hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Damla Doğan Damla Doğan

    Paris saldırıları Orta Doğu'da yeni işgaller için bahane mi?

    20.01.2015 Salı | 16:17Son Güncelleme:

    Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'ya yönelik saldırı terör değil de 'komplo' olabilir mi? Bu sayede bir ülkeye daha demokrasi götürmek isteyenler mi var? Ancak yaşayınca görebileceğiz...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Komplo teorilerini severim. Onun için her olaya farklı bir yönünden bakmaya çalışıyorum. Tam da Paris saldırılarının akabinde Yemen'deki gelişmeler de bu yüzden dikkatimi çekti.

    Dünya Paris'teki saldırıların şokunu atlatamadı

    Mizah dergisi Charlie Hebdo ve Yahudilere koşer gıda satan bir market... Sadece Fransa değil tüm dünya bu saldırılarla sarsıldı 2015'in ilk günlerinde. O saldırılarla ilgili ilk andan bu yana kafama takılan birçok soru işareti oldu. Mesela saldırıyı düzenleyen Kuaşi kardeşlerden biri kimliğini olay yerinde, diğeri kullandıkları araçta 'unutmuştu'. Market saldırganı Amedy Coulibaly ise Montrouge'da bir polis memurunu vurduktan sonra yüzündeki maskeyi bir kenara atmış, polis DNA'sından kimliğini şipşak tespit edip fotoğrafını basına yaymıştı. Saldırganlar polis tarafından aylardır korunan bir dergiyi kana bulamış, kapının önüne bıraktıkları araçlarına içeride geçirdikleri süre boyunca müdahale eden olmamıştı. Charlie Hebdo saldırısı ne kadar profesyonelce düzenlenmişse, bu 'kimlik' olayı da o kadar amatörceydi. Derginin o gün yazı işleri toplantısı olduğunu bilen, ellerinde isim listesiyle dergi basan iki terörist, saldırıya ceplerinde kimlikleriyle gitmişti.

    Hedefte Yemen El Kaidesi ve IŞİD var

    Hatırlarsınız 11 Eylül 2001'de ABD'deki saldırılarda da İkiz Kuleler çökmüş, yangın çıkmış ama saldırganların pasaportları o enkazda nasıl olduysa sağlam bulunmuştu. 11 Eylül saldırılarının Taliban'ı işaret etmesi ABD'nin Afganistan ve ardından da Irak'ı işgaline yol açmıştı. Ve tabii Orta Doğu'da tüm dengeleri değiştirecek yepyeni bir sürece…  Tabii tüm bunlar Paris saldırıları kimin ne işine yarayabilir diye düşünmeye itti herkesi. İddiaya göre saldırgan Kuaşi kardeşler hem Charlie Hebdo dergisindekilere hem de aracını gasp edip kaçtıkları kadına Yemen El Kaidesi'ne mensup olduklarını 'beyan' etmişlerdi. Coulibaly'nin ise IŞİD bayrağı önünde bağlılık yemini ettiği videosu vardı. Yani teoride iki rakip örgüt, Fransa'da eylem için işbirliğine gitmişti. Yani zaten savaşılan IŞİD bir kez daha kötülenirken, bir örgüt daha, Yemen El Kaidesi de, hedefe oturtulmuştu...

    Yemen darbeye gidiyor

    Neler olduğunu anlamaya çalışırken dün (19 Ocak'ta) kafaları karıştıran bir haber daha geldi. Bu kez Yemen'den... Şii Husi Ensarullah Hareketi mensupları devlet televizyonunu ele geçirmiş, ekranlardan ülke darbeye doğru gidiyor açıklaması yapılmıştı. Ajanslara yansıyanlara göre başkent San'a'da Sünni hükümetin kontrol ettiği hemen hemen hiçbir yer kalmamıştı. Ardından da Husilerin Başkanlık Sarayı'nı ele geçirdiği haberleri geldi. 2011'de Ali Abdullah Salih Arap Baharı ile koltuğunu bıraktığından bu yana ülkede istikrar yoktu zaten. Her gün patlama haberleri geliyordu. Hatta Eb'ad Araştırma Merkezi'nin geçen ayki bir raporu tüyler ürpertti. El Kaide ve Husilerin saldırılarında geçen yıl 7 bin 600 (yazıyla yedi bin altı yüz) kişi ölmüştü. Yani tüm bu koşullarda, bir ülkeye daha "demokrasi götürülebilirdi". Üstelik olası bir darbeyle de bu daha da meşrulaştırılabilirdi.  


    Yemen'deki istikrarsızlık El Kaide'ye yarıyor

    Bu istikrarsızlığın çözülmesi için de çok meşru bir neden vardı… Zira ülkeyi darbenin eşiğine getiren Sünni hükümet ve Şii Husilerin mezhep çatışmasının yarattığı istikrarsızlık El Kaide'ye yarıyor. El Kaide ile mücadele noktasında Yemen'in kritik bir rolü var. Yemen, Arap Yarımadası'ndaki El Kaide'nin merkezi konumunda... ABD zaten hemen her gün insansız hava araçlarıyla El Kaide hedeflerine saldırı düzenliyordu. Hatta yaşananlar için 'Obama'nın drone savaşı' yorumları yapılıyor. Bu konuda istatistik tutan New America Foundation'a göre ABD 11 Eylül'den bu yana Yemen'de 117 hava saldırısı düzenleyip çoğu militan 820-1082 kişiyi öldürdü. Ancak belli ki bu yeterli olmamıştı.

    İran ve Suudi Arabistan'ın güç yarışı var

    Yemen'in stratejik olarak da önemi büyük... Doğu Afrika kıyılarını kontrol etme şansına sahip… Petrol zengini Suudi Arabistan'a komşu... Onun güvenliğinin sağlanması için de önem taşıyor. Bu yüzden Suudiler, Sünni gruplara açıkça destek veriyor. Karşısında ise nüfusun yüzde 40-45'ini oluşturan Şii Zeydilere ve onların militan gücü Husilere destek olan İran var. Tüm Orta Doğu'da olduğu gibi bu nokta da güç yarışı sürüyor… Yemen'in bölgedeki boru hatları yüzünden de önemli büyük. Kızıldeniz, Aden Körfezi, Arap Denizi hatta Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı hattındaki enerji geçişinin kontrolü için stratejik bir konumu var.

    Gelin karar verelim. Olayları, gerçekleri ve gelişmeleri alt alta yazınca, komplo teorisi mi oluyor? Yoksa Yemen'e olası bir müdahaleye şaşıracak mıyız?