hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Cumhurbaşkanı Erdoğan Denizli'de

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    KAYNAKAA

    Denizli'de partisi tarafından düzenlenen mitingde önemli açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ankara'da çok enteresandır zillet ittifakı adayının resimleri var ama altında CHP ve HDP'nin logosu yok. Niye biliyor musunuz? Aday bilinsin ama kimin adayı olduğu bilinmesin diye bunu yapıyorlar" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisince 29 Ekim Bulvarı'nda düzenlenen  mitingde vatandaşlara hitap etti.

    Konuşmasına, "Hasret kaldım ellerine, vurdum sazın tellerine, bir  zeybek türküsü yaktım Denizli'nin güllerine" ifadeleriyle başlayan  Erdoğan, tüm  Denizlilileri selamladı. Denizli'nin bugün bir başka güzel ve muhteşem olduğunu belirten, tüm  ilçeleri tek tek sayarak selamlayan Erdoğan, "Buradan Yörük obalarımıza  selamlarımı, muhabbetlerimi gönderiyorum. Osmanlı askerleri için yüzyıllarca  kılıç üreten Yatağan kasabasına özellikle selam ediyorum. 1071'den bu yana  vatanımız, ezanımız, bayrağımız için toprağa düşen bütün şehitlerimize Rabbimden  rahmet, mağfiret diliyorum." diye konuştu.

    İslam alimi Merkez Efendi ve verdiği fetva ile İstiklal Harbi'nin  meşalesini yakan Ahmet Hulusi Efendi'yi rahmetle yad eden Erdoğan, "Denizli'nin  söz üstadı, saz üstadı Özay Gönlüm'ü ana ocağında bir kez daha rahmetle anıyorum  hem de Özay Gönlüm Meydanı'nda anıyorum. Merhum Özay Gönlüm, bu toprakların  dilidir, sesidir, soluğudur. Özay Gönlüm denince akla ilk samimiyet gelir. İnsan  şu meydanı, şu heyecanı görünce o samimiyetin sırrını daha iyi anlıyor."  değerlendirmesinde yaptı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Özay Gönlüm'ün sazına "yaren" ismini verdiğini anımsatan Erdoğan,  "Hayatı boyunca sazı Özay Gönlüm'e yarenlik, yoldaşlık, sırdaşlık yaptı. Bizim  için de Denizli yardır, yarendir. Denizli'nin her bir evladı elimizin asası,  gönlümüzün tasasıdır. Denizlili her bir kardeşlerim evlerin yakışığı, kızların  aşığı, çorbamızın kaşığıdır. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi  daim eylesin diyorum. Muhabbetiniz, ahde vefanız için her birinize ayrı ayrı  teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.

    Çanakkale'de meydana gelen deprem nedeniyle bölgedeki tüm vatandaşlara  geçmiş olsun dileklerini ileten Erdoğan, "Rabbim ülkemizi ve milletimizi her  türlü felaketten korusun." dedi.

    AK Parti'ye yoldaşlık yapan, AK Parti'yi her zaman bağrına basan  Denizli'ye şükranlarını sunan Erdoğan, "24 Haziran seçimlerinde yüzde 48 ile  şahsıma ikinci defa cumhurbaşkanlığı görevini verdiğiniz için sizlere teşekkür  ediyorum. İnşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sizlerin güvenine,  teveccühüne mazhar olmaya çalışacağız." ifadesini kullandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Alandaki gençlerin "Dik dur eğilme bu millet seninle" şeklindeki  tezahüratları üzerine Erdoğan, "Gençler şunu unutmayın, biz evelallah sadece ve  sadece Rabbimizin huzurunda rükuda ve secdede eğildik, bunun dışında hiçbir yerde  eğilmedik. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz." karşılığını verdi.

    Denizli'nin 24 Haziran'da yüzde 50 oy oranıyla Cumhur İttifakı'na  oyunu vererek Denizli'de "1 numara" yaptığını hatırlatan Erdoğan, Denizli'nin  potansiyelinin çok daha fazla olduğunu bildiklerini, Denizli'yi çok daha  yukarılarda zirvelerde görmek istediklerini dile getirdi.

    Denizli'nin oy oranlarıyla tüm Türkiye'ye örnek olmasını arzu  ettiklerini, Denizli'ye zirvenin yakışacağını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle  sürdürdü:

    "Şu anda Cumhur İttifakı'nın karşısında kimler var? Zillet ittifakı  var, illet ittifakı var. Peki bunun içinde kimler var? CHP, PKK terör örgütünün  siyasi temsilcisi olan HDP, bunun yanında söylemek istemem ama adı İYİ Parti olan  İP var, bir de Saadet var. Şimdi dikkat ediyorum, Ankara'da çok enteresandır,  zillet ittifakı adayının resimleri var ama resimlerinin altında CHP'nin logosu  yok, HDP'nin logosu da yok. Aynı şeyi diğer illerde de yapıyorlar, niye biliyor  musunuz? Çünkü aday bilinsin ama kimin adayı olduğu anlaşılmasın diye bunu  yapıyorlar. Çünkü benim milletim bölücü terör örgütünün desteklediği kişilere oy  verir mi? Denizli'de verir mi? İşte zillet ittifakına, illet ittifakına inşallah  31 Mart'ta bir Osmanlı tokadı yakışır değil mi?"

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "CUMHUR İTTİFAKI'NIN ZAFERİ BİR TARİHTİR"

    Ana kademe, kadın kolları ve gençlik kollarına da seslenen Erdoğan, "Ne kaldı? 38 gün kaldı. Gece-gündüz demeden çalışıyor muyuz? Tüm akraba, ahbap, yakın, komşu onlara ulaşıyor muyuz? Onlara biraz sonra sizlere anlatacaklarımı anlatmanız lazım. Şunu unutmayın, Cumhur İttifakı'nın zaferi bir tarihtir." dedi.

    Denizli'nin 31 Mart seçimlerinde kendinden bekleneni yapacağını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Cumhur İttifakı olarak Denizli'de inşallah bu sefer rekor kıracağız. Bunun için öncelikle çok çalışmamız, birlik, beraberlik, dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor. Teşkilatlarımızdan üyelerimize, AK Parti'ye ve Milliyetçi Hareket Partisi'ne gönül vermiş kardeşlerime, herkese diyorum ki aman ha içinizde bir olun, beraber olun, iri olun, kardeşliğinize gölge düşürmeyin ve hep birlikte Türkiye olun. Çünkü maalesef hala istediğimiz konsolidasyon olmuş değil, bunu başarmamız lazım. Ben bunu başaracağımıza inanıyorum. Çalmadık kapı, halini hatırını sormadık hiçbir insanımızı bırakmamalıyız.

    Denizli'deki 1 milyonu aşkın vatandaşımızın her birinin gönlüne girmeliyiz. Gençlerden başlayarak, 31 Mart seçimlerinin ülkemiz, milletimiz ve geleceğimiz için ehemmiyetini herkese anlatmalıyız. 31 Mart'ın sadece bir belediye değil beka seçimi olduğunu, 2023 hedeflerimize ulaşmamız için kritik önemde olduğunu Denizli'deki her bir vatandaşımıza izah etmeliyiz."

    Vatandaşlara, "Denizli, 31 Mart'ta ülkene sahip çıkıyor musun? Denizli, 31 Mart'ta geleceğine sahip çıkıyor musun? Denizli, 31 Mart'ta sandığa, demokrasiye, milli iradeye sahip çıkıyor musun? Denizli, 31 Mart'ta Cumhur İttifakı'na sahip çıkıyor musun? Denizli, 31 Mart'ta tevazu, samimiyet ve gayretle 'memleket işi gönül işi' diyor musun? Denizli, 31 Mart'ta gönül belediyeciliğine 'evet' diyor musun?" sorularını yönelten Erdoğan, "evet" yanıtının ardından, "Rabbim sizlerden razı olsun. Bu ne güzellik, bu ne birliktelik." dedi.

    'TÜRKİYE'NİN BAŞBAKANI SİZ DEĞİLSİNİZ' BENİM

    Erdoğan, siyasetin, gönüller kazanma, gönülleri fethetme sanatı olduğunu, bunun yolunun da millete hizmet etmekten geçtiğini söyledi. Siyasetçinin eserleriyle, ülkeye ve millete kazandırdıklarıyla konuştuğunu belirten Erdoğan, seçim dönemlerinin siyasetçilerin millet tarafından hesaba çekildiği, millete hesap verdiği dönemler olduğunu belirtti.

    Son 17 yılda 14 kez halkın huzuruna çıktıklarını ifade eden Erdoğan, "Sizleri hakem kıldık. 14 kez sizlere icraatlarımızı, ülkemizi ve şehrimizi nereden nereye taşıdığımızın, yaptıklarımızın ve yapamadıklarımızın hesabını verdik. Milletimizin onay ve icazetiyle hizmet yolculuğumuza devam ettik. Bugüne kadar AK Parti'nin istikametini sizler belirlediniz, rotamızı sizler çizdiniz. Türkiye'nin 17 yıllık kazanımlarının hepsinde bizimle beraber sizin de imzanız bulunuyor. Ekonomi, ticaret, eğitim, ulaşım, sağlıktaki başarı destanlarının tamamını beraber yazdık." diye konuştu.

    İhracatı 36 milyar dolardan 170 milyar dolara, milli geliri ise 3 bin 500 dolardan 11 bin dolar seviyesine çıkardıklarını anımsatan Erdoğan, "Türk siyasetinin üzerinde demokrasinin kılıcı gibi sallanan vesayet gölgesini 2010 ve 2017 halk oylamasıyla beraber kaldırdık. Türk demokrasisinin utanç sahnelerine medya patronlarının başbakan, bakan belirlediği o kötü günlere beraber son verdik. Türkiye'yi alan el konumundan veren el konumuna beraber getirdik." ifadelerini kullandı.

    Göreve geldiklerinde IMF'e borcun 23,5 milyar dolar, Merkez Bankasının döviz rezervinin ise 27,5 milyar dolar olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları belirtti:

    "IMF'in başkanıyla Davos'ta konuşuyoruz. Kendisine şunu söyledim, 'Türkiye'nin başbakanı siz değilsiniz, Türkiye'nin Başbakanı benim.' dedim. 'Sen verdiğin parayı tahsille görevlisin. Gelip de Türkiye'yi idare etme, böyle bir görevin yok. Paranı alıyor musun, alıyorum, gerisine karışma. Türkiye'yi ben idare edeceğim, sen değil.' Ne oldu? O IMF'in başından çekti gitti, bu kardeşiniz Türkiye'nin hem Başbakanlığını, arkasından da Cumhurbaşkanlığını üstlendi ve Mayıs 2013'te IMF'ye olan borcu sıfırladık, bitirdik. Bizim şimdi IMF'ye borcumuz yok. Bay Kemal diyor ki, 'Bunlar şimdi IMF'nin kapısına giderler.' diyor. Bay Kemal, o CHP'nin işi. IMF'nin kapısına siz gittiniz, bizi IMF'ye siz borçlu kıldınız, biz değil ve sizin borçlandığınız, o borçları biz sildik. Bak, bir zamanlar ekonomiyi teslim ettiğiniz soyadı Derviş olan bir zat vardı, nerede şimdi? Sayın Bahçeli de anlattı geçenlerde onun durumlarını, şimdi nerede? Kayıp, yok, onu gönderenlerin yanında, şimdi Amerika'da. Bu oyunları biz bozduk."

    Merkez Bankasının 27,5 milyar dolar olan döviz rezervinin Başbakanlığı döneminde 136 milyar dolara kadar çıktığını anımsatan Erdoğan, şu anda da 100 milyar dolar civarında olduğunu ve daha da yükseleceğini söyledi.

    "GEREKİRSE ÜRÜN ÇEŞİTLERİNİ DE ARTIRACAĞIZ"

    "Güçlüyüz, ayağımız yere sağlam basıyor artık" ifadesini kullanan Erdoğan, kurulan tezgahları da bozduklarını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki günlerde patlıcan, sivri biber, patates soğan sohbeti olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Dedik ki, 'Böyle giderseniz bu oyunu da bozarız.' Tanzim satışlarını kurduk mu, başlattık mı? Eğer bu iş 31 Mart'a kadar düzeldi, düzeldi, zaten yarı yarıya düştü. 31 Mart'tan sonra TESKOMB ve TESK adlı kuruluşlarla masaya oturacağız ve onlarla beraber en ücra köşedeki mahallelerdeki marketlere varıncaya kadar onlarla bu satışları yapacağız, gerekirse ürün çeşitlerini de artıracağız. Çünkü bizim derdimiz ne biliyor musunuz? Vatandaşa en uygun, en ucuz fiyatla ürünü getirebilmek. Çünkü biz sömürü düzenlere aracı olamayız. Vatandaşını sömürenlerle beraber olamayız. Eğer kim buna serbest piyasa diyorsa, piyasa ekonomisi diyorsa onu gelsin külahıma anlatsın."

    ŞİMDİ KUYRUK FIRSATÇILARA DERS VERME KUYRUĞU...

    Belediyeciliğin AK Parti'nin işi olduğunu belirten Erdoğan, "Bunlar,  bu işlerden anlamaz. Bunların işi 3 Y, yolsuzluk, yasak, yokluk... Diyorlar ki  'AK Parti kuyruk getirdi.' İki kuyruk var, bir kuyruk yokluklar kuyruğudur. Bu,  CHP'nin dönemlerine rastlar. Burada yaşça benim kıratımda olanlar veya daha büyük  olanlar bilir. Yağ kuyruklarını, benzin kuyruklarını, ekmek kuyruklarını  bilirler. İktidarda CHP, SHP vardı. Birbirinden farkı var mı bunların? Şimdiki  kuyruk yokluk kuyruğu değil, bereket kuyruğu, varlık kuyruğu. Nedir? Fırsatçılara  ders verme kuyruğu." diye konuştu.

    Vatandaşın Tanzim Satış noktalarında yüzde 50 daha ucuz sebze ve meyve  aldığına işaret eden Erdoğan, Isparta'da depolarda 400 bin ton elma olduğunu  öğrenince Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı arayarak, "Hemen bir talimat  ver. Biz buranın elmasını tanzim satışlara gönderelim. Çok ucuz fiyatla elmaları  bu depolardan kaldırmış olalım." dediğini anlattı.

    Kazananın, üreten ve tüketen olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Biz  haksızlığa fırsatçılığa 'dur' diyoruz. Bundan sonra da bunu yapmaya devam  edeceğiz." ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şayet bugün dünyanın en ücra köşelerinde  bayrağımız gururla dalgalanıyorsa, bu başarı hepimizindir. Afrika'dan Asya'ya,  Avrupa'dan Latin Amerika'ya kadar iş adamlarımız milyar dolarlık projelere imza  atıyorsa, bu yine beraberliğimizin eseridir. Bugün Türk vatandaşları, dünyanın 70  ülkesine vizesiz gidebiliyorsa, pasaportunu yanında iftiharla taşıyabiliyorsa, bu  dayanışmamızın sonucudur. Bugün Türkiye, umudun, barışın, başarının ve adaletin  sembolü haline dönüşmüşse bu bizimle beraber sizin çabalarınızın ürünüdür."  değerlendirmesinde bulundu.

    "BAĞIMSIZ HAREKET ETMEMİZDEN RAHATSIZ OLUYOR"

    Şair Mehmet Akif Ersoy'un şiirinden "Girmeden tefrika bir millete,  düşman giremez; toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez." mısralarını okuyan  Erdoğan, şöyle devam etti:

    "Son 17 senede aramıza ayrılığın, fitnenin, fesatçıların girmesine  asla müsaade etmedik. Sırt sırta vererek hem ülkemizin bekasına yönelen  tehditleri bertaraf ettik hem de Türkiye'ye tarihinin en büyük başarılarını  yaşattık. Allah'ın izniyle birlik, beraberlik ve dayanışmamızı koruduğumuz sürece  aşamayacağımız hiçbir engel, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir zorluk yoktur.  Meyve veren ağaç taşlanır. Başaranın hasmı, çekemeyeni bol olur. Elbette bizim bu  başarılarımız nasıl milletimizi mutlu ediyorsa, kimi ülkeleri, içimizdeki kimi  derin odakları da rahatsız ediyor. Türkiye'nin son 17 yılda katettiği mesafeden,  gerçekleştirdiği reformlardan, eski Türkiye sevdalıları hazımsızlık duyuyor. Bu  ülkeyi kendi tapulu mülkü gibi gören, çalışıp üretmek yerine, ranttan para  kazanmaya alışmış lobiler, para musluklarının kesilmesinden rahatsız oluyor.  Vesayet dönemlerinde milletin iradesine ipotek koyanlar, kendilerini milletin  üstünde görenler, bizim dik duruşumuzdan hazımsızlık duyuyor. Uzun yıllar  Türkiye'ye emir, direktif veren güçler, bizim bağımsız hareket etmemizden  rahatsız oluyor."

    Türkiye'nin Suriye ve Irak ile ilgili attığı adımların bu ülkelerle  ilgili planları, kirli hesapları olanları rahatsız ettiğinin altını çizen  Erdoğan, "Gezi Olayları, 17-25 Aralık girişimi, 15 Temmuz darbe teşebbüsü,  DEAŞ'tan PKK'sına kadar farklı terör örgütlerinin aynı anda üzerimize salınması  bu rahatsızlıkların birer dışa vurumudur." dedi.

    Kendi alanının ekonomi olduğunu ve özel sektörden geldiğini hatırlatan Erdoğan, neyin ne olduğunu bildiğini ifade etti.

    Cumhuriyet mitingleri üzerinden darbe çığırtkanlığı yapanları hatırlatan Erdoğan, alandakilere, "Gezi olaylarında sokaklarımızı karıştırmaya çalışanlara hadlerini bildirdik mi? Çukur eylemleriyle vatanımızı bölmek isteyen teröristleri, açtıkları çukurlara yine sizlerle beraber gömdük mü? 17- 25 Aralık emniyet yargı girişimiyle, 15 Temmuz kalleş darbe teşebbüsünü beraber püskürttük mü?" diye sordu.

    "BU BÖYLE AKŞAM YALAN, SABAH İFTİRA"

    Erdoğan, 15 Temmuz gecesi herkesin meydanlarda olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

    "Ancak bir kişi meydanlarda değildi. Ben Atatürk Havalimanı'na inerken, eşim, torunlarım, kızım, damadım yanımızda son ana kadar nereye ineceğimizi pilota söylemedik. Son anda 'Şuraya iniyoruz, Atatürk Havalimanına' dedik. Gece 01.15, biz indik. Meğerse Bay Kemal 23.15'te Atatürk Havalimanı'na gelmiş ve oradan da Fetocuların nezaretinde tankların arasından Bakırköy Belediyesine gitmiş. Ve utanmadan ne diyor biliyor musunuz? 'Benim de haberim olsaydı gelirdim.' diyor. Milyonlar meydanlara dökülmüş, 'Benim de haberim olsaydı gelirdim' diyor. Yanı başında Atatürk Havalimanı'nda 100 binler var. Beyefendi, 'Haberim olsaydı...' Bu böyle akşam yalan, sabah iftira. 'Bay Kemal' denince tanımı bu. Ben soruyorum benim sevgili milletim, Allah aşkına bu adama hala oy mu vereceğiz."

    CHP'ye gönül verenlere de seslenen Erdoğan, "Ne olur başınızı iki elinizin arasına alın. Bak bu adam böyle bir adam. Bu, yalan ve iftiradan başka bir şey tanımaz. Buna artık gereken dersi vermeniz lazım. Bu teröristlerle artık yan yana, onlarla omuz omuza. İşte şimdi de HDP ile omuz omuza, beraber yürüyorlar. İşte İzmir'de onlarla beraberler." dedi.

    Denizli'de iki dönem Belediye Başkanlığı, daha sonra da Ekonomi Bakanlığı yapan Nihat Zeybekci'nin İzmir'de büyükşehir belediye başkan adayı olduğunu hatırlatan Erdoğan, İzmir Körfezi'nin, İstanbul Körfezi ve Kocaeli'yi devralmadan önceki körfez gibi pislikten geçilmediği belirtti.

    İzmir gibi bir şehre bu durumun yakışmadığını belirten Erdoğan, susuz olan İzmir'e suyu Devlet Su İşleriyle kendisinin getirdiğini, demir yollarının da çalışmadığını, İzban'ı da Ulaştırma Bakanlığıyla yaptıklarını anımsattı.

    CHP'ye gönül verenlere, hakikatin bu olduğunu söyleyen Erdoğan, "Sizlere şimdi aslan gibi içinizden birisini, Nihat Zeybekci'yi gönderiyoruz. İnşallah Denizli'yi nasıl devraldığımızda berbattı, daha sonra pırıl pırıl bambaşka bir şehir haline geldi, şimdi diyoruz İzmir'i de layık olduğu şehir olmaya dönüştürelim. Bunu biz yaparız." diye konuştu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow