O isimlerden biri de karikatürist İbrahim Tapa. Kendisini elbette uzun yıllar öncesinden dergi ve gazetelerdeki karikatürleri ile tanıyordum. 1951 doğumlu olan ustamız pek çok sergiye katılmış, çizgi dünyasından ve çizmekten hiç kopmamış. Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek okulu Grafik bölümünü bitirmiş bir grafiker aynı zamanda. Ustura, Gırgır, Fırt, Günaydın gibi dergi ve gazetelerde çalışmış. Sergilere, ödüllere ve uluslararası başarılara da imza atmış.
Çizerler, karikatüristler açısından konu sıkıntısı hiç çekmeyeceğimiz bir ülkede yaşıyoruz herhalde. Bazen espri mi, gerçek mi anlayamadığımız şeyler yaşanıyor günlük hayatta! Her tarafımız mizah malzemesi dolu. Ama yine de bu “çizerliği” elbette sorunsuz, harika bir meslek yapmaya yetmiyor. Mizah dergilerini yaşatmak ise ne yazık ki pek de kolay olmuyor. Bu durumda, çizerlerin pek çoğu, ekonomik olarak ayakta kalabilmek için farklı işlerle de uğraşmak zorunda. Ama şartlar ne olursa olsun bu bir tutku meselesi olduğundan, kimse öyle kolayca vazgeçmiyor çizmekten.
Yıllarca bu işe gönül vermiş değerli kalemlerden biri “İbrahim Tapa”. Bu sosyal medya ortamında başlayan tanışmamızla birlikte, kendisinin uzun yıllardan beri sürdürdüğü ilginç bir faaliyetten de haberdar oldum son zamanlarda.
Kendi portresini çizdiren bir çizer olarak, müthiş renkli bir arşiv oluşturmakta. Tapa’nın, yaklaşık olarak 40 yıldan bu yana biriktirdiğini söylediği “portre” arşivinde 4000’e yakın çizime ulaşılmış.
Kim yazdı bilmiyorum ama, izniyle burada kullandım “Tıpa Tıp Tapa” bu faaliyete çok yakışan bir başlık!
Kimler yok ki çizerlerin aralarında? İlban Ertem, Hasan Kaçan, Ergün Gündüz, Gürcan Gürsel, Kemal Gökhan yalnızca birkaç isim. Ve yurtdışından Jiwenk, Klaus Pitter, PeDar Pistmastrovic, Dom Richards,Gary Barker gibi isimler. Ama çok daha fazlası var. Çocuklar, profesyonel olmayan ressam ve çizerler. Bu müthiş arşive her gün birkaç adet daha ekleniyor.
İbrahim Tapa’nın hedefi “Guinness Rekorlar kitabına” girmek. Belki bunun da ötesi olur.
Pek çok insanın yaratıcılığını zorlayan bir eylem başlatmış Tapa. Sadece çizgi, desen, resim değil ortaya çıkan yorumlar. Lego, boncuk işi, makarna, favorim olan “kot pantolon” bile var aralarında! Daha ne tür çalışmalar eklenir bunu zamanla göreceğiz! Hepsi güzel, ilginç ve samimi.
Şimdi tanıtım, destek ve ilgi gerekiyor biraz daha. Özellikle sosyal medya bu konuda görevini yapmış gibi görünüyor. Yani diğerlerinde sıra. Böylece hiç değilse bir bölümü portrelerin, gözler önüne gelir. Değerli kalemlerden biri ve çizer dostlarının bu ilginç çabası daha geniş kitlelere ulaşır.
Bugün “Ben de yapacağım!” diyerek, bir Tapa portresi çizen “Çiçeği Burnunda”
belki de yarının önemli çizerlerinden biri olacak, kim bilir?
Bu çok heyecanlı ve renkli faaliyetinde İbrahim Tapa ustamızı bir şekilde desteklemek isteyenler, merak edenler konuya ilişkin haberlerin daha fazlasını kolaylıkla bulacaktır. Gayet iyi bildiğimiz o uzun dikdörtgen kutuya “ İbrahim Tapa” yazıp “ enter ” tuşuna basmak yeterli.
O isimlerden biri de karikatürist İbrahim Tapa. Kendisini elbette uzun yıllar öncesinden dergi ve gazetelerdeki karikatürleri ile tanıyordum. 1951 doğumlu olan ustamız pek çok sergiye katılmış, çizgi dünyasından ve çizmekten hiç kopmamış. Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek okulu Grafik bölümünü bitirmiş bir grafiker aynı zamanda. Ustura, Gırgır, Fırt, Günaydın gibi dergi ve gazetelerde çalışmış. Sergilere, ödüllere ve uluslararası başarılara da imza atmış.
Çizerler, karikatüristler açısından konu sıkıntısı hiç çekmeyeceğimiz bir ülkede yaşıyoruz herhalde. Bazen espri mi, gerçek mi anlayamadığımız şeyler yaşanıyor günlük hayatta! Her tarafımız mizah malzemesi dolu. Ama yine de bu “çizerliği” elbette sorunsuz, harika bir meslek yapmaya yetmiyor. Mizah dergilerini yaşatmak ise ne yazık ki pek de kolay olmuyor. Bu durumda, çizerlerin pek çoğu, ekonomik olarak ayakta kalabilmek için farklı işlerle de uğraşmak zorunda. Ama şartlar ne olursa olsun bu bir tutku meselesi olduğundan, kimse öyle kolayca vazgeçmiyor çizmekten.
Yıllarca bu işe gönül vermiş değerli kalemlerden biri “İbrahim Tapa”. Bu sosyal medya ortamında başlayan tanışmamızla birlikte, kendisinin uzun yıllardan beri sürdürdüğü ilginç bir faaliyetten de haberdar oldum son zamanlarda.
Kendi portresini çizdiren bir çizer olarak, müthiş renkli bir arşiv oluşturmakta. Tapa’nın, yaklaşık olarak 40 yıldan bu yana biriktirdiğini söylediği “portre” arşivinde 4000’e yakın çizime ulaşılmış.
Kim yazdı bilmiyorum ama, izniyle burada kullandım “Tıpa Tıp Tapa” bu faaliyete çok yakışan bir başlık!
Kimler yok ki çizerlerin aralarında? İlban Ertem, Hasan Kaçan, Ergün Gündüz, Gürcan Gürsel, Kemal Gökhan yalnızca birkaç isim. Ve yurtdışından Jiwenk, Klaus Pitter, PeDar Pistmastrovic, Dom Richards,Gary Barker gibi isimler. Ama çok daha fazlası var. Çocuklar, profesyonel olmayan ressam ve çizerler. Bu müthiş arşive her gün birkaç adet daha ekleniyor.
İbrahim Tapa’nın hedefi “Guinness Rekorlar kitabına” girmek. Belki bunun da ötesi olur.
Pek çok insanın yaratıcılığını zorlayan bir eylem başlatmış Tapa. Sadece çizgi, desen, resim değil ortaya çıkan yorumlar. Lego, boncuk işi, makarna, favorim olan “kot pantolon” bile var aralarında! Daha ne tür çalışmalar eklenir bunu zamanla göreceğiz! Hepsi güzel, ilginç ve samimi.
Şimdi tanıtım, destek ve ilgi gerekiyor biraz daha. Özellikle sosyal medya bu konuda görevini yapmış gibi görünüyor. Yani diğerlerinde sıra. Böylece hiç değilse bir bölümü portrelerin, gözler önüne gelir. Değerli kalemlerden biri ve çizer dostlarının bu ilginç çabası daha geniş kitlelere ulaşır.
Bugün “Ben de yapacağım!” diyerek, bir Tapa portresi çizen “Çiçeği Burnunda”
belki de yarının önemli çizerlerinden biri olacak, kim bilir?
Bu çok heyecanlı ve renkli faaliyetinde İbrahim Tapa ustamızı bir şekilde desteklemek isteyenler, merak edenler konuya ilişkin haberlerin daha fazlasını kolaylıkla bulacaktır. Gayet iyi bildiğimiz o uzun dikdörtgen kutuya “ İbrahim Tapa” yazıp “ enter ” tuşuna basmak yeterli.