hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bahçeli, MHP seçim beyannamesini açıkladı

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Bahçeli "çiftçimizin canını yakan mazot herkes duysun ki 1 lira 75 kuruş olacaktır. Önemle altını çiziyorum, asgari ücreti net bin 400 liraya çıkaracağız. Asgari ücretlilere, büyükşehirlerde her ay 100 lira şehir içi ulaşım desteği vereceğiz" dedi. Bahçeli cemevlerine devlet yardımı vaadinde de bulundu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin seçim beyannamesini açıkladı. Bahçeli,  iki bölümden oluşan konuşmasının ilk bölmünüde Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sert sözlerle eleştirdi. Konuşmanın ikinci bölümünü ise seçim beyannamesinin ana hatları oluşturdu. Bahçeli bu bölümde partisinin ekonomik vaatlerini sıraladı.

    İşte Devlet Bahçeli'nin konuşmasının satırbaşları:

    "AKP 2023 vizyonumuzu aşırdı"

    Biz bu güzel ülkeyi arsızın, kansızın, hırsızın, uğursuzun elinden kurtarmaya yeminliyiz.

    Amacımız Türkiye’nin birliğini ve beraberliğini sağlamak esaslara bağlayarak dünyada hakettiği gelişmişlik ve kalkınmışlık seviyelerine çıkarmaktır. Arayışımız Türk milletini çağa yön verecek, bölgesel kompozisyonu derinden etkileyecek yüksek bir mevkiiye ulaştırmaktır.

    Soygunda ustalaşmış AKP’nin aşırdığı 2023 vizyonumuzun temelinde bunlar yatmaktadır.

    Bizim dışımızdaki iddia sahibi tüm partiler eteğindeki taşı dökmüştür. Hepsi birbirinden pek farkı olmayan, birbirini aratmayan söz ve vaatlerini ardı arkasına paylaşmıştır. MHP siyasi taktik ve teferruatlı planlama gereğince beyannamesini en sona bırakmayı tercih etmiştir.

    Bunu yaparken iki hususu hesaba kattık. İlk olarak geçmiş yıllarda açıkladığımız hedef ve izleyeceğimiz politikalarımız özellikle siyasi kapkaççı AKP tarafından yüzsüzce çalınmıştır. Çünkü bunların işi gücü yürütmektir. Çünkü bunların uzmanlığı emek yağmacılığıdır. Türkiye için söyleyecek sözü kalmamış AKP, bizi kopya etmenin hevesindedir. AKP’nin nefesi çoktan tükenmiş, siyaseti iflas etmiştir.

    İkinci olarak beyannameler açıklama sırasına girmişken, teklif tespit ve gelecekle ilgili düşüncelerimizi karambole gitmemesine, arada kaynamamasına azami dikkat ettik. Kimin neyi nasıl ve hangi arka plana dayanarak söyleyeceğini sabırla bekledik. Acele etmedik, telaş yapmadık. Pişmiş aşa su katmadık. Daha önceki beyannamelerimizle geçmişteki söz ve önerilerimizle tutarlılığı bozmadan çizgimizi muhafaza ettik.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Ya bu vatanda yaşayacağız, yada..."

    Burasının adı Türkiye Cumhuriyeti, milletinin adı ise büyük Türk milletidir. Ya bu vatanda yaşayacağız, yada bu vatan uğruna seve seve can vereceğiz. Ya bu topraklar üzerinde yaşayan millet bir ve kardeşçe kalacaktır, ya da Türk milletinin kayıplarına yeni halkalar eklenecektir. Son nefesimizi verdiğimiz yer, göbeğimizin kesildiği yer olacaktır. Bu hakikati ne Tayyip Erdoğan, ne Davutoğlu, ne İmralı canisi, ne bölücü mihraklar değiştiremeyecektir.

    Milliyetçilik kirli niyetlerin, hain taleplerin, küresel projelere tutulanların diline dün yakışmadı, bugünde yakışmayacaktır. Milliyetçilik her şeyden önce Türk milleti sevgisinde erimiş yüce gönüllerin ahlaki vicdani ve manevi mükafatıdır. Bayrağın indirilmesine seyirci kalan, vatan topraklarını bırakıp kaçan bir adam olsa olsa, milliyet fukarasıdır.

    Dava arkadaşlarıma, faşist, fatiha bilmeyenler diyerek aşağılayan bir adamın, insani değerli bile tartışılmalıdır. Türklükle karşıma gelmeyin diyen birisine itibar etmek söz konusu değildir. Milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyorum sözlerini ağzından kurşun gibi çıkaran, PKK ile masaya oturan, sonra bunu inkar eden kim olursa olsun nankördür, riyakardır. Bu itibarla Erdoğan her şey olabilir, her makama ulaşabilir, ancak şu fani dünyada olamayacağı layık görülemeyeceği bir tek şey varsa o da milliyetçiliktir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Fotokopi Başbakan"

    Diyarbakır’a gidince Kobani’yi selamlayan, Konya’da Mevlana’yı hatırlayan, İstanbul’da Eyüp El Ensari diyen bazen serok bazen, çamur kimi zaman Ahmet Sani, çoğu zaman fotokopi başbakan olan Davutoğlu’na da milliyetçilik 10 gömlek bol gelecektir. Sayın Davutoğlu, senin cibilliyetin cüssen ve müktesabın milliyetçilikle ilgili konuşmaya el vermeyecek, bu iş senin boyunu fersah fersah açacaktır.

    Bartın’da şahsıma hitaben diyor ki, “Orhun anıtlarından bahseder. Ama Orhun anıtlarının yolunu kim yapar. Onlar konuşur, milliyetçilikten bahseder. Davutoğlu diyor ki, biz konuşuyor onlar yapıyormuş. Doğrudur, hakkı vardır. Biz hırsızlığın kötülüğünü konuşuyoruz onlar yapıyorlar. Biz rezillikleri konuşuyoruz, onlar tatbik ediyorlar. Biz ihaneti konuşuyoruz, onlar rekor kırıyorlar. Biz teröre teslimiyeti konuşuyoruz, onlar uyguluyorlar. Biz rüşveti, hukuksuzluğu, kanunsuzluğu konuşuyoruz, onlar ince ince ayrıntısına kadar icra ediyorlar. Biz şu anda konuşurken bile emin olun onlar yapacağını yapmakta, götüreceğini götürmektedir.

    Sayın Davutoğlu, şayet Orhun anıtlarının yolunu yaptırmak seni ve saraydaki efendini milliyetçi yapıyorsa, Van Akdamar adasında Ermeni kilisesini baştan aşağı imar etmek acaba sizi ne yapacaktır? Yol yapmak sizi milliyetçi olmanıza yetiyorsa, Yahudi cesareti madalyasını almak, Papa heykelleri altında imza atmak, Papaz elbisesi giyip poz vermek sizi hangi sıfat ve unvanı kazandıracaktır?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Milli Savaş uçağı yerine uçan saray"

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    1 trilyon 370 milyar liraya kaçak ve karanlık saray diktiğinizde bu millet size ne diyecek, nasıl seslenecektir? Davutoğlu, Türkiye semalarında milli savaş uçağının uçmasını milliyetçilik olarak görmektedir. İnşallah bu hedef MHP iktidarında gerçekleşecektir. Fakat 410 trilyon liraya uçan saray almak, helikopterleri sıra sıra dizmek, lüks otomobil galerisi açmak, söyle bize Davutoğlu sizi ne yapacaktır?

    Erdoğan ve Davutoğlu’nun sandık görülünce ayarı kaçmıştır. Birden bire milliyetçilik maskesini takmışlardır. Bunlar yeri gelmiş, başörtüsünü kafalarına geçirmişler, yeri gelmiş imam hatip bahçelerinde saklanmışlardır. Batıcı, doğucu olmuşlardır. Sık sık ABD’ci, Putin’ci Barzani yandaşı ve İmralı havarisi ve her zaman da vicdanlarda bölücülükten hüküm giymişlerdir. Bunların ne idüğü belirsizdir. Bunların öğüttükleri yalan, ürettikleri fitnedir.

    Davutoğlu Kastamonu’da şehitlerimizin her birine sahip çıktık demiştir. Süleyman şah türbesine sahip çıktık ifadesini kullanmıştır. Şehide kelle, ve birkaç Mehmet demek sahip çıkmaksa, evet sizin elinize kimse su dökemeyecektir. Süleyman Şah türbesini nakliye kamyonuna yükleyip korkakça terk etmek sahip çıkmaksa, maşallah Davutoğlu’nun hakkı ödenemeyecektir.

    "Çöken cumhurbaşkanlığı değil, Erdoğan’dır"

    Erdoğan 30 Nisan günü Bilkent üniversitesinde düzenlenen sempozyumda, inanılması mümkün olmayan sözlere imza atmıştır.

    Biz zannediyorduk ki Türk milleti bu tarihte cumhurbaşkanı seçmiştir. Ama bu şahsa göre çökertilmiştir. Madem cumhurbaşkanlığı çökmüşse Erdoğan bu makamda niçin oturmaktadır? AKP’ye siyasi destek içerikli, açılış ve temel atma törenine ne hakla katılabilmektedir? Erdoğan, hangi rezil rejimi planlamaktadır?

    Bakınız Başbuğ’umuz Türkeş Bey, 3 mayıs olaylarında mahkemedeki savunmada vatan ve millet hainlerini şöyle tanımlamıştır: “şüphesiz şahsi menfaati uğruna, vatanın menfaatini çiğneyen, düşmanlarla el birliği eden kimselere vatan haini denir”

    Cumhurbaşkanlığının çöktüğünü söyleyen Erdoğan, şahsi menfaatleri uğruna, vatanın menfaatlerini çiğnemiş, Türkiye düşmanlarıyla işbirliği yapmıştır. O zaman çöken cumhurbaşkanlığı değil, Erdoğan’dır. Çürüyen cumhurbaşkanlığı değil, Erdoğan’ın bizatihi kendisidir. Erdoğan vatana ihanet suçunu çoktan işlemiş, sicilinde beyaz nokta kalmamıştır.

    "Türkiye Cumhuriyeti araba değildir"

    Ankara’da otobüs şoförleriyle buluşmasında ise “artık bu arabayla devam edemeyiz. Kaportası dökülen bu arabayla yolumuza devam edemeyiz. Araba beni değiştir diye bağırıyor. Onun için 7 haziran seçimlerinde, en yakın akaryakıt istasyonu vazifesi görecek”

    Türkiye cumhuriyeti dört lastik üzerinde yürüyen bir araba değildir, şehitlerimizin kanu üzerinde vücut bulmuş ve ilelebet payidar kalacak fazilet harikasıdır.

    Eksiği vardır, reforma ihtiyaç duyulmaktadır. Ama asla modası geçmiş bir vitrin süsü, hurdaya ayrılacak külüstür bir araç değildir. Erdoğan, şanzımanı kırık araba arıyorsa, yıllardır içinde seyahat ettiği, işbirlikçiliğine başını çevirmelidir.

    İşte ekonomik vaatler

    Kamuda çalışan taşeron işçileri kadroya geçireceğiz. Emeklilerimize Mart ve Eylül aylarında 1400'er lira olmak üzere yıllık iki asgari ücret tutarında emekli desteği hakkı tanıyacağız.

    Cumhurbaşkanı milletvekili emeklisi aynı tutarda ödenek alacaktır. Emeklilerin banka promosyonu alabilmelerinin önünü açacağız.

    Esnafımızın emekli aylığından kesilen SGK primini kaldıracağız. Sağlık hizmetinde alınan ek ücret ve katılım payı uygulamasına son vereceğiz.

    Emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz, emekli aylığı zammını özel bir endeksle belirleyeceğiz. Emekli aylığı hesabından refah payını çoğaltacağız. Yaşa ve prim gün sayısına takılanların mağduriyetini mutlaka gideceğiz.

    Kadın istihdamını yaygınlaştıracağız, kadınlara doğum için doğum borçlanma hakkını getireceğiz.

    Aile birliğinin korunması amacıyla çalışan eşlerin aynı il içinde görev yapmalarını tesis edeceğiz. Girişimci kadınlara yüzde 50'si hibe olmak üzere destek vereceğiz.

    Şiddete maruz kalan kadınlara adli yardım desteği sağlayacağız ve zaman aşımı mahkeme harç ve masraflarından muaf tutacağız.

    Tüm vatandaşlarımızı kapsayan aile avukatlığı sistemi oluşturacağız. Her öğrenciye öğrenim süresince başarılı olmak kaydı ile 10 bin liraya yüksek öğrenim kuponu vermekle birlikte işe girince faizsiz olarak 4 yılda tahsil edeceğiz.

    Evlenecek ihtiyaç sahibi gençlerimize kamu bankaları aracılığıyla 10 bin lira faizsiz kredi alma imkanı getireceğiz.

    Sosyal refahı artıracak destekleyici düzenlemeler yapacağız.

    Muhtaç ailelere, harcama kartı hilal kart imkanı sunulacaktır. Kamu arazilerini yoksul vatandaşlarımıza tahsis edeceğiz. Yetim ve öksüz evlatlarımıza aylık 100 lira bağlayacağız. Şartlı eğitim ve sağlık yardımını 50 lira artıracağız. Yoksullara yönelik toplu konut yatırımında belediye harçları sıfırlayacağız. Aylık 200 kilowat saatin altında elektrik üreten ailelere yüzde 75 indirim uygulayacağız. Vatandaşlarımızdan elektrik kayıp kaçak bedeli alınmayacak. Sayaç okumaya bağlı olmayan giderler yansıtılmayacaktır. Vergi gelirleri içindeki dolaylı vergilerin payının azaltılması suretiyle vergide adalet sağlanacak.

    Alacakların vasfı ne olursa olsun icra ve haciz uygulamaları hiç kimsenin gelirini asgari ücretin altına düşürecek şekilde uygulanamayacaktır. Vatandaşlarımız borç ve yüksek faiz sarmalından kurtarılacaktır. 65 yaş aylığı 300 liraya yükseltilecektir. Belli nüfusun üzerindeki yerlerde yaşlı bakım evlerinin yapılmasını hedefliyoruz. Engelli kardeşlerimize, kamudaki kotasının tamamını atama yapacağız. Tıbbi ve mesleki rehabilitasyon imkanlarını yükselteceğiz, engelli aylığı 400 liraya.

    Gazilerin şehit ailelerinin malullerin öncelikli olarak işe yerleştirilmelerini ve topluma kazandırılmalarını amaçlıyoruz. Gazilerimize 3600 günde emekli olabilme hakkı vereceğiz. Özlük haklarını iyileştireceğiz. Gaziler arasındaki eşitsizliği gidereceğiz. Malul sayılmayan gazilerimizin mağduriyetlerini gidereceğiz. Şeref aylığı 1400 liraya yükseltilecek. Muharip gazilerimizin hepsine aynı tutarda ödeyeceğiz.

    Kamu personel rejimini liyakati esas alan anlayışla yeniden düzenleyeceğiz. Kamuda çalışan taşeron işçiler, 4C’liler, geçici statüde çalışanları kadroya alacağız.

    Geçici ve mevsimlik işçilerin mağduriyeti giderilecek, kamu işlerine naklen atanabilme imkanı atanabilecektir. Eşit değerde iş yapan eşit ücret alacaktır.

    Dikkatinizi çekiyorum, kamu çalışanlarına yapılan tüm ek ödemeler, emekli aylıklarına, kıdem aylıklarına yansıtacağız. Kamu çalışanlarına disiplin affı getirecek, bir derece hakkından yararlanmamış memurlarımıza bir derece vereceğiz.

    Emekli ikramiyesinde yıl sınırını kaldıracağız.

    İmam ve müezzini olmayan cami kalmayacaktır. Cemevi gerçeği siyasi kaygılardan uzak, cami –cemevi karşıtlığına dönüştürülmeden kabul edilecek, cemevlerine devlet yardımı yapılacaktır.

    Diyanet işleri başkanlığı, Alevi İslam inancını temin edecek şekilde yeniden yapılandırılacaktır. Atanmayı bekleyen öğretmenlerin tamamı kademeli olarak sınıflarına kavuşacaktır.

    Öğretmenlerin ek ders ücretleriyle eğitim ve öğretim tazminatlarını yükselteceğiz. Eğitime hazırlık ödeneğini artırarak eğitim kurumlarında çalışan tüm personele ödeyeceğiz. Eğitime katkı aracılığıyla her çocuk için ailesi tarafından yapılacak katkının yüzde 50’si kadar devletin katkıda bulunmasını sağlayacağız. Biriken miktarın yüksek öğrenimde kullanılmasını ön görüyoruz.

    Sağlık bakanlığı bünyesinde istihdam kargaşasını sona erdireceğiz. Sağlık çalışanlarına yıpranma payı hakkını vermenin yanında, ek ödemeleri

    İnfaz koruma memurlarının yıpranma payı hakkını yeniden vereceğiz.

    Emniyet çalışanlarımızın çalışma şartlarını ve özlük haklarını iyileştirerek, polislerin ek göstergesini 3600’e yükselteceğiz.

    Astsubayların intibaklarını yapacak, uzman jandarma ve erbaşların mağduriyetlerini ortadan kaldıracağız.

     

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow