hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Erdem Aydın Erdem Aydın

    Nükleer müzakere uzatmalarında ikinci devre

    26.11.2014 Çarşamba | 16:18Son Güncelleme:

    Anlaşmanın süresinin dolmasına yakın elde edilen ivme cesaretlendirici olsa da özellikle Şubat’tan itibaren Kongre’nin daha fazla yaptırım taraftarı Cumhuriyetçilerin yönetimine geçecek olması ve Ruhani’ye karşı çatlak seslerin giderek yükselmesi endişe verici. Bu tablo, tarafların elini bu sefer gerçekten çabuk tutması gerektiğini öğütlüyor. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Uzatma kararını Tahran ve Washington nasıl gördü? 

    Nükleer müzakere uzatmalarında ikinci devre

    Bir süredir beklenen ancak zayıf bir anlaşma ümidiyle son güne kadar dillendirilmeyen gelişme sonunda kapıyı çaldı: Pazartesi günü (24 Kasım) İran ve Batı arasındaki nükleer müzakereler Temmuz ayından sonra ikinci kez, bu kez 7 aylık bir arayla 30 Haziran 2015’e uzadı. Aralık ayında tekrar masaya oturacak taraflar kapsamlı anlaşmanın genel hatlarıyla Mart ayında ortaya çıkmasını ümit ediyor. 

    Hem ABD Dışişleri Bakanı Kerry hem de İran Cumhurbaşkanı Ruhani kendi kamuoyularına müzakerelerin bu turunda önemli ilerleme sağlandığı mesajını verdi; ama kapsamlı bir anlaşma ne kadar uzarsa iki tarafın elinin de o kadar zayıfladığı bir gerçek. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hem Şubat'tan itibaren Cumhuriyetçiler'in kontrolüne fiilen girecek Kongre hem de İran Cumhurbaşkanı Ruhani'ye karşı rejimin katı muhafazakârlarının artan memnuniyetsizliği buna delil. 

    Rejime yakın iki gazetenin uzatma kararı ertesinde tercih ettikleri manşetler biraz bunu anlatıyor. Rehber Hamenei'nin sesi olarak bilinen Keyhan "Kethüda [ABD] güvenilir çıkmadı, yaptırımlar uzatıldı" derken Vatan-ı Emruz daha da ileri gitti, "Hiç!" manşeti ve boş bir sütunla çıktı.[1] 

    Genel olarak suç tahmin edileceği gibi Amerika'nın üzerine atılmış durumda. Amerika'nın bir anlaşmaya hazır olmadığı, "bahanecilik ve aşırı talepkarlıkla" nükleer dosyanın kapanmasına mani olduğu, çünkü İran'la başka hesaplarının olduğu yazılıyor. [2] Ama satır arasında 1 yılını dolduran Ruhani yönetimine de eleştiri var; varılan geçici anlaşmanın "muğlak ve kötü" olduğu, bu anlaşmayı devam ettirmenin Amerika için en iyi seçenek olduğu belirtiliyor. [3] 

    Rehber Hamenei’ye yakın isimlerin hedefinde de Obama vardı. İran’ın üst düzey siyasetçilerinden eski Devrim Muhafızı komutanı Muhsin Rızai yaptırımların kalkması için açık takvim vermeyen Obama’yı eleştirdi.[4] Meclis’teki şahin kanattan Alaaddin Bürucerdi de “İran, nükleer anlaşma olmadan taahhütlerine bağlı kalmayacak” mesajını iletti. [5] Şahin çıkışlarıyla bilinen Meclis Başkanı Ali Laricani de müzakere heyetine örtülü desteğini sürdürdü, anlaşmanın “karanlık noktaları” olduğunu, uzatılmasının “akıllıca” olduğunu söyledi.[6]  Uzatma kararını “Batılı devletler İran’a diz çöktüremedi” yorumuyla karşılayan Rehber Hamenei’nin müzakere heyetine desteğinde azalma olduğu takdirde bu isimlerin mevcut memnuniyetsizliklerini Ruhani yönetimine yöneltmesi işten değil. Tıpkı dolaylı olarak Ruhani yönetimini hedef alan Meclis Başkan Yardımcısı Ebuturabi Ferd gibi. “Geçen bir yılın gösterdiği şey, Amerika ve Batı’yla güç mevkiinden, güç diliyle konuşmak gerektiği”[7] yorumunu paylaştı, Ebuturabi Ferd. Mecliste halen sayıca çok olan eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad taraftarı bir milletvekili ise Ruhani’yi doğrudan hedef aldı. Ruhani’nin ümit ve iyimserlik anahtarının Amerika’nın kilidini açarken kırıldığı vurgusuyla.[8] 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Amerika’da da durum çok farklı sayılmaz. Nükleer anlaşmaya karşı mesafeli duruşuyla bilinen Wall Street Journal bu uzatmanın hem Demokrat hem de Cumhuriyetçiler tarafından dirençle karşılaşacağını yazarken, kongre üyelerinin Beyaz Saray'ın bir yılda elde edemediğini birkaç ay içinde nasıl elde edeceğini merak ettiğini belirtti.[9] Gazetenin yorumunda haksız olmadığı gelen ilk tepkilerden ortaya çıktı. Hem Cumhuriyetçiler hem Demokratlar uzatma kararına tepkiliydi. Cumhuriyetçi Senatör John McCain’in başını çektiği grup, uzatma kararından saatler sonra ek yaptırımların uygulanmasını ve nihai anlaşmanın Kongre’ye sunulması mecburiyetini önerdi.[10] Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi’nden Demokrat Adam Schiff de yaptığı açıklamada nihai anlaşma için bir çerçevenin bile ortaya çıkmadığını, bunun da İran’ın anlaşma için ödün vermeye hazır olduğu konusunda şüphe uyandırdığını söyledi.[11] Senato’nun Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Demokrat Robert Menendez de İran yaptırımlarını azaltan müzakere döngüsünün başarısız olduğunu söyledi.[12] Gözler Kerry'nin üzerinde; Dışişleri Bakanı büyük beklenti yarattığı gerekçesiyle hedefte. Artık hemen her kesim nükleer müzakerelerin Kerry'nin Dışişleri Bakanı olarak son ve en önemli sınavı olduğuna hemfikir. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Amerika'daki havayı yansıtırken Amerikan siyaseti ve kamuoyu üzerindeki etkisi tartışmasız olan İsrail cephesine hâkim olan duyguyu da paylaşmak gerek. O duygu, üst düzey bir yetkilinin ifadesiyle “rahatlama hissi”. İsrailli yetkiliden “Kötü bir anlaşmanın kapıda olduğuna dair endişe vardı” yorumu geldi. [13]  İsrailliler daha önceki uzatma kararında da benzer açıklamada bulunmuşlardı. İsrail'in muhafazakâr basını halen mevcut şartlarda bir anlaşmanın krizi devam ettireceğini, İsrail'i mantıklı tek çıkış yolu İran'a karşı askeri güç kullanmak olan bir yola sokabileceğini yazıyor.[14] 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Nükleer pazarlığın kilit noktaları: İran ve Batı arasındaki anlaşmazlık nerede?   

    Nükleer müzakere uzatmalarında ikinci devre

    Peki müzakereler neden ikinci kez uzatıldı? İran ve Batı arasındaki anlaşmazlık nereden kaynaklanıyor? Tahran'ın nükleer programda hangi aşamada olduğunu anlamak için Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun son raporlarına göz atmakta fayda var. 

    Kurumun Kasım başında yayınladığı rapor,[15] genel hatlarıyla İran'ın varılan geçici anlaşmaya uyduğunu gösteriyor. Anlaşmanın uzatıldığı saatlerde Reuters'ın ele geçirdiği  -ama henüz yayınlanmayan- yeni raporun da gösterdiği bu.[16] Mevcut anlaşmazlığın en can alıcı noktası İran’ın uranyum stoğu ve zenginleştirme kapasitesi. 

    7 Kasım tarihli rapora göre İran'ın nükleer silah yapımında kullanılabileceği iddia edilen yüzde 20 oranında uranyum zenginleştirme programı askıda. Ülke var olan tüm stoğunu da eritmiş veya dönüştürmüş durumda. 

    İran, anlaşmanın izin verdiği şekilde Netenz ve Fordo'daki iki tesiste yüzde 5 oranında uranyum zenginleştirmeye devam ediyor. Kasım başında 8390 kilograma çıkan stok, anlaşmada öngörülen limiti aşmış, kafalarda soru işareti yaratmıştı. Pazartesi sızan yeni rapor, İran'ın bu stoğu bin kilogram azalttığını gösteriyor.  

    Düşük yoğunluktaki bu uranyum stoğu taraflar arasındaki en büyük açmazlardan biri. İran bu uranyumu nükleer yakıt için zenginleştirdiğini belirtirken, Batı yüzde 90 oranında işlendiği takdirde, bu düşük yoğunlukta uranyumun da nükleer silah yapımında kullanılabileceğini öne sürüyor. 

    Burada iki hafta önce İran'la 2 reaktör inşası konusunda anlaşma sağlayan Rusya'nın arabuluculuğu önemli. Müzakerede görevli yetkililere göre İran'ın bu stoğu Rusya'ya göndermesi gündemde. Rusya'nın uranyum stoğunu ülkenin güneyindeki Buşehr'deki reaktörde nükleer yakıta çevrilmesinde aracı rol üstlenmesi olası. İran Dışişleri'nden her ne kadar bu konuyla ilgili teyit gelmese de, reddetmemeleri önemli. 

    Mevcut stok gibi zenginleştirme kapasitesi de iki taraf arasında kalıcı anlaşma önündeki engellerden biri. Müzakerelerde Amerika’dan sonra en büyük muhalefeti yapan ülkelerden Fransa’nın Dışişleri Bakanı Fabius, bu son turda İran’ın uranyum zenginleştirme kapasitesini sınırlama alanında ilerleme kaydettiklerini belirtti. O kapasitenin en önemli bileşenlerinden biri santrifüjler. Gaz halindeki uranyum bu santrifüjlerde işlem görerek nükleer yakıt olarak kullanılan haline bürünüyor. İran’ın 19 bin santrifüjlük kapasitesi, Batı’nın endişesinin ana kaynaklarından. İran halihazırda bu kapasitesinin yarısını kullanıyor. Müzakerelerde 4 bin ila 8 bin arasında bir uzlaşı rakamından bahsediliyor. Fabius’un bahsettiği ilerleme bu sayıya ilişkin olabilir. Ama uzmanlar meselenin teknikten öte sembolik hale geldiğini düşünüyor. Ruhani’nin uzatma kararını yorumlarken sarf ettiği “santrifüjler asla durmayacak” sözü bu konunun İran için de ne kadar merkezde olduğuna başka bir delil.

    Diğer sıcak noktalar nükleer silah yapımına gidebilecek diğer yol plütonyum üretimi ve İran’ın teftişe izin vermediği noktalar. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu raporuna göre plütonyum üretme potansiyelindeki ülkenin merkezindeki Arak Ağır Su Reaktörü'ne ek parça veya reaktör inşası yok. Hatta müzakerelerden sızan Batı'nın artık Arak'ın kapatılması yönündeki ısrarından vazgeçtiği yönünde.[17] 

    Kuruma göre İran’ın deklare ettiği tesislerindeki faaliyette sorun yok ancak İran'ın listelenmeyen nükleer üretimini denetleyemediği için bütün programın barışçıl olduğunu halen teyit edemiyor. Bu tesislerin başında Perçin Askeri Üssü geliyor. İran buranın askeri üs olduğunu söyleyerek teftişe izin vermezken Batı, buranın nükleer deneylerde kullanıldığını iddia ederek 2005'ten beri teftiş edilmeyen yerin müfettişlere açılması gerektiğini belirtiyor. 

    Uzatma sonrası tarafları ne bekliyor? Rusya ve Çin'in bu denklemdeki rolü ne? 

    Uzatma, 24 Kasım 2013 tarihli Cenevre Anlaşması’nın mevcut şekliyle devam etmesi demek. Yani İran nükleer programını sınırlandırmayı sürdürecek, karşılığında yaptırımlarda sınırlı iyileşme devam edecek, en önemlisi de aylık 700 milyon dolar olmak üzere 5 milyar dolarlık petrol gelirine kavuşacak. 

    Sürenin dolmasına yakın elde edilen ivme cesaretlendirici olsa da özellikle Şubat’tan itibaren Kongre’nin daha fazla yaptırım taraftarı Cumhuriyetçilerin yönetimine geçecek olması ve Ruhani’ye karşı çatlak seslerin giderek yükselmesi endişe verici. Bu tablo, tarafların elini bu sefer gerçekten çabuk tutması gerektiğini öğütlüyor. 

    Bu esnada oyunu değiştirebilecek iki aktör de sırada bekliyor. Bu noktada sorulacak soru Rusya ve Çin’in yaptırımları mevcut haliyle devam ettirmeye ne kadar istekli olduğu. Gözden kaçtı belki ama anlaşma süresinin uzatılmaya karar verildiği Pazartesi günü Rusya ve Çin’den önemli iki hamle geldi. İran-Çin Ticaret Odası Başkanı, İran’ın Çin bankalarında petrol satışından elde ettiği ama bloke edilen 22 milyar dolarına karşılık Çin'in İran’da 40-50 milyar dolarlık yatırım kararı aldığını açıkladı. Rusya'nın İran'ın nükleer programına yaptığı yatırım da malum. Ülkenin güneyindeki Buşehr Nükleer Santrali, Rus yapımı. İki hafta önce toplam 8'e çıkabilecek şekilde burada 2 yeni reaktör inşası için imza attı iki ülke. Rus lider Putin, uzatma kararı ertesinde Ruhani’yi arayıp yaptırımların hafifletilmesine aracı olacağını söyledi. O esnada da Moskova’da Rus-İran Stratejik İşbirliği toplantısı bitmek üzereydi.     

    Mevcut sürünceme, İran’ı Rusya ve Çin’in kucağına itmeye devam ediyor. Bu da özellikle Ukrayna'da Rusya ile Soğuk Savaş'tan bu yana en büyük restleşmeyi yaşayan Batı için diğer bir endişe kaynağı olabilir. Özellikle Rusya'nın yaptırımları delme olasılığının bulunduğu bir senaryo, başta Amerika olmak üzere Batı için kâbusla eşdeğer. 

    Sonuç olarak anlaşma süresinin uzatılması, bir “hiç” elde edildiğini göstermiyor; yıllar süren güvensizlik ortamı düşünüldüğünde 1 sene boyunca müzakere masasında kalınması bile başarı olarak addedilebilir. Gelinen mesafe önemli ama bu mesafe kısa sürede somutlaşmadığı takdirde iki tarafta palazlanmaya başlayan çatlak sesler süreci çalabilir. Dolayısıyla tarafların anlaşma için bunun ikinci ve son uzatma devresiymiş gibi çaba göstermesi şart.

    [1] Bkz. Fotoğraf 1.

    [2] "Kethüda kabil-i itimad nebud, tahrimha temdid şod" Keyhan Gazetesi, 24/11/14.

    [3] İran’ın ılımlı/reformcu diyebileceğimiz basını ise temkinli iyimserlik mesajı verdi. İtimad “Diplomasiye uzatma” manşetiyle çıkarken, Arman gelişmeyi “7 günlük müzakere/7 aylık uzatma”, Şark ve Aftab da “Ümide uzatma” şeklinde gördü.

    [4] “İran bedun-e tevafuk-e hestei be taahhüdateş pa-i bend nemimaned”, Alaaddin Bürucerdi, irdiplomacy.ir, 25/11/14.

    [5] http://isna.ir/fa/news/93090302030/-اوباما-سنگی-در-چاه-انداخته-که-باید-خودش

    [6] http://en.mehrnews.com/detail/News/104809

    [7] http://www.reuters.com/article/2014/11/25/us-iran-nuclear-rouhani-idUSKCN0J91L920141125?feedType=RSS&feedName=topNews

    [8] Hamid Resai’nin sözleri için: http://www.reuters.com/article/2014/11/25/us-iran-nuclear-rouhani-idUSKCN0J91L920141125

    [9] http://online.wsj.com/articles/iran-nuclear-talks-likely-to-close-without-result-1416830109

    [10] http://www.reuters.com/article/2014/11/24/us-iran-nuclear-usa-congress-idUSKCN0J81S820141124

    [11] http://thehill.com/policy/defense/225319-democrat-serious-doubts-that-iran-is-willing-to-deal

    [12] http://www.cnsnews.com/news/article/patrick-goodenough/after-iran-nuclear-talks-extended-lawmakers-split-over-new-tougher

    [13] http://www.washingtonpost.com/world/middle_east/israel-greets-extension-of-iran-nuclear-talks-with-relief/2014/11/24/8a4ba206-73e6-11e4-a5b2-e1217af6b33d_story.html

    [14] http://www.jpost.com/International/Exclusive-Cornered-but-unbound-by-nuclear-pact-Israel-reconsiders-military-action-against-Iran-382541?utm_source=twitterfeed&utm_medium=twitter

    [15] http://www.iaea.org/sites/default/files/gov2014-58.pdf

    [16] http://www.reuters.com/article/2014/11/24/us-iran-nuclear-iaea-idUSKCN0J81A620141124

    [17] http://online.wsj.com/articles/u-k-foreign-secretary-says-there-is-potential-for-flexibility-in-iran-nuclear-talks-1416575085