hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Emre Tilev Emre Tilev

    Çalma be kapı...

    06.01.2017 Cuma | 11:28Son Güncelleme:

    Bugün spor yazmayacağım, duygularım sporu, yaşananlar mesleğimin her anını insanlığımın gerisine attı. Affınız ile;

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ama önce bir çağrı, tüm Süper Lig takımları Antalya’da ve yabancı ülke futbol ekipleri gelmiyor. Neden terör. Şimdi benden bir çağrı. Antalya’da bir mini kupa yapılsın. Türk takımları Fenerbahçe-Galatasaray-Beşiktaş-Trabzonspor-Başakşehir ve Bursaspor 30 dakikalık maçlar yapsın. Yeni açılan Antalya stadı dolsun. İnadına maçlara koşalım, inadına sokağa çıkalım. İnadına hayata devam edelim…

    Bir öneri… 

    Bir kapı çalar,

    Bir ömür kanar…

    Dur diyemez yüreğin, açmak istemez kapıyı bedenin.

    Aralanan camdan bakmışsa gözlerin,

    Görmüşse askeri polisi bedenin,

    Hissetmişse yaşananları ruhun,

    Kaçmak ister adını bırakıp bütün vücudun.

    Bekliyorsa askerini ana,

    Bekliyorsa aşkını eşi,

    Bekliyorsa babasını minik yüzler,

    Korkar açamaz kapıyı o eller.

    İzmir…

    Öyle geldi kapıya amcalar, abiler…

    Bu korku başka korkuydu,

    Anneleri tembihlemiş,

    Babaları öğütlemişti,

    Bebelerine “Kapıyı açmayın kimseye” demişlerdi.

    Çalınan kapıda kıpır kıpır dolaştılar odaları…

    En büyüğü “sessiz olun” dedi,

    Erkek olan en küçük ben bakarım diye kükredi,

    Kapının öte yanına seslendi;

    “Kim O!”

    Sessizlin sesinde yutkundu ardındaki polis,

    Hemşire ağlamaklı,

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Doktor onca yaşananlar karşısında metanetini sürmüş yaşam süngüsüne…

    Ve seslenen  amcaya, ablaya inat, yankılandı bir ses duvarlarda.

    İzmir’den tüm ulusa,

    Gariban bir evden yükselen minik bir çığlıktı sadece.

    “Annem –Babam” dedi

    “Kimseye kapıyı açmayın”

    Dondu o an her yer,

    Kapıda Polis,

    Kapıda Hemşire,

    Kapıda Doktor.

    Bir yaş süzüldü Türkiye’min kalbine,

    Sessizce düşerken yere iki cümle duyuldu tüm kalplerde…

    Sonra dudaklarda hayat bulmaya çalıştı kelimeler;

    “Biz bir milletin evlatlarını sarmaya geldik, açınız çocuklar”

    Bir millet rahat uyusun, rahat soluk alsın ve ölmesin diye,

    Kahramanlık destanı yazan babanız,  FETHİ SEKİN için geldik diyemedi kimse…

    Sonra babasının polis kıyafetinde amcaları gören gözler usulca çevirdiler anahtarı,

    Bu kelen bir millet,

    Bu gelen bir vatan,

    Bu gelen bir ülkeydi..

    Kahramanı selamlamaya,

    Evlatlarını kucaklamaya,

    Onlara sarılmaya geliyordu.

    Suskunluk dillerde, düşlerde…

    Ama bedenler görünce kapıda  vücutları,

    Anlıyorlar hayatın acımasız yanını..

    Sonrası anlatılmaz ki…

    Dün kahraman Fethi,

    Öncesinde Halis, Ali…

    Bu ülkenin hepsi soluğu nefesi…

    Haykırırken susan bedenimin çığlığı kelimelere sıkıştı,

    Bir milletin gözyaşları sel oldu aktı,

    Öfkesinin önünde set olma artık hain,

    Yakacak ateşi seni yakındır yakın…