbir uygulama o dönem yasananlarla o zamanki acılarla kıyaslanamaz. Hakaretler ve aşağılamalar Avrupa'da başladı. Severseniz sevmezseniz ama Türk politikacilarin Avrupa'da yillardir karşılaştığı uygulamalara bakarak şunu söylüyorum. Biz de kendimize sormalıyız biz neyi yanlış yaptık ve yapıyoruz diye.

    Alman medyasında Cumhurbaşkanı Erdoğan sürekli diktatör olarak gösteriliyor. Siz bu benzetme ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

    Erdogan'in otorier bir durusu var evet ama süphem yok ki su anki Türkiye demokratik bir devlet. Türkiyedeki demokratik gelismenin 2001'de basladigi gibi devam etmesini isterdim ama geri adimlar tespit ediyorum. Fikir ve basin özgügü konusundaki uygulamaları dogru bulmuyorum. Tutuklanan ya da islerinden atilan binlerce kisinin darbe girisiminde etkili olduguna inanmak mümkün degil. Bu Türkiyenin demokratik karakterini degistiriyor.

    Geçtiğimiz günlerde bazı Türk bakanlarin Almanyada konusmalari engellendi. Gerekce olarak da park yeri azligi, yangin sistemindeki eksikler gösterildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bunu anlayisla karsilamam mümkün degil. Almanyada yasayan Türk vatandaslarinin referandum ile ilgili bilgilendirilme haklari var. Destek verenler ve karsi olanlarin da fikirlerini dinlemeleri gerekiyor. Yasaklamalar ya da engellemeler gücün degil zayifligin göstergesi. Gerci bunu söylemek icin gec ama Türk tarafi keske bu bulusmalarla ilgili cok daha önceden Alman kanadini bilgilendirmis olsaydı.İzin istemek amaciyla degil, yetkili makamlarin güvenlik gibi önlemler konusunda gerekli hazirliklari yapmasi icin.

    Cumhurbaskani Erdogan burada konustugu zaman Alman siyasetciler bundan rahatsiz oluyor. Burada Türkiydeki secimlerle ilgili propaganda calismasi yapildiginda büyük tepki cekiyor. Dogru buluyor musunuz?

    Bu dar görüslülük. Türkiye kökenli olan 1,5 milyon kisinin demokratik bir sürece dahil olmasi kadar dogal birsey yok. Bu istenmiyorsa sadece Almanlarin yasadigi bir üllke organize etmemiz gerekiyor ama bunu istemiyoruz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gectigimiz günlerde bir teevizyon programinda Avrupanin Türkiyeye dürüst davranmadigi konusunda bir ifadeniz oldu. Bu ifadeyi kullaninca tepkileri de muhtemelen beklemissinizdir. Bu ifadenizden sonra ne tür reaksiyonlar aldiniz ?

    Sadece siyasi cevreden degil halktan da tepki aldim. Türkiye üye olmak icin önemli adimlar atti, en azindan 2005 yilina kadar. O dönem benim 2010'a kadar müzakereler biter ve 2013 de üyelik gerceklesir diye bir takvimim vardi. Ancak Fransa ve Hollanda siyaset degisti. Almanya'da da hükümet degisti. Merkel hükümeti her firsatta Türkiye'nin Avrupa'ya üye olmamasi gerektigini savundu. Düsünce bu ise süreci bitirelim demek gerekirdi. Hem müzakerelere devam edip hem de üye olmasinin dogru olmayacagini düsünmek dürüst degil.

    Türkiye'nin Avrupa'ya hala ihtiyaci var mi ya da Avrupa'nin Türkiye'ye ihtiyaci var mi?

    Türkiye icin farkli bir alternatif yok.Avrupa Birliginin gelecegi ve güvenligi icin de Türkiye ile siki baglar vazgecilemez. Bati demokrasisi ile islam dünyasi arasindaki iletisim icin Türkiye önemli. Türkiye'ye siz hristiyan degilsiniz dersek nasil islam dünyasi ile nasil iyi iletisim kurmayi bekleyebiliriz ?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Peki Avrupa ne yapmali?

    Türkiye eskisi gibi müzakerelere dönmeli. Avrupa da Türkiyeyi üye yapma konusundaki istegini göstermeli. Su anda komisyonlarda ve parlamentoda böyle bir atmosfer yok.

    Türkiye'de sürekli duyuyoruz "Avrupa bizim 3. havalimanimizi kiskaniyor, köprülerimizi kiskaniyor." Gerçekten Avrupa Türkiye'yi kıskanıyor mu?

    Ekonomi alanindaki gelişmelerden dolayi Türk insani cok gururlu. Hatta daha hizli havalimani insaati yaptigi konusunda espriler de yapilabilir ama "kiskanclik" yerinde ifade degil. Türkiye yeterince taninmiyor. Türkiye'nin büyük kismi geleneksel olarak modern liberal insanlardan olusuyor. Yüzleri batiya dönük. Bu insanlar kendilerini Avrupanin yalniz biraktigini düsünüyor.

    Bu aşamadan sonra Türkiye kendi yoluna Avrupa kendi yoluna mi gidecek?

    Benim görüsüm Avrupa Birliginin müzakereleri bitirme gibi bir amaci yok. Ama Brüksel'in beklentisi Türkiye'nin müzakereleri sonlandirmasi. Bu sayede istenmeyen bu sürecin sorumluluk alinmadan bitmesi saglanacak. Üyeligin bugün bakildiginda gerceklesmesi cok kolay gözükmüyor ama siyasi dengeler cok cabuk degisebiliyor.

    1993 yilindan bu yana Avrupada PKK Terör örgütü, ancak Türkiye PKK üyelerinin Avrupada rahatca dolasabilmesi burada etkinlikler düzenlemesi ve dernekler kurmalari konusunda rahatsizligini her seferinde dile getiriyor.

    Alman güvenlik birimleri PKK 'ya yönelik neler yapiyor bilemiyorum. Bahsettiginiz protestolarin PKK tarafindan düzenlendigini sanmiyorum, Kürtlerin düzenledigini düsünüyorum ama fazla bilgim yok. Ama Türkiyeden kacan kisiler hukuki süreci engellemek icin Almanyaya saklaniyorsa bu kabul edilebilir bir durum degil.

    Alman Haberalma Teskilati Baskani Bruno Karl, 15 Temmuz darbe girişiminin Gülen cemaati tarafindan düzenlendigi konusunda Türkiyenin kendilerini ikna edemedigini söyledi.

    Almanyada bu konuda biz cok az sey biliyoruz. Gülen Cemaati ile ilgili darbe girisimine kadar detayli bir bilgimiz yoktu. Ama bir gizli servisin en önemli ismi böyle bir aciklama yapiyorsa bunu ciddiye almaliyiz.

    Cumhurbaskani Erdogan'la hala görüsüyor musunuz, Türkiye'ye en son ne zaman gittiniz?

    En son Cumhurbaskani Erdogan ile Abdullah Gül kütüphanesinin acilisinda Kayseride görüstüm. Oraya gitmenin dogru oldugunu düsündüm ama cok az Avrupali geldi onu da söylemeliyim

    Sizce Avrupa ve Türkiye arasindaki gerginlik 16 Nisan'daki referandum sonrası son bulur mu ?

    Sorunlar daha derin. O yüzden referandum bir dönüm noktasi olmayabilir ama bu secimin sonuclarini Avrupa ne olursa olsun kabul etmesi gerekiyor.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow