Merkezi olan hemen her yerde görürsünüz o jeneratörleri... Örneğin Irak'ın başkenti Bağdat'ın merkezindeki Kerrada caddesinde birçok dükkanın önünde görürdük. Türk gazeteciler olarak tek başımıza çıkmazdık. Her zaman yanı başımızda bir Iraklı arkadaşımız olurdu, ne olur ne olmaz... Bağdat'ın o kasvetli, zor ve gerçekdışı günlerinde en sevdiğimiz şeylerden biri; karışık meyve suyu içmekti. Muz, portakal, elma, ananas, nar vs... Meyve suları, meyvesine göre, bardağın içinde kat kat olurdu. Karışınca da güzel olurdu, karışmayınca da... Elektrik önemliydi, soğuk olması için... Ancak gerçeküstü Irak hayatında yaşananlar bazen anlam içinde anlamsızlık taşıyabilirdi. Kerrada Caddesi'nde gittiğimiz, meyve suyu satan dükkan, bir anda bombalandı. Dükkan önüne konulan bombalı araç infilak ettirilmiş, dükkan kullanılamaz hale gelmişti. Sebebi neydi? Tamamen Iraklılardan duyduklarımızı ileteceğim. 2006'da etkili olan Irak El Kaidesi'nden "donmuş ya da buzlu içecekler, ehli sünnete uygun değil" fetvası verilmişti. Bu yüzden dondurma ve meyve suyu satan yerler hedef alınıyordu. Elektrik yoktu, olduğu zamanlarda da akıl kalmamıştı.
Savaşın hedeflerinden biri her zaman enerji hatları olurdu. Irak'ın başkenti Bağdat'ta o dönemde yaklaşık 8 saat elektrikler olmazdı. Kent karanlığa gömülürdü. Gazetecilerin bulunduğu mekanlarda, jeneratör gürültüsü her yeri kaplardı. İsrail daha önce, Gazze'deki elektrik santralini hedef almazdı, son savaşta orası da yerle bir oldu. Gazze halkını elektriksiz bıraktı. Bugün de Suriye'de aynı görüntü var. Türkiye'de bir gün boyunca elektriksiz kaldı, ABD'nin başkenti Washington da... Gündem değişti, istifa çağrıları geldi. Düşünün savaştasınız, kurşunlar, bombalar, rastgele bir hayat ve çoğunlukla elektrik yok. Savaşta her anlamıyla karanlıktasınız, anlamı bu!...
Merkezi olan hemen her yerde görürsünüz o jeneratörleri... Örneğin Irak'ın başkenti Bağdat'ın merkezindeki Kerrada caddesinde birçok dükkanın önünde görürdük. Türk gazeteciler olarak tek başımıza çıkmazdık. Her zaman yanı başımızda bir Iraklı arkadaşımız olurdu, ne olur ne olmaz... Bağdat'ın o kasvetli, zor ve gerçekdışı günlerinde en sevdiğimiz şeylerden biri; karışık meyve suyu içmekti. Muz, portakal, elma, ananas, nar vs... Meyve suları, meyvesine göre, bardağın içinde kat kat olurdu. Karışınca da güzel olurdu, karışmayınca da... Elektrik önemliydi, soğuk olması için... Ancak gerçeküstü Irak hayatında yaşananlar bazen anlam içinde anlamsızlık taşıyabilirdi. Kerrada Caddesi'nde gittiğimiz, meyve suyu satan dükkan, bir anda bombalandı. Dükkan önüne konulan bombalı araç infilak ettirilmiş, dükkan kullanılamaz hale gelmişti. Sebebi neydi? Tamamen Iraklılardan duyduklarımızı ileteceğim. 2006'da etkili olan Irak El Kaidesi'nden "donmuş ya da buzlu içecekler, ehli sünnete uygun değil" fetvası verilmişti. Bu yüzden dondurma ve meyve suyu satan yerler hedef alınıyordu. Elektrik yoktu, olduğu zamanlarda da akıl kalmamıştı.
Savaşın hedeflerinden biri her zaman enerji hatları olurdu. Irak'ın başkenti Bağdat'ta o dönemde yaklaşık 8 saat elektrikler olmazdı. Kent karanlığa gömülürdü. Gazetecilerin bulunduğu mekanlarda, jeneratör gürültüsü her yeri kaplardı. İsrail daha önce, Gazze'deki elektrik santralini hedef almazdı, son savaşta orası da yerle bir oldu. Gazze halkını elektriksiz bıraktı. Bugün de Suriye'de aynı görüntü var. Türkiye'de bir gün boyunca elektriksiz kaldı, ABD'nin başkenti Washington da... Gündem değişti, istifa çağrıları geldi. Düşünün savaştasınız, kurşunlar, bombalar, rastgele bir hayat ve çoğunlukla elektrik yok. Savaşta her anlamıyla karanlıktasınız, anlamı bu!...