hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Av. Ahmet Kemal Şenpolat Av. Ahmet Kemal Şenpolat

    ALMAM KURDU ve SEN BERBATTAN MESAJ VAR

    15.06.2016 Çarşamba | 21:16Son Güncelleme:

    Geçen haftaki barınaklar yazımızdan sonra oldukça yoğun eposta trafiğine maruz kaldık.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Herkesin hemen hemen ortak görüşü barınak adı verilen bu ölüm kampına dönüşmüş merkezlerin bir hastane gibi çalışmadığı , halk arasında buraların maalesef çok güzel , doğal ortamların sağlandığı , yeşillerin içinde , betonun olmadığı hatta bol bol işçinin olduğu yerler olarak algılandığı idi.

    Maalesef Türkiye’de hayvanlar denilmeye başlandığı zaman herkesin ilk refleks olarak söylediği “ama ya insanlar?“ ya da “ nsanları hallettik de hayvanlarımız eksik kaldı “ gibi arabesk ve kısır döngülü bakış açısı.

    Halbuki çoğu kimse şunu bilmez ki bir ülkede gücünüzü kendinizden aciz , size muhtaç canlara ne kadar kendinizi kontrol edip kullanmazsanız ve o gücü ne kadar merhamet ve şefkat ile kullanırsanız uygarlık sınıfında o kadar öne geçmişsinizdir. Bugün hayvana kötü muamele eden , onu kendisine muhtaç bırakıp kafesler arkasına tıkıp ölüm ve işkence kampları vicdanlarımızın sorgulandığı yerler haline getirip arkasından da ama insanlar demek aslında kendi iç çelişkimizdir.

    Bugün hala bir bakımevine dönüşemeyen barınaklarımızda kendisini idame ettiremeyecek zavallı , kimsesiz , terkedilmiş , üç bacaklı , hasta hayvanların barınabileceği , veteriner hekimlerinin , teknisyenlerinin , gönüllülerin içeri girip sahiplendirme yapabileceği merkezler olması beklenmektedir. Çünkü o hayvanlar bize muhtaçtır. Evrensel hayvan hakları beyannamesi “ insan bilimi hayvanların da yararına olacak şekilde kullanmalı” der. Aslında bunu demesine bile gerek yoktur bu bir vicdani , ahlaki etik sorunudur.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ALMAM KURDU ve SEN BERBATTAN MESAJ VAR

    Veteriner hekimlerin olmadığı , asgari ilaçların bile bulunmadığı , kısırlaştırmaların gelişigüzel yapıldığı hatta gönüllülerin içeri alınmaması için “YASAH GARDAŞIM GİREMEN İÇERİ” dediği bu merkezler in aslında çok ciddi ödeneklere de ihtiyacı yoktur. Milyon dolarlarla oynayan belediyelerin gözden ırak olan gönülden de ırak olur dediği bu merkezlerde geçen haftaki afişlerimizde de belirttiğimiz üzere SEN BERBATLAR , ALMAM KURTLARI , DÖVDÜM RETREIVERLAR , BAHTIKARABAŞLAR , KÖRWEILLERLAR , ÜÇBACAK LABRODORLAR ve daha nice terkedilmişleri , şiddete biz insanoğlu yüzünden maruz kalmışlar vardır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    HayvanseÇer olup , canı sıkılınca bir mal gibi bu hayvanları “ nasıl olsa bakan birileri vardır “ diyip ormanlara ya da bu fayanstan , betondan , sıcak , çoğu zaman hastalıklı ortamlara terk edenler de en az belediyelerin gerekli ihtimamı göstermemesi kadar suçludur. Bu dünyada çok büyük mevkiler , paralar kazanmış yetki ve imza sahipleri bu sorumsuzluk ve vurdumduymazlığın hesabını mutlaka öte dünyada vereceklerdir.

    Petshopların her önüne gelen yerde açıldığı , yurda bavullar içinde kaçak girişlerin gümrüklerden halen sürdüğü , kısırlaştırma için samimi adımların atılmadığı , mahkemelerden tahliye kararı çıkan hayvanların evlerden uzaklaştırıldığı bu yerler inanın , o hayvanlar için değil , o hayvanları sevmeyen yüzbinler için yapılmıştır. İşçiler rahat temizlesin diye , toprak yerine fayans döşenmiştir , o zavallıcılar için.

    Karnelerin dağıtılmaya başlayacağı şu günlerde ödül olarak çocuklara petshoplardan alınacak bu gariplerin dünyasını anlatabilmek ve daha sonra barınaklara terk edilecek için daha kaç yazı yazılması , kaç afiş hazırlanması gereklidir ki!