hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Metin Güneş Metin Güneş

    Kobani ikiyüzlülüğü

    16.10.2014 Perşembe | 09:27Son Güncelleme:

    Dünya ve Türk medyası, Türkiye-Suriye sınırından futbol maçı izler gibi savaş izliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cepheden 3-4 km uzaklıktaki bir tepeden, Türk askeri ve tanklarına sırtını dayayan medya, koalisyon güçlerinin hava saldırılarını, patlamaları ekranlara taşırken bir yandan da Batılı ülkeleri ve Türkiye'yi Kobani'deki çatışmalara seyirci kalmakla suçluyor.

    Batı ve Türk medyasındaki kimi yazarlar Kobani'de bir insanlık trajedisi yaşandığını savunup, PYD'nin barbar IŞİD karşısında destan yazdığına dair ağıtlar yakıyor.

    Son bir yıl içersinde IŞİD'in Suriye'de kaç köy, kaç kasaba ve kaç kent ele geçirdiğini bilen var mı? Yüzlerce...

    Pekala, hangisi medyadan Kobani'nin gördüğü kadar ilgi gördü? Hiçbiri.

    Evet, Kobani önemli bir kasabadır. Tam sınırda olduğu için düşmesi halinde Türkiye, barbar IŞİD'la komşu olacaktır.

    Ama IŞİD, 911 km uzunluğundaki Türkiye-Suriye sınırı boyunca ele geçirdiği bölgelerde zaten Türkiye ile komşu olmuş bulunuyor. Geçtiğimiz yıldan beri Türkiye üzerinden silah ve petrol kaçırıyorlardı. Militanları Türkiye'yi yol geçen hanına çevirdi. İstedikleri zaman giriyor, istedikleri zaman çıkıyorlardı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Batı medyasında bazı yazarlar, Kobani'nin düşmesinin, ABD öncülüğündeki koalisyonun IŞİD'e karşı hava saldırılarının başarısızlığı anlamına geleceğini savunuyor. Oysaki ABD, Kobani'yi kurtarmak gibi bir amacı olmadığını söylüyor.

    IŞİD, Türkiye tarafında konuşlanmış dünya medyasının gözleri önünde ilerleyişini sürdürüyor. Her gün, "ha düştü, ha düşecek" diye haberler duyuyoruz. Medya sayesinde sıcak çatışma görüntülerini, koalisyon güçlerine ait uçakların kaç bomba bıraktığını, ama buna rağmen IŞİD'in falanca gün kaç metre daha ilerlediğine dair heberler sayesinde Kobani'deki hiçbir gelişmeyi kaçırmıyoruz.

    Türkiye'den Kobani'ye bakan bir tepeye konuşlanmış olan uluslararası haber ajansları, CNN, BBC ve dünyanın önde gelen diğer haber kurumları, güvenli bir mesafeden savaşı adeta yaşatıyor izleyiciye.

    IŞİD, o kara bayrağını kameraların zum menziline girebilecek mesafede bir yere diktiğinde, dünya medyası sürekli ekranlarda kullanabilecek bir malzeme yakalayarak IŞİD'in profosyonelce yürüttüğü propoganda savaşındaki rolünün hakkını verdi.

    İşte dünya medyasının konuşlandığı bu güvenli tepeye bazı gazeteciler tarafından "utanç tepesi" adı vermiş. Niye utanç tepesiymiş? Bu tepeden Kobani'yi seyreden Türkiye ve Batılı ülkelerin sadece izlemekle yetinip kasabanın düşmesine izin verdikleri için.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Oysa bizce "Utanç tepesi" Batılı ülkelerin ve medyasının ikiyüzlülüğünü gözler önüne serdiği için bu ismi hak ediyor.  Bu tepede bir ikiyüzlülük destanı yazılmakta. Şimdi soruyoruz; acaba Kobani şöyle 25 km daha içerde olsaydı Batı ve Türk medyası yine aynı ilgiyi gösterecek miydi?

    Yezidilerin yardıma ihtiyacı olunca dünya ayağa kalktı, Kobani tehlikeye girince "vicdanlı" yazarlarımız destanlar yazdı. Suriye'de ya da Irak'ta başka kent, kasaba yok mu? Örneğin, 25 bin nüfuslu Türkmen kasabası Amerli'nin adını kaç kişi duydu?

    Amerli aylardır IŞİD'e karşı direndi, hala da direnmeye devam ediyor. Hani nerde kaleminden kan damlayan yazarlar, gazeteciler?

    Amerli hastanesinin doktoru Haldun Mahmut, Der Spiegel dergisine "Hergün yüz yaralı geliyor. Hergün ağır top ateşi altındayız. Yaralılardan bazılarının durumu ağır, bacaklar kesiliyor, başından yara alanlar var. Ama benim ciddi bir tedavi yapabilmek için elimde malzemem yok. Hastalarımdan bazılarını Bağdat'ta tedavi edilsin diye helikopterle yolladım ama yolda öldüler" diyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Amerli, geçtiğimiz haftalarda ABD uçaklarının IŞİD mevzilerini bombalaması sayesinde biraz nefes alabildi. Aylarca süren bu acımasız kuşatma ve insanlık trajedisi kimin umurunda oldu?
    Türk askerinin korumasındaki "utanç tepesinden" Kobani'yi seyreden "vicdanlı" medya, Amerli'nin adını duymuş mudur dersiniz?

    Kobani bir ikiyüzlülük sembolü haline geldi artık. Medyası ve politikalarıyla Batılı ülkelerin ikiyüzlülüğüdür bu.

    IŞİD mevizlerine saldıran koalisyon güçlerinin hangi ülkelerden oluştuğunu duymuşsunuzdur. ABD dışında Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan da IŞİD'i bombalıyor. Daha birkaç hafta öncesine kadar CIA, IŞİD ile ilgili bir raporunda  örgütün baş finansörünün işte bu iki ülke olduğunu haber verdi.

    Sadece geçtiğimiz Ağustos ayının ilk iki haftasında Suudilerin kafasını kestiği insan sayısı, IŞİD'in kafa kesme videolarının toplamından daha fazla.

    Elbette ki bu IŞİD'in barbarca, insanlık dışı uygulamaları için mazeret değil. Burada amaç savaşın toz ve dumanına boğulduğumuz, her kafadan bir sesin çıktığı şu günlerde gerçekleri de hatırlamaktır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Geçtiğimiz Cumartesi günü ABD Dışişleri Bakanlığı IŞİD'in 1,500 kadın ve genç kızı kaçırdığına dair ellerinde veri bulunduğunu açıkladı. Suriye'deki muahlif gruplardan Suriye Ulusal Konseyi, Esad'a bağlı milislerin şimdiye dek 7,500 kadına tecavüz ettiğini ileri sürmüştü.

    Kimin daha kötü olduğuna dair bir karşılaştırma değil bu. Ama şimdi tam önümüzde bir savaş oluyor diye aynı coğrafyada yaşanan diğer insanlık trajedilerini unutmaya teşne olduğumuz şu günlerde, hatırlamakta ve hatırlatmakta yarar var.

    Salih Müslim'den Kobani mesajı: Çok yakında müjdeyi vereceğiz