"Keçiler kadar kendimizi de mutlu etmek için çıktık yola" diyen özel bir üniversitede yönetici olarak çalışan Ayşe Özkavaklı ile kardeşi inşaat mühendisi Murat Özkavaklı hayallerini gerçekleştirdiler, tamamen doğal ürünlerin üretildiği bir keçi çiftliği kurdular.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

İzmir Dikili'de muhteşem bir doğanın ortasında kurulu Keçi Köyü çiftliği. Peki niye keçi? sorusunu şöyle yanıtlıyor Ayşe Özkavaklı "Çocukluğumuz buralarda geçti. Ve keçiler bizde hep hayranlık uyandırdı. Başını gökyüzüne doğru kaldıran bir canlı düşünün, nasıl etkilemesin ki sizi. Sonra inatçı olmaları, kabullenmemeleri benim onlara olan sempatimi daha da arttırdı. Bence bu hayatta keçi olmak, olabilmek önemli."

Köylüyle birlikte geleneksel yöntemlerle üretiyorlar

Ayşe ve Murat kardeşlerin sadece taş ve ahşap kullanarak inşa ettikleri Keçi Köyü, sadece keçilerin rahatı için düzenlenmiş bir butik otel gibi. 2013 yılında kurulan çiftlikte halen 900 keçi var. Keçilerin beslenmesi için gereken otlaklarda da kendi yemlerini kendileri ekiyorlar. Yüzlerce keçi, sabahın erken saatlerinde, onlar için ayrılan 150 dönümlük araziye sadece süt beklentisiyle bırakılıyor. Yörenin aromalarını içeren mis gibi taze sütleriyle dönüyorlar çiftliğe. Elde edilen sütlerden de uzun yıllar beraber yaşadıkları köylülerle birlikte, tamamen doğal ve geleneksel yöntemlerle keçi sütü ve keçi peyniri üretiyorlar. Çiftlikte ayrıca zeytin bahçesinde yine geleneksel yöntemlerle zeytin ve zeytinyağı da üretiliyor. Gerek keçi peyniri gerekse de zeytinyağında hiçbir katkı maddesi kullanmadan yapılan üretimde tüm ürünler laboratuvarlarda periyodik testlerden geçiriliyor.

"Çabamız toprağı anlamak"

Tüm ürünlerde en lezzetlisi ve doğalına ulaşmanın tek hedefleri olduğunu vurgulayan Keçi Köyü'nün işletmecileri Ayşe ve Murat  Kardeşler, kısa sürede 1000 sağmal keçi hedeflediklerini belirtiyorlar. Ve keçilerden elde edilecek en doğal ve lezzetli ürünler için toprağın önemini vurgulayarak şöyle diyorlar:  "Bizim için toprak lezzet hikayesinin en önemli ayağı. O yüzden tüm çabamız toprağı anlamak, ona sahip çıkmak…"